|
- My wife sometimes forgets she is not a space alien.
- Eşim bazen kendisinin uzaylı olmadığını unutuyor.
- And we brought back a sample of the alien additive for analysis.
- Ve uzaylı katkı maddesinin bir örneğini analiz için buraya getirdik.
- It's hard to keep these aliens straight without a scorecard.
- Bu uzaylıları bir puan kartı olmadan kontrol etmek zor.
- My wife sometimes forgets she is not a space alien.
- Karım bazen bir uzaylı olmadığını unutuyor.
- That's probably why the Alien didn't kill these four people on the monitor.
- Uzaylı'nın monitördeki bu dört kişiyi öldürmemesinin nedeni de muhtemelen budur.
- And we brought back a sample of the alien additive for analysis.
- Ve analiz etmek için uzaylı katkı maddesinin bir örneğini alıp getirdik.
- And we brought back a sample of the alien additive for analysis.
- Ve analiz edilmesi için uzaylı katkı maddesinin bir örneğini getirdik.
- That's probably why the Alien didn't kill these four people on the monitor.
- Muhtemelen uzaylının monitördeki bu dört kişiyi öldürmemesinin nedeni budur.
- My wife sometimes forgets she is not a space alien.
- Eşim bazen bir uzaylı olmadığı gerçeğini unutuyor.
- Some believe that the pyramids were built by aliens.
- Kimileri piramitlerin uzaylılar tarafından yapıldığına inanıyor.
- The aliens will arrive any day.
- Uzaylılar her an gelebilir.
- I heard they found an alien artifact on the moon.
- Ay'da uzaylılara ait bir eser bulduklarını duydum.
- Some people think that Earth will be invaded by aliens.
- Bazı insanlar Dünya'nın uzaylılar tarafından istila edileceğini düşünüyor.
- She was abducted by aliens from the planet Tatoeba.
- Tatoeba gezegeninden gelen uzaylılar tarafından kaçırıldı.
- Tom told Mary that he had been abducted by aliens.
- Tom, Mary'ye uzaylılar tarafından kaçırıldığını söyledi.
- Mary senses the aliens are watching her.
- Mary uzaylıların onu izlediğini hissediyor.
- Aliens are among us!
- Uzaylılar aramızda!
- This is not an alien, it's just a strange animal.
- Bu bir uzaylı değil, sadece garip bir hayvan,
- The alien is postbiological and is really an advanced machine.
- Uzaylı postbiyolojiktir ve gerçekten de gelişmiş bir makinedir.
- The alien is postbiological and is really an advanced machine.
- Uzaylı, postbiyolojik ve gerçekten gelişmiş bir makinedir.
- Tom says aliens had abducted Mary.
- Tom, uzaylıların Mary'yi kaçırdığını söylüyor.
- I heard they found an alien artifact on the moon.
- Onların ayda uzaylılara ait bir nesne bulduklarını duydum.
- Tom believes that the government wants to hide the truth about aliens.
- Tom, hükümetin uzaylılar hakkındaki gerçeği saklamak istediğine inanıyor.
- Meanwhile, we depict aliens doing really weird stuff.
- Bu arada, uzaylıları gerçekten garip şeyler yaparken tasvir ediyoruz.
- Tom was abducted by aliens.
- Tom, uzaylılar tarafından kaçırıldı.
- I don't believe in aliens.
- Uzaylılara inanmıyorum.
- He was abducted by aliens.
- O uzaylılar tarafından kaçırıldı.
- These aliens want to enslave humanity.
- Bu uzaylılar insanlığı köleleştirmek istiyorlar.
- The alien is incorporeal, like a ghost.
- Uzaylı, bir hayalet gibi bedensizdir.
- The alien uses levitation and telekinesis.
- Uzaylı, levitasyon ve telekinezi kullanır.
- Do aliens exist?
- Uzaylılar var mı?
- Do you think there are aliens?
- Sence uzaylılar mı var?
- Do you think aliens exist?
- Sence uzaylılar var mı?
- Not all aliens are bad.
- Bütün uzaylılar kötü değildir.
- Tom likes watching documentaries about aliens.
- Tom uzaylılarla ilgili belgeselleri izlemeyi sever.
- Some believe that the Egyptian pyramids were built by ancient aliens.
- Bazıları Mısır piramitlerinin eski uzaylılar tarafından inşa edildiğine inanıyor.
- I believe aliens exist.
