| 1 |
anybody |
kimse |
pron. |
|
- Let us not allow anybody to ruin it, not even the United States.
- Kimsenin, hatta ABD'nin bile bunu mahvetmesine izin vermeyelim.
- I do not think we should ask too much of anybody.
- Kimseden çok fazla şey istemememiz gerektiğini düşünüyorum.
- We neither can nor want to give anybody a blank cheque.
- Kimseye açık çek veremeyiz ya da vermek istemeyiz.
- I cannot see that regulations framed in this way benefit anybody.
- Bu şekilde çerçevelenmiş düzenlemelerin kimseye fayda sağladığını göremiyorum.
- We have to make it abundantly clear that we are not giving anybody carte blanche.
- Kimseye açık çek vermediğimizi açıkça ifade etmeliyiz.
- With this in mind, it is my plea that we should respect human rights rather than grovel to anybody.
- Bunu akılda tutarak, kimseye yalakalık yapmak yerine insan haklarına saygı göstermemiz gerektiğini savunuyorum.
- I do not think that anybody accuses them of being anti-American.
- Kimsenin onları Amerikan karşıtı olmakla suçladığını sanmıyorum.
- Gentlemen, not a word to anybody about your school.
- Beyler, okulunuz hakkında kimseye tek kelime etmeyin.
- You two check out the victim's story, not a word to anybody.
- Siz ikiniz kurbanın hikayesini kontrol edin, kimseye tek kelime etmeyin.
- Tom didn't think anybody would do that.
- Tom kimsenin bunu yapacağını düşünmedi.
- We didn't want anybody to find us.
- Kimsenin bizi bulmasını istemedik.
- Did anybody ask Tom why he did that?
- Kimse Tom'a bunu neden yaptığını sordu mu?
- Does anybody know how the fire started?
- Yangının nasıl başladığını kimse biliyor mu?
- I didn't tell anybody how I'd do that.
- Kimseye bunu nasıl yaptığımı söylemedim.
- I did that without anybody's help.
- Bunu kimsenin yardımı olmadan yaptım.
- Tom won't speak to anybody.
- Tom kimseyle konuşmaz.
- Why doesn't anybody help him?
- Neden kimse ona yardım etmiyor?
- Tom didn't tell anybody anything.
- Tom kimseye bir şey söylemedi.
- There wasn't anybody there.
- Orada kimse yoktu.
- Are you sure you don't know anybody here?
- Burada kimseyi tanımadığına emin misin?
- I'm not charging anybody for anything.
- Kimseden hiçbir şey için ücret almıyorum.
- Is there anybody in there?
- İçeride kimse var mı?
- Is there anybody there?
- Orada kimse var mı?
- Why hasn't anybody noticed this before?
- Neden kimse bunu daha önce fark etmedi?
- We're not scared of anybody.
- Kimseden korkmuyoruz.
- I didn't think there was anybody I knew in Boston.
- Boston'da tanıdığım kimse yok sanıyordum.
- Tom doesn't want to see anybody today.
- Tom bugün kimseyi görmek istemiyor.
- Tom didn't intend to harm anybody.
- Tom kimseye zarar vermek niyetinde değildi.
- Tom didn't know he'd hurt anybody.
- Tom kimseyi incittiğini bilmiyordu.
- Tom didn't intend to harm anybody.
- Tom kimseye zarar vermeye niyetli değildi.
- I don't think anybody saw us.
- Bizi kimsenin gördüğünü sanmıyorum.
- I never intended for anybody to get hurt.
- Kimsenin incinmesini istemedim.
- Tom said he hadn't intended to shoot anybody.
- Tom kimseyi vurmaya niyeti olmadığını söyledi.
- Tom doesn't think anybody else wants to come.
- Tom başka kimsenin gelmek isteyeceğini sanmıyor.
- Has anybody told Tom?
- Kimse Tom'a söyledi mi?
- I'm not engaged to anybody.
- Ben kimseyle nişanlı değilim.
- Tom never told anybody about that.
- Tom bundan kimseye bahsetmedi.
- Let's not tell anybody until Monday.
- Pazartesiye kadar kimseye söylemeyelim.
- Has anybody contacted Tom?
- Kimse Tom'la temasa geçti mi?
- You told me not to tell anybody.
- Sen bana kimseye anlatmamamı söyledin.
- Tom never gave anything to anybody.
- Tom asla kimseye bir şey vermedi.
- Will anybody else come?
- Başka kimse gelecek mi?
- Tom knew Mary wouldn't be able to convince anybody.
- Tom, Mary'nin kimseyi ikna edemeyeceğini biliyordu.
- Don't say anything to anybody about what I told you.
- Sana söylediğim şey hakkında kimseye bir şey söyleme.
- I didn't try to kill anybody.
- Kimseyi öldürmeye çalışmadım.
- Does anybody really care?
- Kimse gerçekten umursuyor mu?
- Didn't anybody follow you?
- Kimse seni takip etmedi mi?
- I wouldn't wish this to anybody.
- Kimsenin başına böyle bir şey gelmesini istemezdim.
- Tom wouldn't let anybody help Mary.
- Tom kimsenin Mary'ye yardım etmesine izin vermedi.
- You're not fooling anybody, except maybe Tom.
- Kimseyi kandırmıyorsun, belki Tom hariç.
- Was there anybody in the car?
- Arabada kimse var mıydı?
- Tom promised Mary he wouldn't tell anybody about what had happened.
- Tom, Mary'ye olanları kimseye anlatmayacağına dair söz verdi.
- Has anybody been shot?
- Kimse vuruldu mu?
- Tom never bothered anybody.
- Tom kimseyi rahatsız etmezdi.
- Tom has a reputation of never listening to anybody's advice.
- Tom'un kimsenin tavsiyesini dinlememek gibi bir ünü var.
- Is anybody in there?
- İçeride kimse var mı?
- I shall never tell it to anybody.
- Bunu kimseye asla söylemeyeceğim.
- I don't need anybody's permission to come to this office.
- Bu ofise gelmek için kimsenin iznine ihtiyacım yok.
- Fadil didn't let his children socialize with anybody.
- Fadıl çocuklarının kimseyle sosyalleşmesine izin vermiyordu.
- I don't want anybody else to die.
- Başka kimsenin ölmesini istemiyorum.
- We didn't see anybody.
- Kimseyi görmedik.
- Is there anybody left?
- Kimse kaldı mı?
- Don't call anybody.
- Kimseyi aramayın.
- Why won't anybody help me?
- Neden kimse bana yardım etmeyecek?
- I don't think that anybody really understands me.
- Kimsenin beni gerçekten anladığını sanmıyorum.
- We won't tell anybody about that.
- Biz o konuyu kimseye söylemeyeceğiz.
- I didn't tell anybody about it.
- Kimseye bundan bahsetmedim.
- John didn't see anybody.
- John kimseyi görmedi.
- Did anybody else see it?
- Başka kimse gördü mü?
- I'm not hiding from anybody.
- Kimseden saklanmıyorum.
- Tom wasn't expecting anybody.
- Tom kimseyi beklemiyordu.
- I didn't see much of anybody.
- Kimseyi pek görmedim.
- Tom won't let anybody do that.
- Tom kimsenin bunu yapmasına izin vermez.
- I don't think anybody can do that.
- Onu kimsenin yapabileceğini sanmıyorum.
- Has anybody told Tom?
- Tom'a kimse söyledi mi?
- We can't let anybody else die.
- Başka kimsenin ölmesine izin veremeyiz.
- Tom wouldn't let anybody in the house.
- Tom kimsenin eve girmesine izin vermezdi.
- Did anybody see this coming?
- Bunun olacağını kimse tahmin etti mi?
- Has anybody told Tom why he has to do that?
- Kimse Tom'a onu neden yapmak zorunda olduğunu söyledi mi?
- Does anybody here trust her?
- Burada ona güvenen kimse var mı?
- Do you know anybody there?
- Orada kimseyi tanıyor musun?
- Please don't tell anybody what I just told you.
- Lütfen sana söylediklerimi kimseye söyleme.
- I don't think anybody could do that.
- Kimsenin bunu yapabileceğini sanmıyorum.
- Don't let anybody in this room.
- Kimsenin bu odaya girmesine izin verme.
- Tom doesn't owe anybody anything.
- Tom kimseye bir şey borçlu değil.
- I don't have anybody.
- Benim kimsem yok.
- Why doesn't anybody translate my sentences?
- Neden kimse cümlelerimi çevirmiyor?
- It doesn't look like anybody's home.
- Kimsenin evine benzemiyor.
- Did anybody get injured?
- Kimse yaralandı mı?
- Tom didn't want anybody to talk to him.
- Tom kimsenin onunla konuşmasını istemedi.
- Tom didn't shoot anybody.
- Tom kimseyi vurmadı.
- Never trust anybody.
- Asla kimseye inanmayın.
- I won't tell anybody.
- Kimseye söylemeyeceğim.
- Did Tom bring anybody to the party?
- Tom kimseyi partiye getirdi mi?
- Tom didn't turn anybody down.
- Tom kimseyi geri çevirmedi.
- I made Tom promise that he wouldn't tell anybody what happened.
- Ne olduğunu kimseye söylemeyeceğine dair Tom'a söz verdirdim.
- Did anybody eat lunch with Tom?
- Kimse Tom'la öğle yemeği yedi mi?
- Don't say anything to anybody about what I told you.
- Sana söylediklerim hakkında kimseye bir şey söyleme.
- There wasn't anybody in the house.
- Evde kimse yoktu.
- I didn't see anybody.
- Kimseyi görmedim.
- I can't imagine anybody would be surprised if Tom didn't show up at the party.
- Tom partiye gelmezse kimsenin şaşıracağını sanmıyorum.
- Tom isn't talking to anybody.
- Tom kimseyle konuşmuyor.
- Tom promised me that he wouldn't tell anybody.
- Tom bana kimseye söylemeyeceğine dair söz verdi.
- He didn't see anybody.
- Kimseyle görüşmedi.
- Why won't anybody answer my questions?
- Neden kimse sorularıma cevap vermiyor?
- I don't really know anybody in town except Tom.
- Kasabada Tom'dan başka kimseyi tanımıyorum.
- Don't let anybody else read this letter.
- Bu mektubu kimsenin okumasına izin verme.
- Tom hasn't had a fight with anybody lately.
- Tom son zamanlarda kimseyle kavga etmedi.
- I don't need anybody.
- Kimseye ihtiyacım yok.
- Is anybody awake?
- Kimse uyanık mı?
- Why doesn't anybody help her?
- Neden kimse ona yardım etmiyor?
- Tom said he didn't see anybody else.
- Tom başka kimseyi görmediğini söyledi.
- I don't have anybody except her.
- Ondan başka kimsem yok.
- Did you speak to anybody?
- Kimseyle konuştun mu?
- We're not excluding anybody.
- Kimseyi dışlamıyoruz.
- He promised me that he won't tell anybody.
- Kimseye söylemeyeceğine dair bana söz verdi.
- Has anybody talked to you?
- Seninle kimse konuştu mu?
- Tom doesn't trust anybody, not even me.
- Tom kimseye güvenmez, bana bile.
- Aren't you seeing anybody?
- Sen kimseyle görüşmüyor musun?
- I don't think we should tell anybody just yet.
- Bence henüz kimseye söylememeliyiz.
- Don't let anybody see you.
- Kimse seni görmesin.
- I don't know anybody named Tom.
- Tom adında kimseyi tanımıyorum.
- Let's not tell anybody until next Monday.
- Gelecek pazartesiye kadar kimseye söylemeyelim.
- I'm not expecting anybody.
- Kimseyi beklemiyorum.
- Why doesn't anybody help them?
- Neden kimse onlara yardım etmiyor?
- Tom didn't need to tell anybody anything.
- Tom'un kimseye bir şey söylemesine gerek yoktu.
- You can't tell anybody what's going on.
- Sen neler olduğunu kimseye söyleyemezsin.
- Was there anybody else besides Tom?
- Tom'dan başka orada kimse var mıydı?
- Does that make sense to anybody?
- Bu kimseye mantıklı geliyor mu?
- Tom hardly said a word to anybody.
- Tom kimseye tek kelime etmedi.
- Has anybody contacted Tom?
- Kimse Tom ile bağlantı kurdu mu?
- It wasn't something anybody expected.
- Kimsenin beklediği bir şey değildi.
- I shall never tell it to anybody.
- Asla kimseye söylemeyeceğim.
- Tom won't be killing anybody else.
- Tom başka kimseyi öldürmeyecek.
- Tom didn't mean to insult anybody.
- Tom kimseyi aşağılamak istememişti.
- Tom doesn't trust anybody else to do that.
- Tom bunu yapmak için başka kimseye güvenmiyor.
- I hope I wasn't bothering anybody.
- Umarım kimseyi rahatsız etmiyorumdur.
- Tom wouldn't let anybody do anything for Mary.
- Tom kimsenin Mary için bir şey yapmasına izin vermezdi.
- Was anybody with you?
- Sizinle kimse var mıydı?
- Why didn't you tell anybody?
- Neden kimseye söylemedin?
- I don't want anybody celebrating.
- Kimsenin kutlama yapmasını istemiyorum.
- Did Tom bring anybody to the party?
- Tom partiye kimseyi getirdi mi?
- Did you tell anybody?
- Kimseye söyledin mi?
- Tom never says thanks to anybody.
- Tom kimseye asla teşekkür etmez.
- Tom didn't know anybody in the room.
- Tom odadaki kimseyi tanımıyordu.
- Tom wouldn't hurt anybody.
- Tom kimseyi incitmez.
- I wasn't trying to kill anybody.
- Kimseyi öldürmeye çalışmıyordum.
- Aren't you seeing anybody right now?
- Şu anda kimseyle görüşmüyor musun?
- Tom didn't want to tell anybody about what had happened.
- Tom, olanları kimseye anlatmak istemedi.
- Aren't you dating anybody?
- Kimseyle çıkmıyor musun?
- Tom didn't tell anybody.
- Tom kimseye söylemedi.
- Tom is trying not to get in anybody's way.
- Tom kimsenin yoluna çıkmamaya çalışıyor.
- Did anybody get hurt?
- Kimse yaralandı mı?
- Tom couldn't discuss the problem with anybody but Mary.
- Tom sorunu Mary dışında kimseyle tartışamazdı.
- Why won't anybody answer any of my questions?
- Neden kimse sorularıma cevap vermiyor?
- Tom won't let anybody into his house.
- Tom kimsenin evine girmesine izin vermez.
- You can't tell anybody what's going on.
