English | Turkish | |
---|---|---|
General | ||
General | the inside track n. | bir yarışmada diğerlerine göre avantaj sağlayan pozisyon |
English | Turkish | |
---|---|---|
General | ||
General | have the inside track v. | yarış alanının en iç kısmına yakın olmak |
General | have the inside track v. | daha elverişli durumda olmak |
Idioms | ||
Idioms | have the inside track v. | daha avantajlı olmak |
Idioms | get the inside track v. | kaleyi içinden fethetmek |
Idioms | give (one) the inside track v. | (birine) (bir şeye/birine) karşı avantaj sağlamak |
Idioms | give (one) the inside track v. | (birine) (bir şeye/birine) karşı üstünlük vermek |
Idioms | give (one) the inside track v. | (birine) kaleyi içten fethetme şansı vermek |
Idioms | give (one) the inside track v. | (birini) avantajlı konuma getirmek |
Idioms | give (one) the inside track v. | (birine) içerden bilgi vermek |