- Uzaylıların var olduğuna inanıyorum.
- I swear, I saw an alien!
- Yemin ederim, bir uzaylı gördüm!
- Let's pretend we're aliens.
- Uzaylı olduğumuzu farz edelim.
- This is not an alien, it's just a strange animal.
- Bu bir uzaylı değil, sadece garip bir hayvan.
- The green alien is humanoid and stands at 3.7 metres.
- Yeşil uzaylı insansıdır ve 3,7 metre boyundadır.
- Do you think Tom could be an alien?
- Sence Tom bir uzaylı olabilir mi?
- Do you believe in aliens?
- Uzaylılara inanıyor musun?
- Some believe that the pyramids were built by aliens.
- Bazıları piramitlerin uzaylılar tarafından inşa edildiğine inanıyor.
- The green alien is humanoid and stands at 3.7 metres.
- Yeşil uzaylı, insansıdır ve 3.7 metre boyundadır.
- Do you believe in aliens?
- Uzaylılara inanır mısın?
- Earthlings became under alien surveillance that prevented a major war.
- Dünyalılar uzaylıların gözetimi altına girdi ve bu da büyük bir savaşı önledi.
- He knows how to recognize aliens.
- O, uzaylıları nasıl tanıyacağını biliyor.
- Let's pretend we're aliens.
- Bizim uzaylılar olduğumuzu düşünelim.
- Does Tom really believe that Mary was abducted by aliens?
- Tom gerçekten Mary'nin uzaylılar tarafından kaçırıldığına inanıyor mu?
- Some people think that Earth will be invaded by aliens.
- Bazı insanlar dünyanın uzaylılar tarafından işgal edileceğini düşünüyor.
- And where are the aliens, the flying saucers, and the laser guns?
- Ve uzaylılar, uçan daireler ve lazer silahları nerede?
- The alien is incorporeal, like a ghost.
- Uzaylı bir hayalet gibi cisimsizdir.
- I think it's unlikely that aliens similar to what we see in the movies have ever visited our planet.
- Filmlerde gördüğümüze benzer uzaylıların gezegenimizi ziyaret etmiş olma ihtimalinin düşük olduğunu düşünüyorum.
- Not all aliens are bad.
- Tüm uzaylılar kötü değildir.
- I wonder what language aliens would speak in.
- Uzaylıların hangi dilde konuştuklarını merak ediyorum.
- Aliens controlled Earth's progress in secret.
- Uzaylılar Dünya'nın gelişimini gizlice kontrol ettiler.
- Are you really an alien?
- Sen gerçekten bir uzaylı mısın?
- Listen, alien.
- Dinle, uzaylı.
- Tom claims he was once abducted by aliens.
- Tom bir keresinde uzaylılar tarafından kaçırıldığını iddia ediyor.
- I dreamed I had been abducted by aliens.
- Rüyamda uzaylılar tarafından kaçırıldığımı gördüm.
- Do you think that aliens exist?
- Uzaylıların var olduğuna inanıyor musun?
- These aliens want to enslave humanity.
- Bu uzaylılar insanlığı köleleştirmek istiyor.
- Tom claims he was abducted by aliens.
- Tom uzaylılar tarafından kaçırıldığını iddia ediyor.
- Are aliens real?
- Uzaylılar gerçek mi?
- Tom says aliens had abducted Mary.
- Tom, uzaylıların Mary'yi kaçırdıklarını söylüyor.
- Tom was abducted by aliens.
- Tom uzaylılar tarafından kaçırıldı.
- Mary got abducted by aliens.
- Mary uzaylılar tarafından kaçırıldı.
- Are you an alien?
- Uzaylı mısın?
- In my opinion, it's impossible for aliens, such as those in films we watch, to ever visit our planet.
- Bana göre, izlediğimiz filmlerdeki gibi uzaylıların gezegenimizi ziyaret etmesi imkansız.
- I think aliens exist.
- Bence uzaylılar var.
- Some believe that the Egyptian pyramids were built by ancient aliens.
- Bazıları Mısır piramitlerinin antik uzaylılar tarafından inşa edildiğine inanıyor.
- Tom likes watching documentaries about aliens.
- Tom uzaylılar hakkında belgesel izlemeyi seviyor.
- Tom told Mary that he had been abducted by aliens.
- Tom Mary'ye uzaylılar tarafından kaçırıldığını söyledi.