- Neler olduğunu kimseye anlatamazsın.
- Don't tell anybody that I know.
- Tanıdığım kimseye söyleme.
- Did anybody help you?
- Kimse sana yardım etti mi?
- Aren't you seeing anybody now?
- Şu anda kimseyle görüşmüyor musun?
- I'm not blaming anybody.
- Kimseyi suçlamıyorum.
- I don't think anybody knows yet.
- Henüz kimsenin bildiğini sanmıyorum.
- I'm not sure anybody would do that.
- Kimsenin bunu yapacağından emin değilim.
- I don't want to get in anybody's way.
- Kimsenin yoluna çıkmak istemiyorum.
- Why isn't there anybody here?
- Neden burada kimse yok?
- Whatever happens, I won't tell anybody about it.
- Ne olursa olsun, bundan kimseye bahsetmeyeceğim.
- We're not telling anybody.
- Kimseye söylemiyoruz.
- I'm not going to allow anybody to hurt you.
- Kimsenin seni incitmesine izin vermeyeceğim.
- Tom said he hadn't intended to shoot anybody.
- Tom kimseyi vurma niyetinde olmadığını söyledi.
- I thought you weren't supposed to tell anybody.
- Kimseye söylememen gerektiğini sanıyordum.
- There wasn't anybody in that room.
- O odada kimse yoktu.
- Tom didn't hurt anybody, did he?
- Tom kimseyi incitmedi, değil mi?
- Tom used to never wait very long for anybody.
- Tom kimseyi uzun süre beklemezdi.
- Don't anybody leave this room.
- Kimse bu odayı terk etmesin.
- Is there anybody in the classroom?
- Sınıfta kimse var mı?
- Don't anybody leave this room.
- Kimse bu odadan çıkmasın.
- Anybody here?
- Kimse yok mu?
- I didn't think anybody could do that.
- Kimsenin bunu yapabileceğini sanmıyordum.
- I never intended to hurt anybody.
- Kimseyi incitmek istemedim.
- Layla didn't see anybody else.
- Leyla başka kimseyi görmedi.
- Tom never killed anybody.
- Tom asla kimseyi öldürmedi.
- I don't trust anybody.
- Kimseye güvenmem.
- I'm not sure that anybody would do that.
- Kimsenin bunu yapacağından emin değilim.
- Tom isn't harming anybody.
- Tom kimseye zarar vermiyor.
- I don't think Tom will tell anybody.
- Tom'un kimseye söyleyeceğini sanmıyorum.
- Tom doesn't want to talk to anybody now.
- Tom şu an kimseyle konuşmak istemiyor.
- Do you promise you won't tell anybody?
- Kimseye söylemeyeceğine söz veriyor musun?
- Tom looked around, but he didn't see anybody.
- Tom etrafa baktı, ama kimseyi görmedi.
- Why isn't anybody doing anything?
- Neden kimse bir şey yapmıyor?
- We're not excluding anybody.
- Biz kimseyi dışarıda bırakmıyoruz.
- I did that without anybody's help.
- Kimsenin yardımı olmadan yaptım.
- Tom wouldn't hurt anybody.
- Tom kimseyi incitmezdi.
- Are you seeing anybody?
- Kimseyle görüşüyor musun?
- Let's not tell anybody what we did.
- Ne yaptığımızı kimseye söylemeyelim.
- I wouldn't let anybody hurt you.
- Kimsenin sana zarar vermesine izin vermezdim.
- I never told anybody about what happened.
- Olanları kimseye anlatmadım.
- You can’t trust anybody over thirty.
- Otuz yaşından büyük kimseye güvenemezsin.
- I don't know anybody I can practice speaking French with.
- Fransızca konuşma pratiği yapabileceğim kimseyi tanımıyorum.
- Don't let anybody fool you.
- Kimsenin seni kandırmasına izin verme.
- I'm not against anybody.
- Ben kimseye karşı değilim.
- I'll never tell anybody.
- Asla kimseye anlatmayacağım.
- I didn't kill anybody.
- Kimseyi öldürmedim.
- Don't you like anybody?
- Kimseyi sevmiyor musun?
- Hello, is anybody there?
- Merhaba, kimse var mı?
- I won't tell anybody what you just told me.
- Bana söylediğin şeyi kimseye söylemeyeceğim.
- Has anybody called?
- Kimse aradı mı?
- Sami doesn't judge anybody.
- Sami kimseyi yargılamaz.
- I don't want to speak to anybody else.
- Başka kimseyle konuşmak istemiyorum.
- Tom didn't poison anybody.
- Tom kimseyi zehirlemedi.
- Is anybody there?
- Kimse var mı?
- Tom couldn't find anybody to help Mary.
- Tom, Mary'ye yardım edecek kimseyi bulamadı.
- Sami wasn't supposed to kill anybody.
- Sami'nin kimseyi öldürmemesi gerekiyordu.
- Tom wouldn't murder anybody.
- Tom kimseyi öldürmedi.
- Don't tell anybody about that.
- Bundan kimseye bahsetme.
- War doesn't make anybody happy.
- Savaş kimseyi mutlu etmez.
- Tom has a secret he's never told anybody.
- Tom'un kimseye söylemediği bir sırrı var.
- Has anybody left me any message?
- Kimse bana mesaj bıraktı mı?
- Please don't tell anybody that I did that.
- Lütfen bunu yaptığımı kimseye söyleme.
- Tom said he didn't see anybody in the park.
- Tom parkta kimseyi görmediğini söyledi.
- I don't think anybody would want to see that movie more than once.
- Kimsenin o filmi bir kereden fazla görmek isteyeceğini sanmıyorum.
- Why hasn't anybody cleaned this up?
- Neden kimse burayı temizlemedi?
- I promise I won't look at anybody else.
- Başka kimseye bakmayacağıma söz veriyorum.
- I don't know anybody who hasn't been sick at least once.
- En az bir kez hasta olmamış kimseyi tanımıyorum.
- Tom didn't have to tell anybody anything.
- Tom kimseye bir şey söylemek zorunda değildi.
- I didn't hit anybody.
- Ben kimseye vurmadım.
- I wouldn't want to go there with anybody except Tom.
- Oraya Tom'dan başka kimseyle gitmek istemezdim.
- I don't want anybody to feel sorry for me.
- Kimsenin benim için üzülmesini istemiyorum.
- I don't like anybody.
- Ben kimseyi sevmiyorum.
- I hope I don't let anybody down.
- Umarım kimseyi hayal kırıklığına uğratmam.
- Hard work never hurt anybody.
- Sıkı çalışmanın kimseye zararı olmaz.
- He's a man who doesn't speak with anybody.
- O kimseyle konuşmayan bir adam.
- Let's see if anybody's home.
- Bakalım evde kimse var mı?
- I didn't tell anybody about it.
- Kimseye bunun hakkında bir şey söylemedim.
- We won't tell anybody about that.
- Kimseye bundan bahsetmeyeceğiz.
- I wouldn't do that to anybody.
- Bunu kimseye yapmazdım.
- I will never tell it to anybody.
- Bunu asla kimseye söylemeyeceğim.
- Tom never said anything to anybody.
- Tom kimseye bir şey söylemedi.
- Tom wouldn't let anybody help him.
- Tom kimsenin kendisine yardım etmesine izin vermezdi.
- Don't you trust anybody?
- Kimseye güvenmiyor musun?
- We don't want anybody to find out.
- Kimsenin öğrenmesini istemedik.
- Tom promised Mary he wouldn't tell anybody about what had happened.
- Tom olanlardan kimseye bahsetmeyeceğine dair Mary'ye söz verdi.
- I don't want anybody talking about me.
- Kimsenin benim hakkımda konuşmasını istemiyorum.
- He won't let anybody sit in his armchair.
- Kimsenin koltuğuna oturmasına izin vermez.
- Tom wouldn't let anybody help him.
- Tom kimsenin ona yardım etmesine izin vermiyor.
- I don't think anybody can do that.
- Kimsenin bunu yapabileceğini sanmıyorum.
- Tom swore he wasn't going to say anything to anybody.
- Tom kimseye bir şey söylemeyeceğine yemin etti.
- Tom didn't hurt anybody.
- Tom kimseyi incitmedi.
- Don't hurt anybody.
- Kimseyi incitme.
- I'm not dating anybody right now.
- Şu anda kimseyle çıkmıyorum.
- Hello, is anybody there?
- Merhaba, orada kimse var mı?
- Didn't anybody see what you did?
- Kimse ne yaptığını görmedi mi?
- I don't know anybody here, except for Tom.
- Burada kimseyi tanımıyorum, Tom dışında.
- I'd never say anything to anybody.
- Kimseye bir şey söylemem.
- I'm not sure that anybody would do that.
- Kimsenin onu yapacağından emin değilim.
- I don't want to see anybody today.
- Bugün kimseyi görmek istemiyorum.
- Tom doesn't have anybody.
- Tom'un kimsesi yok.
- I don't like anybody.
- Kimseden hoşlanmıyorum.
- Tom says he can't trust anybody.
- Tom kimseye güvenemeyeceğini söylüyor.
- Do not criticize anybody!
- Kimseyi eleştirmeyin!
- I can't find anybody to ask.
- Soracak kimseyi bulamıyorum.
- He doesn't get along with anybody in the office.
- Ofiste kimseyle anlaşamıyor.
- Tom promised Mary that he wouldn't tell anybody.
- Tom, Mary'ye kimseye söylemeyeceğine dair söz verdi.
- I don't want you to tell anybody.
- Kimseye söylemeni istemiyorum.
- Are you expecting anybody?
- Kimseyi bekliyor musun?
- Is anybody in the classroom?
- Sınıfta kimse var mı?
- Let's not tell anybody about that.
- Bundan kimseye bahsetmeyelim.
- Please don't tell anybody I did that.
- Lütfen bunu yaptığımı kimseye söyleme.
- Don't tell anybody where I'm going.
- Kimseye nereye gittiğimi söyleme.
- Tom isn't going to hurt anybody else.
- Tom kimseye zarar vermeyecek.
- Why hasn't anybody ever told me about it?
- Neden kimse bana bundan bahsetmedi?
- Tom said he didn't know anybody here.
- Tom burada kimseyi tanımadığını söyledi.
- Tom didn't see anybody else.
- Tom başka kimseyi görmedi.
- Why isn't anybody visiting my website?
- Neden kimse web sitemi ziyaret etmiyor?
- We need to be very careful not to let anybody hear what we're saying.
- Söylediklerimizi kimsenin duymasına izin vermemek için çok dikkatli olmalıyız.
- Aren't you seeing anybody now?
- Artık kimseyle görüşmüyor musun?
- Don't let anybody in this room.
- Kimsenin bu odaya girmesine izin vermeyin.
- Tom doesn't want anybody asking questions about Mary.
- Tom kimsenin Mary hakkında soru sormasını istemiyor.
- I'm not engaged to anybody.
- Kimseyle nişanlı değilim.
- Sami didn't tell anybody else.
- Sami kimseye söylemedi.
- I don't see anybody.
- Kimseyi görmüyorum.
- Let's not tell anybody until next Monday.
- Önümüzdeki pazartesiye kadar kimselere söylemeyelim.
- Tom didn't kiss anybody.
- Tom kimseyi öpmedi.
- I don't want to hurt anybody.
- Kimseyi incitmek istemiyorum.
- Tom didn't want to tell anybody anything.
- Tom kimseye hiçbir şey anlatmak istemiyordu.
- A little soap and water never killed anybody.
- Biraz sabun ve su kimseyi öldürmemiştir.
- Tom didn't want anybody to be unhappy.
- Tom kimsenin mutsuz olmasını istemedi.
- Tom didn't help anybody.
- Tom kimseye yardım etmedi.
- Tom realized he wasn't convincing anybody.
- Tom kimseyi ikna edemediğini fark etti.
- Let's not tell anybody that we're married.
- Evli olduğumuzu kimseye söylemeyelim.
- Hey, can anybody hear me?
- Hey, kimse beni duyabiliyor mu?
- Tom didn't mean to hurt anybody.
- Tom kimseyi incitmek istemedi.
- I'm not sure that anybody would be willing to help me.
- Kimsenin bana yardım etmeye istekli olacağından emin değilim.
- Has anybody been helping you?
- Sana kimse yardım ediyor mu?
- I don't like to borrow money from anybody.
- Kimseden borç para almayı sevmem.
- A little lie never hurt anybody.
- Biraz yalan kimseye zarar vermez.
- Tom made several trips around the world, but never told anybody about a single one of them.
- Tom dünya çapında birçok seyahat yaptı ama hiçbirinden kimseye bahsetmedi.
- Is there anybody here?
- Burada kimse var mı?
- I don't think anybody else has noticed.
- Başka kimsenin fark ettiğini sanmıyorum.
- Did Tom really do that without anybody's help?
- Tom bunu kimsenin yardımı olmadan mı yaptı?
- I didn't think anybody was coming.
- Kimsenin geleceğini düşünmemiştim.
- I didn't think anybody could love me.
- Kimsenin beni sevebileceğini sanmıyordum.
- I wasn't expecting anybody to be here.
- Kimsenin burada olmasını beklemiyordum.
- Promise me you won't tell anybody.
- Kimseye söylemeyeceğine söz ver.
- Tom wouldn't let anybody do anything for him.
- Tom kimsenin onun için bir şey yapmasına izin vermezdi.
- Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody.
- İnsanlar ay gibidir, kimseye göstermedikleri karanlık bir yüzleri vardır.
- Tom didn't mean to shoot anybody.
- Tom kimseyi vurmak istememişti.
- I don't know anybody who can do that.
- Bunu yapabilecek kimseyi tanımıyorum.
- I didn't see much of anybody.
- Ben pek kimseyi görmedim.
- You haven't told anybody, have you?
- Kimseye söylemedin, değil mi?
- I haven't yet told anybody else.
- Henüz başka kimseye söylemedim.
- Tom says he doesn't know anybody here.
- Tom burada kimseyi tanımadığını söylüyor.
- I didn't see anybody following us.
- Bizi takip eden kimseyi görmedim.
- Did anybody sing with you?
- Kimse seninle şarkı söyledi mi?
- Isn't anybody going to say congratulations?
- Kimse tebrik etmeyecek mi?
- Don't tell anybody that I know.
- Bildiğimi kimseye söyleme.
- Tom couldn't find anybody to go with him, and so he went by himself.
- Tom onunla gidecek kimseyi bulamadı ve bu yüzden tek başına gitti.
- I never attacked anybody.
- Ben kimseye saldırmadım.
