Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
witness
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Meanings of
"witness"
in Turkish English Dictionary : 61 result(s)
Category
English
Turkish
Common Usage
1
Common Usage
witness
n.
tanık
2
Common Usage
witness
n.
şahit
3
Common Usage
witness
n.
tanıklık
4
Common Usage
witness
v.
şahit olmak
5
Common Usage
witness
v.
şahitlik etmek
6
Common Usage
witness
v.
tanık olmak
General
7
General
witness
n.
olay mahallinde bulunan
8
General
witness
n.
delil
9
General
witness
n.
tanık
10
General
witness
n.
uzman
11
General
witness
n.
tanıklık
12
General
witness
n.
tanıt
13
General
witness
n.
hüccet
14
General
witness
n.
şahitlik
15
General
witness
n.
bilirkişi
16
General
witness
n.
şahit
17
General
witness
n.
kanıt
18
General
witness
v.
şahitlik etmek
19
General
witness
v.
onaylamak
20
General
witness
v.
bizzat görmek
21
General
witness
v.
görmek
22
General
witness
v.
tanıklık yapmak
23
General
witness
v.
gözüyle görmek
24
General
witness
v.
sahne olmak
25
General
witness
v.
şahit olmak
26
General
witness
v.
tanıklık etmek
27
General
witness
v.
-e şahit olmak
28
General
witness
v.
-e tanık olmak
29
General
witness
v.
şahadet etmek
30
General
witness
v.
göstermek
31
General
witness
v.
kanıtlamak
32
General
witness
v.
tanık olmak
33
General
witness
v.
kişisel dini bir beyana şahit olmak
34
General
witness
v.
(birine) vaaz vermek
35
General
witness
v.
(biri) adına vaaz vermek
36
General
witness
v.
yaşamak
37
General
witness
adj.
tanığa ait
38
General
witness
adj.
tanıkla ilgili
39
General
witness
adj.
tanığın kullandığı
40
General
witness
adj.
şahide ait
41
General
witness
adj.
şahitle ilgili
42
General
witness
adj.
şahidin kullandığı
43
General
witness
adj.
işaret görevi gören
44
General
witness
adj.
ölçümde referans noktası görevi gören
Trade/Economic
45
Trade/Economic
witness
n.
şahit
Law
46
Law
witness
n.
şahit
47
Law
witness
n.
tanık
48
Law
witness
n.
peşin hükümlü kimse
49
Law
witness
n.
önyargılı kimse
50
Law
witness
v.
şahadet etmek
51
Law
witness
v.
tanıklık etmek
Technical
52
Technical
witness
v.
tanık olmak
Religious
53
Religious
witness
n.
dini inancını alenen belirten kimse
54
Religious
witness
n.
yehova şahitlerinin üyesi
55
Religious
witness
n.
bir gerçeğin şahidi olarak gösterilen kimse
56
Religious
witness
n.
kefil olarak gösterilen kimse
57
Religious
witness
n.
hareketleriyle veya sözleriyle isa'ya ve hristiyan inancına sadakatini belirten kimse
58
Religious
witness
n.
dini inancı söz veya davranışla alenen beyan etme
59
Religious
witness
v.
bir kimsenin dini inançlarına tanıklık etmek
60
Religious
witness
v.
yaşadığı dini deneyimleri başkalarına (sözleriyle veya hareketleriyle) anlatmak
Ottoman Turkish
61
Ottoman Turkish
witness
n.
burhan
Meanings of
"witness"
with other terms in English Turkish Dictionary : 261 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
witness box
n.
tanık kürsüsü
2
General
witness stand
n.
mahkemede tanığın ifade verdiği yer
3
General
witness stand
n.
tanık kürsüsü
4
General
call the witness
n.
tanığı çağırmak
5
General
expert witness
n.
bilir kişi
6
General
call the witness
n.
tanık çağırmak
7
General
eye witness
n.
görgü tanığı
8
General
key witness
n.
en önemli tanık
9
General
eye-witness testimonies
n.
görgü şahidi ifadeleri
10
General
eye-witness
n.
görgü şahidi
11
General
witness acknowledgement
n.
tanık beyanı
12
General
witness acknowledgement
n.
tanık ikrarı
13
General
witness acknowledgement
n.
tanığın ifadesi
14
General
mute witness
n.
sessiz tanık
15
General
eye witness reports
n.
tanık ifadeleri
16
General
anonymous witness
n.
gizli tanık
17
General
secret witness
n.
gizli tanık
18
General
testimony of the witness
n.
tanığın ifadesi
19
General
witness sample
n.
