|
- I'm surprised you couldn't remember that.
- Bunu hatırlayamamana şaşırdım.
- Aren't you surprised to see me?
- Beni gördüğüne şaşırmadın mı?
- He was surprised at the news.
- O, habere şaşırdı.
- I'm surprised you don't agree.
- Aynı fikirde olmamana şaşırdım.
- I'm surprised you agreed to have lunch with me.
- Benimle öğle yemeği yemeyi kabul etmene şaşırdım.
- Nancy was surprised that Bob won the first prize in the contest.
- Nancy, Bob'un yarışmada birincilik ödülünü kazanmasına şaşırdı.
- I wonder if Tom really was surprised.
- Acaba Tom gerçekten şaşırdı mı?
- I was surprised when Tom told me Mary needed to do that.
- Tom bana Mary'nin bunu yapması gerektiğini söylediğinde şaşırmıştım.
- Tom was surprised when Mary kissed him.
- Mary onu öptüğünde Tom şaşırdı.
- Tom wasn't surprised where he found the lost child.
- Tom kayıp çocuğu nerede bulduğuna şaşırmadı.
- Tom was surprised to find Mary sitting all alone in the chapel.
- Tom, Mary'yi şapelde tek başına otururken görünce şaşırdı.
- Tom was surprised by what he found.
- Tom bulduğu şeye şaşırdı.
- I'm very surprised that you don't know Tom.
- Tom'u bilmemene çok şaşırdım.
- Tom was surprised by how much Mary ate.
- Tom, Mary'nin bu kadar çok yemesine şaşırmıştı.
- They were surprised to hear the news.
- Haberi duyunca şaşırdılar.
- I'm surprised that you won the prize.
- Ödülü kazanmana şaşırdım.
- I was surprised when I found that my father could do that.
- Babamın bunu yapabildiğini öğrendiğimde çok şaşırmıştım.
- Tom was surprised how well Mary could sing.
- Tom, Mary'nin ne kadar iyi şarkı söyleyebildiğine şaşırdı.
- Tom was surprised when Mary did that.
- Mary bunu yaptığında Tom şaşırmıştı.
- You must have been surprised to meet me in such a place the other day.
- Geçen gün benimle böyle bir yerde karşılaştığınız için şaşırmış olmalısınız.
- Were you surprised to see them?
- Onları gördüğüne şaşırdın mı?
- I'm just surprised.
- Sadece şaşırdım.
- She was surprised when she saw the ghost.
- Hayaleti gördüğünde çok şaşırdı.
- Tom wasn't surprised at all.
- Tom hiç şaşırmadı.
- Tom shouldn't be so surprised.
- Tom bu kadar şaşırmamalı.
- I was surprised when Tom said he wasn't very happy here.
- Tom burada mutlu olmadığını söylediğinde şaşırmıştım.
- I was surprised to get a call from Tom.
- Tom'dan bir çağrı aldığıma şaşırdım.
- Tom wasn't surprised that Mary could do that.
- Tom, Mary'nin bunu yapabilmesine şaşırmadı.
- I was surprised when I heard Tom had committed suicide.
- Tom'un intihar ettiğini duyunca şaşırdım.
- I was surprised that Tom was among the suspects in the murder.
- Tom'un cinayet şüphelileri arasında olmasına şaşırdım.
- You'd be surprised if you knew how many times Tom has been here.
- Tom'un buraya kaç kez geldiğini bilseydiniz şaşırırdınız.
- Tom wasn't surprised that Mary already knew what to do.
- Tom, Mary'nin ne yapacağını zaten biliyor olmasına şaşırmadı.
- I'm very surprised Tom did that.
- Tom'un bunu yapmasına çok şaşırdım.
- You'd be surprised what people think.
- İnsanların ne düşündüğünü bilsen şaşırırsın.
- Tom was surprised that Mary caught more fish than he did.
- Tom, Mary'nin kendisinden daha fazla balık yakalamasına şaşırdı.
- I'm surprised you remember her.
- Onu hatırlamana şaşırdım.
- I wasn't surprised at all.
- Ben hiç şaşırmadım.
- I'm surprised Tom doesn't know how to speak French.
- Tom'un Fransızca konuşmayı bilmemesine şaşırdım.
- Tom is likely to be surprised.
- Tom muhtemelen şaşıracak.
- Tom wasn't surprised to see Mary.
- Tom Mary'yi gördüğüne şaşırmamıştı.
- He was surprised to hear a cry from within.
- İçeriden bir çığlık duyduğuna şaşırmıştı.
- I wasn't surprised that Tom wasn't able to do that.
- Tom'un bunu yapamayacağına şaşırmadım.
- Tom was surprised to see Mary at school on Sunday.
- Tom pazar günü Mary'yi okulda gördüğüne şaşırdı.
- I'm really surprised.
- Gerçekten şaşırdım.
- Tom was surprised by something he saw.
- Tom gördüğü bir şeye şaşırdı.
- Tom thinks Mary will be surprised.
- Tom, Mary'nin şaşıracağını düşünüyor.
- I'm rather surprised to hear it.
- Bunu duyduğuma çok şaşırdım.
- I was surprised Tom couldn't speak French.
- Tom'un Fransızca konuşamamasına şaşırdım.
- I was surprised when Tom said he was going to study abroad.
- Tom yurt dışında okuyacağını söylediğinde şaşırdım.
- I wasn't surprised when I saw Tom doing that.
- Tom'u bunu yaparken gördüğümde şaşırmadım.
- Tom was surprised to see Mary doing that.
- Tom, Mary'nin bunu yaptığını görünce şaşırdı.
- Tom was surprised by the news.
- Tom haberlere şaşırdı.
- I'm really surprised Tom's not here.
- Tom'un burada olmadığına gerçekten şaşırdım.
- Tom was surprised when he saw Mary in Boston.
- Tom, Mary'yi Boston'da gördüğünde şaşırdı.
- We were surprised by a sudden increase in imports.
- İthalatın ani yükselişine şaşırdık.
- I don't like to be surprised.
- Şaşırmaktan hoşlanmıyorum.
- You might be surprised at the outcome.
- Sonuca şaşırabilirsin.
- I'm surprised that you didn't know that Tom couldn't speak French.
- Tom'un Fransızca konuşamadığını bilmediğine şaşırdım.
- I'm not really that surprised.
- Gerçekten o kadar şaşırmadım.
- Tom was completely surprised by Mary's offer.
- Tom, Mary'nin teklifine çok şaşırdı.
- Tom was surprised that Mary won the race.
- Tom, Mary'nin yarışı kazanmasına şaşırdı.
- Tom will be very surprised if you win.
- Eğer kazanırsan Tom çok şaşırır.
- I wasn't surprised when Tom told me he needed to do that.
- Tom bana bunu yapması gerektiğini söylediğinde şaşırmadım.
- I am surprised that she refused such a good offer.
- Böyle iyi bir teklifi reddetmesine şaşırdım.
- I wouldn't be surprised if that happened.
- Bu olsaydı şaşırmazdım.
- Tom was surprised when Mary showed up at his party.
- Tom Mary partisine geldiğinde şaşırdı.
- I'm surprised you remember me.
- Beni hatırlamana şaşırdım.
- I wonder why Tom was surprised.
- Tom'un neden şaşırdığını merak ediyorum.
- I'm surprised Tom remembers Mary.
- Tom'un Mary'yi hatırlamasına şaşırıyorum.
- I wouldn't be surprised if you didn't have to pay anything.
- Hiçbir şey ödemek zorunda kalmasanız buna şaşırmam.
- Tom said that he was very surprised.
- Tom çok şaşırdığını söyledi.
- I won't say I was surprised.
- Şaşırdığımı söyleyemem.
- I wasn't surprised when Tom told me Mary didn't need to do that.
- Tom'un Mary'nin bunu yapması gerekmediğini söylediğinde şaşırmadım.
- He was surprised at the long-distance phone bill.
- O, uzun mesafe telefon faturasına şaşırmıştı.
- Were you really surprised?
- Gerçekten şaşırdın mı?
- I was surprised that Tom said that.
- Tom'un bunu söylemesine şaşırdım.
- Kate was surprised when she saw that big dog.
- Kate büyük bir köpek gördüğünde şaşırdı.
- Aren't you surprised that I came?
- Geldiğime şaşırmadın mı?
- I'm surprised you didn't know that.
- Bunu bilmediğine şaşırdım.
- I was surprised to find out that Tom had children.
- Tom'un çocukları olduğunu öğrendiğimde şaşırdım.
- I'm surprised that Tom can't speak French.
- Tom'un Fransızca konuşamamasına şaşırıyorum.
- I wasn't surprised when Tom told me he didn't want to do that.
- Tom bana bunu yapmak istemediğini söylediğinde şaşırmadım.
- I'm surprised Tom isn't here.
- Tom'un burada olmamasına şaşırdım.
- I was very surprised when Tom told me Mary had left Boston.
- Tom bana Mary'nin Boston'dan ayrıldığını söylediğinde çok şaşırdım.
- I wasn't surprised when Tom told me he didn't want to go to Boston.
- Tom'un Boston'a gitmek istemediğini söylediğinde şaşırmadım.
- Tom was surprised that Mary could do that.
- Tom Mary'nin bunu yapabildiğine şaşırmıştı.
- He was surprised to find his stolen bag.
- Çalınan çantasını bulunca çok şaşırdı.
- I was surprised that Tom didn't have to do the same thing I had to do.
- Tom'un benim yapmak zorunda olduğum şeyi yapmak zorunda olmamasına şaşırdım.
- Tom's surprised.
- Tom şaşırdı.
- I'd be very surprised if Tom didn't come to help us.
- Tom bize yardıma gelmezse çok şaşırırım.
- I was surprised to get a call from Tom.
- Tom'dan bir telefon aldığımda şaşırdım.
- Tom will be surprised, won't he?
- Tom şaşıracak, değil mi?
- I'm surprised this doesn't happen more often.
- Bunun daha sık olmamasına şaşırdım.
- The governor was surprised by the commission's response.
- Vali, komisyonun tepkisi karşısında şaşırdı.
- I'm surprised to see you.
- Seni gördüğüme şaşırdım.
- I guess I shouldn't be surprised.
- Sanırım şaşırmamam gerekiyor.
- I wasn't surprised to hear that Tom had gotten married.
- Tom'un evlendiğini duyduğuma şaşırmadım.
- I thought you'd be kind of surprised.
- Ben biraz şaşıracağını düşündüm.
- No one was really surprised.
- Kimse gerçekten şaşırmadı.
- My parents were surprised to hear the news.
- Ebeveynlerim haberi duyduğuna şaşırdı.
- I wasn't surprised that Tom was able to do that.
- Tom'un bunu yapabileceğine şaşırmadım.
- I'm surprised Tom didn't notice Mary leave.
- Tom'un Mary'nin gittiğini fark etmemesine şaşırdım.
- I'm surprised you couldn't remember that.
- Onu hatırlayamadığına şaşırdım.
- I wasn't surprised when I saw Tom doing that.
- Tom'un bunu yaptığını görünce şaşırmadım.
- I'm surprised Tom never mentioned you.
- Tom'un senden hiç bahsetmemesine şaşırdım.
- I was very surprised to hear Tom singing.