- Why didn't anybody do anything?
- Neden kimse bir şey yapmadı?
- I don't think anybody can help me anymore.
- Artık kimsenin bana yardım edebileceğini sanmıyorum.
- I never murdered anybody.
- Ben kimseyi öldürmedim.
- Tom doesn't trust anybody.
- Tom kimseye güvenmez.
- I don't usually wait for anybody.
- Normalde kimse için beklemem.
- I didn't want anybody's help.
- Kimsenin yardımını istemedim.
- Did anybody go to Boston with you?
- Seninle Boston'a kimse gitti mi?
- Hardly anybody's busy today.
- Bugün neredeyse kimse meşgul değil.
- I don't want you to tell this to anybody.
- Bunu kimseye söylemeni istemiyorum.
- I never said anything to anybody.
- Kimseye bir şey söylemedim.
- I hope Tom didn't tell anybody about what we did.
- Umarım Tom bizim ne yaptığımızı kimseye anlatmamıştır.
- Why didn't anybody stop Tom?
- Neden kimse Tom'u durdurmadı?
- Will anybody be at the station to meet me?
- Beni karşılamak için istasyonda kimse olacak mı?
- Don't let anybody in this room.
- Bu odaya kimseyi sokma.
- You can come, but don't tell anybody else.
- Gelebilirsin ama başka kimseye söyleme.
- Why didn't you tell anybody?
- Neden kimseye anlatmadın?
- He didn't see anybody.
- O kimseyi görmedi.
- I've never seen anybody die.
- Kimsenin öldüğünü görmedim.
- I don't think anybody can help me now.
- Şu anda kimsenin bana yardım edebileceğini sanmıyorum.
- Why didn't anybody tell us?
- Neden kimse bize söylemedi?
- Please don't tell anybody.
- Lütfen kimseye söyleme.
- I haven't yet told anybody what I found.
- Ne bulduğumu henüz kimseye söylemedim.
- Why doesn't anybody help me?
- Neden kimse bana yardım etmiyor?
- Tom didn't mean to hurt anybody.
- Tom'un niyeti kimseyi incitmek değildi.
- This decision won't make anybody happy.
- Bu karar kimseyi mutlu etmeyecek.
- Didn't anybody come?
- Kimse gelmedi mi?
- I wouldn't let anybody hurt you.
- Kimsenin seni incitmesine izin vermem.
- We're not scared of anybody.
- Biz kimseden korkmuyoruz.
- I haven't yet told anybody else.
- Henüz kimseye söylemedim.
- I don't wait for anybody.
- Ben kimseyi beklemem.
- Tom didn't want to tell anybody where he'd been.
- Tom kimseye nerede olduğunu söylemek istemedi.
- Was anybody else absent?
- Başka kimse yok muydu?
- Please don't tell anybody about this.
- Lütfen bundan kimseye bahsetme.
- My father isn't afraid of anybody.
- Babam kimseden korkmaz.
- Anybody want a beer?
- Bira isteyen kimse var mı?
- I don't want anybody celebrating.
- Kimsenin kutlamasını istemiyorum.
- There isn't anybody else.
- Başka kimse yok.
- Why didn't anybody tell me?
- Neden kimse bana söylemedi?
- I don't want anybody to get hurt.
- Kimsenin incinmesini istemiyorum.
- We don't need anybody else.
- Başka kimseye ihtiyacımız yok.
- Did anybody leave me a message?
- Kimse bana mesaj bıraktı mı?
- I'm not going to see anybody else.
- Başka kimseyle görüşmeyeceğim.
- Did you see anybody?
- Kimseyi gördün mü?
- I've never fallen in love with anybody.
- Ben asla kimseye âşık olmadım.
- I won't tell anybody else.
- Başka kimseye söylemeyeceğim.
- I don't need anybody.
- Benim kimseye ihtiyacım yok.
- Tom said he'd never hurt anybody.
- Tom kimseyi incitmeyeceğini söyledi.
- I haven't told anybody else yet.
- Henüz kimseye söylemedim.
- Tom never asks anybody for help.
- Tom asla kimseden yardım istemez.
- Is anybody home?
- Evde kimse var mı?
- Is anybody on the line?
- Hatta kimse var mı?
- I don't think Tom killed anybody.
- Tom'un kimseyi öldürdüğünü sanmıyorum.
- I don't think anybody's going to help you.
- Kimsenin sana yardım edeceğini sanmıyorum.
- We can't let anybody know we're here.
- Kimsenin burada olduğumuzu bilmesine izin veremeyiz.
- I hope Tom didn't tell anybody I was here.
- Umarım Tom burada olduğumu kimseye söylememiştir.
- Do you promise not to tell anybody anything?
- Kimseye bir şey anlatmayacağına söz veriyor musun?
- I'm not sure that anybody can help.
- Kimsenin yardım edebileceğinden emin değilim.
- Why hasn't anybody ever told me about it?
- Neden kimse şimdiye kadar o konudan bana söz etmedi?
- Has anybody told Tom what he needs to do?
- Kimse Tom'a ne yapması gerektiğini söyledi mi?
- Tom claimed that he didn't kill anybody.
- Tom kimseyi öldürmediğini iddia etti.
- I'm not sure that anybody would want to do that.
- Kimsenin bunu yapmak isteyeceğinden emin değilim.
- Did anybody come?
- Kimse geldi mi?
- Was there anybody else besides Tom?
- Tom'dan başka kimse var mıydı?
- Tom doesn't trust anybody but Mary.
- Tom, Mary dışında kimseye güvenmiyor.
- Tom has no intention of marrying anybody.
- Tom'un kimseyle evlenmeye niyeti yok.
- Tom didn't know he'd insulted anybody.
- Tom kimseye hakaret ettiğini bilmiyordu.
- I didn't see anybody in the park.
- Parkta kimseyi görmedim.
- I can't think of anybody else.
- Başka kimseyi düşünemiyorum.
- Will anybody be at the station to meet us?
- Bizi karşılamak için istasyonda olacak kimse var mı?
- Does anybody have some news?
- Kimsenin haberi var mı?
- Tom has a secret he's never told anybody.
- Tom'un kimseye anlatmadığı bir sırrı var.
- I'm not sure anybody would buy one of these.
- Kimsenin bunlardan bir tane alacağını sanmıyorum.
- I wasn't trying to hurt anybody.
- Ben kimseye zarar vermeye çalışmıyordum.
- Did anybody else notice this?
- Başka kimse bunu fark etti mi?
- I didn't trust anybody.
- Kimseye güvenmedim.
- I've never needed anybody.
- Kimseye ihtiyacım olmadı.
- I don't want anybody writing about me.
- Kimsenin benim hakkımda yazmasını istemiyorum.
- Sami didn't date anybody else.
- Sami başka kimseyle ilişkiye girmedi.
- Tom wouldn't talk to anybody.
- Tom kimseyle konuşmaz.
- We never hurt anybody.
- Biz kimseyi incitmedik.
- Tom never said anything to anybody.
- Tom kimseye bir şey söylemezdi.
- He asked me whether anybody was there.
- Bana orada kimsenin olup olmadığını sordu.
- Tom never told anybody what happened.
- Tom kimseye ne olduğunu söylemedi.
- I hardly ever speak French with anybody.
- Neredeyse hiç kimseyle Fransızca konuşmuyorum.
- I wasn't expecting anybody to be here.
- Burada kimsenin olmasını beklemiyordum.
- You can't tell anybody what I just told you.
- Sana söylediğim şeyi kimseye söyleyemezsin.
- I didn't talk to anybody.
- Kimseyle konuşmadım.
- Is anybody hurt?
- Kimse yaralandı mı?
- You're not fooling anybody.
- Kimseyi kandıramazsın.
- I thought you didn't need anybody.
- Kimseye ihtiyacın yok sanıyordum.
- I can't get this work done by anybody.
- Bu işi kimseye yaptıramam.
- Tom didn't trust anybody.
- Tom kimseye güvenmezdi.
- Why doesn't anybody help Tom?
- Neden kimse Tom'a yardım etmiyor?
- He never gave anything to anybody.
- O kimseye bir şey vermedi.
- I didn't trust anybody.
- Ben kimseye güvenmedim.
- Tom didn't tell anybody.
- Tom kimseye anlatmadı.
- I didn't believe anybody would do that.
- Kimsenin bunu yapabileceğine inanmadım.
- There was nothing anybody could do.
- Kimsenin yapabileceği bir şey yoktu.
- It's not anybody's fault.
- Bu kimsenin suçu değil.
- I promise I won't say anything to anybody.
- Söz veriyorum kimseye bir şey söylemeyeceğim.
- Tom said he didn't see anybody in the park.
- Tom, parkta kimseyi görmediğini söyledi.
- I won't tell anybody what you just told me.
- Bana söylediğini kimseye söylemeyeceğim.
- A drink never hurt anybody.
- Bir içkinin kimseye zararı dokunmaz.
- I didn't promise anybody anything.
- Kimseye bir şey için söz vermedim.
- Tom didn't trust anybody.
- Tom kimseye güvenmedi.
- I don't know anybody in this town.
- Bu kasabada kimseyi tanımıyorum.
- Anybody home?
- Evde kimse yok mu?
- Is there anybody in the pool?
- Havuzda kimse var mı?
- Tom won't let anybody do that.
- Tom kimsenin bunu yapmasına izin vermeyecek.
- Tom couldn't see anybody.
- Tom kimseyi göremedi.
- I hope I'm not bothering anybody.
- Umarım kimseyi rahatsız etmiyorumdur.
- Don't tell anybody.
- Kimseye söyleme.
- Does anybody here trust them?
- Burada onlara güvenen kimse var mı?
- Don't let anybody see you.
- Kimsenin seni görmesine izin verme.
- Tom never hurt anybody.
- Tom asla kimseyi incitmez.
- Tom won't let anybody into his house.
- Tom kimsenin onun evine girmesine izin vermez.
- He never gave anything to anybody.
- Kimseye bir şey vermedi.
- Anybody home?
- Evde kimse var mı?
- Don't tell anybody about that.
- Kimseye bundan bahsetme.
- Why won't anybody help me?
- Neden kimse bana yardım etmiyor?
- Tom never told anybody what happened.
- Tom olanları kimseye anlatmadı.
- I hope Tom didn't tell anybody about what we did.
- Umarım Tom yaptıklarımızdan kimseye bahsetmemiştir.
- The giant was not loved by anybody.
- Dev kimse tarafından sevilmiyordu.
- I won't tell anybody you were here.
- Burada olduğunu kimseye söylemeyeceğim.
- I didn't help anybody.
- Kimseye yardım etmedim.
- Tom didn't want to tell anybody about what he had done.
- Tom, ne yaptığını kimseye söylemek istemedi.
- I don't usually wait for anybody.
- Normalde kimseyi beklemem.
- Don't trust anybody but yourselves.
- Kendinizden başka kimseye güvenmeyin.
- Didn't anybody tell you that you didn't have to be here today?
- Kimse sana bugün burada olman gerekmediğini söylemedi mi?
- Tom promised Mary that he wouldn't tell anybody.
- Tom Mary'ye kimseye söylemeyeceğine dair söz verdi.
- Did anybody follow you?
- Kimse seni takip etti mi?
- Didn't anybody help you?
- Kimse sana yardımcı olmadı mı?
- Tom never bothered anybody.
- Tom kimseyi rahatsız etmedi.
- Will anybody get it?
- Kimse anlayacak mı?
- I don't know anybody who likes these films.
- Bu filmleri seven kimseyi tanımıyorum.
- Tom never does anything for anybody, except for himself.
- Tom kendisi dışında kimse için bir şey yapmaz.
- Do you know anybody here?
- Burada kimseyi tanıyor musun?
- Layla doesn't see anybody else.
- Leyla başka kimseyi görmez.
- Tom promised me that he wouldn't tell anybody.
- Tom kimseye söylemeyeceğine dair bana söz verdi.
- I didn't see anybody else.
- Başka kimseyi görmedim.
- I didn't tell anybody how I'd do that.
- Kimseye bunu nasıl yapacağımı söylemedim.
- I don't think there's anybody there.
- Orada kimse olduğunu sanmıyorum.
- Tom didn't want to tell anybody about what was going on.
- Tom, neler olup bittiğini kimseye söylemek istemedi.
- Sami told Layla not to tell anybody.
- Sami, Layla'ya kimseye söylememesini söyledi.
- Tom refused to talk anybody.
- Tom kimseyle konuşmayı kabul etmedi.
- They aren't hated by anybody.
- Kimse onlardan nefret etmiyor.
- Tom doesn't trust anybody, not even me.
- Tom kimseye güvenmiyor, bana bile.
- Tom didn't mean to shoot anybody.
- Tom kimseyi vurmak istemedi.
- I haven't told anybody yet what I found.
- Ne bulduğumu henüz kimseye söylemedim.
- Sami didn't date anybody else.
- Sami başka kimseyle aşk yaşamadı.
- I don't want anybody to get hurt.
- Kimsenin canının yanmasını istemem.
- I promise I won't say anything to anybody.
- Kimseye bir şey söylemeyeceğime söz veriyorum.
- The only problem here is that there isn't anybody to translate these documents.
- Buradaki tek sorun, bu belgeleri tercüme edecek kimsenin olmaması.
- I won't let anybody hurt you.
- Kimsenin seni incitmesine izin vermeyeceğim.
- Does anybody else see a connection?
- Başka kimse bağlantı kuruyor mu?
- I can't get anybody to help me.
- Kimsenin bana yardım etmesini sağlayamam.
- You told me not to tell anybody.
- Kimseye söylemememi söyledin.
- Why isn't anybody visiting my website?
- Web sitemi neden kimse ziyaret etmiyor?
- I didn't know anybody at the party.
- Partide kimseyi tanımıyordum.
- Tom isn't afraid of anybody.
- Tom kimseden korkmuyor.
- Tom didn't want to tell anybody about what he had done.
- Tom ne yaptığını kimseye anlatmak istemedi.
- We never killed anybody.
- Biz kimseyi öldürmedik.
- Let's not tell anybody.
- Kimseye anlatmayalım.
- I didn't shoot anybody.
- Ben kimseyi vurmadım.
- He asked me whether anybody was there.
- O, bana orada kimsenin olup olmadığını sordu.
- Tom won't find anybody who'll do that for Mary.
- Tom, Mary için bunu yapacak kimseyi bulamaz.
- Don't hurt anybody else.
- Kimseye zarar verme.
- I don't see anybody else around here.
- Buralarda başka kimseyi görmüyorum.
- I didn't think anybody would believe me.