şahit numune
20
General
false witness
n.
yalancı şahit
21
General
eye-witness
n.
görgü tanığı
22
General
auricular witness
n.
kulak şahidi
23
General
bear witness to an age
v.
bir çağa tanıklık etmek
24
General
take the witness stand
v.
tanıklık etmek üzere tanık kürsüsüne çıkmak
25
General
be a witness to
v.
bir şeyin delili olmak
26
General
bear witness to an age
v.
bir çağa tanıklık yapmak
27
General
act as a witness
v.
tanıklık etmek
28
General
bear witness
v.
şahitlik etmek
29
General
be a witness to
v.
bir şeye delalet etmek
30
General
bear witness to
v.
bir şeye delalet etmek
31
General
be a witness to
v.
bir şeye şahitlik etmek
32
General
act as a witness
v.
şahitlik etmek
33
General
be a witness to
v.
bir şeyin kanıtı olmak
34
General
bear witness to
v.
tanıklık etmek
35
General
be a witness to
v.
bir şeye işaret etmek
36
General
be a witness to
v.
tanık olmak
37
General
bear witness
v.
tanıklık etmek
38
General
bear witness (to an age)
v.
tanıklık etmek (bir çağa vb)
39
General
bear witness
v.
tanık olmak
40
General
be a witness to (something)
v.
tanıklık etmek (bir şeye)
41
General
interview the witness
v.
şahit dinlemek
42
General
produce a witness
v.
şahit göstermek
43
General
be a witness to
v.
-e tanıklık etmek
44
General
be a witness to
v.
-e şahitlik etmek
45
General
call the witness to testify
v.
tanıklığa davet etmek
46
General
witness the signature
v.
imzaya tanıklık etmek
47
General
witness the signing of
v.
imzaya tanıklık etmek
48
General
witness one's mother's death
v.
annesinin ölümüne tanık olmak
49
General
witness one's father's death
v.
babasının ölümüne tanık olmak
50
General
witness an autopsy
v.
bir otopsiye tanık olmak
51
General
witness a murder
v.
bir cinayete tanık olmak
52
General
witness the murder
v.
cinayete tanık olmak
53
General
witness the murder
v.
cinayete tanıklık etmek
54
General
have a witness
v.
bir tanığı olmak
55
General
bear false witness against someone
v.
yalancı şahitlik etmek
56
General
go into witness protection
v.
tanık koruma programına girmek
57
General
witness a crime
v.
suça tanık olmak
58
General
witness a crime
v.
suça tanıklık etmek
59
General
witness a crime
v.
suça şahit olmak
60
General
witness a crime
v.
suça şahitlik etmek
61
General
witness the crime
v.
suça şahit olmak
62
General
witness [obsolete]
v.
(bir şeyi) davranışlarıyla ortaya koymak
63
General
witness [obsolete]
v.
(bir şeyi) davranışlarıyla kanıtlamak
64
General
hear the witness
v.
şahit dinlemek
65
General
with a witness
adv.
etkili bir şekilde
66
General
with a witness
adv.
çabayla
67
General
with a witness
adv.
büyük ölçüde
68
General
wit (witness)
abrev.
tanık
69
General
wit (witness)
abrev.
şahit
Phrasals
70
Phrasals
witness for someone
v.
biri için tanıklık etmek
71
Phrasals
witness for someone
v.
biri için şahitlik etmek
72
Phrasals
witness for (someone or something)
v.
(biri/bir grup) için mahkemede tanıklık/şahitlik etmek
73
Phrasals
witness for (someone or something)
v.
(bir tanrı/din) adına vaaz vermek
74
Phrasals
witness to
v.
-e tanıklık/şahitlik etmek
75
Phrasals
witness to
v.
