1 |
antagonize |
kışkırtmak |
v. |
|
- Don't antagonize them.
- Onları kışkırtma.
- Don't antagonize me.
- Beni kışkırtma.
- I don't want to antagonize him.
- Onu kışkırtmak istemiyorum.
- You can't afford to antagonize Tom.
- Tom'u kışkırtmayı göze alamazsın.
- Layla tried to antagonize Sami a little bit.
- Leyla, Sami'yi biraz kışkırtmaya çalıştı.
- Don't antagonize Tom.
- Tom'u kışkırtma.
- I don't want to antagonize Tom.
- Tom'u kışkırtmak istemiyorum.
- Don't antagonize us.
- Bizi kışkırtma.
- I don't want to antagonize them.
- Onları kışkırtmak istemiyorum.
- I don't want to antagonize her.
- Onu kışkırtmak istemiyorum.
- Don't antagonize him.
- Onu kışkırtma.
Show More (8)
|
2 |
antagonize |
kızdırmak |
v. |
|
- I don't want to antagonize her.
- Onu kızdırmak istemiyorum.
- Don't antagonize her.
- Onu kızdırmayın.
- I don't want to antagonize him.
- Onu kızdırmak istemiyorum.
- He didn't want to antagonize her.
- Onu kızdırmak istemedi.
- Don't antagonize her.
- Onu kızdırma.
- Layla tried to antagonize Sami a little bit.
- Layla Sami'yi biraz kızdırmaya çalıştı.
Show More (3)
|
3 |
antagonize |
düşman etmek |
v. |
|
- I don't want to antagonize him.
- Onu düşman etmek istemem.
- I don't want to antagonize her.
- Onu düşman etmek istemem.
Show More (-1)
|