- Tom'un şarkı söylediğini duyduğuma çok şaşırdım.
- Notice the hands of the people you meet and you will be surprised to see how different and how interesting they are.
- Tanıştığınız insanların ellerine dikkat edin ve onların ne kadar farklı ve ilginç olduklarını gördüğünüze şaşıracaksınız.
- I'm surprised that you're so naive.
- Bu kadar saf olmana şaşırdım.
- You'd be surprised what you can learn in a week.
- Bir haftada neler öğrenebileceğinize şaşıracaksınız.
- We were surprised at the news.
- Haberlere şaşırdık.
- I'm surprised Tom didn't notice Mary leave.
- Tom'un Mary'nin gittiğini fark etmediğine şaşırdım.
- Tom was surprised that Mary didn't do that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmamasına şaşırdı.
- No one was really surprised.
- Hiç kimse gerçekten şaşırmamıştı.
- Tom was surprised when he saw Mary crying.
- Tom, Mary'nin ağladığını görünce şaşırdı.
- No one should've been surprised.
- Kimse şaşırmamalıydı.
- We're surprised.
- Şaşırdık.
- We were surprised by Tom's decision.
- Tom'un kararıyla şaşırdık.
- I'm surprised you didn't want to go with us.
- Bizimle gelmek istememene şaşırdım.
- For a moment, Tom was too surprised to speak.
- Tom bir an için konuşamayacak kadar şaşırdı.
- You must've been surprised to see Tom there.
- Orada Tom'u gördüğüne şaşırmış olmalısın.
- Tom told me that he thought Mary would be surprised.
- Tom bana Mary'nin şaşıracağını düşündüğünü söyledi.
- I wasn't surprised when Tom told me that.
- Tom bana bunu söylediğinde şaşırmadım.
- Are you surprised to see me?
- Beni gördüğüne şaşırdın mı?
- I'm always surprised at the way he talks to girls.
- Ben her zaman onun kızlarla konuşma tarzına şaşırırım.
- Were you really surprised by that?
- Buna gerçekten şaşırdın mı?
- Tom was surprised and shocked.
- Tom şaşırmıştı ve şok olmuştu.
- Tom wasn't surprised that Mary didn't like John.
- Tom, Mary'nin John'dan hoşlanmamasına şaşırmadı.
- We were really surprised.
- Biz gerçekten şaşırdık.
- Tom is surprised.
- Tom şaşırdı.
- Tom told Mary that he was surprised.
- Tom Mary'ye şaşırdığını söyledi.
- I wouldn't be surprised if Tom is late.
- Tom geç kalırsa şaşırmam.
- I don't like being surprised.
- Şaşırmayı sevmiyorum.
- I'm surprised to see you here.
- Sizi burada gördüğüme şaşırdım.
- Tom was surprised.
- Tom şaşırmıştı.
- I was surprised at how expensive the shoes were.
- Ayakkabıların bu kadar pahalı olmasına şaşırdım.
- I was surprised by his sudden appearance.
- Aniden ortaya çıkmasına şaşırdım.
- She was very surprised at the news.
- Habere çok şaşırdı.
- I bet he was surprised.
- Eminim şaşırmıştır.
- I'm surprised Tom didn't thank Mary for the gift.
- Tom'un hediye için Mary'ye teşekkür etmemesine şaşırdım.
- Tom was surprised that Mary had changed so much.
- Tom, Mary'nin bu kadar değişmiş olmasına şaşırdı.
- I was surprised at John's death.
- John'un ölümüne şaşırdım.
- I'm kind of surprised myself.
- Ben de biraz şaşırdım.
- I'm surprised it was that easy.
- Bu kadar kolay olmasına şaşırdım.
- I'm surprised Tom doesn't know how to sing at least one song in French.
- Tom'un en azından bir Fransızca şarkı söylemeyi bilmemesine şaşırdım.
- I'm as surprised as you are.
- Ben de senin kadar şaşırdım.
- I wasn't surprised to see Tom with Mary.
- Tom'u Mary ile görünce şaşırmadım.
- Even Tom was surprised.
- Tom bile şaşırdı.
- Mother was surprised at the news.
- Annem habere şaşırdı.
- The whole company were surprised at the youth's skill.
- Tüm şirket gençlerin yeteneklerine şaşırdı.
- Kate was surprised by Brian's story.
- Kate, Brian'ın hikayesine şaşırdı.
- I was very surprised by Tom's reaction.
- Tom'un tepkisine çok şaşırdım.
- I wouldn't be surprised if Tom needed to do that.
- Tom'un buna ihtiyacı olursa hiç şaşırmam.
- I bet he was surprised.
- Onun şaşırdığına bahse girerim.
- Tom was surprised to see us.
- Tom bizi gördüğüne şaşırdı.
- Don't be surprised.
- Şaşırmayın.
- We were all surprised at the news of her death.
- Hepimiz onun ölüm haberine şaşırdık.
- I was surprised how difficult it was to do that.
- Bunu yapmanın ne kadar zor olduğuna şaşırmıştım.
- I guess we shouldn't be surprised.
- Sanırım şaşırmamalıyız.
- I'm surprised this machine still works.
- Bu makinenin hala çalışmasına şaşırdım.
- I wasn't surprised to hear that Tom had gotten married.
- Tom'un evlendiğini duyduğumda şaşırmadım.
- If he saw you, he'd be surprised.
- O seni görse, şaşırırdı.
- Tom wasn't surprised that Mary was still up.
- Tom Mary hâlâ ayakta olduğu için şaşırmadı.
- Mr Jordan was a little surprised.
- Bay Jordan biraz şaşırdı.
- We were all surprised that Tom won the race.
- Tom yarışı kazanınca hepimiz şaşırdık.
- I was surprised that Tom said that.
- Tom'un onu söylediğine şaşırdım.
- Even Tom was surprised.
- Tom bile şaşırmıştı.
- I wouldn't be surprised if it snowed.
- Kar yağarsa hiç şaşırmam.
- I was as surprised as you were.
- Senin şaşırdığın kadar şaşırdım.
- I was surprised that Tom spoke French so well.
- Tom'un Fransızcayı çok iyi şekilde konuşmasına şaşırdım.
- Tom was surprised when Mary caught a fish.
- Mary bir balık yakaladığında Tom şaşırdı.
- I was surprised when Tom told me he was planning to get married.
- Tom bana evlenmeyi planladığını söylediğinde şaşırmıştım.
- I was surprised that you won the prize.
- Ödülü kazanmana şaşırdım.
- I guess I shouldn't be surprised.
- Sanırım şaşırmamalıyım.
- Tom won't likely be surprised.
- Tom muhtemelen şaşırmayacaktır.
- I was surprised when Tom told me he was planning to get married.
- Tom bana evlenmeyi planladığını söylediğinde şaşırdım.
- I'm surprised.
- Ben şaşırdım.
- I'm not really that surprised.
- O kadar da şaşırmadım.
- You'd be surprised what you can learn in a week.
- Bir haftada öğrenebileceklerine şaşırırdın.
- I think Tom was surprised.
- Bence Tom şaşırdı.
- Tom was surprised, wasn't he?
- Tom şaşırdı, değil mi?
- Tom won't be surprised.
- Tom şaşırmayacak.
- Tom wasn't surprised by what Mary did.
- Tom Mary'nin yaptıklarına şaşırmadı.
- Tom and Mary were surprised.
- Tom ve Mary şaşırmıştı.
- I'm not the least surprised.
- Hiç şaşırmadım.
- I was surprised when Tom said he was planning to go to Boston.
- Tom Boston'a gitmeyi planladığını söylediğinde şaşırmıştım.
- She was surprised that it was that late.
- O kadar geç olmasına şaşırdı.
- We were very surprised.
- Çok şaşırdık.
- It looked like you were surprised.
- Sanki şaşırmış gibi görünüyordunuz.
- I was surprised to hear Tom had done that.
- Tom'un bunu yaptığını duyduğuma şaşırdım.
- I was surprised to learn that Tom was a liberal.
- Tom'un liberal olduğunu öğrenince şaşırdım.
- I'm surprised that building is still standing.
- O binanın hâlâ ayakta olmasına şaşırdım.
- I'm very surprised that Tom isn't here.
- Tom'un burada olmamasına çok şaşırdım.
- I was surprised when I found out that Tom used to be a professional golfer.
- Tom'un eskiden profesyonel bir golfçü olduğunu öğrendiğimde çok şaşırdım.
- Tom wasn't totally surprised.
- Tom pek şaşırmadı.
- I suppose I shouldn't be surprised.
- Sanırım şaşırmamalıyım.
- I wouldn't be surprised.
- Ben olsam şaşırmazdım.
- I was surprised by his resignation.
- Onun istifasına şaşırmıştım.
- Tom was surprised when Mary caught a fish.
- Mary balık yakaladığında Tom şaşırdı.
- I'm surprised Tom didn't want to come.
- Tom'un gelmek istememesine şaşırdım.
- Tom wasn't surprised to hear that Mary had gotten married.
- Tom, Mary'nin evlendiğini duyunca şaşırmadı.
- I'm surprised we haven't run into this problem before.
- Daha önce bu sorunla karşılaşmadığımıza şaşırdım.
- She was very surprised at the sight.
- Görünce çok şaşırdı.
- We're surprised.
- Biz şaşırdık.
- I wasn't surprised when Tom told Mary he didn't need to do that.
- Tom'un Mary'ye bunu yapmasına gerek olmadığını söylediğinde şaşırmadım.
- He was surprised at the news.
- Haberlere şaşırdı.
- Was anyone surprised when you told them you were getting married?
- Onlara evleneceğinizi söylediğinde herhangi biri şaşırdı mı?
- Everyone was surprised when I went into the room.
- Odaya girdiğimde herkes şaşırdı.
- You bet I was surprised.
- Emin ol şaşırdım.
- Tom says that he wasn't surprised at all.
- Tom hiç şaşırmadığını söylüyor.
- Tom was surprised by what he learned.
- Tom öğrendiklerine şaşırmıştı.
- Tom was surprised by what he learned.
- Tom öğrendiklerine çok şaşırdı.
- I am as surprised as you.
- Ben de senin kadar şaşırdım.
- Aren't you surprised?
- Şaşırmadın mı?
- We were surprised at the news.
- Biz habere şaşırdık.
- I was surprised because my husband actually ate some of our wedding cake.
- Şaşırmıştım çünkü kocam düğün pastamızın bir kısmını yemişti.
- I wouldn't be surprised.
- Ben şaşırmazdım.
- Tom is likely going to be surprised.
- Tom büyük olasılıkla şaşıracak.
- We were surprised at his conduct.
- Tavrına şaşırdık.
- I wouldn't be surprised if Tom left early.
- Tom erken çıkarsa şaşırmam.
- Everyone was surprised.
- Herkes şaşırdı.
- Mary said she thought Tom hadn't been surprised.
- Mary, Tom'un şaşırmadığını düşündüğünü söyledi.
- Tom said Mary was likely to be surprised.
- Tom, Mary'nin şaşıracağını söyledi.
- Weren't you just a bit surprised by what happened?
- Olanlara biraz şaşırmadın mı?
- Tom will be surprised.
- Tom şaşıracak.
- Tom was surprised when Mary did that.
- Mary bunu yaptığında Tom şaşırdı.
- I could tell from your reaction that you were surprised.
- Tepkine bakarak şaşırdığını söyleyebilirim.
- I was surprised when Tom said he was planning to go to Boston.
- Tom Boston'a gitmeyi planladığını söylediğinde şaşırdım.
- Tom is likely to be surprised, isn't he?
- Tom muhtemelen şaşıracak, değil mi?
- I was surprised when Tom said he was unhappy here.
- Tom burada mutsuz olduğunu söylediğinde şaşırdım.
- I got surprised.
- Şaşırdım.
- Tom will likely be surprised.
- Tom muhtemelen şaşıracak.
- They were surprised by what they saw.
- Gördükleri karşısında şaşırdılar.
- I'm surprised Tom didn't come by car.
- Tom'un arabayla gelmemesine şaşırdım.
- I was surprised at the news of his death.
- Onun ölüm haberine şaşırdım.
- I'm surprised that you have won that prize.
- Senin o ödülü kazanmana şaşırdım.
- I'm surprised and disappointed.
- Ben şaşırdım ve hayal kırıklığına uğradım.
- I wasn't surprised by the question.
- Soruya şaşırmadım.
- Tom wasn't surprised when I told him what I'd done.
- Tom, ne yaptığımı ona söylediğimde şaşırmadı.
- I can't say I'm surprised.
- Şaşırdığımı söyleyemem.
- Tom was surprised that Mary could do that.
- Tom, Mary'nin bunu yapabilmesine şaşırdı.
- I wouldn't be surprised if it rained.
- Yağmur yağarsa şaşırmam.
- They will be surprised to hear the news.
- Haberi duyunca çok şaşıracaklar.
- They will be surprised to see you here.
- Seni burada gördüklerine şaşıracaklar.
- I wasn't surprised when Tom showed up at my party because Mary told me he'd be coming.
- Tom partime geldiğinde şaşırmadım çünkü Mary bana geleceğini söylemişti.
- They couldn't help being surprised at the news.
- Habere şaşırmaktan kendilerini alamadılar.
- I'm as surprised as Tom is.
- Tom kadar şaşırdım.
- Tom was a bit surprised when he saw Mary and John kissing.
- Tom, Mary ve John'u öpüşürken gördüğünde biraz şaşırdı.
- I'm surprised that Tom can't speak French.
- Tom'un Fransızca konuşamamasına şaşırdım.
- She was surprised to see him.
- Onu gördüğüne şaşırdı.
- I'd be surprised if Tom did that.
- Tom bunu yapsaydı şaşırırdım.
- I wasn't surprised when Tom told me where Mary had gone.
- Tom bana Mary'nin nereye gittiğini söylediğinde şaşırmadım.
- I'd be very surprised if Tom isn't at the party tonight.
- Tom bu akşam partide olmazsa çok şaşırırım.
- I'm surprised to see you again so soon.
- Seni bu kadar erken gördüğüme şaşırdım.
- I'm very surprised Tom did that.
- Tom bunu yaptığına çok şaşırdım.
- Even Tom was surprised to hear that.
- Tom bile bunu duyunca şaşırdı.
- I'm surprised Tom didn't want to go with us.
- Tom'un bizimle gelmek istememesine şaşırdım.
- Tom is probably going to be surprised.
- Tom muhtemelen şaşıracak.
- Tom is going to be surprised.
- Tom çok şaşıracak.
- I think you'll be surprised.
- Bence şaşıracaksınız.
- Tom was surprised how well Mary could play the piano.
- Tom, Mary'nin ne kadar iyi piyano çalabildiğine şaşırdı.
- They were all surprised to see me there.
- Beni orada görünce hepsi şaşırdı.
- I was surprised to see you yesterday.
- Dün seni gördüğüme şaşırdım.
- I wasn't surprised when Tom showed up at my party because Mary told me he'd be coming.
- Mary bana onun geleceğini söylediği için Tom benim partime geldiğinde şaşırmadım.
- She is certain to be surprised.
- Şaşıracağı kesin.
- Tom was surprised to see Mary out jogging so early in the morning.
- Tom sabah çok erken saatte Mary'nin dışarıda koştuğunu gördüğüne şaşırmıştı.
- I'm surprised to see you here.
- Seni burada gördüğüme şaşırdım.
- The governor was surprised by the commission's response.
- Vali komisyonun cevabıyla şaşırmıştı.
- Tom wasn't surprised by what Mary did.
- Tom, Mary'nin yaptığına şaşırmadı.
- Tom wasn't surprised that Mary didn't like John.
- Tom Mary'nin John'u sevmediğine şaşırmadı.
- I'm surprised you remember us.
- Bizi hatırlamana şaşırdım.
- Tom wasn't surprised that Mary was late.
- Tom Mary'nin geç kalmasına şaşırmadı.
- They couldn't help being surprised at the news.
- Haberlere şaşırmaktan kendilerini alamadılar.
- Everyone was surprised to see Tom.
- Herkes Tom'u gördüğüne şaşırdı.
- I was surprised when Tom told me about that.
- Tom bana o konudan bahsettiğinde şaşırdım.
- Why was everyone surprised?
- Neden herkes şaşırdı?
- Tom wasn't even surprised.
- Tom şaşırmadı bile.
- I wasn't as surprised as Tom was.
- Ben Tom kadar şaşırmadım.
- Tom was probably surprised.
- Tom muhtemelen şaşırdı.
- She may have been surprised when she received my letter.
- Mektubumu aldığında şaşırmış olabilir.
- He was surprised at the scene.
- Gördüğü manzara karşısında şaşırmıştı.
- Tom wasn't a bit surprised by Mary's behavior.
- Tom, Mary'nin davranışına hiç şaşırmadı.
- Tom wasn't surprised when Mary showed up at his party.
- Mary partiye geldiğinde Tom şaşırmadı.
- You'd be surprised what you can learn in a week.
- Bir haftada öğrenebileceklerine şaşırırsın.
- Tom is likely going to be surprised.
- Tom muhtemelen şaşıracak.
- I was surprised when I heard Tom and Mary had gotten married.
- Tom ve Mary'nin evlendiğini duyduğumda çok şaşırdım.
- Tom thought Mary was surprised.
- Tom, Mary'nin şaşırdığını düşündü.
- Tom might be surprised.
- Tom şaşırmış olabilir.
- I was surprised Tom wanted to do that.
- Tom'un bunu yapmak istemesine şaşırdım.
- Tom was surprised that Mary ate so much.
- Tom, Mary'nin bu kadar çok yemesine şaşırdı.
- Tom was surprised to see John and Mary out on a date.
- Tom, John ve Mary'yi dışarıda bir randevuda görünce şaşırdı.
- I'm not too surprised.
- Çok şaşırmadım.
- I was surprised to see you here.
- Seni burada gördüğüme şaşırdım.
- Tom was surprised and a little confused.
- Tom şaşırdı ve biraz kafası karıştı.
- Tom wasn't surprised, but Mary was.
- Tom şaşırmamıştı ama Mary şaşırmıştı.
- I'm very surprised that you don't know Tom.
- Tom'u tanımamana çok şaşırdım.
- I was surprised when Tom told me you didn't need to do that.
- Tom'un bunu yapmana gerek olmadığını söylediğinde şaşırdım.
- Tom wasn't surprised to see Mary.
- Tom, Mary'yi gördüğüne şaşırmadı.
- Were you surprised to see Tom?
- Tom'u gördüğüne şaşırdın mı?
- I wasn't surprised.
- Hiç şaşırmadım.
- I was surprised.
- Şaşırdım.
- I was surprised when Tom offered to pay for everything.
- Tom her şeyi ödemeyi teklif ettiğinde şaşırmıştım.
- I'm surprised to hear you say that.
- Bunu söylediğini duyduğuma şaşırdım.
- I wouldn't be surprised if they couldn't find Tom.
- Tom'u bulamazlarsa şaşırmam.
- She was surprised to learn this.
- O, bunu öğrendiği için şaşırdı.
- I was surprised at this news.
- Bu habere şaşırdım.
- I'm surprised to see you again.
- Seni tekrar gördüğüme şaşırdım.
- Tom didn't seem surprised to see us.
- Tom bizi gördüğüne şaşırmamış gibiydi.
- He was surprised at the sight of blood.
- Kanı görünce şaşırdı.
- Tom wasn't as surprised as I was.
- Tom benim kadar şaşırmadı.
- Is anyone surprised?
- Şaşıran var mı?
- I don't think Tom would be surprised if Mary did that.
- Eğer Mary bunu yaparsa Tom'un şaşıracağını sanmıyorum.
- I'm surprised Tom went with Mary.
- Tom'un Mary ile gitmesine şaşırdım.
- I looked up a song I liked from a movie in YouTube and there were countless remixes; I was surprised at how many were hits!
- Bir filmden beğendiğim bir şarkıyı YouTube'da aradım ve sayısız remiks vardı; kaç tanesinin hit olduğuna şaşırdım!
- I think you'd be surprised.
- Şaşıracağını düşünüyorum.
- I'd be very surprised if Tom didn't do that.
- Tom bunu yapmazsa çok şaşırırdım.
- Tom doesn't think Mary will be surprised.
- Tom, Mary'nin şaşıracağını düşünmüyor.
- Tom was surprised that Mary quit her job.
- Tom, Mary'nin işi bırakmasına şaşırdı.
- We were all surprised that Tom didn't win the race.
- Tom'un yarışı kazanmamasına hepimiz şaşırdık.
- I'm surprised this didn't come up sooner.
- Bunun daha önce gündeme gelmemesine şaşırdım.
- I'm surprised that Beth didn't enjoy her time at the farm.
- Beth'in çiftlikte geçirdiği zamandan keyif almamasına şaşırdım.
- I'm not too surprised.
- Ben çok şaşırmadım.
- I was as surprised as Tom was.
- Tom'un şaşırdığı kadar şaşırdım.
- Tom is going to be surprised, isn't he?
- Tom şaşıracak, değil mi?
- I was surprised when I saw Tom hit Mary.
- Tom'un Mary'ye vurduğunu gördüğümde şaşırdım.
- We were surprised when we saw him in the office this morning.
- Bu sabah onu ofiste görünce şaşırdık.
- Tom told Mary that she should quit pretending to be surprised.
- Tom, Mary'ye şaşırmış gibi davranmayı bırakması gerektiğini söyledi.
- Tom opened the door and was surprised to see Mary.
- Tom kapıyı açtı ve Mary'yi görünce şaşırdı.
- I was surprised when I found out that Tom used to be a French teacher.
- Tom'un eskiden Fransızca öğretmeni olduğunu öğrendiğimde çok şaşırdım.
- My music teacher was surprised to know I know how to cook.
- Müzik öğretmenim, benim yemek yapmayı bildiğime şaşırdı.
- I'm surprised Tom doesn't have a bicycle.
- Tom'un bisikleti olmamasına şaşırdım.
- I was surprised when Tom left without saying goodbye.
- Tom vedalaşmadan gittiğinde şaşırdım.
- When was the last time you were really surprised?
- En son ne zaman gerçekten şaşırdınız?
- We're surprised and shocked.
- Biz şaşırdık ve şok olduk.
- You'd be surprised how much money Tom has in the bank.
- Tom'un bankada ne kadar parası olduğunu bilseniz şaşırırdınız.
- I'm surprised you remember Tom.
- Tom'u hatırlamana şaşırdım.
- Why should anyone be surprised?
- Neden herkes şaşırsın?
- Was Tom surprised?
- Tom şaşırdı mı?
- Tom wasn't surprised that Mary did that.
- Tom Mary'nin bunu yaptığına şaşırmamıştı.
- I'm surprised Tom gave Mary all the money she asked for.
- Tom'un Mary'ye istediği bütün parayı vermesine şaşırdım.
- People are very surprised when I tell them what my name means.
- Onlara benim adımın ne anlama geldiğini söyleyince insanlar çok şaşırır.
- Why were you so surprised?
- Neden bu kadar şaşırdınız?
- I'm surprised Tom isn't happy here.
- Tom'un burada mutlu olmamasına şaşırdım.
- My parents were surprised to hear the news.
- Ailem haberi duyunca çok şaşırdı.
- No one was more surprised than me.
- Kimse benden daha fazla şaşırmadı.
- I was surprised when Tom said he was applying for a job at our company.
- Tom bizim şirkete iş başvurusunda bulunacağını söylediğinde şaşırmıştım.
- Tom and Mary were surprised to see John and Alice.
- Tom ve Mary, John ve Alice'i görünce şaşırdılar.
- Those women were so surprised that they couldn't speak.
- O kadınlar o kadar şaşırdılar ki konuşamadılar.
- Tom was surprised that Mary won the contest.
- Tom, Mary'nin yarışmayı kazandığına şaşırdı.
- I am very much surprised to hear that he got badly injured in a motorcar accident.
- Ben onun bir otomobil kazasında kötü yaralandığını duyunca çok şaşırdım.
- Mother was surprised at the news.
- Annem haberlere şaşırdı.
- I'm not that surprised by it.
- Buna o kadar da şaşırmadım.
- I'm not a bit surprised.
- Birazcık bile şaşırmadım.
- I think they were surprised.
- Bence şaşırdılar.
- I am not in the least surprised.
- Hiç şaşırmadım.
- I wouldn't be too surprised if Tom didn't show up on time.
- Tom zamanında gelmeseydi çok şaşırmazdım.
- We weren't surprised at all.
- Hiç şaşırmadık.
- Tom was a little surprised by the question.
- Tom soru karşısında biraz şaşırdı.
- He was surprised too.
- O da şaşırdı.
- I'm surprised they didn't have anything to do.
- Yapacak bir şeyleri olmamasına şaşırdım.
- Tom was surprised the police knew his name.
- Tom polisin onun adını bilmesine şaşırdı.
- I'm surprised you didn't know that.
- Bunu bilmemene şaşırdım.
- I was a bit surprised.
- Ben biraz şaşırdım.
- Tom wasn't surprised that Mary won the contest.
- Tom, Mary'nin yarışmayı kazanmasına şaşırmadı.
- She wasn't surprised at all.
- O hiç şaşırmadı.
- Tom was surprised and a little frightened.
- Tom şaşırdı ve biraz da korkmuştu.
- You'll be surprised.
- Siz de şaşıracaksınız.
- I don't think Tom would be surprised if Mary did that.
- Mary bunu yapsa Tom'un şaşıracağını sanmıyorum.
- I wouldn't be surprised if Tom were late.
- Tom geç kalmış olsa şaşırmazdım.
- I was surprised that he had failed.
- Ben, o başarısız olduğu için şaşırdım.
- I was surprised that Tom wasn't there.
- Tom'un orada olmamasına şaşırdım.
- Tom was surprised that Mary won the race.
- Tom, Mary'nin yarış kazanmasına şaşırdı.
- I know Tom was surprised.
- Tom'un şaşırdığını biliyorum.
- I was surprised to hear from Tom.
- Tom'dan haber alınca şaşırdım.
- I wasn't surprised when I heard Tom and Mary had gotten married.
- Tom ve Mary'nin evlendiklerini duyduğumda şaşırmadım.
- I wasn't surprised when Tom told Mary he didn't need to do that.
- Tom, Mary'ye bunu yapmasına gerek olmadığını söylediğinde şaşırmadım.
- I'm surprised you and Tom don't like each other.
- Tom'la birbirinizden hoşlanmamanıza şaşırdım.
- You'd be surprised how much money Tom has in the bank.
- Tom'un bankada ne kadar parası olduğuna şaşırırdın.
- Tom wasn't surprised that Mary was late.
- Tom, Mary'nin geç kalmasına şaşırmadı.
- I was surprised to hear from Tom.
- Tom'dan haber aldığıma şaşırdım.
- He was surprised at the long-distance phone bill.
- Uzun mesafe telefon faturasına şaşırdı.
- Tom wasn't surprised that Mary won the contest.
- Tom, Mary'nin yarışmayı kazandığına şaşırmadı.
- Sami was surprised.
- Sami şaşırdı.
- Tom thought Mary would be surprised.
- Tom Mary'nin şaşıracağını söyledi.
- I'm surprised Tom and Mary are still seeing each other.
- Tom ve Mary'nin hala görüşüyor olmalarına şaşırdım.
- I was surprised when Tom did that.
- Tom bunu yaptığında şaşırdım.
- We were as surprised as you were.
- Biz senin kadar şaşırdık.
- Tom wasn't surprised when Mary did that.
- Mary bunu yaptığında Tom şaşırmadı.
- You might be surprised at the outcome.
- Sonuca şaşırmış olabilirsin.
- Why are you surprised?
- Neden şaşırdın?
- My music teacher was surprised to know I know how to cook.
- Müzik öğretmenim yemek yapmayı bildiğimi öğrenince çok şaşırdı.
- I was surprised when Tom asked me to the dance.
- Tom beni dansa davet ettiğinde şaşırmıştım.
- I'm surprised at how tired I am.
- Bu kadar yorgun olmama şaşırdım.
- Tom was surprised when he saw Mary crying.
- Tom Mary'nin ağladığını gördüğünde şaşırmıştı.
- I was as surprised as Tom was.
- Ben de Tom kadar şaşırdım.
- I wasn't surprised when Tom told me where he'd gone.
- Tom bana nereye gittiğini söylediğinde şaşırmadım.
- Tom didn't seem surprised Mary had a motorcycle.
- Tom, Mary'nin motosikleti olmasına şaşırmamış gibiydi.
- Tom was surprised when I told him.
- Ona söylediğimde Tom şaşırdı.
- She was surprised that he showed up.
- Onun gelmesine şaşırdı.
- Neither Tom nor Mary was surprised.
- Ne Tom ne de Mary şaşırdı.
- I was very surprised when Tom told me that Mary had left Boston.
- Tom bana Mary'nin Boston'dan ayrıldığını söylediğinde çok şaşırdım.
- He was surprised to hear about the murder case.
- Cinayet davasını duyunca şaşırdı.
- I'm surprised you agreed to have lunch with me.
- Benimle yemek yemeyi kabul etmene şaşırdım.
- I was surprised because he lifted me up with ease.
- O beni kolayca kaldırdığı için şaşırdım.
- I wasn't surprised when Tom told me what he was planning to do.
- Tom bana ne yapmayı planladığını söylediğinde şaşırmadım.
- Mary will be surprised, won't she?
- Mary şaşıracak, değil mi?
- Tom wasn't surprised that Mary complained so much.
- Tom Mary'nin o kadar çok şikayet ettiğine şaşırmamıştı.
- Tom was surprised how hard it was to do that.
- Tom bunu yapmanın ne kadar zor olduğuna şaşırdı.
- I'm very surprised that Tom did that.
- Tom'un bunu yapmasına çok şaşırdım.
- I'm surprised myself.
- Ben de şaşırdım.
- I was surprised when I heard that Tom had committed suicide.
- Tom'un intihar ettiğini duyduğumda şaşırdım.
- I think you'll be surprised.
- Bence şaşıracaksın.
- They were surprised at the city's rapid growth.
- Onlar kentin hızlı büyümesine şaşırdılar.
- I was surprised when I saw you guys kissing.
- Sizleri öpüşürken görünce şaşırdım.
- Even Tom is surprised that Mary lied.
- Mary'nin yalan söylemesine Tom bile şaşırdı.
- Tom was surprised that Mary showed up.
- Tom, Mary'nin gelmesine şaşırdı.
- Tom was surprised by Mary's behavior.
- Tom, Mary'nin davranışlarına şaşırdı.
- I was a bit surprised.
- Biraz şaşırdım.
- Tom said that Mary wasn't very surprised.
- Tom, Mary'nin pek şaşırmadığını söyledi.
- We were greatly surprised at the news of his sudden death.
- Biz onun ani ölüm haberine çok şaşırdık.
- Tom wasn't surprised that Mary could do that.
- Tom Mary'nin bunu yapabildiğine şaşırmadı.
- Tom doesn't think Mary will be surprised.
- Tom Mary'nin şaşıracağını düşünmüyor.
- Tom wasn't surprised that Mary was still up.
- Tom, Mary'nin hâlâ ayakta olmasına şaşırmadı.
- We were surprised to see his injuries.
- Biz onun yaralarını gördüğümüze şaşırdık.
- I'm surprised that you didn't know that Tom got into Harvard.
- Tom'un Harvard'a girdiğini bilmediğine şaşırdım.
- I wasn't surprised when Tom told me he didn't want to go to Boston.
- Tom bana Boston'a gitmek istemediğini söylediğinde şaşırmadım.
- I doubt Tom will be surprised.
- Tom'un şaşıracağından şüpheliyim.
- I was very surprised to hear the news.
- Haberi duyduğuma çok şaşırdım.
- Tom will be so surprised.
- Tom çok şaşıracak.
- I was surprised to see an old friend of mine there.
- Orada eski bir arkadaşımı gördüğüm için şaşırmıştım.
- She isn't surprised at all.
- Hiç şaşırmadı.
- She was very surprised when she heard the news.
- Haberi duyduğunda çok şaşırdı.
- I wasn't surprised by that.
- Buna şaşırmadım.
- I was surprised when Tom asked me to play tennis with him.
- Tom onunla tenis oynamamı istediğinde şaşırdım.
- I was surprised when I heard Tom and Mary had gotten married.
- Tom ve Mary'nin evlendiğini duyduğumda şaşırdım.
- I was very surprised at the news.
- Ben, habere çok şaşırdım.
- I'm very surprised.
- Çok şaşırdım.
- She was surprised that he showed up.
- Onun gelişine şaşırdı.
- I don't like to be surprised.
- Şaşırmayı sevmem.
- People were surprised.
- İnsanlar şaşırdı.
- I'm surprised they didn't arrest Tom.
- Tom'u tutuklamadıklarına şaşırdım.
- Tom would be surprised if he saw Mary doing that.
- Tom, Mary'nin bunu yaptığını görse çok şaşırırdı.
- When Tom looked at his watch, he was surprised to see how late it was.
- Tom saatine baktığında, saatin ne kadar geç olduğunu görünce şaşırdı.
- I wasn't surprised.
- Ben şaşırmadım.
- Tom might be surprised.
- Tom şaşırabilir.
- Tom wasn't a bit surprised by Mary's behavior.
- Tom Mary'nin davranışına biraz şaşırmadı.
- Tom was surprised by Mary's reaction.
- Tom, Mary'nin tepkisine şaşırdı.
- Tom would be surprised if Mary did that.
- Mary bunu yapsaydı Tom şaşırırdı.
- I was surprised that Tom spoke French so well.
- Tom'un bu kadar iyi Fransızca konuşmasına şaşırdım.
- I was kind of surprised to see Tom there.
- Tom'u orada gördüğüme biraz şaşırdım.
- You must have been surprised to meet your teacher in such a place.
- Öğretmeninle böyle bir yerde karşılaştığına şaşırmış olmalısın.
- I'm surprised you moved back to Australia.
- Avustralya'ya geri döndüğüne şaşırdım.
- He was surprised to learn this.
- O, bunu öğrendiği için şaşırdı.
- I'm surprised that you didn't know that Tom could speak French.
- Tom'un Fransızca konuşabildiğini bilmediğine şaşırdım.
- I was surprised when I heard Tom had committed suicide.
- Tom'un intihar ettiğini duyduğumda şaşırdım.
- Who do you think was more surprised, Tom or Mary?
- Sence kim daha çok şaşırdı, Tom mu Mary mi?
- Tom said he thought Mary wouldn't be surprised.
- Tom Mary'nin şaşırmayacağını düşündüğünü söyledi.
- Tom said that he wasn't very surprised.
- Tom çok şaşırmadığını söyledi.
- I'm surprised that you don't know about their marriage.
- Onların evliliklerinden haberin olmamasına şaşırdım.
- They were completely surprised.
- Onlar tamamen şaşırdılar.
- I'm not even a little surprised.
- Biraz bile şaşırmadım.
- Tom was surprised and shocked.
- Tom şaşırdı ve şok oldu.
- You must've been surprised to meet your teacher in such a place.
- Öğretmeninle böyle bir yerde karşılaşmış olduğuna şaşırmış olmalısın.
- Tom and Mary were surprised.
- Tom ve Mary şaşırdılar.
- I wouldn't be surprised if Tom didn't come.
- Tom gelmezse şaşırmam.
- Tom wasn't surprised when I told him what I'd done.
- Ona ne yaptığımı söylediğimde Tom şaşırmadı.
- I wouldn't be surprised if Tom wanted to do that.
- Tom bunu yapmak isteseydi şaşırmazdım.
- Tom wasn't surprised that Mary was there.
- Tom, Mary'nin orada olmasına şaşırmadı.
- Tom was surprised by what Mary told him.
- Tom, Mary'nin ona söylediği şeye şaşırdı.
- I'd be very surprised if Tom didn't do that.
- Tom bunu yapmazsa çok şaşırırım.
- Tom said that he thought that Mary hadn't been surprised.
- Tom, Mary'nin şaşırmadığını düşündüğünü söyledi.
- Let's just say I wasn't surprised.
- Şaşırmadım diyelim.
- They were surprised by what they saw.
- Onlar gördükleri karşısında şaşırmıştı.
- I'm surprised to see you.
- Sizi gördüğüme şaşırdım.
- Tom seemed to be surprised Mary didn't know what to do.
- Tom, Mary'nin ne yapacağını bilmemesine şaşırmış gibiydi.
- Are you surprised to see me here?
- Beni burada gördüğüne şaşırdın mı?
- I think they were surprised.
- Sanırım onlar şaşırmıştı.
- I wasn't surprised when Tom showed up at the party because Mary told me he'd be coming.
- Tom partiye geldiğinde şaşırmadım çünkü Mary bana onun geleceğini söyledi.
- Tom was surprised when Mary didn't do that.
- Tom bunu yapmadığında Mary şaşırmıştı.
- Tom wasn't surprised that Mary showed up.
- Tom Mary geldiğinde şaşırmadı.
- I'm surprised you overlooked it.
- Bunu görmezden gelmene şaşırdım.
- Tom was surprised that Mary had a motorcycle.
- Tom, Mary'nin bir motosikleti olmasına şaşırdı.
- I wouldn't be too surprised if you saw a snake.
- Bir yılan görürseniz, çok şaşırmam.
- I was surprised to hear that Tom had done that.
- Tom'un bunu yaptığını duyduğuma şaşırdım.
- I'd be very surprised if Tom showed up.
- Tom gelirse çok şaşırırım.
- I'm surprised Tom remembers us.
- Tom'un bizi hatırlamasına şaşırıyorum.
- I'm surprised Tom remembers me.
- Tom'un beni hatırlamasına şaşırdım.
- Tom wasn't surprised to see me.
- Tom beni gördüğüne şaşırmadı.
- Tom wasn't surprised to see us.
- Tom bizi gördüğüne şaşırmadı.
- I was surprised when Tom told me about what Mary did.
- Tom bana Mary'nin yaptıklarını anlattığında şaşırdım.
- The whole company were surprised at the youth's skill.
- Bütün şirket gençlerin becerisine şaşırdı.
- No one was more surprised than Tom.
- Kimse Tom kadar şaşırmadı.
- Those present were surprised at the news.
- Orada bulunanlar bu haber karşısında şaşırdı.
- I am very much surprised to hear that he got badly injured in a motorcar accident.
- Bir araba kazasında ağır yaralandığını duyduğumda çok şaşırdım.
- I'm surprised and disappointed.
- Şaşırdım ve hayal kırıklığına uğradım.
- Tom opened the door and was surprised to see Mary.
- Tom kapıyı açtı ve Mary'yi gördüğüne şaşırdı.
- Tom wasn't surprised to see Mary with John.
- Tom Mary'yi John'la gördüğüne şaşırmadı.
- Everybody was surprised.
- Herkes şaşırmıştı.
- I'm surprised Tom didn't know how to spell Mary's last name.
- Tom'un Mary'nin soyadını nasıl heceleyeceğini bilmemesine şaşırdım.
- Tom said that Mary wasn't surprised.
- Tom, Mary'nin şaşırmadığını söyledi.
- I wasn't totally surprised.
- Pek şaşırmadım.
- She may have been surprised when she heard the news.
- Haberi duyduğunda, o şaşırmış olabilir.
- I'm surprised Tom didn't show.
- Tom'un gelmemesine şaşırdım.
- Tom will be surprised to see you.
- Tom seni gördüğüne şaşıracak.
- He was surprised his father had sold the farm.
- Babasının çiftliği satmasına şaşırdı.
- I'm surprised no one else heard the gunshots.
- Başka birinin silah seslerini duymadığına şaşırdım.
- I'm surprised you didn't bring Tom along.
- Tom'u getirmediğine şaşırdım.
- I'm surprised Tom and Mary don't like each other.
- Tom ve Mary'nin birbirlerini sevmediğine şaşırdım.
- Tom was a little surprised that Mary said that.
- Tom, Mary'nin bunu söylemesine biraz şaşırdı.
- I'm as surprised about it as you are.
- Buna ben de senin kadar şaşırdım.
- Tom was a little surprised.
- Tom biraz şaşırdı.
- I bet Tom was surprised.
- Eminim Tom şaşırmıştır.
- I'm surprised Tom remembers us.
- Tom'un bizi hatırlamasına şaşırdım.
- I'm surprised you're still here.
- Hâlâ burada olmana şaşırdım.
- She was surprised to see him.
- Onu gördüğüne şaşırmıştı.
- When was the last time you were really surprised?
- En son ne zaman gerçekten şaşırdın?
- I'm as surprised as anybody.
- Ben de herkes kadar şaşırdım.
- I was surprised when I found that my father could do that.
- Babamın bunu yapabileceğini anladığımda şaşırdım.
- In 1997, the world was surprised again when Mother Teresa died.
- 1997'de Rahibe Teresa öldüğünde dünya yine şaşırdı.
- I was surprised to learn that the library had only about four thousand books.
- Kütüphanede sadece dört bin kitap olduğunu öğrenince şaşırdım.
- To be surprised, to wonder, is to begin to understand.
- Şaşırmak, merak etmek, anlamaya başlamaktır.
- We were all surprised that Tom won the race.
- Tom'un yarışı kazanmasına hepimiz şaşırdık.
- You must have been surprised to meet your teacher in such a place.
- Öğretmeninle böyle bir yerde karşılaşmış olduğuna şaşırmış olmalısın.
- You might be surprised.
- Sen şaşırabilirsin.
- Tom was surprised that Mary had a motorcycle.
- Tom, Mary'nin bir motosikleti olduğunu şaşırdı.
- I am surprised to see you here in this hotel.
- Sizi bu otelde gördüğüme şaşırdım.
- They were all surprised to see me there.
- Onlar beni orada gördüklerine çok şaşırdılar.
- You'd be surprised how well Tom can speak French.
- Tom'un ne kadar iyi Fransızca konuşabildiğine şaşırırdın.
- Tom wouldn't be too surprised if Mary didn't like the puppy he gave her.
- Tom, Mary ona verdiği köpek yavrusunu sevmese de çok şaşırmazdı.
- Sami was surprised Layla didn't hear anything.
- Sami, Layla'nın bir şey duymamasına şaşırdı.
- Tom and I were surprised.
- Tom ve ben şaşırdık.
- Tom was surprised how well Mary could play the piano.
- Tom Mary'nin ne kadar iyi piyano çalabildiğine şaşırmıştı.
- Both Tom and Mary were surprised.
- Hem Tom hem de Mary şaşırdı.
- I was surprised when Tom told me about that.
- Tom bana bunu anlattığında şaşırdım.
- We were surprised to see his injuries.
- Yaralarını görünce şaşırdık.
- I'm surprised Tom gave Mary all the money she asked for.
- Tom'un Mary'ye istediği tüm parayı vermesine şaşırdım.
- I'm surprised Tom let Mary go out alone.
- Tom'un Mary'nin dışarı yalnız gitmesine izin vermesine şaşırdım.
- Tom thinks Mary won't be surprised.
- Tom Mary'nin şaşırmayacağını düşünüyor.
- I'm surprised you moved back to Boston.
- Boston'a geri taşındığına şaşırdım.
- I was surprised to find three Jacksons in my class.
- Sınıfımda üç Jackson olduğunu görünce şaşırmıştım.
- You must've been surprised to see Tom there.
- Tom'u orada gördüğüne şaşırmış olmalısın.
- They're surprised.
- Şaşırdılar.
- You shouldn't be surprised.
- Şaşırmamalısın.
- I thought you'd be kind of surprised.
- Biraz şaşıracağını düşünmüştüm.
- Are you surprised?
- Şaşırdın mı?
- You must have been surprised to meet me in such a place the other day.
- Geçen gün böyle bir yerde benimle karşılaştığın için şaşırmış olmalısın.
- I'm surprised you moved back to Boston.
- Boston'a geri dönmene şaşırdım.
- I bet Tom was surprised.
- Bahse girerim Tom şaşırdı.
- Tom said he wasn't surprised.
- Tom şaşırmadığını söyledi.
- I wouldn't be too surprised if Tom didn't get a good TOEFL score.
- Tom iyi bir TOEFL puanı alamazsa çok şaşırmam.
- Tom was surprised that Mary showed up.
- Tom Mary'nin gelişine şaşırdı.
- I'm surprised no one else heard the gunshots.
- Silah sesini başka kimsenin duymamasına şaşırdım.
- I was surprised when I found out that Tom had a motorcycle.
- Tom'un bir motosikleti olduğunu öğrendiğimde çok şaşırdım.
- I was surprised when Tom bought a round of drinks for everyone at the bar.
- Tom bardaki herkese birer içki ısmarladığında çok şaşırdım.
- I'm surprised Tom was even here.
- Tom'un burada olmasına bile şaşırdım.
- Tom wasn't a bit surprised by how well Mary could swim.
- Tom, Mary'nin ne kadar iyi yüzebildiğine hiç şaşırmadı.
- Tom was surprised, too.
- Tom da şaşırmıştı.
- I'm surprised we haven't run into this problem before.
- Bu sorunla daha önce karşılaşmadığımıza şaşırdım.
- Are we really surprised?
- Gerçekten şaşırdık mı?
- Tom said that he was surprised.
- Tom şaşırdığını söyledi.
- Tom wasn't very surprised.
- Tom çok şaşırmadı.
- People were surprised.
- İnsanlar şaşırmıştı.
- I'd be surprised if they asked me to give a speech.
- Eğer benden konuşma yapmamı isteseler, şaşırırım.
- I wouldn't be surprised if they couldn't find Tom.
- Onlar Tom'u bulamazlarsa şaşırmam.
- I wasn't surprised Tom did that.
- Tom'un bunu yapmasına şaşırmadım.
- I wasn't surprised that Tom was able to do that.
- Tom'un bunu yapabilmesine şaşırmadım.
- Tom said he thought Mary wouldn't be surprised.
- Tom, Mary'nin şaşırmayacağını düşündüğünü söyledi.
- Tom was surprised by Mary's comment.
- Tom, Mary'nin yorumuna şaşırdı.
- Tom wasn't surprised when Mary showed up early.
- Mary erken gelince Tom şaşırmadı.
- I think people will be surprised.
- Bence insanlar şaşıracak.
- Tom wasn't surprised, but Mary was.
- Tom şaşırmadı ama Mary şaşırdı.
- Were you surprised to see her?
- Onu gördüğüne şaşırdın mı?
- Even Tom is a little surprised.
- Tom bile biraz şaşırdı.
- I know why you're surprised.
- Neden şaşırdığını biliyorum.
- Tom was surprised when he saw Mary in Boston.
- Tom Mary'yi Boston'da gördüğünde şaşırdı.
- I was surprised to see Tom at the concert.
- Tom'u konserde görünce şaşırdım.
- I doubt if Tom will be surprised.
- Tom'un şaşırıp şaşırmayacağından şüpheliyim.
- I'd be surprised if they asked me to give a speech.
- Benden bir konuşma yapmamı isterlerse şaşırırım.
- Tom didn't think Mary would be surprised.
- Tom, Mary'nin şaşıracağını düşünmedi.
- I won't say I was surprised.
- Şaşırdığımı söylemeyeceğim.
- Tom was surprised that Mary had never listened to November Rain.
- Tom, Mary'nin November Rain'i hiç dinlememiş olmasına şaşırmıştı.
- I wasn't surprised Tom was able to do that.
- Tom'un bunu yapabilmesine şaşırmadım.
- We were all surprised at the news of his death.
- Ölüm haberine hepimiz şaşırdık.
- Emily was surprised.
- Emily şaşırdı.
- People are very surprised when I tell them what my name means.
- İnsanlar ismimin ne anlama geldiğini söylediğimde çok şaşırıyorlar.
- I was surprised when Tom asked me to help him write the report.
- Tom benden raporu yazmasına yardım etmemi istediğinde şaşırdım.
- I was surprised to hear the news.
- Haberleri duyunca şaşırdım.
- I was as surprised as anybody.
- Herkes gibi ben de şaşırdım.
- I'm surprised you missed that.
- Bunu kaçırmana şaşırdım.
- I'm very surprised to see you here.
- Seni burada gördüğüme çok şaşırdım.
- You'd be surprised if you knew how many times Tom has been here.
- Tom'un burada kaç kez bulunduğunu bilsen şaşırırdın.
- I was kind of surprised that Tom did that.
- Tom'un bunu yapmasına biraz şaşırdım.
- I wasn't totally surprised.
- Ben tamamen şaşırmadım.
- You might be surprised.
- Şaşırabilirsin.
- I was surprised because it was very big.
- Çok şaşırdım çünkü çok büyüktü.
- We were really surprised.
- Gerçekten şaşırdık.
- I was quite surprised.
- Çok şaşırdım.
- I'm surprised Tom let Mary go out alone.
- Tom'un Mary'nin yalnız çıkmasına izin vermesine şaşırdım.
- Emily was surprised.
- Emily şaşırmıştı.
- I'm surprised that she did such a thing.
- Onun öyle bir şey yapmasına şaşırdım.
- I was very surprised that Tom wasn't at your party.
- Tom'un senin partinde olmamasına çok şaşırdım.
- She may have been surprised when she heard the news.
- Haberi duyduğunda şaşırmış olabilir.
- I'm surprised Tom didn't show up at Mary's party.
- Tom'un Mary'nin partisine gelmemesine şaşırdım.
- Tom was completely surprised by Mary's offer.
- Tom, Mary'nin önerisine tamamen şaşırdı.
- Tom was surprised how easy it was to do.
- Tom bunu yapmanın bu kadar kolay olmasına şaşırdı.
- Tom wasn't surprised when he saw Mary in Boston.
- Tom, Mary'yi Boston'da gördüğünde şaşırmadı.
- Tom isn't easily surprised.
- Tom kolayca şaşırmaz.
- I was as surprised by Tom's death as you were.
- Tom'un ölümüne ben de sizin kadar şaşırdım.
- Tom was surprised that Mary was still up.
- Tom, Mary'nin hala uyanık olmasına şaşırdı.
- I was surprised that Tom was among the suspects in the murder.
- Tom'un cinayetin şüphelileri arasında olduğuna şaşırmıştım.
- We were very surprised to see Tom doing that.
- Tom'u bunu yaparken gördüğümüzde çok şaşırdık.
- I wasn't surprised when Tom told me what had happened.
- Tom bana olanları anlattığında şaşırmadım.
- I wasn't surprised to see Tom.
- Tom'u gördüğüme şaşırmadım.
- Tom wasn't surprised that Mary had a motorcycle.
- Tom, Mary'nin bir motosikleti olduğuna şaşırmamıştı.
- I'm very surprised to see that.
- Bunu gördüğüme çok şaşırdım.
- Tom was surprised how well Mary could play the piano.
- Tom, Mary'nin ne kadar iyi piyano çaldığına şaşırdı.
- They will be surprised to hear the news.
- Haberi duyduklarına şaşıracaklar.
- Are you surprised that I came?
- Geldiğime şaşırdın mı?
- She was genuinely surprised.
- Gerçekten şaşırdı.
- I'm not in the least surprised.
- Hiç şaşırmadım.
- He was surprised to hear about the murder case.
- Cinayet davasıyla ilgili duyduklarına şaşırdı.
- I'm surprised Tom didn't mention Mary.
- Tom'un Mary'den bahsetmemesine şaşırdım.
- Tom was surprised when Mary didn't do that.
- Mary bunu yapmayınca Tom şaşırdı.
- I was as surprised by Tom's refusal as you were.
- Tom'un reddetmesine beni de senin kadar şaşırdım.
- I'm just surprised to see you.
- Seni gördüğüme şaşırdım.
- Tom is certain to be surprised.
- Tom'un şaşıracağı kesin.
- I am not in the least surprised.
- Asla şaşırmadım.
- Tom wasn't entirely surprised.
- Tom pek şaşırmadı.
- Aren't you surprised to see me here?
- Beni burada gördüğüne şaşırmadın mı?
- We were all surprised that Tom didn't win the race.
- Tom'un yarışı kazanamamasına hepimiz şaşırdık.
- I think Tom was surprised.
- Tom'un şaşırdığını düşünüyorum.
- Was anyone surprised?
- Şaşıran oldu mu?
- I am as surprised as you.
- Senin kadar şaşırdım.
- Tom wasn't surprised.
- Tom şaşırmadı.
- I don't like being surprised.
- Şaşırmaktan hoşlanmam.
- Tom was surprised to see me.
- Tom beni gördüğüne şaşırdı.
- Tom was surprised to see his friend Mary.
- Tom, arkadaşı Mary'yi John'un partisinde gördüğüne şaşırdı.
- I was surprised to see him there.
- Onu orada gördüğüme şaşırdım.
- Tom was surprised that Mary had changed so much.
- Tom Mary'nin bu kadar çok değişmesine şaşırdı.
- I was as surprised as you were.
- Ben de senin kadar şaşırdım.
- I'm surprised at you.
- Sana şaşırdım.
- Kate was surprised when she saw that big dog.
- Kate o büyük köpeği gördüğünde şaşırdı.
- They were surprised.
- Onlar şaşırmıştı.
- I think people will be surprised.
- Sanırım insanlar şaşıracak.
- I was surprised by the news that Mary had won the first prize.
- Mary'nin birincilik ödülünü kazandığı haberine şaşırdım.
- Tom was surprised by the news.
- Tom habere şaşırmıştı.
- Tom wasn't surprised by the news.
- Tom haberlere şaşırmadı.
- Tom is going to be surprised.
- Tom şaşıracak.
- I was surprised when I saw Tom kissing Mary.
- Tom'u Mary'yi öperken gördüğümde şaşırdım.
- Don't be surprised if all of a sudden you forget who you are.
- Birdenbire kim olduğunuzu unutursanız şaşırmayın.
- I'm surprised Tom doesn't know how to swim.
- Tom'un yüzme bilmemesine şaşırdım.
- Tom was surprised by what he found.
- Tom bulduğuna şaşırmıştı.
- I could tell from your reaction that you were surprised.
- Tepkinizden şaşırdığınızı anlayabiliyorum.
- Even Tom is surprised that Mary lied.
- Tom bile Mary'nin yalan söylemesine şaşırdı.
- I was surprised when Tom said he wasn't very happy here.
- Tom'un burada çok mutlu olmadığını söylediğinde şaşırdım.
- I'm surprised Tom didn't want to go with us.
- Tom'un bizimle gitmek istememesine şaşırdım.
- I was a little surprised.
- Biraz şaşırdım.
- We were all surprised at the news of his death.
- Onun ölüm haberine hepimiz şaşırdık.
- I'm surprised Tom doesn't have a girlfriend.
- Tom'un bir kız arkadaşı olmamasına şaşırdım.
- I'm not the least surprised.
- Ben hiç şaşırmadım.
- I'm surprised that you asked me that.
- Bana bunu sormana şaşırdım.
- I am surprised that your family has a Japanese car.
- Ailenizin bir Japon arabasına sahip olduğuna şaşırdım.
- I'm surprised that Tom didn't enjoy the concert.
- Tom'un konserden keyif almamasına şaşırdım.
- You must've been surprised to meet your teacher in such a place.
- Öğretmeninle böyle bir yerde karşılaştığına şaşırmış olmalısın.
- I'm surprised that Tom didn't agree with you.
- Tom'un seninle aynı fikirde olmamasına şaşırdım.
- Why is anybody surprised?