'-e tanık/şahit olmak
Phrases
76
Phrases
in witness whereof
expr.
bu belgeye şahadeten
77
Phrases
in witness whereof
expr.
bu belgenin kanıtı olarak
78
Phrases
in witness whereof i have hereunto set my hand affixed my seal this
expr.
imzam ve mührüm buna tanıktır
79
Phrases
in witness whereof i set my hand and affix my seal
expr.
imzam ve mührüm buna tanıktır
80
Phrases
witness my hand and my seal
expr.
imzam ve mührüm buna tanıktır
81
Phrases
in witness whereof
expr.
keyfiyeti tevsiken
82
Phrases
in witness whereof
expr.
tasdiken
83
Phrases
in witness whereof
expr.
yukarıdaki hükümlerin kanıtı olmak üzere
Colloquial
84
Colloquial
god as my witness
expr.
tanrı şahidim olsun
Idioms
85
Idioms
give witness to (something)
v.
varlığı/olması (bir şeyin) kanıtı/işareti olmak
86
Idioms
give witness to (something)
v.
varlığı/olması/bulunması (bir şeyi) kanıtlamak
87
Idioms
bear witness to something
v.
bir şeye tanıklık etmek
88
Idioms
witness to something
v.
bir şeye tanıklık/şahitlik etmek
89
Idioms
witness to something
v.
bir şeye tanık/şahit olmak
90
Idioms
be witness to something
v.
bir şeye tanıklık etmek
91
Idioms
be witness to something
v.
bir şeye tanık olmak
92
Idioms
be witness to something
v.
bir şeye şahit olmak
93
Idioms
be (a) witness to (something)
v.
(bir şeye) tanık olmak
94
Idioms
be (a) witness to (something)
v.
(bir şeye) şahit olmak
95
Idioms
be (a) witness to (something)
v.
(bir şeyin) kanıtı olmak
96
Idioms
be (a) witness to (something)
v.
(bir şeyin) göstergesi olmak
97
Idioms
bear witness to (something)
v.
(bir şeyi) desteklemek
98
Idioms
bear witness to (something)
v.
(bir şeyin) kanıtı olmak
99
Idioms
bear witness to (something)
v.
(bir şeyin) ispatı olmak
100
Idioms
bear witness (to something)
v.
(bir şeyin) kanıtı olmak
101
Idioms
bear witness (to something)
v.
(bir şeyin) ispatı olmak
102
Idioms
bear witness (to something)
v.
(bir şeyin) göstergesi olmak
103
Idioms
give witness (to something)
v.
(bir şeyin) kanıtı olmak
104
Idioms
give witness (to something)
v.
(bir şeyin) ispatı olmak
105
Idioms
give witness (to something)
v.
(bir şeyin) göstergesi olmak
106
Idioms
lead a witness
v.
tanığı yönlendirmek
107
Idioms
lead a witness
v.
tanığa yönlendirici bir soru yöneltmek
108
Idioms
lead a witness
v.
tanığa cevabı belli bir soru sormak
109
Idioms
lead a witness
v.
tanıktan belli bir cevabı almak için düzenlenmiş bir soru sormak
110
Idioms
lead a witness
v.
tanığa belirli bir cevaba yönelten soru sormak
111
Idioms
lead a witness
v.
tanığa cevabı yönlendiren soru sormak
112
Idioms
lead the witness
v.
tanığı yönlendirmek
113
Idioms
lead the witness
v.
tanığa yönlendirici bir soru yöneltmek
114
Idioms
lead the witness
v.
tanığa cevabı belli bir soru sormak
115
Idioms
lead the witness
v.
tanıktan belli bir cevabı almak için düzenlenmiş bir soru sormak
116
Idioms
lead the witness
v.
tanığa belirli bir cevaba yönelten soru sormak
117
Idioms
lead the witness
v.
tanığa cevabı yönlendiren soru sormak
118
Idioms
on the witness stand
expr.
tanık kürsüsünde
Speaking
119
Speaking
may god be my witness
expr.
allah şahidim olsun
120
Speaking
may god be my witness
expr.
tanrı şahidim olsun
121
Speaking
may god be my witness
expr.
tanrı şahidimdir
Trade/Economic
122
Trade/Economic
expert witness report
n.
bilirkişi raporu
123
Trade/Economic
ear-witness
n.
sadece başkalarından işittiğini aktaran tanık
124
Trade/Economic
witness audits
n.
şahitlik denetimleri
125
Trade/Economic
witness audit
n.
şahit denetim
126
Trade/Economic
witness duty leave
n.
tanık görevi izni
127
Trade/Economic
in witness whereof
expr.
işbu keyfiyeti teyiden
128
Trade/Economic
in witness thereof
expr.
-e şehadeten
129
Trade/Economic
in witness thereof
expr.
