|
- It is not just an assumption by the Commission as many have claimed.
- Pek çok kişinin iddia ettiği gibi bu sadece Komisyon'un bir varsayımı da değildir.
- With this proposal we are working on the assumption that by 2009 the fuel used in machinery will also be sulphur-free.
- Bu teklifle, 2009 yılına kadar makinelerde kullanılan yakıtın da sülfür içermeyeceği varsayımı üzerinde çalışıyoruz.
- Such an assumption is not only fatal, but also false.
- Böyle bir varsayım sadece ölümcül değil, aynı zamanda yanlıştır.
- It is not just an assumption by the Commission as many have claimed.
- Birçoklarının iddia ettiği gibi bu sadece Komisyon'un bir varsayımı değildir.
- This is a naïve and dangerous assumption.
- Bu naif ve tehlikeli bir varsayımdır.
- We welcome the assumption of access and hope it proves just that.
- Erişim varsayımını memnuniyetle karşılıyor ve bunun kanıtlanmasını umuyoruz.
- I am working on the assumption that the decommissioning is actually to take place before 2005.
- Hizmetten çıkarma işleminin 2005 yılından önce gerçekleşeceği varsayımı üzerinde çalışıyorum.
- The fact that this idea is based on an incorrect assumption is self-evident.
- Bu fikrin yanlış bir varsayıma dayandığı gerçeği apaçık ortadadır.
- The assumption behind the aims of the Lisbon strategy was full employment and exclusion, and not the opposite.
- Lizbon stratejisinin amaçlarının arkasındaki varsayım tam istihdam ve dışlanmaydı, tersi değil.
- We would like to see the reverse assumption prevailing.
- Tersi varsayımın geçerli olduğunu görmek isteriz.
- With this proposal we are working on the assumption that by 2009 the fuel used in machinery will also be sulphur-free.
- Bu öneri ile 2009 yılına kadar makinelerde kullanılan yakıtın da kükürtsüz olacağı varsayımı üzerinde çalışıyoruz.
- The Commission proposal works on the assumption that private firms will be involved, including financially.
- Komisyon önerisi, özel firmaların finansal olarak da dahil olacağı varsayımına dayanmaktadır.
- The strategy in the programme has clearly been drawn up without the assumption of a war in Iraq.
- Programdaki strateji açıkça Irak'ta bir savaş varsayımı olmaksızın hazırlanmıştır.
- Furthermore, the report is based on the assumption that more competition can only benefit the consumer.
- Ayrıca rapor, daha fazla rekabetin sadece tüketiciye fayda sağlayacağı varsayımına dayanmaktadır.
- From that assumption you deduce that immigration is a right, and an actionable one at that.
- Bu varsayımdan göçün bir hak olduğu ve hatta eyleme geçirilebilir bir hak olduğu sonucunu çıkarıyorsunuz.
- There was an assumption that the outcome was a fait accompli.
- Sonucun bir oldubitti olduğuna dair bir varsayım vardı.
- That seems a reasonable assumption.
- Bu makul bir varsayım gibi görünüyor.
- That was just an assumption.
- Bu sadece bir varsayımdı.
- That's a reasonable assumption.
- Bu, mantıklı bir varsayım.
- That's a bad assumption.
- O kötü bir varsayım.
- That assumption is wrong.
- O varsayım yanlış.
- That's a fair assumption.
- Bu adil bir varsayım.
- My initial assumption was correct.
- İlk varsayımım doğruymuş.
- It seemed like a reasonable assumption.
- O, mantıklı bir varsayım gibi görünüyordu.
- It seemed like a reasonable assumption.
- Makul bir varsayım gibi görünüyordu.
- That's a pretty big assumption.
- O oldukça büyük bir varsayım.
- That seems to be a reasonable assumption.
- Bu makul bir varsayım gibi görünüyor.
- That assumption is wrong.
- Bu varsayım yanlış.
- That's a pretty big assumption.
- Bu oldukça büyük bir varsayım.
- We can't make that assumption.
- Bu varsayımda bulunamayız.
- What an insidious assumption.
- Ne sinsi bir varsayım.
- That's a bad assumption.
- Bu kötü bir varsayım.
- What an insidious assumption.
- Ne kadar sinsice bir varsayım.
- That seems a reasonable assumption.
- O makul bir varsayım gibi görünüyor.
- We can't make that assumption.
- Bu varsayımı yapamayız.
- That's a reasonable assumption.
- Bu mantıklı bir varsayım.
- That's a dangerous assumption.
- Bu tehlikeli bir varsayım.
- That's a safe assumption.
- Bu güvenli bir varsayım.
- My initial assumption was correct.
- Benim ilk varsayımım doğruydu.
Show More (36)
|
