Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
yolculuk
Meanings of
"yolculuk"
in English Turkish Dictionary : 36 result(s)
Category
Turkish
English
Common Usage
1
Common Usage
yolculuk
trip
n.
2
Common Usage
yolculuk
travel
n.
3
Common Usage
yolculuk
journey
n.
4
Common Usage
yolculuk
voyage
n.
5
Common Usage
yolculuk
travelling
n.
6
Common Usage
yolculuk
traveling
n.
General
7
General
yolculuk
cruising
n.
8
General
yolculuk
expedition
n.
9
General
yolculuk
headway
n.
10
General
yolculuk
passage
n.
11
General
yolculuk
trek
n.
12
General
yolculuk
peregrination
n.
13
General
yolculuk
excursion
n.
14
General
yolculuk
journey
n.
15
General
yolculuk
travelling
n.
16
General
yolculuk
traveling
n.
17
General
yolculuk
raik
n.
18
General
yolculuk
trabbel [dialect]
n.
19
General
yolculuk
traivel [scottish]
n.
20
General
yolculuk
viage
n.
21
General
yolculuk
broad [dialect]
n.
22
General
yolculuk
gang [scotland]
n.
23
General
yolculuk
locomotion
n.
24
General
yolculuk
cursus [rare]
n.
25
General
yolculuk
gate [scotland]
n.
26
General
yolculuk
outroad [obsolete]
n.
27
General
yolculuk
shipping [obsolete]
n.
Colloquial
28
Colloquial
yolculuk
cruisin
n.
Tourism
29
Tourism
yolculuk
travelling
n.
30
Tourism
yolculuk
traveling
n.
Technical
31
Technical
yolculuk
voyage
n.
32
Technical
yolculuk
journey
n.
Aeronautic
33
Aeronautic
yolculuk
cruise
n.
Abbreviation
34
Abbreviation
yolculuk
trav
n.
Archaic
35
Archaic
yolculuk
gait [scotland]
n.
36
Archaic
yolculuk
diet
n.
Meanings of
"yolculuk"
with other terms in English Turkish Dictionary : 264 result(s)
Category
Turkish
English
Common Usage
1
Common Usage
yolculuk etmek
travel
v.
General
2
General
kısa yolculuk
excursion
n.
3
General
uzun yolculuk (özel bir amaçla yapılan)
expedition
n.
4
General
uzayda yolculuk bilimi
astronautics
n.
5
General
yolculuk etme
peregrination
n.
6
General
uzun ve zorlu bir yolculuk
trek
n.
7
General
yolculuk (uçak, gemi)
passage
n.
8
General
yolculuk ücreti
fares
n.
9
General
ücretsiz yolculuk yapabilmek umuduyla bir taşıta binip saklanan kimse
stowaway
n.
10
General
biletsiz yolculuk
ticketless travel
n.
11
General
gezegenlerarası yolculuk
interplanetary voyages
n.
12
General
yolculuk yiyecekleri
equipage
n.
13
General
yolculuk etme
trekking
n.
14
General
saklanarak kaçak yolculuk yapan kimse
stowaway
n.
15
General
gemi ile yolculuk
sailing
n.
16
General
yolculuk tutkusu
wanderlust
n.
17
General
yolculuk eden kimse
voyager
n.
18
General
bisikletle yolculuk yapanlara tahsis edilmiş yol
cycle route
n.
19
General
ülkeler veya şehirler arasında yapılan uzun yolculuk
journey
n.
20
General
tarihsel olarak çeşitli noktalar arasında tarifeye göre yolculuk yapan büyükçe at arabası
stagecoach
n.
21
General
gemi ile yolculuk
sail
n.
22
General
aktarmasız biletin fiyatını kırmak için çok sektörlü bir yolculuk için ayrı biletlerin basılması
split ticketing
n.
23
General
uzayda yolculuk ilmi
astronautics
n.
24
General
kısa yolculuk
evagation
n.
25
General
doküman vb taşıyan kuryenin yaptığı yolculuk
courier flight
n.
26
General
bekleme (uçak otobüs gemi veya trenle yolculuk ederken bir yerde)
layover
n.
27
General
kısa yolculuk
trip
n.
28
General
atla yapılan yolculuk
ride
n.
29
General
yolculuk programı
itinerary
n.
30
General
yurtdışına yolculuk
foreign voyage
n.
31
General
son yolculuk
final journey
n.
32
General
astral yolculuk
astral travel
n.
33
General
astral yolculuk
astral projection
n.
34
General
astral yolculuk
astral journey
n.
35
General
lüks mavi yolculuk gemisi
cruise liner
n.
36
General
yolculuk planı
itinerary
n.
37
General
yolculuk el kitabı
itinerary
n.
38
General
gemiyle yolculuk
cruise
n.
39
General
yolculuk (at/bisiklet/araba ile)
ride
n.
40
General
yolculuk yapma
travelling
n.
41
General
kutsal yolculuk
religious journey
n.
42
General
kutsal yolculuk
pilgrimage
n.
43
General
zamanda yolculuk
travel in time
n.
44
General
zamanda yolculuk
journey through time
n.
45
General
zamanda yolculuk
time travel
n.
46
General
umuda yolculuk
journey to hope
n.
47
General
otostopla yolculuk etme
hitch hike
n.
48
General
entelektüel veya spiritüel yolculuk/arayış
odyssey
n.
49
General
yolculuk parası ve uçak bileti
travel cash and airline ticket
n.
50
General
sonsuz yolculuk
never-ending journey
n.
51
General
sonsuz yolculuk
a journey without end
n.
52
General
sonsuz yolculuk
endless journey
n.
53
General
sonsuz yolculuk
eternal journey
n.
54
General
yolculuk rehberi
baedeker
n.
55
General
yolculuk yapma
traveling
n.
56
General
yolculuk günü
day of travel
n.
57
General
huzura yolculuk
journey to peace
n.
58
General
evden işe işten eve günlük yapılan yolculuk
daily commute
n.
59
General
son yolculuk (cenaze merasimi)
last respect
n.
60
General
içsel yolculuk
inner journey
n.
61
General
yorucu yolculuk
tiring journey
n.
62
General
zamanda yolculuk
travelling through time
n.
63
General
katır üzerinde yapılan yolculuk
mule ride
n.
64
General
iç yolculuk
inner trip
n.
65
General
uzun heyecan verici yolculuk/seyahat
odyssey
n.
66
General
kutsal topraklara yolculuk
journey to the holy land
n.
67
General
altın veya köle bulmak amacıyla çıkılan yolculuk
bandeira
n.
68
General
paylaşımlı yolculuk
ride-hailing
n.
69
General
paylaşımlı yolculuk
ride-hailing
n.
70
General
bisiklet arkasında yolculuk
backie
n.
71
General
at üstünde yolculuk
train [obsolete]
n.
72
General
uzun yolculuk
trounce [dialect]
n.
73
General
iyi bir yolculuk
a good trip
n.
74
General
özel yolculuk
special journey
n.
75
General
uzun veya maceralı yolculuk
safari
n.
76
General
yer altı dünyasına yolculuk etme
katabasis
n.
77
General
ülkenin iç kısımlarından kıyı kesimine yolculuk etme
katabasis
n.
78
General
kısa yolculuk
jolly [uk]
n.
79
General
kısa yolculuk
jump
n.
80
General
kıyıda veya gözden uzak bir yerde birkaç gün süren kısa bir yolculuk şeklindeki parti
marooning party
n.
81
General
kısa yolculuk
whirl
n.
82
General
anılara yolculuk
memory lane
n.
83
General
saman vagonunda yapılan yolculuk
hayride [us]
n.
84
General
büyük bir grubun düşmanca çevreden kaçtığı yolculuk
hejira
n.
85
General
özellikle istenmeyen veya tehlikeli bir ortamdan kaçma amacıyla yapılan yolculuk
hijra
n.
86
General
arzu edilen bir varış noktasına gitme amacıyla yapılan yolculuk
hijra
n.
87
General
özellikle istenmeyen veya tehlikeli bir ortamdan kaçma amacıyla yapılan yolculuk
hijrah
n.
88
General
arzu edilen bir varış noktasına gitme amacıyla yapılan yolculuk
hijrah
n.
89
General
araç ile yolculuk yapmak
rider
n.
90
General
yolculuk paylaşımı
ridesharing [us]
n.
91
General
müreffeh yolculuk
godspeed
n.
92
General
at sırtında yolculuk
road [obsolete]
n.
93
General
yolculuk mesafesi
run
n.
94
General
araç sürerek yapılan kısa yolculuk
drive
n.
95
General
yolculuk için atıştırmalıklar
padkos [south africa]
n.
96
General
kısa yolculuk
sashay
n.
97
General
kısa yolculuk
outlope
n.
98
General
kısa yolculuk
outroad [obsolete]
n.
99
General
(birini) yolculuk için hazırlama
outsetting
n.
100
General
zahmetli yolculuk
schlep
n.
101
General
zahmetli yolculuk
schlepp
n.
102
General
zahmetli yolculuk
shlep
n.
103
General
çetin yolculuk
shlep
n.
104
General
Sonraki yolculuk
next trip
n.
105
General
heyecanlı yolculuk
a wild ride
n.
106
General
(amaca giden) yolculuk
path
n.
107
General
kaçamak yolculuk
sortie
n.
108
General
(arabayla, bisikletle) yolculuk
ride
n.
109
General
yolculuk etmek
travel
v.
110
General
yolculuk yapmak
journey
v.
111
General
yolculuk etmek
voyage
v.
112
General
yolculuk etmek
peregrinate
v.
113
General
yolculuk etmek
make a voyage
v.
114
General
jetle yolculuk yapmak
jet
v.
115
General
yolculuk etmek
traffic
v.
116
General
kaçak yolculuk yapmak
stow away
v.
117
General
yolculuk etmek
take a journey
v.
118
General
yolculuk etmek
itinerate
v.
119
General
yolculuk etmek
travel by
v.
120
General
yolculuk etmek
travel along with
v.
121
General
yolculuk etmek
take a trip
v.
122
General
yat ile yolculuk etmek
yacht
v.
123
General
sürmek (iş/yolculuk vb belirli bir zaman)
take
v.
124
General
yolculuk etmek
journey
v.
125
General
yolculuk etmek
ride
v.
126
General
tekerlekli bir vasıtayla yolculuk yapmak
awheel
v.
127
General
yolculuk yapmak
take a journey
v.
128
General
saman vagonunda yolculuk etmek
hayride
v.
129
General
yolculuk yapmak
take a ride
v.
130
General
yolculuk yapmak
make an expedition
v.
131
General
yolculuk yapmak
get over
v.
132
General
molasız yolculuk yapmak
travel through
v.
133
General
yolculuk yapmak
make a journey
v.
134
General
yolculuk etmek
fare
v.
135
General
yolculuk yapmak
travel
v.
136
General
(bir yolculuk vb) bir yerde bitmek
end up at something
v.
137
General
zamanda yolculuk etmek
travel through time
v.
138
General
zamanda yolculuk etmek
travel through time
v.
139
General
yolculuk etmek
tote [dialect]
v.
140
General
yolculuk etmek
trek
v.
141
General
(yolculuk sırasında) (ata/ineğe/köpeğe) su vermek
bait
v.
142
General
(yolculuk sırasında) konaklamak
bait
v.
143
General
(yolculuk esnasında) yemek ve su molası vermek
bait
v.
144
General
kamyonet ile yolculuk etmek
van
v.
145
General
engebeli arazide yolculuk etmek
off-road
v.
146
General
uçakla yolculuk yapmak
plane
v.
147
General
yolculuk yapmak
fettle [dialect] [uk]
v.
148
General
yolculuk yapılabilecek
excursionary
adj.
149
General
yaya yolculuk eden
wayfaring
adj.
150
General
yolculuk eden
wayfaring
adj.
151
General
yolculuk halinde
travelling
adj.
152
General
yolculuk halinde
traveling
adj.
153
General
gece vakti yolculuk yapan
nightfaring
adj.
154
General
gece vakti yolculuk yapan
night-faring
adj.
155
General
uzaklara yolculuk yapmamış
untraveled
adj.
156
General
yolculuk yapılmamış
untraversed
adj.
157
General
birinci sınıf yolculuk ile ilgili
first-class
adj.
158
General
yolculuk halinde
on the wing
adv.
159
General
kısa yolculuk
ex (excursion)
abrev.
160
General
kısa yolculuk
exc (excursion)
abrev.
Phrasals
161
Phrasals
bir şeye (seyahat/yolculuk) başlamak
launch out on
v.
162
Phrasals
zamanda ileriye/geleceğe doğru gitmek/yolculuk yapmak (kitap, tv programı, film)
flash forward
v.
163
Phrasals
(bir şey) yoluyla yolculuk etmek
travel by (something)
v.
