bargain - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
bargain pazarlık n.
  • Upwards of 92% of all convictions are based on plea bargains.
  • Tüm mahkumiyetlerin %92'si ceza pazarlıklarına dayanıyor.
  • Public servants also obtained the right to establish trade unions but no the right to strike or to bargain collectively.
  • Devlet memurları da, sendika kurma hakkını kazandılar, fakat grev veya toplu pazarlık hakkını elde edemediler.
  • A bargain requires something that both sides want.
  • Pazarlık her iki tarafın da istediği bir şeyi gerektirir.
Show More (14)
bargain anlaşma n.
  • Tom kept his end of the bargain.
  • Tom anlaşmaya sadık kaldı.
  • You made a bargain with us.
  • Bizimle bir anlaşma yaptın.
  • You and I made a bargain.
  • Sen ve ben bir anlaşma yaptık.
Show More (5)
bargain pazarlık yapmak v.
  • It is no longer the time for a fool’s bargain for the South.
  • Artık Güney için aptalca bir pazarlık yapmanın zamanı değil.
  • Tom knows how to bargain.
  • Tom nasıl pazarlık yapılacağını biliyor.
  • Tom knows how to bargain.
  • Tom pazarlık yapmayı biliyor.
Show More (3)
bargain kelepir n.
  • I love bargain sales.
  • Kelepir satışları severim.
  • This carpet was a real bargain.
  • Bu halı gerçekten kelepirdi.
  • This product is a bargain.
  • Bu ürün kelepir.
Show More (3)
bargain pazarlık etmek v.
  • I love to bargain.
  • Pazarlık etmeyi severim.
  • Tom didn't get what he bargained for.
  • Tom pazarlık ettiği şeyi alamadı.
  • Tom didn't get what he bargained for.
  • Tom pazarlık ettiği şeyi almadı.
Show More (2)
bargain satış n.
  • I bought this TV set at a bargain sale.
  • Bu televizyonu indirimli bir satıştan aldım.
Show More (-2)