-in kanıtı olarak
Law
130
Law
alibi witness
n.
sanığın mazeret sunarken dayandığı tanık
131
Law
adverse witness
n.
aleyhte tanık
132
Law
adverse witness
n.
aykırı tanıklık
133
Law
material witness
n.
baş tanık
134
Law
recall of witness
n.
bir tanığın yeniden mahkemeye çağrılması
135
Law
adverse witness
n.
bir davada karşı tarafa yardımcı olan kanıt sunan tanık
136
Law
hostile witness
n.
bir davada karşı tarafa yardımcı olan kanıt sunan tanık
137
Law
impeachment of a witness
n.
bir tanığın taraf tuttuğu, taraflardan birine düşmanlığı, davada kişisel ilişkisi veya kötü şöhret sahibi olması nedeniyle ifadesinin gerçeğe aykırı olduğunu iddia etme
138
Law
prime witness
n.
birinci görgü tanığı
139
Law
expert witness system
n.
bilirkişilik sistemi
140
Law
expert-witness
n.
bilirkişi tanık
141
Law
attesting witness
n.
bir belgenin doğruluğunu ve varlığını ispat için düzenleyenin isteğiyle o belgeye imza koyan tanık
142
Law
expert witness
n.
bilirkişi
143
Law
murder witness
n.
cinayet tanığı
144
Law
murder witness
n.
cinayet şahidi
145
Law
witness for the plaintiff
n.
davacı tanığı
146
Law
disinterested witness
n.
dava taraflarıyla ilişkisi olmayan ve bu sebeple tanıklığa engel durumu bulunmayan kimse
147
Law
material witness
n.
davanın gidişatını etkileyecek bilgilere sahip tanık
148
Law
prosecuting witness
n.
davada tanık durumunda bulunan kimse
149
Law
defaulting witness
n.
duruşmaya gelmeyen tanık
150
Law
expert witness
n.
ehlivukuf
151
Law
material witness
n.
esas tanık
152
Law
principal witness
n.
esas tanık
153
Law
credible witness
n.
güvenilir şahit
154
Law
eye witness
n.
görgü şahidi
155
Law
eye witness
n.
görgü tanığı
156
Law
witness for the prosecution
n.
iddia şahidi
157
Law
witness tampering
n.
ifadesini değiştirmesi için tanığı korkutma/tehdit etme
158
Law
character witness
n.
karakter/kişilik tanığı
159
Law
witness for the prosecution
n.
kamu şahidi
160
Law
adverse witness
n.
karşı tanıklık
161
Law
adverse witness
n.
karşıt tanık
162
Law
witness evidence
n.
kişisel kanıt
163
Law
witness against himself
n.
kendi aleyhine tanıklık
164
Law
witness box
n.
mahkemede tanıkların oturduğu yer
165
Law
material witness
n.
maddi tanık
166
Law
material witness
n.
maddi tanıklık
167
Law
commission to examine witness
n.
mahkemenin yetki alanı dışındaki şahitlerin istinabe aracılığıyla ifadesini alan komisyon
168
Law
local expert-witness
n.
mahalli bilirkişi
169
Law
hostile witness
n.
muhasım tanık
170
Law
adverse witness
n.
mukabil tanık
171
Law
witness for the defense
n.
müdafaa şahidi
172
Law
hostile witness
n.
mügayir tanık
173
Law
adverse witness
n.
mügayir tanık
174
Law
marriage witness
n.
nikah şahidi
175
Law
material witness
n.
önemli tanık
176
Law
witness for the prosecution
n.
sanık aleyhine tanıklık eden kimse
177
Law
witness for the defence
n.
sanık lehine tanıklık eden kimse
178
Law
witness for the prosecution
n.
savcının gösterdiği tanık
179
Law
witness for the defense
n.
savunma tanığı
180
Law
examination of witness
n.
şahidin sorguya çekilmesi
181
Law
examination of witness
n.
şahidin dinlenmesi
182
Law
witness assessment
n.
şahit değerlendirmesi
183
Law
witness stand
n.
şahit kürsüsü
184
Law
witness testimony
n.
şahit ifadesi
185
Law
eye witness
n.
şahsen gördüğü konularda tanıklık eden tanık
186
Law
reimbursement of witness
n.
şahide ödenecek tazminat ve masraflar
187
Law
attesting witness
n.
tasdik eden şahit
188
Law
examination of witness
n.
tanığın dinlenmesi
189
Law
witness refreshing memory
n.
tanığın hafızasını tazeleme hakkı
190
Law
non-party witness
n.
tarafsız tanık
191
Law
witness acknowledgement
n.
tanık ifadesi
192
Law
witness statement
n.
tanığın ifadesi
193
Law
witness box
n.
tanık kürsüsü
194
Law
witness protection program
n.
tanık koruma programı
195
Law
competency of witness
n.
tanığın yetkinliği
196
Law
hearing of witness
n.
tanığın dinlenmesi
197
Law
bias of witness
n.
tanık tarafgirliği
198
Law
impeachment of witness
n.
tanığın tarafgirliği
199
Law
zealous witness
n.
tarafgir şahit
200
Law
bias of witness
n.
tanığın taraf tutması
201
Law
witness protection department
n.
tanık koruma dairesi
202
Law
witness protection act
n.
tanık koruma kanunu
203
Law
instructing witness
n.
tanığa söylenecek şeyler
204
Law
witness intimidation
n.
tanığa tehdit
205
Law
witness acknowledgement
n.
tanık beyanı
206
Law
summoning witness
n.
tanığın çağrılması
207
Law
competency of witness
n.
tanıklık yetkinliği
208
Law
witness statement
n.
tanık beyanı
209
Law
witness acknowledgement
n.
tanığın ifadesi
210
Law
call to witness
n.
tanık dinletme hakkı
211
Law
witness box
n.
tanık yeri
212
Law
failure of witness to appear
n.
tanığın çağrıya uymaması
213
Law
witness statement
n.
tanık ifadesi
214
Law
prosecuting witness
n.
tanık olarak dinlenen şahit
215
Law
consequences of failure of witness to appear
n.
tanığın çağrıya uymamasının neticeleri
216
Law
examination of witness
n.
tanığın sorguya çekilmesi
217
Law
witness intimidation
n.
tanığın tehdit edilmesi
218
Law
witness stand
n.
tanık kürsüsü
219
Law
competency witness
n.
tanıklık ehliyeti
220
Law
impeachment of witness
n.
verdiği ifadeyi baz olarak tanığı itham etme
221
Law
bearing false witness
n.
yalan yere yemin
222
Law
false witness
n.
yalancı tanık
223
Law
attesting witness
n.
yemin eden şahit
224
Law
witness' affidavit
n.
yeminli tanık beyanı
225
Law
false witness
n.
yalan yere yemin eden
226
Law
witness' sworn statement
n.
yeminli tanık beyanı
227
Law
bearing false witness
n.
yalancı şahitlik
228
Law
bearing false witness
n.
yalan beyan
229
Law
false witness
n.
yalancı şahit
230
Law
hostile witness
n.
zıt şahit
231
Law
star witness
n.
bir duruşmadaki en önemli veya asıl tanık
232
Law
lay witness
n.
bilirkişi olmayan görgü tanığı
233
Law
hostile witness
n.
karşı tarafın tanığı
234
Law
hear a witness
v.
şahit dinlemek
235
Law
hear the witness
v.
şahidi dinlemek
236
Law
hear a witness
v.
şahidi dinlemek
237
Law
call witness
v.
tanıklık için davet etmek
238
Law
bring a witness to court
v.
tanık çağırmak
239
Law
summon a witness to court
v.
tanık çağırmak
240
Law
call witness
v.
tanık olarak çağırmak
241
Law
hear a witness
v.
tanığın ifadesini almak
242
Law
produce a witness
v.
tanık göstermek
243
Law
hear a witness
v.
tanığı dinlemek
244
Law
call to witness
v.
tanıklığa davet etmek
245
Law
take the stand as a witness
v.
tanıklık etmek
246
Law
hear the witness
v.
tanık dinlemek
247
Law
hear the witness testimony
v.
tanık ifadesi dinlemek
248
Law
hear the witness
v.
tanığı dinlemek
249
Law
in witness whereof
expr.
tasdiken
250
Law
in witness whereof
expr.
yukarıdaki hususlar muvacehesinde
Politics
251
Politics
expert witness
n.
bilirkişi
Institutes
252
Institutes
board of witness protection
n.
tanık koruma kurulu
253
Institutes
board of witness protection
n.
tanık koruma kurulu
Technical
254
Technical
witness points
n.
röper noktaları
Construction
255
Construction
expert witness
n.
kadastro bilirkişisi
Automotive
256
Automotive
witness mark
n.
röper noktası
257
Automotive
witness marks
n.
tanık işaretleri
Psychology
258
Psychology
inner witness
n.
içsel tanık
Religious
259
Religious
witness [obsolete]
n.
sponsor
260
Religious
witness [obsolete]
n.
vaftiz ebeveyni
Military
261
Military
witness plate
n.
balistik test numunesine paralel yönde arka kısma konulan plaka
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of witness
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy