|
- If Tom had done that to me, I'd be furious.
- Eğer Tom bana bunu yapsaydı, ben de çok öfkelenirdim.
- Sami was furious when he heard of Layla's affair.
- Sami, Layla'nın ilişkisini duyduğunda çok öfkelendi.
- If you refuse, Tom will be furious.
- Eğer reddedersen, Tom öfkelenecek.
- Tom is going to be furious.
- Tom öfkelenecek.
- When Tom found out the truth, he was furious.
- Tom gerçeği öğrendiğinde çok öfkelendi.
- Tom is going to be furious when he finds out.
- Tom öğrendiğinde çok öfkelenecek.
- President Roosevelt was furious.
- Başkan Roosevelt öfkelendi.
- I think Tom will be furious.
- Bence Tom öfkelenecek.
- Tom is probably going to be furious about that.
- Tom muhtemelen bu konuda öfkelenecek.
- Tom is likely going to be furious.
- Tom muhtemelen öfkelenecek.
- Tom is probably going to be furious.
- Tom muhtemelen öfkelenecek.
- I know Tom will be furious.
- Tom'un öfkeleneceğini biliyorum.
- They said they were furious.
- Öfkelendiklerini söylediler.
- If you refuse, Tom will be furious.
- Reddedersen Tom öfkelenir.
- Tom will likely be furious.
- Tom muhtemelen öfkelenecektir.
- Tom told me that he thought Mary would be furious.
- Tom bana Mary'nin öfkeleneceğini düşündüğünü söyledi.
- Adam was furious with me when I broke his watch.
- Saatini kırdığımda Adam bana çok öfkelendi.
- Tom will be furious when he finds out.
- Tom öğrendiğinde öfkelenecek.
- Tom will probably be furious.
- Tom muhtemelen öfkelenecek.
- If Mary finds out I told you this, she'll be furious.
- Eğer Mary bunu sana anlattığımı öğrenirse, çok öfkelenir.
- I suspect that Tom will be furious.
- Tom'un öfkeleneceğinden şüpheleniyorum.
Show More (18)
|
