| 1 |
a good deal |
çok |
adv. |
|
- I think that a good deal more must be done in that regard.
- Bu konuda daha çok şey yapılması gerektiğini düşünüyorum.
- There is still a good deal to do where these are concerned.
- Bu konuda hala yapılması gereken çok şey var.
- A good deal has been done; a good deal more can be done.
- Çok şey yapıldı; çok daha fazlası da yapılabilir.
- The railways can still learn a good deal from them.
- Demir yolları hala onlardan çok şey öğrenebilir.
- He looks a good deal better today.
- Bugün çok daha iyi görünüyor.
- He reads a good deal.
- Çok okuyor.
- Mayuko reads a good deal.
- Mayuko çok okuyor.
- Mayuko reads a good deal.
- Mayuko, çok okur.
- He looks a good deal better today.
- O, bugün çok daha iyi görünüyor.
- Tom reads a good deal.
- Tom çok okur.
- It snowed a good deal last night.
- Dün gece çok kar yağdı.
- He feels a good deal better than yesterday.
- Düne göre çok daha iyi hissediyor.
- Tom made a good deal of money.
- Tom çok para kazandı.
- Tom is a good deal older than Mary.
- Tom Mary'den çok daha yaşlı.
- We spent a good deal of money on the project.
- Proje için çok para harcadık.
- They spent a good deal of money on the project.
- Projeye çok para harcadılar.
- They drink a good deal of tea in England.
- İngiltere'de çok fazla çay içilir.
- She spent a good deal of money on her vacation.
- O, tatiline çok para harcadı.
- He reads a good deal.
- O oldukça çok okur.
- She spent a good deal of money on her vacation.
- Tatili için çok para harcadı.
- I've learned a good deal from you.
- Senden çok şey öğrendim.
- We learn a good deal at school.
- Okulda çok şey öğreniyoruz.
- He feels a good deal better than yesterday.
- Dünden çok daha iyi hissediyor.
Show More (20)
|
| 2 |
a good deal |
epey |
adj. |
|
- We spent a good deal of money on the project.
- Projeye epey para harcadık.
- The gambler lost a good deal of money.
- Kumarbaz epey para kaybetti.
- He has a good deal of intelligence for a child.
- Bir çocuk için epeyce bir zekaya sahip.
- We had a good deal of rain last summer.
- Geçen yaz epeyce yağmur yağdı.
- We had a good deal of snow last winter.
- Geçen kış epeyce kar yağdı.
Show More (2)
|
| 3 |
a good deal |
pek çok |
adv. |
|
- There is of course a good deal more underlying this summit.
- Elbette bu zirvenin altında yatan daha pek çok şey var.
Show More (-2)
|