164
Phrasals
(gece/gündüz) seyahat/yolculuk etmek
travel by (something)
v.
Phrases
165
Phrases
dışarıya yolculuk sırasında
on the voyage out
expr.
Colloquial
166
Colloquial
ilk yolculuk
maiden voyage
n.
167
Colloquial
yolculuk giderleri
travel expenses
n.
168
Colloquial
uzun süre hareketsiz yolculuk etmekten kaynaklı derin toplardamar pıhtılaşması
economy class syndrome
n.
169
Colloquial
sabit hızla yolculuk
cruisin
n.
170
Colloquial
otostopla yolculuk
hitch
n.
171
Colloquial
yolculuk esnasında
on your way
expr.
172
Colloquial
yolculuk esnasında
on the way
expr.
173
Colloquial
yolculuk esnasında
on its way
expr.
Idioms
174
Idioms
yolculuk yapan evanjelist vaizin izlediği güzergah ya da yol
the sawdust circuit [dated]
n.
175
Idioms
son yolculuk
celestial transfer
n.
176
Idioms
anılara yolculuk
a trip down memory lane
n.
177
Idioms
çok kısa yolculuk
a sabbath day's journey
n.
178
Idioms
sonsuzluğa yolculuk
the eternal checkout
n.
179
Idioms
son yolculuk
the eternal checkout
n.
180
Idioms
eski günlere/anılara yolculuk
down memory lane
expr.
181
Idioms
(yolculuk/seyahat) kendi planlayarak
under your own steam
expr.
Speaking
182
Speaking
yolculuk nereye?
where are you heading?
expr.
183
Speaking
yolculuk nasıl geçti?
how was the trip?
expr.
184
Speaking
yolculuk nereye?
where are you headed?
expr.
185
Speaking
yolculuk nasıldı
how was the trip
expr.
186
Speaking
yolculuk nasıl geçiyor?
how is your journey going?
expr.
187
Speaking
yolculuk nasıl gidiyor?
how is your journey going?
expr.
Trade/Economic
188
Trade/Economic
gemiyle yolculuk
sailing
n.
189
Trade/Economic
yolculuk üzerine carter
voyage charter
n.
190
Trade/Economic
yolculuk ücreti
passage money
n.
191
Trade/Economic
yolculuk navlunu
voyage freight
n.
192
Trade/Economic
yurt dışına yolculuk
foreign travel
n.
193
Trade/Economic
yurt dışına yapılan yolculuk
overseas journey
n.
194
Trade/Economic
yolculuk sigortası
voyage insurance
n.
195
Trade/Economic
yurt dışı yolculuk
overseas travel
n.
196
Trade/Economic
yolculuk için verilen güvenli geçiş izni
safe conduct
n.
Tourism
197
Tourism
birden çok münferit ayağı olan yolculuk
multi-sector
n.
198
Tourism
götürü yolculuk
inclusive travel
n.
199
Tourism
iki nokta arasında yolculuk yapmaya uygun tarife
through fare
n.
200
Tourism
kalkış noktasından varış noktasına kadar durulmayan yolculuk
nonstop
n.
201
Tourism
kalkış noktasından varış noktasına kadar durulmayan yolculuk
non-stop
n.
202
Tourism
mavi yolculuk
blue cruise
n.
203
Tourism
mavi yolculuk
blue voyage
n.
204
Tourism
yolculuk esnasındaki hareket kaynaklı mide bulantısı
travel sickness
n.
205
Tourism
akşam yeniden kentsel alana dönülen yolculuk
reverse commute
n.
Technical
206
Technical
bölgeler arası yolculuk
inter-zone trip
n.
207
Technical
yolculuk hızı
journey speed
n.
208
Technical
yolculuk süresi
journey time
n.
209
Technical
ülkenin bir ucundan diğerine at sırtında yapılan yolculuk
wild-goose chase [obsolete]
n.
210
Technical
sinyal yolculuk süresi
round-trip light time
n.
211
Technical
yolculuk yapmak
travel
v.
212
Technical
sinyal yolculuk süresi
rtlt (round-trip light time)
abrev.
Computer
213
Computer
uzayda yolculuk
flying through space
n.
214
Computer
yolculuk bip
travel beep
n.
215
Computer
yolculuk taşı
travel move
n.
216
Computer
yolculuk ışın
travel beam
expr.
217
Computer
yolculuk bekle
travel wait
expr.
218
Computer
yolculuk meşgul
travel busy
expr.
Automotive
219
Automotive
sabit hızla yolculuk
cruising
n.
220
Automotive
yolculuk talebi yönetimi
travel demand management
n.
221
Automotive
yolculuk planlayıcı
journey planner
n.
222
Automotive
yolculuk öncesi bilgilendirme
pre-trip travel information
n.
223
Automotive
genellikle arka kapısı ve dört yolculuk oturma yeri bulunan, eskiden taksi olarak kullanılmış hafif bir taşıt
minibus
n.
224
Automotive
araçla yolculuk yapmak
ride
v.
Transportation
225
Transportation
faydacıl yolculuk (yürüyüş veya bisiklete binme)
utilitarian travel
n.
226
Transportation
keyfekeder yolculuk
discretionary travel
n.
227
Transportation
zorunlu yolculuk
non-discretionary travel
n.
228
Transportation
arka koltukta yolculuk eden kimse
pillion
n.
229
Transportation
arka koltukta yolculuk eden kimse
pillion passenger
n.
230
Transportation
günübirlik yolculuk yapılan araba
parlor car
n.
231
Transportation
günübirlik yolculuk yapılan araba
parlour car
n.
232
Transportation
yolculuk iki saat sürmektedir
the journey takes two hours
expr.
233
Transportation
yolculuk iki saat sürüyor
the trip takes two hours
expr.
Traffic
234
Traffic
yolculuk paylaşımı
carpool
n.
235
Traffic
yolculuk paylaşımı
carpooling
n.
Railway
236
Railway
demiryoluyla yolculuk yapma
rail travel
n.
237
Railway
indirimli yolculuk
excursion
n.
Aeronautic
238
Aeronautic
kapıdan kapıya yolculuk süresi
door to door journey time
n.
239
Aeronautic
mevsimlik bilet alarak her gün aynı noktalar arasında yolculuk yapan kimse
commuter
n.
240
Aeronautic
önceden yolculuk alım tarifesi
apex
n.
241
Aeronautic
iki kabin memuru arasında anlaşmalı yolculuk değişikliği
trip trade
n.
Marine
242
Marine
gemi kıçının en gerisinde bulunan kamaralarda yapılan yolculuk
steerage
n.
243
Marine
gemiye monteli yolculuk veri kaydetme cihazı
shipborne voyage data recorder
n.
244
Marine
özellikle denizde yapılan yolculuk
voyage
n.
245
Marine
yolculuk üzerine çarter
trip charter
n.
246
Marine
gemi ile yolculuk etmek
ship
v.
247
Marine
yolculuk sırasında
en route
adv.
Psychology
248
Psychology
araçla yolculuk etme tutkusu
amaxomania
n.
249
Psychology
yolculuk endişesi/kaygısı
travel anxiety
n.
Astronomy
250
Astronomy
asteroit kuşağının dışına yolculuk yapmış ilk uzay sondası
pioneer 10
n.
251
Astronomy
ışığın dünya ve gök cismi arasındaki yolculuk süresi
owlt
n.
Literature
252
Literature
dünyanın merkezine yolculuk
journey to the center of the earth
n.
Cinema
253
Cinema
doctor who'da zaman makinesi ile uzay-zamanda yolculuk yapabilme olanağı sağlayan ortam
time vortex
n.
254
Cinema
filmsel zamanda geriye değil ileriye yapılan yolculuk
flash-forward
n.
255
Cinema
filmsel zamanda geriye değil ileriye yapılan yolculuk
flash-ahead
n.
256
Cinema
filmsel zamanda geriye değil ileriye yapılan yolculuk
flashforward
n.
257
Cinema
filmsel zamanda geriye değil ileriye yapılan yolculuk
prolepsis
n.
258
Cinema
(bilimkurguda) zamanda yolculuk sonucu ortaya çıkan varsayımsal sebep-sonuç tutarsızlığı
paradox
n.
Archaic
259
Archaic
eziyetli yolculuk
jaunt
n.
260
Archaic
yorucu yolculuk
jaunt
n.
261
Archaic
kısa yolculuk
diet
n.
262
Archaic
uzayan yolculuk
stretch
n.
263
Archaic
yolculuk etmek
wag
v.
Slang
264
Slang
rahatsız yolculuk
kidney-buster
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of yolculuk
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy