along - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
along boyunca adv., prep.
  • We can only understand this if we think along geopolitical lines.
  • Bunu ancak jeopolitik hatlar boyunca düşünürsek anlayabiliriz.
  • There are 36 crossing points along this border where it is legally possible to cross.
  • Bu sınır boyunca geçişin yasal olarak mümkün olduğu 36 geçiş noktası bulunmaktadır.
  • All these factors along the production chain are involved.
  • Üretim zinciri boyunca tüm bu faktörler söz konusudur.
Show More (149)
along yanında adv.
  • He said lawyers must not always carry us along.
  • Avukatların bizi her zaman yanlarında taşımamaları gerektiğini söyledi.
  • Tom took Mary along.
  • Tom Mary'yi yanında götürdü.
  • Tell Tom to bring Mary along.
  • Tom'a Mary'yi yanında getirmesini söyle.
Show More (12)
along birlikte adv.
  • Transhipment and, along with this, transhipment terminals are what are needed.
  • İhtiyaç duyulan şey aktarma ve bununla birlikte aktarma terminalleridir.
  • We must therefore start off along this common path, this walk together, at Barcelona.
  • Dolayısıyla bu ortak yola, bu birlikte yürüyüşe Barselona'da başlamalıyız.
  • You should play along with him for the time being.
  • Şimdilik onunla birlikte oynamalısın.
Show More (8)
along yanına adv.
  • This is the reason we brought you along.
  • Seni yanımızda getirmemizin sebebi bu.
  • He took his sister along.
  • Kız kardeşini yanına aldı.
  • I took my camera along.
  • Kameramı yanıma aldım.
Show More (1)
along kıyısında adv.
  • We will all be grateful for the measures taken, especially those who live, work and suffer along our coasts.
  • Hepimiz, özellikle de kıyılarımızda yaşayan, çalışan ve acı çeken insanlar, alınan tedbirler için minnettar olacağız.
  • Istanbul is located along the Bosphorus.
  • İstanbul, İstanbul Boğazı'nın kıyısında yer alıyor.
  • We took a walk along the riverbank.
  • Nehir kıyısında yürüyüş yaptık.
Show More (0)
along buraya adv.
  • Everybody interested in the issue should come along and listen to people outlining what they want.
  • Konuyla ilgilenen herkes buraya gelmeli ve ne istediklerini özetleyen insanları dinlemelidir.
  • Who invited Tom along?
  • Tom'u kim buraya davet etti?
Show More (-1)
along -iken adv.
  • He was listening to music as he drove along.
  • Arabayı sürerken müzik dinliyordu.
Show More (-2)
along kenarında adv.
  • I saw children begging for food along the side of the road.
  • Yol kenarında yiyecek için dilenen çocuklar gördüm.
Show More (-2)
along burada adv.
  • She will be along soon.
  • Yakında burada olacak.
Show More (-2)
along beraberine adv.
  • I took my camera along.
  • Ben kameramı beraberimde götürdüm.
Show More (-2)