- Kimsenin bana inanacağını sanmıyordum.
- Tom has never had a problem with anybody.
- Tom kimseyle problem yaşamadı hiç.
- I don't want anybody watching what I do.
- Kimsenin ne yaptığımı izlemesini istemiyorum.
- Tom looked around, but he didn't see anybody.
- Tom etrafına baktı ama kimseyi göremedi.
- Does anybody here trust him?
- Burada ona güvenen kimse var mı?
- Why didn't anybody warn us?
- Neden kimse bizi uyarmadı?
- You can't believe anybody.
- Kimseye inanamazsın.
- Tom wouldn't tell anybody, would he?
- Tom kimseye söylemezdi, değil mi?
- I don't think Tom knows anybody at our school.
- Tom'un okulumuzda kimseyi tanıdığını sanmıyorum.
- Did anybody call you?
- Kimse sizi aradı mı?
- I'm not saying anybody's lying.
- Kimsenin yalan söylediğini söylemiyorum.
- Tom didn't visit anybody.
- Tom kimseyi ziyaret etmedi.
- I told Tom I wouldn't tell anybody.
- Tom'a kimseye söylemeyeceğimi söyledim.
- I don't need anybody's permission.
- Kimsenin iznine ihtiyacım yok.
- I don't want anybody else to get hurt.
- Başka kimsenin incinmesini istemem.
- Tom wouldn't let anybody do anything for Mary.
- Tom kimseye Mary için bir şey yapmasına izin vermezdi.
- Was anybody killed?
- Kimse öldürüldü mü?
- I don't think Tom likes anybody.
- Tom'un kimseyi sevdiğini sanmıyorum.
- I haven't spoken to anybody.
- Ben kimseyle konuşmadım.
- Why doesn't anybody tell me anything?
- Neden bana kimse bir şey anlatmıyor?
- A little lie never hurt anybody.
- Küçük bir yalan kimseyi incitmez.
- Why isn't anybody swimming?
- Neden kimse yüzmüyor?
- I don't think it's anybody's fault.
- Kimsenin hatası olduğunu sanmıyorum.
- I don't think that anybody saw us.
- Kimsenin bizi gördüğünü sanmıyorum.
- Tom didn't want to tell anybody about what had happened.
- Tom olanları kimseye anlatmak istemedi.
- You can come, but don't tell anybody else.
- Gelebilirsin, ama kimseye söyleme.
- Tom doesn't trust anybody anymore.
- Tom artık kimseye güvenmiyor.
- I don't want to hurt anybody.
- Kimseye zarar vermek istemiyorum.
- Should we tell anybody?
- Kimseye söylemeli miyiz?
- Anybody here?
- Burada kimse var mı?
- Layla doesn't see anybody else.
- Layla başka kimseyle görüşmüyor.
- Let's not tell anybody until next Monday.
- Önümüzdeki pazartesiye kadar kimseye anlatmayalım.
- Don't open that door for anybody.
- O kapıyı kimseye açma.
- Did anybody hear you?
- Kimse seni duydu mu?
- Tom could probably do that without anybody's help.
- Tom muhtemelen bunu kimsenin yardımı olmadan da yapabilirdi.
- Tom wouldn't let anybody into his house.
- Tom kimsenin evine girmesine izin vermezdi.
- Is anybody there?
- Orada kimse var mı?
- I'm not on anybody's side.
- Ben kimsenin tarafında değilim.
- Tom never told anybody about that.
- Tom bundan kimseye bahsetmedi hiç.
- Just don't tell anybody.
- Kimseye söyleme.
- Has anybody spoken to them?
- Kimse onlarla konuştu mu?
- Can anybody blame Tom?
- Kimse Tom'u suçlayabilir mi?
- You never thank anybody.
- Kimseye teşekkür etmiyorsun.
- Was there anybody else besides you?
- Senden başka kimse var mıydı?
- Is anybody going to eat this?
- Kimse bunu yiyecek mi?
- I'm not sure that anybody would be willing to help me.
- Kimsenin bana yardım etmek isteyeceğinden emin değilim.
- Didn't anybody help you?
- Kimse sana yardım etmedi mi?
- Why doesn't anybody tell me anything?
- Neden kimse bana bir şey söylemiyor?
- Why doesn't anybody help you?
- Neden kimse sana yardım etmiyor?
- I didn't help anybody.
- Ben kimseye yardım etmedim.
- You're not fooling anybody, are you?
- Kimseyi kandırmıyorsun, değil mi?
- Has anybody seen our cat?
- Kimse kedimizi gördü mü?
- I don't even know anybody there.
- Orada kimseyi tanımıyorum bile.
- Tom says he can't trust anybody.
- Tom kimseye güvenemeyeceğini söyledi.
- Why doesn't anybody tell me anything?
- Niye bana kimse bir şey söylemiyor?
- I don't think anybody's lived in this house in a long time.
- Bu evde uzun zamandır kimsenin yaşadığını sanmıyorum.
- We didn't see anybody.
- Biz kimseyi görmedik.
- I just don't want anybody to get hurt.
- Kimsenin zarar görmesini istemiyorum.
- We can't tell anybody.
- Biz kimseye söyleyemeyiz.
- Don't mention our plan to anybody.
- Planımızdan kimseye bahsetme.
- I've never told anybody this before.
- Bunu daha önce kimseye söylemedim.
- We need to be very careful not to let anybody hear what we're saying.
- Söylediklerimizi kimseye duyurmamak için çok dikkatli olmalıyız.
- Tom didn't see anybody there.
- Tom orada kimseyi görmemiş.
- I don't see anybody inside.
- İçeride kimseyi görmüyorum.
- I don't want to see anybody.
- Kimseyi görmek istemiyorum.
- I didn't rescue anybody.
- Kimseyi kurtarmadım.
- Sami didn't date anybody else.
- Sami başka kimseyle çıkmadı.
- Let's not tell anybody until next Monday.
- Önümüzdeki pazartesiye kadar kimseye söylemeyelim.
- It's not good for anybody.
- Kimse için iyi değil.
- I'm not sure that anybody would buy one of these.
- Kimsenin bunlardan bir tane alacağından emin değilim.
- Don't say anything to anybody.
- Kimseye bir şey söyleme.
- Tom doesn't trust anybody else to do that.
- Tom bunu yapması için başka kimseye güvenmez.
- You didn't tell anybody about Tom, did you?
- Tom hakkında kimseye bir şey demedin, değil mi?
- I don't think we should tell anybody about this yet.
- Bence bunu henüz kimseye söylememeliyiz.
- I hope I didn't offend anybody.
- Umarım kimseyi gücendirmemişimdir.
- I haven't spoken to anybody.
- Kimseyle konuşmadım.
- Was there anybody else in the room?
- Odada başka kimse var mıydı?
- Tom hasn't forgiven anybody.
- Tom kimseyi affetmedi.
- I'm not sure anybody can help.
- Kimsenin yardım edebileceğinden emin değilim.
- Did anybody see her leave?
- Onun gidişini gören kimse oldu mu?
- Why doesn't anybody translate my sentences?
- Neden kimse cümlelerimin çevirisini yapmıyor?
- Don't let anybody in this room.
- Bu odaya kimseyi almayın.
- Tom won't hear anybody.
- Tom kimseyi duymayacak.
- Tom never talked to anybody about that.
- Tom bu konuda kimseyle konuşmadı.
- I don't know anybody here in this town.
- Bu şehirde kimseyi tanımıyorum.
- Aren't you seeing anybody?
- Kimseyle görüşmüyor musun?
- Tom never intended to harm anybody.
- Tom asla kimseye zarar vermek istemedi.
- Tom and Mary haven't yet told anybody they're getting married.
- Tom ve Mary henüz evleneceklerini kimseye söylemediler.
- Why hasn't anybody cleaned this up?
- Neden kimse bunu temizlemedi?
- Tom didn't see anybody there.
- Tom orada kimseyi görmedi.
- I wouldn't want anybody to see us.
- Kimsenin bizi görmesini istemem.
- Does anybody care?
- Kimsenin umurunda mı?
- Tom doesn't get along with anybody at work.
- Tom işteki kimseyle iyi geçinmiyor.
- I'm trying not to get in anybody's way.
- Kimsenin yoluna çıkmamaya çalışıyorum.
- Does anybody here trust Tom?
- Tom'a kimse güveniyor mu?
- Did anybody tell you what to do?
- Kimse sana ne yapacağını söyledi mi?
- Tom wouldn't talk to anybody.
- Tom kimseyle konuşmak istemezdi.
- Tom doesn't want to talk to anybody.
- Tom kimseyle konuşmak istemiyor.
- I won't take such insults from anybody.
- Kimseden böyle hakaretler almayacağım.
- I'm not here to hurt anybody.
- Kimseye zarar vermek için burada değilim.
- I don't have anybody who'll listen to me.
- Beni dinleyecek kimsem yok.
- Tom didn't mean to insult anybody.
- Tom kimseye hakaret etmek istemedi.
- Does anybody know about this?
- Bundan kimsenin haberi var mı?
- I never intended for anybody to get hurt.
- Asla kimsenin incinmesini istemedim.
- You can't tell anybody.
- Kimseye söyleyemezsin.
- I don't usually wait for anybody.
- Genelde kimseyi beklemem.
- Let's not tell anybody.
- Kimseye söylemeyelim.
- I thought I could do it without anybody's help.
- Kimsenin yardımı olmadan yapabileceğimi düşünmüştüm.
- You didn't tell anybody about Tom, did you?
- Kimseye Tom'dan bahsetmedin, değil mi?
- I wasn't trying to hurt anybody.
- Kimseyi incitmeye çalışmıyordum.
- We can't tell anybody.
- Kimseye söyleyemeyiz.
- Tom didn't kill anybody.
- Tom kimseyi öldürmedi.
- He promised me that he wouldn't tell anybody.
- Kimseye söylemeyeceğine dair bana söz verdi.
- Tom doesn't know anybody here.
- Tom burada kimseyi tanımıyor.
- Tom doesn't like anybody and nobody likes him.
- Tom kimseyi sevmez ve kimse de onu sevmez.
- Just don't tell anybody where you got this.
- Bunu nereden aldığını kimseye söyleme.
- Why didn't anybody come?
- Neden kimse gelmedi?
- I thought I could do that without anybody's help.
- Kimsenin yardımı olmadan bunu yapabileceğimi düşünmüştüm.
- I don't want to talk to anybody today.
- Bugün kimseyle konuşmak istemiyorum.
- Tom knew Mary wouldn't be able to convince anybody.
- Tom Mary'nin kimseyi ikna edemeyeceğini biliyordu.
- Tom doesn't trust anybody but Mary.
- Tom Mary'den başka kimseye güvenmiyor.
- Don't tell anybody where Tom is.
- Tom'un nerede olduğunu kimseye söyleme.
- Tom didn't want to tell anybody about what was going on.
- Tom neler olduğunu kimseye anlatmak istemedi.
- I don't know anybody in this city.
- Ben de bu şehirde kimseyi tanımıyorum.
- Tom has never killed anybody.
- Tom asla kimseyi öldürmedi.
- Will anybody else be there?
- Orada başka kimse olacak mı?
- I won't tell anybody you were here.
- Burada olduğunu kimseye söylemem.
- Tom could probably do that without anybody's help.
- Tom muhtemelen kimsenin yardımı olmadan bunu yapabilirdi.
- Tom is not violent and he never picks fights with anybody.
- Tom şiddet yanlısı değildir ve asla kimseyle kavga etmez.
- I'm not sure anybody would be willing to help me.
- Kimsenin bana yardım etmek isteyeceğinden emin değilim.
- Tom promised he wouldn't tell anybody.
- Tom kimseye söylemeyeceğine söz verdi.
- I don't know anybody here.
- Burada kimseyi tanımıyorum.
- Has anybody talked to them?
- Onlarla kimse konuştu mu?
- I'll never tell anybody what you just told me.
- Bana söylediğin şeyi kimseye söylemeyeceğim.
- Don't tell anybody about the matter.
- Konudan kimseye bahsetme.
- Was there anybody else besides you?
- Senin dışında, başka kimse var mıydı?
- A little soap and water never killed anybody.
- Biraz sabun ve sudan kimseye zarar gelmez.
- Is anybody else in the house?
- Evde başka kimse var mı?
- Tom never said much to anybody.
- Tom kimseyle fazla konuşmazdı.
- Didn't anybody see what you did?
- Kimse senin ne yaptığını görmedi mi?
- I never promised anybody anything.
- Kimseye hiçbir şey için söz vermedim.
- I don't know anybody else here.
- Burada başka kimseyi tanımıyorum.
- Tom didn't see anybody.
- Tom kimseyi görmedi.
- I didn't tell anybody.
- Kimseye söylemedim.
- I promised not to tell anybody.
- Kimseye söylememeye söz verdim.
- Don't let anybody in this room.
- Bu odaya kimsenin girmesine izin vermeyin.
- You never donate anything to anybody.
- Kimseye bir şey bağışlamıyorsun.
- Tom didn't want to kill anybody.
- Tom kimseyi öldürmek istemedi.
- Did anybody help you do that?
- Onu yapmanıza kimse yardımcı oldu mu?
- Did anybody do that?
- Bunu kimse yaptı mı?
- Tom says he can't believe anybody.
- Tom kimseye inanamadığını söylüyor.
- Was anybody else hurt?
- Başka kimse yaralandı mı?
- I'll never tell anybody.
- Kimseye söylemeyeceğim.
- Tom doesn't get along with anybody at work.
- Tom iş yerinde kimseyle anlaşamıyor.
- Tom couldn't see anybody.
- Tom kimseyi göremiyordu.
- It's not anybody's fault.
- Kimsenin hatası değil.
- Tom never asks anybody for help.
- Tom kimseden yardım istemez.
- Doesn't anybody appreciate theater?
- Kimse tiyatroyu takdir etmiyor mu?
- Sami didn't tell anybody else.
- Sami başka kimseye anlatmadı.
- I'm not sure that Tom would let anybody help Mary.
- Tom'un kimsenin Mary'ye yardım etmesine izin vereceğinden emin değilim.
- Did anybody do that?
- Kimse onu yaptı mı?
- Didn't anybody notice?
- Kimse fark etmedi mi?
- I don't have anybody to advise me.
- Bana tavsiyede bulunacak kimsem yok.
- Tom didn't want anybody to find out about him and Mary.
- Tom, kimsenin Mary ile ilişkisini öğrenmesini istemiyordu.
- I'm not sure anybody would want to do that.
- Kimsenin bunu yapmak isteyeceğinden emin değilim.
- She didn't visit anybody.
- Kimseye ziyarete gitmedi.
- Tom didn't tell anybody about it.
- Tom bunu kimseye söylemedi.
- We never told anybody about what happened.
- Olanları kimseye anlatmadık.
- I could probably do that without anybody's help.
- Muhtemelen kimsenin yardımı olmadan yapabilirim.
- Tom doesn't want to talk to anybody now.
- Tom artık kimseyle konuşmak istemiyor.
- I couldn't find anybody.
- Kimseyi bulamadım.
- I'm not like anybody else.
- Ben kimseye benzemem.
- That can't be good for anybody.
- Bu kimse için iyi olamaz.
- I don't know anybody here, except Tom.
- Burada kimseyi tanımıyorum, Tom dışında.
- I couldn't love anybody as much as I love you.
- Kimseyi seni sevdiğim kadar sevemezdim.
- I don't want to step on anybody's toes.
- Kimsenin ayağına basmak istemiyorum.
- Tom didn't have anybody to help him.
- Tom'un ona yardım edecek kimsesi yoktu.
- I don't know anybody here except Tom.
- Ben de burada Tom'dan başka kimseyi tanımıyorum.
- Does anybody know about this?
- Kimse biliyor mu bunu?
- I made Tom promise me that he wouldn't tell anybody what happened.
- Tom'a olanları kimseye anlatmayacağına dair söz verdirdim.
- Did you see anybody there?
- Orada kimseyi gördün mü?
- Tom wouldn't let anybody help Mary.
- Tom, kimsenin Mary'ye yardım etmesine izin vermezdi.
- Tom didn't tell anybody about what happened until he was thirty.
- Tom otuz yaşına gelene kadar olanları kimseye anlatmadı.
- I'm not mad at anybody.
- Kimseye kızgın değilim.
- Is anybody in here?
- Kimse var mı?
- Tom won't speak to anybody.
- Tom kimseyle konuşmuyor.
- Is there anybody in there?
- Orada kimse var mı?
- Tom did that without consulting anybody.
- Tom bunu kimseye danışmadan yaptı.
- Why don't you want me to tell anybody?
- Neden kimseye söylememi istemiyorsun?
- Tom promised Mary that he wouldn't tell anybody.
- Tom kimseye söylemeyeceğine dair Mary'ye söz verdi.
- My father isn't afraid of anybody.
- Benim babam kimseden korkmaz.
- I hope I'm not bothering anybody.
- Kimseyi rahatsız etmediğimi umuyorum.
- Why doesn't anybody help us?
- Neden kimse bize yardım etmiyor?
- Don't open the door for anybody.
- Kimseye kapıyı açma.
- I've never cheated anybody.
- Kimseyi aldatmadım.
- I'll never tell anybody what you just told me.
- Az önce anlattığın şeyi kimseye anlatmayacağım.
- Tom never talked to anybody about that.
- Tom asla o konuda kimseyle konuşmadı.
- Tom didn't talk to anybody.
- Tom kimseyle konuşmadı.
- I can't trust anybody.
- Kimseye güvenemem.
- Did anybody see him leave?
- Onun gidişini gören kimse oldu mu?
- Is anybody going to pick Tom up?
- Tom'u alacak kimse var mı?
- Why won't anybody tell us the truth?
- Neden kimse bize gerçeği söylemiyor?
- Why isn't there anybody?
- Neden kimse yok?
- Tom doesn't trust anybody.
- Tom kimseye güvenmiyor.
- I never killed anybody.
- Ben kimseyi öldürmedim.
- You didn't tell anybody about what we did, did you?
- Yaptığımızdan kimseye bahsetmedin, değil mi?
- Don't talk to anybody.
- Kimseyle konuşma.
- I'm not dating anybody right now.
- Şu an kimseyle çıkmıyorum.
- Hasn't anybody ever told you that before?
- Bunu sana daha önce kimse söylemedi mi?
- I don't see anybody dancing.
- Dans eden kimseyi görmüyorum.
- I didn't want to kill anybody.
- Kimseyi öldürmek istemedim.
- I made Tom promise that he wouldn't tell anybody what happened.
- Tom'a olanları kimseye anlatmayacağına dair söz verdirdim.
- I've never needed anybody.
- Asla kimseye ihtiyacım olmadı.
- I don't have anybody.
- Kimsem yok.
- I'll never tell anybody.
- Kimseye söylemem.
- Will anybody be at the station to meet you?
- Seni karşılamak için istasyonda kimse olacak mı?
- I don't think anybody saw us.
- Kimsenin bizi gördüğünü sanmıyorum.
- Don't tell anybody about the matter.
- Kimseye bu konudan bahsetme.
- Don't take anything from anybody.
- Kimseden bir şey almayın.
- Tom wouldn't let anybody into his room.
- Tom kimsenin odasına girmesine izin vermezdi.
- Has anybody seen my wallet?
- Cüzdanımı gören kimse oldu mu?
- Did anybody see anything?
- Kimse bir şey gördü mü?
- Tom advised Mary not to borrow money from anybody.
- Tom, Mary'ye kimseden borç para almamasını tavsiye etti.
- Tom isn't fooling anybody.
- Tom kimseyi kandırmıyor.
- There isn't anybody here.
- Burada kimse yok.
- I can't imagine loving anybody that much.
- Kimseyi bu kadar sevmeyi hayal edemiyorum.
- I don't blame anybody else.
- Başka kimseyi suçlamıyorum.
- I don't think that anybody saw us.
- Bizi kimsenin gördüğünü sanmıyorum.
- I didn't shoot anybody.
- Kimseyi vurmadım.
- Tom is trying not to scare anybody.
- Tom kimseyi korkutmamaya çalışıyor.
- I wasn't trying to kill anybody.
- Kimseyi öldürmek istemiyordum.
- Why doesn't anybody answer?
- Neden kimse cevap vermiyor?
- Tom isn't bothering anybody.
- Tom kimseyi rahatsız etmiyor.
- I never hurt anybody.
- Ben kimseyi incitmedim.
- Please don't tell anybody else.
- Lütfen kimseye söyleme.
- You didn't tell anybody I was here, did you?
- Burada olduğumu kimseye söylemedin, değil mi?
- I'm not against anybody.
- Kimseye karşı değilim.
- I'm not sure that anybody would buy one of these.
- Kimsenin bunlardan birini satın alacağından emin değilim.
- Tom wouldn't speak to anybody.
- Tom kimseyle konuşmazdı.
- I don't want anybody else.
- Başka kimseyi istemiyorum.
- You didn't tell anybody about what we did, did you?
- Yaptığımız şeyden kimseye bahsetmedin, değil mi?
- I promised not to tell anybody.
- Kimseye söylemeyeceğime söz verdim.
- Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody.
- Herkes bir ay gibidir, ve kimseye göstermediği karanlık bir tarafı vardır.
- Has anybody spoken to you?
- Kimse seninle konuştu mu?
- I haven't spoken with anybody today.
- Bugün kimseyle konuşmadım.
- I didn't know anybody there.
- Orada kimseyi tanımıyordum.
- I thought I could do that without anybody's help.
- Bunu kimsenin yardımı olmadan yapabileceğimi düşündüm.
- Never trust anybody.
- Kimseye güvenme.
- I don't have to call anybody.
- Kimseyi aramak zorunda değilim.
- I'm not on anybody's side.
- Kimsenin tarafında değilim.
- I'm not scared of anybody.
- Kimseden korkmuyorum.
- I'm not supposed to tell anybody about what happened.
- Olanları kimseye anlatmamam gerekiyor.
- Tom didn't tell anybody about it.
- Tom bundan kimseye bahsetmedi.
- Was anybody else there?
- Orada başka kimse var mıydı?
- Is there anybody in the house?
- Evde kimse var mı?
- Aren't you seeing anybody right now?
- Şu an kimseyle görüşmüyor musun?
- Tom never gives anything to anybody.
- Tom kimseye bir şey vermez.
- Do you promise not to tell anybody anything?
- Kimseye bir şey söylememeye söz veriyor musun?
- You can't trust anybody.
- Kimseye güvenemezsin.
- I don't trust anybody.
- Kimseye güvenmiyorum.
- I didn't punch anybody.
- Kimseye yumruk atmadım.
- Tom says he didn't see anybody.
- Tom kimseyi görmediğini söylüyor.
- Tom never says thanks to anybody.
- Tom kimseye teşekkür etmez.
- Don't you like anybody?
- Sen kimseden hoşlanmıyor musun?
- Was anybody in there?
- Orada kimse var mıydı?
- Why didn't anybody tell Tom?
- Neden kimse Tom'a söylemedi?
- You aren't fooling anybody, are you?
- Kimseyi kandırmıyorsun, değil mi?
- I didn't hit anybody.
- Kimseye vurmadım.
- I'll never tell anybody.
- Asla kimseye söylemeyeceğim.
- I never told anybody about it, I swear.
- Kimseye bundan bahsetmedim, yemin ederim.
- Didn't anybody tell you what to do?
- Kimse sana ne yapacağını söylemedi mi?
- Tom wouldn't let anybody in the house.
- Tom evde kimseye izin vermezdi.
- She didn't visit anybody.
- O kimseyi ziyaret etmedi.
- Tom doesn't want to hurt anybody.
- Tom kimseye zarar vermek istemiyor.
- I don't think that Tom will tell anybody.
- Tom'un kimseye söyleyeceğini sanmıyorum.
- Tom wouldn't murder anybody.
- Tom kimseyi öldürmezdi.
- Was anybody with you?
- Yanınızda kimse var mıydı?
- I don't know anybody who likes these films.
- Ben bu filmlerden hoşlanan kimseyi tanımıyorum.
- I thought you didn't need anybody.
- Kimseye ihtiyacın olmadığını düşündüm.
- Tom didn't seem to know anybody at the party.
- Tom partide kimseyi tanımıyor gibiydi.
- I don't have anybody to advise me.
- Bana tavsiye verecek kimsem yok.
- Tom doesn't want to hurt anybody.
- Tom kimseyi incitmek istemiyor.
- Tom wasn't angry with anybody.
- Tom kimseye kızgın değildi.
- I don't know anybody in this city.
- Bu şehirde kimseyi tanımıyorum.
- You can't trust anybody.
- Kimseye güvenemezsiniz.
- Don't give this to anybody.
- Bunu kimseye verme.
Show More (768)
|
| 2 |
anybody |
birisi |
pron. |
|
- If anybody is going to be irresponsible, let it not be us.
- Eğer birileri sorumsuz davranacaksa, bu biz olmayalım.
- If anybody imagines that our drug policies are working, then they are living in cloud-cuckoo-land.
- Eğer birileri uyuşturucu politikalarımızın işe yaradığını düşünüyorsa, o zaman hayal aleminde yaşıyorlar demektir.
- Don't believe you have to be like anybody to be somebody.
- Birisi olmak için birileri gibi olman gerektiğine inanma.
- Will anybody be at the station to meet us?
- istasyonda biri bizi karşılayacak mı?
- I can't imagine loving anybody as much as Tom seems to love Mary.
- Tom'un Mary'yi sevdiği kadar başka birini sevmeyi hayal bile edemiyorum.
- Do you know anybody in Boston?
- Boston'da birisini tanıyor musun?
- Tom was ashamed to tell anybody what happened.
- Tom olanları birilerine anlatmaya utanıyordu.
- If you happen to hear of anybody that wants to buy a house, please let me know.
- Eğer ev almak isteyen birini duyarsan, lütfen bana haber ver.
- Does anybody here know you?
- Burada seni tanıyan biri var mı?
- Did you kiss anybody?
- Birini öptün mü?
- Has anybody seen my beer mug?
- Biri benim bira bardağımı gördü mü?
- Tom was ashamed to tell anybody what happened.
- Tom ne olduğunu birine söylemeye utandı.
- Why doesn't anybody help Tom?
- Niçin birisi Tom'a yardım etmiyor?
- Why would anybody want to kill you?
- Neden biri seni öldürmek istiyor?
- Are you waiting for anybody?
- Birini mi bekliyorsun?
- Did anybody hear you?
- Biri seni duydu mu?
- Hasn't anybody ever told you that before?
- Daha önce biri onu sana hiç söylemedi mi.
- I don't know anybody who thinks Tom can do that.
- Tom'un bunu yapabileceğini düşünen birini tanımıyorum.
- I don't know anybody who does that better than you.
- Bunu senden daha iyi yapacak birini tanımıyorum.
- Have you ever killed anybody?
- Hiç birini öldürdünüz mü?
- I'm not here if anybody calls.
- Biri ararsa ben burada değilim.
- Did anybody see anything?
- Biri bir şey gördü mü?
- Does this remind you of anybody?
- Bu sana birini hatırlatıyor mu?
- If anybody calls, get his number.
- Biri ararsa, onun numarasını alın.
- Are you dating anybody?
- Birisiyle çıkıyor musun?
- I can't find anybody to ask.
- Soracak birini bulamıyorum.
- Is there anybody who would like to go see a live concert of Lady Gaga with me?
- Benimle Lady Gaga'nın bir canlı konserini seyretmeye gitmek isteyen biri varmı?
- Does anybody here know Tom's phone number?
- Burada Tom'un telefon numarasını bilen biri var mı?
- Does anybody in your class speak French?
- Sınıfınızda Fransızca konuşan biri var mı?
- Did anybody other than Jim see her?
- Jim'den başka onu gören biri var mı?
- Does anybody need anything?
- Birinin bir şeye ihtiyacı var mı?
- I didn't think there was anybody I knew in Boston.
- Boston'da tanıdığım birisinin olduğunu sanmıyordum.
- Is anybody here willing to do that?
- Bunu yapmaya istekli olan biri var mı burada?
- Did anybody see you?
- Biri seni gördü mü?
- Why would anybody kidnap Tom?
- Neden biri Tom'u kaçırsın ki?
- Have you ever killed anybody?
- Birini öldürdün mü hiç?
- He is very slow at making friends with anybody.
- Birisiyle arkadaş olmada çok yavaş.
- Does anybody want a pizza?
- Biri pizza istiyor mu?
- It's the first time that anybody said something like that to me.
- İlk defa biri bana böyle bir şey söyledi.
- Is there anybody in the pool?
- Havuzda biri var mı?
- If anybody could convince Tom, it would be Mary.
- Tom'u ikna edebilecek biri varsa, o da Mary'dir.
- I don't think that's anybody I know.
- Onun tanıdığım biri olduğunu sanmıyorum.
- Ask anybody.
- Birine sorun.
- I can't see how anybody could've accomplished this without some help.
- Birinin yardım almadan bunu nasıl başarabildiğini anlayamıyorum.
- Can anybody tell me Tom's phone number?
- Biri bana Tom'un telefon numarasını söyleyebilir mi?
- Tom was ashamed to tell anybody what he did.
- Tom ne yaptığını birilerine söylemeye utanıyordu.
- I asked Tom if he knew anybody who taught French.
- Tom'a Fransızca öğreten birini tanıyıp tanımadığını sordum.
- Why would anybody eat this stuff?
- Neden birileri bunları yesin ki?
- Can anybody help me?
- Biri bana yardım edebilir mi?
- Has Tom been seeing anybody?
- Tom birini görüyor mu?
- Why would anybody want to hurt me?
- Neden biri bana zarar vermek istesin?
- Do you know anybody around here who has a place to rent?
- Buralarda kiralamak için bir yeri olan birini tanıyor musunuz?
- Is there anybody who can drive a car?
- Araba sürebilen biri var mı?
- Will anybody be at the station to meet me?
- Beni karşılamak için istasyonda birisi olacak mı?
- Tom, why would anybody be looking for you?
- Tom, neden birileri seni arasın ki?
- Do you know anybody who passed this exam?
- Bu sınavı geçen birini biliyor musun?
- If anybody can beat Tom, it's you.
- Tom'u yenebilecek biri varsa, o da sensin.
- Does anybody hear me?
- Birisi beni duyuyor mu?
- Have you ever seen anybody do that before?
- Sen hiç daha önce onu yapan birini gördün mü?
- Do you know anybody named Tom?
- Tom adında birini tanıyor musun?
- Why would anybody want to kill you?
- Neden biri seni öldürmek istesin?
- Does anybody here speak French?
- Burada Fransızca konuşan biri var mı?
- Is there anybody you want me to call?
- Aramamı istediğin birisi var mı?
- I don't know anybody who does that better than you.
- Bunu senden daha iyi yapan birini tanımıyorum.
- Does Tom seriously think anybody will vote for him?
- Tom birinin ona oy vereceğini ciddi olarak düşünüyor mu?
- I wonder if anybody knows how to do this.
- Acaba bunu nasıl yapacağını bilen biri var mı?
- Why didn't anybody tell us?
- Neden birileri bize söylemedi?
- Tom didn't care if anybody saw him.
- Tom birinin onu görmesini umursamadı.
- Has anybody solved this mystery?
- Bu gizemi çözen biri oldu mu?
- Tom rarely talks to anybody.
- Tom nadiren birileriyle konuşur.
- Did anybody see this coming?
- Biri bu gelişi gördü mü?
- Hey, can anybody help me?
- Hey, biri bana yardım edebilir mi?
- I've never met anybody like you.
- Senin gibi biriyle hiç tanışmadım.
- I don't think I've ever met anybody who knows how to do that.
- Bunu nasıl yapacağını bilen biriyle tanıştığımı hiç sanmıyorum.
- If anybody calls, get his number.
- Biri ararsa, numarasını al.
- Did you see anybody go into my office?
- Ofisime giren birini gördün mü?
- Can anybody tell me why Tom isn't here?
- Tom'un niçin burada olmadığını biri bana anlatabilir mi?
- I didn't think anybody could love me.
- Birinin beni sevebileceğini düşünmemiştim.
- It's the first time that anybody said something like that to me.
- İlk kez birisi bana böyle bir şey dedi.
- Is anybody in here?
- Burada biri var mı?
- Has anybody told Tom?
- Biri Tom'a anlattı mı?
- Can we find anybody that knows this town?
- Bu kasabayı bilen birini bulabilir miyiz?
- Was there anybody else in the bar?
- Barda biri var mıydı?
- Tom, why would anybody be looking for you?
- Tom, neden biri seni arıyor olsun ki?
- I don't know anybody by that name.
- O isimde birini tanımıyorum.
- Is anybody going to eat this?
- Biri bunu yiyecek mi?
- I've never met anybody like you before.
- Daha önce senin gibi biriyle hiç tanışmadım.
- Can anybody tell me how to do this?
- Bunun nasıl yapılacağını biri bana anlatabilir mi?
- I don't think Tom killed anybody.
- Tom'un birisini öldürdüğünü sanmıyorum.
- Does anybody know where Tom is?
- Tom'un nerede olduğunu bilen biri var mı?
- I don't think that's anybody I know.
- Tanıdığım biri olduğunu sanmıyorum.
- Is there anybody you want me to call?
- Aramamı istediğin biri var mı?
- Is there anybody in the house?
- Bu evde biri var mı?
- I don't see anybody dancing.
- Dans eden birini görmüyorum.
- Why would anybody want you as a friend?
- Neden biri seni arkadaş olarak istesin ki?
- Do you know anybody who can teach my kids French?
- Çocuklarıma Fransızca öğretebilecek birini tanıyor musun?
- I don't think we have to worry about anybody showing up tonight.
- Bu gece birilerinin gelmesi konusunda endişelenmemiz gerektiğini sanmıyorum.
- Is anybody in the classroom?
- Sınıfta biri var mı?
- Tom said that he didn't see anybody with a gun.
- Tom silahlı birini görmediğini söyledi.
- Why would anybody kiss me?
- Neden biri beni öpsün ki?
- Can anybody hear me?
- Biri beni duyabiliyor mu?
- Do you know anybody who speaks five languages?
- Beş dil konuşabilen birini tanıyor musun?
- Do you know anybody here?
- Burada tanıdığın biri var mı?
- I'm not sure that Tom would let anybody help him.
- Tom'un birinin ona yardım etmesine izin vereceğinden emin değilim.
- Should we tell anybody?
- Birine söylememiz gerekiyor mu?
- Why would anybody want to do that?
- Neden biri onu yapmak ister?
- I don't think we should tell anybody about this yet.
- Henüz bundan birine bahsetmemiz gerektiğini sanmıyorum.
- I've never killed anybody.
- Ben asla birini öldürmedim.
- Hey, can anybody hear me?
- Hey, beni duyabilen biri var mı?
- Did anybody ask Tom why he did it?
- Biri Tom'a onu neden yaptığını sordu mu?
- Has anybody contacted Tom?
- Biri Tom ile temas kurdu mu?
- Tom said he didn't understand why anybody would do that.
- Tom, birinin bunu neden yaptığını anlamadığını söyledi.
- Is there anybody here you don't know?
- Burada tanımadığın biri var mı?
- Did you see anybody?
- Sen birini gördün mü?
- I wonder if anybody can help us.
- Birinin bize yardım edip edemeyeceğini merak ediyorum.
- Has anybody spoken with Tom?
- Biri Tom'la konuştu mu?
- Is anybody waiting on you?
- Size bakan biri var mı?
- Is there anybody who can drive a car?
- Araba kullanabilen biri var mı?
- Didn't anybody follow you?
- Biri seni izlemedi mi?
- Does Tom seriously think anybody will vote for him?
- Tom cidden birilerinin ona oy vereceğini mi düşünüyor?
- Is anybody here?
- Burada biri var mı?
- It's still too early in the morning to visit anybody.
- Birini ziyaret etmek için daha çok erken.
- Has anybody heard from him?
- Biri ondan haber aldı mı?
- I didn't think anybody was coming.
- Birinin geldiğini sanmıyorum.
- Did anybody call on you yesterday?
- Dün seni biri aradı mı?
- Does anybody have a can opener?
- Konserve açacağı olan biri var mı?
- Is there anybody who knows first aid?
- İlk yardım bilen biri var mı?
- Have you ever shot anybody?
- Hiç birini vurdun mu?
- If anybody can fix it, it's Tom.
- Eğer biri bunu onarabiliyorsa, bu Tom'dur.
- It's been a long time since anybody asked me that.
- Biri bana bunu sormayalı uzun zaman oldu.
- Is there anybody waiting at the bus stop?
- Otobüs durağında bekleyen biri var mı?
- Is there anybody who's not an American?
- Amerikalı olmayan birisi var mı?
- Anybody can read it.
- Birisi onu okuyabilir.
- Do you know anybody in Boston?
- Boston'da tanıdığın biri var mı?
- Do you know anybody in Boston?
- Boston'da birisini biliyor musun?
- Why would anybody be willing to do that?
- Neden birileri bunu yapmak istesin ki?
- Aren't you seeing anybody?
- Biriyle çıkmıyor musun?
- If anybody can fix it, it's Tom.
- Bunu düzeltebilecek biri varsa, o da Tom'dur.
- If you happen to hear of anybody that wants to buy a house, please let me know.
- Ev almak isteyen birini duyarsan, lütfen bana bildir.
- Is there anybody here you don't know?
- Burada tanımadığınız biri var mı?
- Does anybody know how the fire started?
- Yangının nasıl başladığını bilen biri var mı?
- Do you know anybody who speaks five languages?
- Beş dil bilen birini tanıyor musun?
- Anybody can solve that problem.
- Birisi o problemi çözebilir.
- Do you know anybody who lives in Boston?
- Boston'da yaşayan birini tanıyor musun?
- Has anybody heard from her?
- Biri ondan haber aldı mı?
- Does this remind you of anybody?
- Bu size birisini hatırlatıyor mu?
- Can anybody tell me how to do this?
- Biri bana bunu nasıl yapacağımı söyleyebilir mi?
- Did you see anybody go into my office?
- Ofisime giren birini gördünüz mü?
- Tom rarely talks to anybody.
- Tom biriyle ender olarak konuşur.
- Can anybody tell me why Tom isn't here?
- Biri bana Tom'un neden burada olmadığını söyleyebilir mi?
- Are you waiting for anybody?
- Birini bekliyor musun?
- Did anybody follow you?
- Biri seni izledi mi?
- Is anybody watching us?
- Bizi izleyen biri var mı?
- Are you seeing anybody right now?
- Şu anda görüştüğün biri var mı?
- Can you think of anybody who might be willing to teach my children French?
- Çocuklarıma Fransızca öğretebilecek birini biliyor musunuz?
- Why would anybody want to hurt me?
- Neden biri beni incitmek ister?
- Why would anybody want to hurt Tom?
- Neden biri Tom'a zarar vermek istesin ki?
- Why would anybody kidnap Tom?
- Biri Tom'u neden kaçırır ki?
- Is there anybody who's not an American?
- Amerikalı olmayan biri var mı?
- Can anybody come with me to a Lady Gaga concert?
- Biri benimle Lady Gaga konserine gelebilir mi?
- Did anybody hear Tom say that?
- Biri Tom'un onu söylediğini duydu mu?
- It's no secret that she fucks around with anybody.
- Önüne gelenin altına yattığı bir sır değil.
- Do you know anybody around here who has a place to rent?
- Buralarda kiralık yeri olan birini tanıyor musun?
- If I were going to tell anybody, I'd tell you first.
- Eğer birine söyleyeceksem, ilk sana söylerim.
- I didn't see anybody following us.
- Bizi izleyen birini görmedim.
- Do you know anybody who lives in Boston?
- Boston'da yaşayan birini tanıyor musunuz?
- Is anybody in there?
- Orada biri var mı?
- I asked Tom if he knew anybody who could teach my children French.
- Tom'a çocuklarıma Fransızca öğretebilecek birini tanıyıp tanımadığını sordum.
- Why would anybody want to do that?
- Neden biri bunu yapmak istesin ki?
- Didn't anybody notice?
- Biri fark etmedi mi?
- I've never seen anybody do that before.
- Daha önce bunu yapan birini görmemiştim.
- If anybody can help us, it's Tom.
- Bize yardım edebilecek biri varsa, o da Tom'dur.
- Tom didn't care if anybody saw him.
- Birinin onu görüp görmediği Tom'un umurunda değildi.
- Did you see anybody there?
- Orada birini gördün mü?
- Did you tell anybody?
- Sen birine söyledin mi?
- Does anybody know what happened to Tom?
- Tom'a ne olduğunu bilen biri var mı?
- Can anybody tell me where Tom went?
- Biri bana Tom'un nereye gittiğini söyleyebilir mi?
- Did anybody eat with you?
- Birisi seninle yemek yedi mi?
- I don't think there's anybody there.
- Orada birinin olduğunu sanmıyorum.
- Has anybody spoken to Tom?
- Biri Tom'la konuştu mu?
- Are you seeing anybody now?
- Şimdi birini görüyor musun?
- I'll ask around at school and see if anybody would like to volunteer to help us.
- Okulda etrafa soracağım ve bize yardım etmek için gönüllü olmak isteyen biri var mı diye bakacağım.
- Are you seeing anybody now?
- Şu an görüştüğün biri var mı?
- I don't know anybody who can do that.
- Bunu yapabilecek birini tanımıyorum.
- If you buddy up to everybody and anybody, pretty soon people will think you're just a people-pleaser.
- Herkese ve her kesime dostluk edersen, çok geçmeden insanlar senin sadece insanları memnun eden biri olduğunu düşünür.
- I asked Tom if he knew anybody who could teach my children French.
- Tom'a benim çocuklarıma Fransızca öğretebilecek birini tanıyıp tanımadığını sordum.
- I don't know anybody called Tom.
- Tom adında birini tanımıyorum.
- Is there anybody you want me to call?
- Aramamı istediğiniz birisi var mı?
- Do you know anybody there?
- Orada tanıdığın biri var mı?
- Aren't you dating anybody?
- Biriyle çıkmıyor musun?
- Will anybody be at the station to meet you?
- Seni karşılamak için istasyonda biri var mı?
- Has anybody invited you yet?
- Henüz biri seni davet etti mi?
- Do you know anybody who can help?
- Yardım edebilecek birini tanıyor musun?
- Have you ever seen anybody do that before?
- Daha önce bunu yapan birini gördünüz mü?
- Are you dating anybody?
- Biriyle çıkıyor musun?
- You're not going to find anybody better than Tom for the job.
- İş için Tom'dan daha iyi birini bulmayacaksın.
- Are you expecting anybody?
- Birini bekliyor musun?
- Do you know anybody who passed this exam?
- Bu sınavı geçen birini tanıyor musunuz?
- Can anybody come with me to a Lady Gaga concert?
- Benimle Lady Gaga konserine gelebilecek biri var mı?
- Tom didn't talk to anybody.
- Tom biriyle konuşmadı.
- Could anybody help me to carry this?
- Biri bunu taşımama yardım edebilir mi?
- Tom is not violent and he never picks fights with anybody.
- Tom öfkeli değil ve o asla biriyle kavga çıkarmaz.
- Has Tom been seeing anybody?
- Tom biriyle görüşüyor muydu?
- Are you seeing anybody right now?
- Şu anda birini görüyor musun?
- Do you really think that you're fooling anybody?
- Gerçekten birilerini kandırdığını mı düşünüyorsun?
- If I were going to tell anybody, I'd tell you first.
- Birine söyleyecek olsaydım, önce sana söylerdim.
- Did you hug anybody?
- Birine sarıldın mı?
- Did you kill anybody?
- Birini öldürdün mü?
- Did anybody notice this?
- Biri bunu fark etti mi?
- Is anybody waiting on you?
- Size hizmet eden biri var mı?
- I don't think Tom knows anybody who can do that.
- Tom'un bunu yapabilecek birini tanıdığını sanmıyorum.
Show More (208)
|
| 3 |
anybody |
herkes |
pron. |
|
- Anybody who has studied them will have realised that they contain more than one contradiction.
- Onları inceleyen herkes birden fazla çelişki içerdiklerini fark edecektir.
- Anybody, any soul, would rebel on seeing the wealth of the colonies and the misery of the refugee camps.
- Herkes, herhangi bir ruh, sömürgelerin zenginliğini ve mülteci kamplarının sefaletini görünce isyan ederdi.
- It is something anybody can try.
- Herkesin deneyebileceği bir şeydir.
- You, as a Briton, know better than anybody else how important precedents are.
- Siz bir Britanyalı olarak emsal kararların ne kadar önemli olduğunu herkesten daha iyi biliyorsunuz.
- You, as a Briton, know better than anybody else how important precedents are.
- Bir Britanyalı olarak emsallerin ne kadar önemli olduğunu herkesten daha iyi biliyorsunuz.
- The Petitions Committee is as anxious as anybody that this report should be published as soon as possible.
- Dilekçe Komisyonu, bu raporun mümkün olan en kısa sürede yayınlanmasını herkes kadar istemektedir.
- Anybody who wants to obtain that contract will have to satisfy that condition.
- Bu anlaşmayı elde etmek isteyen herkes bu koşulu yerine getirmek zorunda kalacaktır.
- This applies in this case just as much as to anybody else.
- Bu durum herkes için geçerli olduğu kadar bu durum için de geçerlidir.
- I have to say that even in his so-called "bleak Britain" anybody - whatever their age - can marry whoever they want.
- Sözde "kasvetli İngiltere"de her yaştaki herkesin istediği kişiyle evlenebildiği bir ülke olduğunu söylemeliyim.
- You, more than anybody else, should know that from your own Member State.
- Bunu herkesten çok siz kendi Üye Devletinizden biliyor olmalısınız.
- Years in this trade have taught me anybody can be bought and sold.
- Bu meslek bana şunu öğretti; herkes alınıp satılabilir.
- Years in this trade have taught me anybody can be bought and sold.
- Bu meslekte geçirdiğim yıllar bana herkesin alınıp satılabileceğini öğretti.
- Years in this trade have taught me anybody can be bought and sold.
- Bu mesleği yaparak geçirdiğim yıllar bana herkesin bir fiyatı olduğunu öğretti.
- I'll fight anybody, anywhere, anytime.
- Herkesle, her yerde, her zaman dövüşürüm.
- Tom got there earlier than anybody else.
- Tom oraya herkesten önce gitti.
- Layla lived in a neighborhood where anybody would like to raise a family.
- Leyla herkesin aile yetiştirmek istediği bir mahallede yaşıyordu.
- Anybody can participate.
- Herkes katılabilir.
- I know Tom as well as anybody else does.
- Tom'u başka herkesin tanıdığı kadar iyi tanıyorum.
- I'm as surprised as anybody.
- Herkes kadar şaşırdım.
- Sami still thinks he's smarter than anybody else.
- Sami hala herkesten daha zeki olduğunu düşünüyor.
- Anybody can contribute their ideas.
- Herkes fikirleriyle katkıda bulunabilir.
- Anybody can solve that problem.
- Herkes bu problemi çözebilir.
- Anybody can do that.
- Bunu herkes yapabilir.
- Tom was more surprised than anybody.
- Tom herkesten daha çok şaşırmıştı.
- I can beat anybody at chess.
- Satrançta herkesi yenebilirim.
- This could happen to anybody.
- Bu herkese olabilirdi.
- You know Tom better than anybody.
- Tom'u herkesten daha iyi tanırsın.
- Tom is taller than anybody else in his department.
- Tom kendi bölümündeki herkesten daha uzun.
- Tom knows as much about Mary as anybody.
- Tom Mary hakkında herkes kadar çok şey biliyor.
- I wonder if anybody knows how to do this.
- Herkesin bunu nasıl yapacağını bilip bilmediğini merak ediyorum.
- Tom can get along with anybody.
- Tom herkesle anlaşabilir.
- Tom could beat anybody.
- Tom herkesi dövebilirdi.
- Can anybody do it?
- Bunu herkes yapabilir mi?
- Tom can run faster than anybody else in his class.
- Tom, sınıfındaki herkesten daha hızlı koşabilir.
- He is ready to learn anything from anybody.
- O herkesten bir şey öğrenmeye hazır.
- Layla thought she was smarter than anybody else.
- Layla diğer herkesten daha zeki olduğunu düşünüyordu.
- It can happen to anybody.
- Bu herkese olabilir.
- Tom works as hard as anybody else.
- Tom da herkes kadar çok çalışıyor.
- Tom likes you more than anybody else.
- Tom seni herkesten çok seviyor.
- Anybody knows it.
- Bunu herkes bilir.
- Who do you love more than anybody else?
- Kimi herkesten çok seviyorsun?
- Sami would hit on anybody who had boobs.
- Sami memesi olan herkese asılırdı.
- If it was easy, anybody could do it.
- Eğer kolay olsaydı, herkes yapabilirdi.
- Anybody can read it.
- Herkes okuyabilir.
- I'm as surprised as anybody.
- Ben de herkes kadar şaşırdım.
- Mother gets up earlier than anybody else in my family.
- Annem ailemde herkesten daha erken kalkar.
- Anybody can try.
- Herkes deneyebilir.
- I love you more than anybody else ever did.
- Seni herkesten daha çok seviyorum.
- Anybody will do.
- Herkes yapar.
- Tom thought he was smarter than anybody else.
- Tom diğer herkesten daha zeki olduğunu düşünüyordu.
- Anybody can use it.
- Herkes bunu kullanabilir.
- Tom can run faster than anybody else in his class.
- Tom sınıfındaki herkesten daha hızlı koşabiliyor.
- Who do you love more than anybody else?
- Kimi başka herkesten daha çok seviyorsun?
- Tom is much taller than anybody else here.
- Tom buradaki herkesten çok daha uzun.
- Anybody knows it.
- Herkes biliyor.
- Tom works as hard as anybody else does.
- Tom da herkes gibi çok çalışıyor.
- He is richer than anybody else in town.
- Şehirdeki diğer herkesten daha zengin.
- He worked as hard as anybody else.
- Herkes kadar çok çalıştı.
- Sami would hit on anybody who had boobs.
- Sami göğüsleri olan herkese asılırdı.
- Tom is richer than anybody else in town.
- Tom kasabadaki herkesten daha zengin.
- I know that better than anybody.
- Ben herkesten daha iyi biliyorum.
- Jack is a lot wiser than anybody else.
- Jack herkesten çok daha akıllı.
- Tom and Mary are both very kind and will help anybody who asks.
- Tom ve Mary hem çok nazikler hem de isteyen herkese yardımcı olacaklar.
- Tom doesn't dress like anybody else.
- Tom başka herkes gibi giyinmez.
- Ask anybody.
- Herkese sor.
- He is richer than anybody else in town.
- Şehirdeki herkesten daha zengin.
- Tom can get along with anybody.
- Tom herkesle geçinebilir.
- I was as surprised as anybody.
- Herkes gibi ben de şaşırdım.
- Anybody can use it.
- Herkes kullanabilir.
- I know Tom as well as anybody else does.
- Tom'u ben de herkes kadar iyi tanıyorum.
- Layla lived in a neighborhood where anybody would like to raise a family.
- Layla herkesin aile kurmak isteyeceği bir mahallede yaşıyordu.
- I'll fight anybody, anywhere, anytime.
- Ben herkesle, her yerde, her zaman kavga ederim.
- I can sell anybody anything.
- Herkese her şeyi satabilirim.
- I think I know Tom as well as anybody.
- Sanırım Tom'u herkes kadar iyi tanıyorum.
- It's anybody's guess.
- Bu herkesin tahmini.
- Tom knows as much about Mary as anybody.
- Tom, Mary hakkında herkes kadar çok şey biliyor.
- Don't open that door for anybody.
- Şu kapıyı herkese açmayın.
- Tom can make anybody laugh.
- Tom herkesi güldürebilir.
- It's no secret that she fucks around with anybody.
- Önüne çıkan herkesle yattığı bir sır değil.
- I know that better than anybody.
- Bunu herkesten daha iyi biliyorum.
- Tom is taller than anybody else.
- Tom herkesten daha uzun.
- She works as hard as anybody does.
- Herkes kadar sıkı çalışır.
- If it was easy, anybody could do it.
- Kolay olsaydı, herkes onu yapabilirdi.
- Mother gets up earlier than anybody else in my family.
- Annem ailemdeki herkesten daha erken kalkar.
- You may kiss anybody.
- Herkesi öpebilirsin.
- Tom could beat anybody.
- Tom herkesi yenebilir.
- I love you more than anybody else ever did love you.
- Seni herkesin sevdiğinden daha çok seviyorum.
- Sami looked at himself as somebody smarter than anybody else.
- Sami kendini herkesten daha zeki biri olarak görüyordu.
- It could happen to anybody.
- Bu herkese olabilir.
- Tom speaks French as well as anybody else in this room.
- Tom bu odadaki herkes kadar iyi Fransızca konuşuyor.
- I hated Tom more than anybody else.
- Tom'dan herkesten daha çok nefret ederdim.
- You know Tom better than anybody.
- Tom'u herkesten daha iyi tanıyorsun.
- Does that make sense to anybody?
- Bu herkese mantıklı geliyor mu?
- He is ready to learn anything from anybody.
- Herkesten her şeyi öğrenmeye hazırdır.
- Tom is faster than anybody else.
- Tom herkesten daha hızlı.
- She can sing better than anybody else in her class.
- Sınıfındaki herkesten daha iyi şarkı söyleyebiliyor.
- Tom thought he was smarter than anybody else.
- Tom başka herkesten daha akıllı olduğunu düşünüyordu.
- Tom likes you more than anybody else.
- Tom seni herkesten daha çok seviyor.
- Anybody can make a mistake.
- Herkes hata yapabilir.
- I know Tom as well as anybody.
- Tom'u ben de herkes kadar iyi tanıyorum.
- My special talent is that I become friends with anybody, anywhere, anytime.
- Benim özel yeteneğim herkesle, her yerde, her zaman arkadaş olabilmemdir.
- Nowadays anybody can get books.
- Bugünlerde herkes kitap alabiliyor.
- Tom helps anybody who asks him.
- Tom kendisinden yardım isteyen herkese yardım eder.
- My special talent is that I become friends with anybody, anywhere, anytime.
- Benim özel yeteneğim, herkesle, her yerde, her zaman arkadaş olmaktır.
- Nowadays anybody can get books.
- Günümüzde herkes kitap alabilir.
- Tom and Mary are both very kind and will help anybody who asks.
- Tom ve Mary çok naziktirler ve isteyen herkese yardım ederler.
- Anybody and everybody wants to go abroad.
- Herkes ve herkes yurtdışına gitmek istiyor.
- Tom is faster than anybody else.
- Tom herkesten daha hızlıdır.
- Anybody knows it.
- Herkes bilir.
- Why is anybody surprised?
- Neden herkes şaşırdı?
- It can happen to anybody.
- Herkesin başına gelebilir.
- I know my daughter better than anybody else.
- Kızımı herkesten daha iyi tanıyorum.
- Hardly anybody's happy today.
- Bugün herkes zorlukla mutlu.
- I think I know Tom as well as anybody.
- Tom'u herkes kadar iyi tanıdığımı düşünüyorum.
- Tom can sing better than anybody else I know.
- Tom tanıdığım herkesten daha iyi şarkı söyleyebilir.
- Anybody could do this.
- Bunu herkes yapabilir.
- I'll bet anybody on that.
- Onunla ilgili herkesle bahse girerim.
- It could happen to anybody.
- Herkesin başına gelebilir.
- Injuries can happen to anybody.
- Yaralanmalar herkesin başına gelebilir.
- Tom got there earlier than anybody else.
- Tom oraya herkesten daha erken geldi.
- Tom is stronger than anybody else here.
- Tom buradaki herkesten daha güçlü.
- Tom helps anybody who asks him.
- Tom isteyen herkese yardımcı olur.
- I know him better than anybody.
- Onu herkesten daha iyi tanıyorum.
- Tom and Mary are both very kind and will help anybody who asks.
- Tom ve Mary çok nazik insanlardır ve isteyen herkese yardımcı olurlar.
- She works as hard as anybody does.
- Herkes kadar çok çalışıyor.
- This could happen to anybody.
- Bu herkesin başına gelebilir.
- I'll bet anybody on that.
- Bu konuda herkesle bahse girerim.
- I just wanted to have a good time like anybody else.
- Ben de herkes gibi iyi vakit geçirmek istedim.
- I know Tom as well as anybody.
- Ben de Tom'u diğer herkes kadar iyi tanıyorum.
Show More (126)
|
| 4 |
anybody |
hiç kimse |
pron. |
|
- Let us not allow anybody to ruin it, not even the United States.
- Hiç kimsenin, hatta Amerika Birleşik Devletleri'nin bile bunu mahvetmesine izin vermeyelim.
- You can’t trust anybody over thirty.
- Otuzun üzerinde hiç kimseye güvenemezsin.
- Why doesn't anybody answer?
- Neden hiç kimse cevaplamıyor?
- Please don't tell anybody else.
- Lütfen başka hiç kimseye söyleme.
- I'm going to tell you something I've never told anybody else.
- Sana daha önce hiç kimseye söylemediğim bir şey söyleyeceğim.
- I didn't want anybody's help.
- Hiç kimsenin yardımını istemedim.
- You didn't tell anybody I was here, did you?
- Burada olduğumu hiç kimseye söylemedin, değil mi?
- I didn't know anybody at the party.
- Ben partide hiç kimseyi tanımıyordum.
- Don't give this to anybody.
- Bunu hiç kimseye verme.
- I didn't try to kill anybody.
- Hiç kimseyi öldürmeye çalışmadım.
- Tom never told anybody about what happened.
- Tom olanları hiç kimseye anlatmadı.
- I didn't tell anybody.
- Hiç kimseye söylemedim.
- Tom doesn't ever wait for anybody.
- Tom hiç kimseyi beklemez.
- Tom has never had a problem with anybody.
- Tom'un hiç kimseyle bir sorunu olmadı.
- I never told anybody about what happened.
- Neler olduğunu hiç kimseye söylemedim.
- We never told anybody about what happened.
- Neler olduğunu hiç kimseye söylemedik.
- He's a man who doesn't speak with anybody.
- O, hiç kimseyle konuşmayan bir adamdır.
- I'm not supposed to tell anybody about what happened.
- Ne olduğu hakkında hiç kimseye anlatmamam lazım.
- I don't want anybody else to get hurt.
- Başka hiç kimsenin incinmesini istemiyorum.
- I've never needed anybody's help before.
- Daha önce hiç kimsenin yardıma ihtiyacım olmadı.
- Tom wouldn't tell anybody, would he?
- Tom hiç kimseye söylemezdi, değil mi?
- Tom hardly said a word to anybody.
- Tom hiç kimseye neredeyse tek kelime söylemedi.
- This decision won't make anybody happy.
- Bu karar hiç kimseyi mutlu etmeyecek.
- Tom said he'd never hurt anybody.
- Tom hiç kimseyi incitmeyeceğini söyledi.
- I've never loved anybody as much as I love you.
- Hiç kimseyi seni sevdiğim kadar sevmedim.
- They aren't hated by anybody.
- Onlardan nefret eden hiç kimse yoktur.
- Tom isn't harming anybody.
- Tom hiç kimseye zarar vermiyor.
- I don't know anybody here except Tom.
- Burada Tom hariç hiç kimseyi tanımıyorum.
- Anybody else would have done the same thing.
- Başka hiç kimse aynı şeyi yapmazdı.
- Why doesn't anybody help us?
- Hiç kimse neden bize yardımcı olmuyor?
- I don't have anybody who'll listen to me.
- Beni dinleyecek hiç kimsem yok.
- A drink never hurt anybody.
- Bir içki hiç kimseye zarar vermez.
- I've never loved anybody as much as I love you.
- Seni sevdiğim kadar hiç kimseyi sevmedim.
- I do not want anybody at all.
- Hiç kimseyi istemiyorum.
- Whatever happens, I won't tell anybody about it.
- Ne olursa olsun, hiç kimseye bunun hakkında bir şey anlatmayacağım.
- I couldn't love anybody as much as I love you.
- Hiç kimseyi seni sevdiğim kadar sevemedim.
- It's not good for anybody.
- Bu hiç kimse için iyi değil.
- I don't know anybody here, except for Tom.
- Tom hariç buradaki hiç kimseyi tanımıyorum.
- Tom used to never wait very long for anybody.
- Tom hiç kimseyi çok beklemezdi.
- Tom advised Mary not to borrow money from anybody.
- Tom Mary'ye hiç kimseden ödünç para almamasını tavsiye etti.
- Don't take anything from anybody.
- Hiç kimseden hiçbir şey almayın.
- You can't tell anybody what I just told you.
- Sana söylediğimi hiç kimseye söyleyemezsin.
- We don't need anybody else.
- Bizim başka hiç kimseye ihtiyacımız yok.
- Didn't anybody tell you that you didn't have to be here today?
- Bugün burada kalmak zorunda olmadığını hiç kimse sana söylemedi mi?
- I don't know anybody who can speak French.
- Fransızca konuşabilen hiç kimseyi tanımıyorum.
- Did Tom really do that without anybody's help?
- Tom bunu gerçekten hiç kimsenin yardımı olmadan mı yaptı?
- Layla didn't see anybody else.
- Layla başka hiç kimseyi görmedi.
- Tom wouldn't let anybody into his room.
- Tom odasına hiç kimsenin girmesine izin vermezdi.
- Tom wouldn't let anybody into his house.
- Tom evine hiç kimsenin girmesine izin vermezdi.
- He won't let anybody sit in his armchair.
- O, hiç kimsenin sandalyesinde oturmasına izin vermeyecek.
- I'm not engaged to anybody.
- Ben hiç kimseyle nişanlı değilim.
- Tom has never given anything to anybody.
- Tom hiç kimseye hiçbir şey vermedi.
- I promise I won't say anything to anybody.
- Hiç kimseye bir şey söylemeyeceğime söz veriyorum.
- Tom has a secret he's never told anybody.
- Tom'un hiç kimseye söylemediği bir sırrı var.
- You can't believe anybody.
- Hiç kimseye inanamazsın.
- I don't blame anybody else.
- Ben başka hiç kimseyi suçlamıyorum.
- Tom didn't want to tell anybody anything.
- Tom hiç kimseye hiçbir şey söylemek istemedi.
- I've never fallen in love with anybody.
- Hiç kimseye aşık olmadım.
- I didn't rescue anybody.
- Hiç kimseyi kurtarmadım.
- Tom has never given anything to anybody.
- Tom asla hiç kimseye bir şey vermedi.
- Tom won't find anybody who'll do that for Mary.
- Tom, Mary için bunu yapacak hiç kimseyi bulmayacak.
- Tom isn't talking to anybody.
- Tom hiç kimseyle konuşmuyor.
- I'm not blaming anybody.
- Hiç kimseyi suçlamıyorum.
- Tom has never needed anybody.
- Tom'un hiç kimseye ihtiyacı olmadı.
- I don't know anybody here.
- Burada hiç kimseyi tanımıyorum.
- I never told anybody about it, I swear.
- O konudan asla hiç kimseye bahsetmedim, yemin ederim.
- It wasn't something anybody expected.
- Bu hiç kimsenin beklediği bir şey değildi.
- Tom never said much to anybody.
- Tom hiç kimseye fazla bir şey söylemedi.
- Let's not tell anybody about that.
- Ondan hiç kimseye bahsetmeyelim.
- Tom wouldn't speak to anybody.
- Tom hiç kimseyle konuşmazdı.
- I couldn't find anybody.
- Hiç kimseyi bulamadım.
- I don't want to see anybody.
- Hiç kimseyi görmek istemiyorum.
- Tom doesn't dress like anybody else.
- Tom hiç kimse gibi giyinmez.
- We never hurt anybody.
- Biz hiç kimseye zarar vermedik.
- There wasn't anybody in the house.
- Evde hiç kimse yoktu.
- Tom never gave anything to anybody.
- Tom hiç kimseye bir şey vermedi.
- Tom doesn't know anybody here.
- Tom burada hiç kimseyi tanımıyor.
- Why isn't anybody visiting my website?
- Siteme niye hiç kimse girmiyor?
- I wouldn't want to go there with anybody except Tom.
- Tom hariç hiç kimseyle oraya gitmek istemezdim.
- Did you ever tell anybody about what happened?
- Olanları hiç kimseye anlattın mı?
- Don't tell anybody where I'm going.
- Nereye gittiğimi hiç kimseye söyleme.
- I've never needed anybody's help before.
- Daha önce hiç kimsenin yardımına ihtiyacım olmamıştı.
- Tom never intended to harm anybody.
- Tom hiç kimseye zarar vermek istemedi.
- Tom doesn't like anybody and nobody likes him.
- Tom hiç kimseyi sevmez ve hiç kimse de onu sevmez.
- I'm not scared of anybody.
- Hiç kimseden korkmam.
- Don't let anybody in this room.
- Bu odaya hiç kimseyi sokmayın.
- I didn't see anybody in the park.
- Parkta hiç kimseyi görmedim.
- I never hurt anybody.
- Ben hiç kimseyi incitmedim.
- He doesn't get along with anybody in the office.
- Ofisteki hiç kimseyle uyuşmuyor.
- Have you ever talked to anybody about this?
- Bu konuda hiç kimseyle konuştun mu?
- Tom has never killed anybody.
- Tom hiç kimseyi öldürmedi.
- Why isn't anybody doing anything?
- Neden hiç kimse hiçbir şey yapmıyor?
- I don't want anybody writing about me.
- Hiç kimsenin benim hakkımda yazmasını istemiyorum.
- I've never killed anybody.
- Ben hiç kimseyi öldürmedim.
- Tom never does anything for anybody, except for himself.
- Tom kendisi hariç, hiç kimse için asla bir şey yapmaz.
- Let's not tell anybody until Monday.
- Pazartesiye kadar hiç kimseye söylemeyelim.
- Please don't tell anybody.
- Lütfen hiç kimseye söyleme.
- Tom never did anything for anybody, except for himself.
- Tom kendisi hariç, hiç kimse için bir şey yapmadı.
- Tom says he doesn't know anybody here.
- Tom burada hiç kimseyi tanımadığını söylüyor.
- Why hasn't anybody noticed this before?
- Neden hiç kimse bunu daha önce fark etmedi?
- Tom never did anything for anybody, except for himself.
- Tom kendisi dışında hiç kimse için bir şey yapmadı.
- There wasn't anybody there.
- Orada hiç kimse yoktu.
- Tom never hurt anybody.
- Tom hiç kimseyi asla incitmedi.
- Don't let anybody in this room.
- Bu odaya hiç kimse girmesin.
- You never thank anybody.
- Sen hiç kimseye asla teşekkür etmezsin.
- I don't really know anybody in town except Tom.
- Tom hariç kasabada gerçekten hiç kimseyi tanımıyorum.
- Tom was never afraid of anybody.
- Tom hiç kimseden korkmazdı.
- I don't know anybody here, except Tom.
- Tom hariç buradaki hiç kimseyi tanımıyorum.
- John didn't see anybody.
- John hiç kimseyi görmedi.
- Anybody is better than nobody.
- Herhangi biri hiç kimsenin olmamasından daha iyidir.
- I'm not hiding from anybody.
- Ben hiç kimseden saklanmıyorum.
- I've never seen anybody do that before.
- Bunu daha önce hiç kimsenin yaptığını görmedim.
- Tom didn't know anybody in the room.
- Tom odadaki hiç kimseyi tanımıyordu.
Show More (110)
|
| 5 |
anybody |
herhangi biri |
n. |
|
- If anybody has a point of order, they can put it.
- Eğer herhangi birinin bir talebi varsa, bunu dile getirebilir.
- I thought I could do it without anybody's help.
- Herhangi birinin yardımı olmaksızın onu yapabileceğimi düşündüm.
- Can I get anybody something to drink?
- Herhangi birinize içecek bir şeyler getireyim mi?
- Tom and Mary are both very kind and will help anybody who asks.
- Tom ve Mary çok iyilikseverdirler ve isteyen herhangi birine yardım ederler.
- Can anybody blame Tom?
- Herhangi biri Tom'u suçlayabilir mi?
- He is very slow at making friends with anybody.
- Herhangi biriyle arkadaş olma konusunda çok yavaş.
- I don't think we should tell anybody just yet.
- Henüz herhangi birine söylememiz gerektiğini sanmıyorum.
- Do you promise you won't tell anybody?
- Herhangi birine söylemeyeceğine söz veriyor musun?
- Has anybody spoken with you?
- Herhangi biri seninle konuştu mu?
- Anybody and everybody wants to go abroad.
- Herhangi biri ve herkes yurtdışına gitmek ister.
- Did anybody leave me a message?
- Herhangi biri bana mesaj bıraktı mı?
- I've never seen anybody die.
- Herhangi birinin öldüğünü görmedim.
- Does anybody recognize this?
- Herhangi biri bunu tanıyor mu?
- I thought you weren't supposed to tell anybody.
- Herhangi birine söylemen gerekmediğini düşündüm.
- We don't want anybody to find out.
- Herhangi birinin öğrenmesini istemiyoruz.
- Does anybody smell smoke?
- Herhangi biri duman kokusu alıyor mu?
- I can't get this work done by anybody.
- Bu işi herhangi birine yaptıramam.
- I'm not here if anybody calls.
- Herhangi biri ararsa burada değilim.
- Anybody will do.
- Herhangi biri işe yarar.
- He is very slow at making friends with anybody.
- Herhangi biriyle arkadaş olmakta çok tutuk.
- Tom asked if anybody knew anything about Mary.
- Tom herhangi birinin Mary hakkında bir şey bilip bilmediğini sordu.
- Has anybody talked to her?
- Herhangi biri onunla konuştu mu?
- Has anybody talked to him?
- Herhangi biri onunla konuştu mu?
- Has anybody spoken to her?
- Herhangi biri onunla konuştu mu?
- I've never told anybody this before.
- Daha önce bunu herhangi birine asla söylemedim.
- Anybody can do that.
- Herhangi biri bunu yapabilir.
- Tom couldn't find anybody to help Mary.
- Tom Mary'ye yardım edecek herhangi birini bulamadı.
- Anybody could do this.
- Herhangi biri bunu yapabilir.
- Did anybody call you?
- Herhangi biri seni aradı mı?
- Has anybody spoken to him?
- Herhangi biri onunla konuştu mu?
- Tom is trying not to scare anybody.
- Tom herhangi birini korkutmamaya çalışıyor.
- I'll ask around at school and see if anybody would like to volunteer to help us.
- Okulda etraftakilere soracağım ve herhangi birinin bize yardım etmek için gönüllü olmayı isteyip istemeyeceğini anlayacağım.
- I wouldn't do this for just anybody.
- Bunu herhangi biri için yapmazdım.
- Has anybody spoken with them?
- Herhangi biri onlarla konuştu mu?
- He promised me that he wouldn't tell anybody.
- Herhangi birine söylemeyeceğine dair bana söz verdi.
- Tom was ashamed to tell anybody what he did.
- Tom yaptığını herhangi birine söylemeye utandı.
- Does anybody in your class speak French?
- Sınıfınızda herhangi biri Fransızca konuşuyor mu?
- I hardly ever speak French with anybody.
- Herhangi biriyle neredeyse hiç Fransızca konuşmuyorum.
- I just don't want anybody to get hurt.
- Herhangi birinin yaralanmasını istemiyorum işte.
- Did anybody see me leave?
- Herhangi biri gidişimi gördü mü?
- You haven't told anybody, have you?
- Herhangi birine söylemedin, değil mi?
- That's the nicest thing anybody's ever done for me.
- Bu herhangi birinin şimdiye kadar benim için yaptığı en güzel şey.
Show More (39)
|
| 6 |
anybody |
kim olsa |
n. |
|
- Anybody will do.
- Kim olsa iş görür.
Show More (-2)
|