- The alien uses levitation and telekinesis.
- Uzaylı, havaya yükselme ve telekinezi kullanır.
- Are you an alien?
- Sen uzaylı mısın?
- The purple alien had 4 arms and 4 legs.
- Mor uzaylının 4 kolu ve 4 bacağı vardı.
- Our governments have become space aliens living among a human population.
- Hükümetlerimiz insan nüfusunun arasında yaşayan uzaylılar haline geldi.
- Tom claims he saw some aliens getting out of a spaceship.
- Tom bir uzay gemisinden inen uzaylılar gördüğünü iddia ediyor.
- Let's pretend we are aliens.
- Uzaylı numarası yapalım.
- Are you really an alien?
- Gerçekten uzaylı mısınız?
- Do you think Tom could be an alien?
- Tom'un bir uzaylı olabileceğini düşünüyor musun?
- He knows how to recognize aliens.
- Uzaylıları nasıl tanıyacağını biliyor.
- Are you really an alien?
- Sen gerçekten uzaylı mısın?
- Do you think that aliens exist?
- Sence uzaylılar var mı?
- We've seen aliens.
- Uzaylıları gördük.
- Do you think aliens exist?
- Uzaylıların var olduğuna inanıyor musun?
- He was abducted by aliens.
- Uzaylılar tarafından kaçırıldı.
- Tom told the authorities that he saw Mary being abducted by aliens.
- Tom yetkililere Mary'nin uzaylılar tarafından kaçırıldığını gördüğünü söyledi.
- Aliens prevented a major war on Earth by hidden manipulation.
- Uzaylılar gizli bir manipülasyonla Dünya'da büyük bir savaşı önlediler.
- And where are the aliens, the flying saucers, and the laser guns?
- Peki uzaylılar, uçan daireler ve lazer silahları nerede?
Show More (88)
|
|
- This is not something alien to our borders but something that persists within these very borders.
- Bu, sınırlarımıza yabancı bir şey değil, tam da bu sınırlar içerisinde devam eden bir şeydir.
- Alien constructs like this risk watering down the fundamental freedoms.
- Bu gibi yabancı yapılar temel özgürlükleri etkisizleştirme riski taşır.
- They are alien to our tradition.
- Bunlar bizim geleneklerimize yabancıdır.
- Compassion is alien to them.
- Merhamet onlara yabancıdır.
- An Englishman is an alien in the United States.
- Bir İngiliz, Birleşik Devletler'de bir yabancıdır.
- Compassion is alien to them.
- Merhamet onlara yabancı.
- Tom is an illegal alien.
- Tom kaçak bir yabancı.
- Their ideas seem totally alien to us.
- Onların fikirleri bizim için tamamen yabancı görünüyor.
- Their ideas seem totally alien to us.
- Onların düşünceleri bize tamamen yabancı görünüyor.
- Compassion is alien to him.
- Merhamet ona yabancıdır.
- I am human, and I think nothing human is alien to me.
- Ben insanım ve insani olan hiçbir şeyin bana yabancı olmadığını düşünüyorum.
- An Englishman is an alien in the United States.
- Bir İngiliz, Amerika Birleşik Devletleri'nde bir yabancıdır.
- Their ideas seem totally alien to us.
- Onların fikirleri bize tamamen yabancı geliyor.
- Compassion is alien to her.
- Merhamet ona yabancıdır.
- Tom is an illegal alien.
- Tom yasadışı bir yabancı.
- Compassion is alien to him.
- Merhamet ona yabancı.
- Compassion is alien to her.
- Merhamet ona yabancı.
Show More (14)
|
|
- They're currently in alien terrain, surrounded by millions of the most vicious creatures on the planet.
- Şu anda evrendeki en vahşi yaratıklardan milyonlarcasıyla çevrili, yabancı bir bölgedeler.
- They're currently in alien terrain, surrounded by millions of the most vicious creatures on the planet.
- Şu anda yabancı bir arazide, gezegendeki en vahşi yaratıkların milyonlarcasıyla çevrelenmiş durumdalar.
- However, this alien planet is hostile with creatures lurking about.
- Ancak, bu yabancı gezegen, etrafta gizlenen yaratıklarla düşmanca ilişkiler içinde.
- However, this alien planet is hostile with creatures lurking about.
- Ancak bu yabancı gezegen, etrafta gizlenen yaratıklara düşmandır.
Show More (1)
|