- Neden herkes şaşırdı?
- Tom didn't think Mary would be surprised.
- Tom Mary'nin şaşıracağını düşünmedi.
- Tom was genuinely surprised.
- Tom gerçekten şaşırdı.
- You bet I was surprised.
- Elbette şaşırdım.
- I was hardly surprised.
- Hiç şaşırmadım.
- I'm surprised Tom remembers Mary.
- Tom'un Mary'yi hatırlamasına şaşırdım.
- We were all surprised when Tom won the race.
- Tom yarışı kazandığında hepimiz şaşırdık.
- Even Tom was surprised to hear that.
- Tom bile onu duyduğuna şaşırdı.
- I wasn't surprised when Tom told me he wanted to do that.
- Tom bana bunu yapmak istediğini söylediğinde şaşırmadım.
- I was surprised when I heard that Tom and Mary had gotten married.
- Tom ve Mary'nin evlendiğini duyduğumda şaşırdım.
- I'm surprised this didn't come up sooner.
- Bunun daha erken ortaya çıkmadığına şaşırdım.
- Tom wasn't surprised that Mary won the prize.
- Tom, Mary'nin ödülü kazanmasına şaşırmadı.
- Tom said he thought Mary was surprised.
- Tom, Mary'nin şaşırdığını düşündüğünü söyledi.
- Tom was surprised that Mary did that.
- Tom Mary'nin bunu yaptığına şaşırmıştı.
- Tom wasn't surprised when Mary showed up at his party.
- Tom Mary'nin onun partisine geldiğine şaşırmadı.
- I was surprised to find out that Tom had children.
- Tom'un çocuğu olduğunu öğrendiğimde şaşırdım.
- Tom wasn't surprised that Mary had a motorcycle.
- Tom, Mary'nin motosikleti olmasına şaşırmadı.
- I'm surprised Tom isn't happy here.
- Tom'un burada mutlu olmadığına şaşırdım.
- I wasn't too surprised.
- Çok şaşırmadım.
- I'm as surprised as anybody.
- Herkes kadar şaşırdım.
- I wasn't very surprised.
- Çok şaşırmadım.
- I was surprised.
- Şaşırmıştım.
- Tom must be surprised.
- Tom şaşırmış olmalı.
- Why were you so surprised?
- Neden bu kadar şaşırdın?
- Tom must've been surprised.
- Tom şaşırmış olmalı.
- Tom was so surprised he was speechless.
- Tom o kadar şaşırdı ki nutku tutuldu.
- Dan was surprised by Linda's reaction.
- Dan, Linda'nın tepkisine şaşırdı.
- I'm really surprised you got a prize.
- Ödül aldığına gerçekten şaşırdım.
- We were all surprised at the news of her death.
- Onun ölüm haberine hepimiz şaşırdık.
- Why was everyone so surprised?
- Neden herkes bu kadar şaşırdı?
- I'm surprised at your behavior.
- Davranışına şaşırdım.
- I was very surprised to hear the news.
- Haberi duyunca çok şaşırdım.
- We're surprised and shocked.
- Şaşırdık ve şok olduk.
- Tom is much surprised at the news.
- Tom habere çok şaşırdı.
- I don't think that Tom was surprised.
- Tom'un şaşırdığını sanmıyorum.
- No one was surprised.
- Kimse şaşırmadı.
- I'm surprised you remember them.
- Onları hatırlamana şaşırdım.
- I was surprised about it.
- Bu konuda şaşırmıştım.
- I was surprised that Tom didn't have to do the same thing I had to do.
- Tom'un yapmak zorunda olduğum şeyi yapmak zorunda olmadığına şaşırdım.
- You shouldn't be surprised.
- Şaşırmamalısınız.
- I'm surprised that Tom doesn't know how to speak French.
- Tom'un Fransızca konuşmayı bilmemesine şaşırdım.
- Why is anyone surprised?
- Neden herkes şaşırdı?
- Tom was surprised that Mary bought such a small car.
- Tom, Mary'nin bu kadar küçük bir araba almasına şaşırdı.
- Tom thought Mary wasn't surprised.
- Tom, Mary'nin şaşırmadığını düşündü.
- I was surprised when Tom told me he loved me.
- Tom beni sevdiğini söylediğinde şaşırdım.
- I'm kind of surprised.
- Ben biraz şaşırdım.
- Tom wasn't a bit surprised by how well Mary could swim.
- Tom, Mary'nin ne kadar iyi yüzebildiğine biraz şaşırmadı.
- She may have been surprised when she received my letter.
- O, mektubumu aldığında şaşırmış olabilir.
- I'm very surprised to see that.
- Onu gördüğüme çok şaşırdım.
- You'll be surprised.
- Sen şaşıracaksın.
- You didn't seem surprised when Tom told you he needed to do that.
- Tom sana bunu yapması gerektiğini söylediğinde şaşırmamış görünüyordun.
- I wouldn't be surprised if Tom got kicked out of school.
- Tom okuldan atılırsa hiç şaşırmam.
- Tom would be surprised if Mary did that.
- Mary bunu yaparsa Tom şaşırır.
- Tom was surprised that Mary won the contest.
- Tom, Mary'nin yarışmayı kazanmasına şaşırdı.
- Tom was surprised and a little frightened.
- Tom şaşırmış ve biraz da korkmuştu.
- Tom wasn't surprised that Mary did that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmasına şaşırmadı.
- If he saw you, he'd be surprised.
- Seni görse şaşırırdı.
- Tom wasn't surprised that Mary complained so much.
- Tom, Mary'nin bu kadar çok şikayet etmesine şaşırmadı.
- I was surprised when Tom didn't thank me for the gift.
- Tom hediye için teşekkür etmeyince şaşırdım.
- I can't say that I'm surprised.
- Şaşırdığımı söyleyemem.
- I was surprised when I heard that Tom had committed suicide.
- Tom'un intihar ettiğini duyunca şaşırdım.
- I'm not a bit surprised.
- Ben biraz olsun şaşırmadım.
- We were very surprised by that.
- Buna çok şaşırdık.
- I was extremely surprised when I saw this.
- Bunu gördüğümde çok şaşırdım.
- Tom was surprised, wasn't he?
- Tom şaşırmıştı, değil mi?
- I wonder if Tom really was surprised.
- Tom'un gerçekten şaşırıp şaşırmadığını merak ediyorum.
- Surprised at her behavior, he could not say a word.
- Onun davranışına şaşırarak tek kelime edemedi.
- I was surprised to hear the news.
- Haberi duyduğuma şaşırdım.
- Tom told Mary that he was surprised.
- Tom, Mary'e şaşırdığını söyledi.
- I'm surprised you weren't invited.
- Davet edilmediğine şaşırdım.
- I wasn't too surprised.
- Ben çok şaşırmamıştım.
- I'm really surprised Tom's not here.
- Tom'un burada olmamasına gerçekten şaşırdım.
- Tom should've been surprised.
- Tom şaşırmalıydı.
- Tom was surprised by Mary's reaction.
- Tom Mary'nin reaksiyonuna şaşırdı.
- I wasn't surprised that Tom wasn't able to do that.
- Tom'un bunu yapamamasına şaşırmadım.
- Tom said he thought Mary hadn't been surprised.
- Tom Mary'nin şaşırmadığını düşündüğünü söyledi.
- Were you surprised to see us?
- Bizi gördüğüne şaşırdın mı?
- I'm kind of surprised.
- Biraz şaşırdım.
- I'm not the least bit surprised.
- Zerre kadar şaşırmadım.
- Tom was surprised that Mary was still up.
- Tom, Mary'nin hâlâ ayakta olmasına şaşırdı.
- Why is everyone so surprised?
- Neden herkes bu kadar şaşırdı?
- Tom was surprised when Mary ate all three sandwiches.
- Mary üç sandviçi de yiyince Tom şaşırdı.
- I was surprised that Tom didn't win.
- Tom'un kazanamamasına şaşırdım.
- Tom didn't think Mary was surprised.
- Tom, Mary'nin şaşırdığını düşünmedi.
- I'm surprised Tom was even here.
- Tom'un bile burada olmasına şaşırdım.
- Tom said he thought Mary hadn't been surprised.
- Tom, Mary'nin şaşırmadığını düşündüğünü söyledi.
- I was surprised when Tom said he was going to study abroad.
- Tom yurtdışında okuyacağını söylediğinde şaşırmıştım.
- I am surprised that your family has a Japanese car.
- Ailenizin Japon arabası olmasına şaşırdım.
- Tom said that he wasn't surprised.
- Tom şaşırmadığını söyledi.
- The men on board were surprised to see five men on the island.
- Gemideki adamlar adada beş adam görünce şaşırdılar.
- Was Tom surprised to see you?
- Tom seni gördüğüne şaşırdı mı?
- I'm surprised Tom doesn't have a bicycle.
- Tom'un bir bisikletinin olmamasına şaşırdım.
- Tom was surprised to see how skimpy Mary's new swimsuit was.
- Tom, Mary'nin yeni mayosunun ne kadar dar olduğunu görünce şaşırdı.
- I was surprised because he lifted me up with ease.
- Şaşırdım çünkü beni kolaylıkla yukarı kaldırdı.
- I wasn't surprised when Tom showed up at the party because Mary told me he'd be coming.
- Tom partiye geldiğinde şaşırmadım çünkü Mary bana geleceğini söylemişti.
- Tom isn't easily surprised.
- Tom kolay kolay şaşırmaz.
- I was surprised at the news of his death.
- Ölüm haberini duyunca çok şaşırdım.
- I was as surprised by Tom's arrest as you were.
- Tom'un tutuklanmasına ben de sizin kadar şaşırdım.
- I wouldn't be too surprised if you saw a snake.
- Bir yılan görseydiniz çok şaşırmazdım.
- I'd be surprised if Tom didn't let you do that.
- Tom bunu yapmana izin vermezse şaşırırım.
- I wasn't surprised when Tom did that.
- Tom bunu yaptığında şaşırmadım.
- I was surprised when Tom told me about what Mary did.
- Tom bana Mary'nin yaptığı şeyden bahsettiğinde şaşırdım.
- Tom was surprised by Mary's comment.
- Tom Mary'nin yorumuna şaşırdı.
- We were surprised to see Tom there.
- Tom'u orada görünce şaşırdık.
- He was surprised his father had sold the farm.
- Babasının çiftliği sattığına şaşırdı.
- I'm surprised that you have won that prize.
- Bu ödülü kazanmanıza şaşırdım.
- She wasn't surprised at all.
- Hiç şaşırmadı.
- Was anyone surprised when you told them you were getting married?
- Evleneceğinizi söylediğinizde kimse şaşırdı mı?
- I doubt Tom will be surprised.
- Tom'un şaşıracağından kuşku duyuyorum.
- We were surprised to see Tom there.
- Tom'u orada gördüğümüze şaşırdık.
- Tom wasn't surprised when Mary did that.
- Tom Mary'nin bunu yaptığında şaşırmadı.
- Tom was surprised that Mary showed up.
- Tom Mary'nin geldiğine şaşırdı.
- I was surprised when Tom told me Mary didn't have to do that.
- Tom bana Mary'nin bunu yapmak zorunda olmadığını söylediğinde şaşırdım.
- Everybody is surprised and excited.
- Herkes şaşırır ve heyecanlanır.
- Were you surprised to see him?
- Onu gördüğüne şaşırdın mı?
- Tom was surprised when Mary showed up at his party.
- Mary partisine geldiğinde Tom şaşırdı.
- I was surprised when Tom offered to pay for everything.
- Tom her şeyi ödemeyi önerdiğinde şaşırdım.
- I was surprised how difficult it was to do that.
- Bunu yapmanın bu kadar zor olmasına şaşırdım.
- They were surprised.
- Şaşırdılar.
- I was surprised when I found out that Tom had a motorcycle.
- Tom'un bir motosikleti olduğunu öğrendiğimde şaşırdım.
- I was surprised when Tom told me Mary needed to do that.
- Tom'un Mary'nin bana bunu yapması gerektiğini söylediğinde şaşırdım.
- Tom thinks Mary won't be surprised.
- Tom, Mary'nin şaşırmayacağını düşünüyor.
- Tom should be surprised.
- Tom şaşırmış olmalı.
- I was very surprised to hear Tom singing.
- Tom'un şarkı söylediğini duyunca çok şaşırdım.
- No matter what happens, I won't be surprised.
- Ne olursa olsun, şaşırmayacağım.
- I wasn't surprised when I heard Tom and Mary had gotten married.
- Tom ve Mary'nin evlendiğini duyduğumda şaşırmadım.
- I think you'd be surprised.
- Bence şaşıracaksın.
- When I learned that Julie was coming for a visit tomorrow, I was so surprised I almost fainted.
- Julie'nin yarın ziyarete geleceğini öğrendiğimde o kadar şaşırdım ki neredeyse bayılacaktım.
- I'm surprised you decided not to accept that job offer.
- O iş teklifini kabul etmemene şaşırdım.
- Everyone was very surprised to discover that the slave girl was in reality a princess.
- Köle kızın gerçekte bir prenses olduğunu öğrenince herkes çok şaşırdı.
- When I learned that Julie was coming for a visit tomorrow, I was so surprised I almost fainted.
- Julie'nin yarın bir ziyaret için geldiğini öğrendiğimde, o kadar şaşırdım ki neredeyse bayılacaktım.
- Tom was surprised how well Mary could play the piano.
- Tom, Mary'nin bu kadar iyi piyano çalabilmesine şaşırmıştı.
- It looked like you were surprised.
- Şaşırmış gibiydin.
- Tom wasn't surprised when Mary kissed him.
- Tom, Mary onu öptüğünde şaşırmadı.
- Tom wasn't surprised that Mary was asking him for a divorce.
- Tom Mary'nin ondan boşanmak istemesine şaşırmadı.
- Tom wouldn't be surprised if Mary decided not to go.
- Mary gitmemeye karar verse Tom şaşırmazdı.
- I'm surprised they didn't arrest Tom.
- Tom'u tutuklamamalarına şaşırdım.
- I was surprised that Tom refused to do that.
- Tom'un bunu yapmayı reddetmesine şaşırdım.
- We are surprised at the news.
- Biz habere şaşırdık.
- Tom wasn't surprised that Mary didn't know what to do.
- Tom, Mary'nin ne yapacağını bilmemesine şaşırmadı.
- Tom said Mary was likely to be surprised.
- Tom Mary'nin muhtemelen şaşıracağını söyledi.
- Tom was surprised to see his friend Mary.
- Tom arkadaşı Mary'yi gördüğüne şaşırdı.
- I doubt if Tom will be surprised.
- Tom'un şaşıracağından şüpheliyim.
- I am surprised to learn this.
- Bunu öğrendiğime şaşırdım.
- Tom was surprised that Mary already knew what to do.
- Tom Mary'nin zaten ne yapacağını bildiği için şaşırdı.
- I was surprised to find three Jacksons in my class.
- Sınıfımda üç tane Jackson görünce şaşırdım.
- You looked like you were surprised.
- Şaşırmış gibiydin.
- Tom wouldn't be too surprised if Mary decided to accept the job offer.
- Mary iş teklifini kabul etmeye karar verirse Tom çok da şaşırmaz.
- I'm surprised that you don't know about their marriage.
- Evliliklerinden haberdar olmamana şaşırdım.
- I'm not really surprised.
- Pek şaşırmadım.
- I'd be surprised if Tom won.
- Tom kazanırsa şaşırırım.
- I was surprised when I found out that Tom used to be a professional golfer.
- Tom'un eskiden profesyonel bir golfçü olduğunu öğrendiğim zaman şaşırdım.
- I wasn't surprised when Tom told me why Mary wasn't there.
- Tom bana Mary'nin neden orada olmadığını söylediğinde şaşırmadım.
- Tom was surprised by Mary's behavior.
- Tom Mary'nin davranışına şaşırmıştı.
- I was surprised when Tom left without saying goodbye.
- Tom veda etmeden gidince şaşırdım.
- I was just as surprised as Tom was.
- Ben de en az Tom kadar şaşırdım.
- I'd be surprised if Mary could do that.
- Mary bunu yapabilirse şaşırırım.
- I wasn't all that surprised.
- O kadar da şaşırmadım.
- I wouldn't be surprised if Tom were late.
- Tom geç kalırsa hiç şaşırmam.
- I admit I was surprised.
- Şaşırdığımı kabul ediyorum.
- I was surprised to hear that Tom had done that.
- Tom'un bunu yaptığını duyunca şaşırdım.
- I'm not exactly surprised.
- Pek şaşırmadım.
- I wouldn't be too surprised if Tom didn't show up on time.
- Tom zamanında gelmezse çok da şaşırmam.
- I'd be very surprised if Tom did that.
- Tom bunu yaparsa çok şaşırırım.
- Tom was surprised when Mary asked him out on a date.
- Mary ona çıkma teklif ettiğinde Tom şaşırmıştı.
- I'm not even surprised.
- Şaşırmadım bile.
- She was surprised when she heard the news.
- Haberleri duyduğunda şaşırdı.
- Were you surprised to see me?
- Beni gördüğüne şaşırdın mı?
- Tom was surprised that Mary did that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmasına şaşırdı.
- I'm surprised Tom didn't show up.
- Tom'un gelmemesine şaşırdım.
- I was very surprised at the news.
- Haberlere çok şaşırdım.
- I'm surprised you called.
- Aramana şaşırdım.
- I was so surprised.
- Çok şaşırdım.
- He was surprised to hear a cry from within.
- İçeriden gelen bir çığlık duyunca şaşırdı.
- Everyone was surprised to see Tom.
- Herkes Tom'u görünce şaşırdı.
- No one was surprised.
- Hiç kimse şaşırmadı.
- I'm surprised Tom and Mary don't like each other.
- Tom ve Mary'nin birbirlerinden hoşlanmamalarına şaşırdım.
- Tom was surprised that Mary didn't do that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmamasına şaşırmıştı.
- I'm surprised you moved back to Australia.
- Avustralya'ya geri dönmene şaşırdım.
- I'd be very surprised if Tom won.
- Tom kazanırsa çok şaşırırım.
- Tom knew that I was surprised.
- Tom şaşırdığımı biliyordu.
- I wasn't surprised when Tom told me why Mary wasn't there.
- Tom bana Mary'nin neden burada olmadığını söylediğinde şaşırmadım.
- I'd be very surprised if Tom isn't at the party tonight.
- Tom bu gece partide olmazsa çok şaşırırım.
- I was surprised when I saw you guys kissing.
- Sizi öpüşürken gördüğümde şaşırmıştım.
- I'm surprised you didn't get the job.
- İşi alamamana şaşırdım.
- I wasn't surprised Tom was able to do that.
- Tom'un bunu yapabileceğine şaşırmadım.
- Tom wasn't surprised that Mary didn't know what to do.
- Tom, Mary'nin ne yapacağını bilmediğine şaşırmamıştı.
- I'm sure Tom wasn't surprised.
- Tom'un şaşırmadığına eminim.
- Tom was very surprised.
- Tom çok şaşırdı.
- Tom was surprised by how much Mary ate.
- Tom, Mary'nin ne kadar çok yediğine şaşırdı.
- Why are you so surprised?
- Neden bu kadar şaşırdınız?
- Tom was surprised and embarrassed.
- Tom şaşırdı ve utandı.
- We were surprised at his conduct.
- Biz onun davranışına şaşırdık.
- I was surprised at this news.
- Bu habere çok şaşırdım.
- Tom wasn't surprised that Mary showed up.
- Tom, Mary'nin gelmesine şaşırmadı.
- She was very surprised at the news.
- Haberlere çok şaşırdı.
- Tom was surprised by how much Mary drank.
- Tom, Mary'nin ne kadar içtiğine şaşırdı.
- I wouldn't be surprised if it snowed.
- Kar yağarsa şaşırmam.
- She was surprised to learn this.
- Bunu öğrendiğinde şaşırdı.
- Tom was surprised to see Mary at school on Sunday.
- Tom Pazar günü Mary'yi okulda görünce şaşırdı.
- Tom was surprised by what Mary said.
- Tom Mary'nin söylediğine şaşırdı.
- Tom was surprised.
- Tom şaşırdı.
- I was surprised when I found out that Tom used to be a French teacher.
- Tom'un eskiden bir Fransızca öğretmeni olduğunu öğrendiğimde şaşırdım.
- Mary was surprised by Alice's behavior.
- Mary, Alice'in davranışına şaşırdı.
- I wonder whether Tom was surprised or not.
- Tom'un şaşırıp şaşırmadığını merak ediyorum.
- The man was surprised at the news.
- Adam haberlere şaşırdı.
- Tom was surprised that Mary complained so much.
- Tom, Mary'nin bu kadar çok şikayet etmesine şaşırdı.
- Tom wasn't surprised that Mary was afraid.
- Tom, Mary'nin korkmasına şaşırmadı.
- I'm surprised this machine still works.
- Bu makinenin hâlâ çalışmasına şaşırdım.
- She is certain to be surprised.
- O kesinlikle şaşırdı.
- I wasn't surprised when Tom told me he needed to do that.
- Tom'un bunu yapması gerektiğini söylediğinde şaşırmadım.
- I was surprised to get your call.
- Aramana şaşırdım.
- I'm surprised Tom won.
- Tom'un kazanmasına şaşırdım.
- I'm surprised that she did such a thing.
- Böyle bir şey yapmasına şaşırdım.
- Kate was surprised by Brian's story.
- Kate Brian'in hikayesine şaşırmıştı.
- Tom is much surprised at the news.
- Tom haberlere çok şaşırdı.
- Were you surprised?
- Şaşırdınız mı?
- Tom was surprised when he saw Mary doing that.
- Tom, Mary'yi bunu yaparken gördüğünde şaşırdı.
- Tom didn't seem surprised when I told him where the party was going to be.
- Tom, partinin nerede olacağını söylediğimde şaşırmadı.
- I wasn't surprised when Tom showed up at the party because Mary told me he'd be coming.
- Mary bana onun geleceğini söylediği için Tom partiye geldiğinde şaşırmadım.
- Was anyone really surprised?
- Gerçekten şaşıran oldu mu?
- They were surprised at the city's rapid growth.
- Şehrin hızlı büyümesine şaşırdılar.
- I was surprised when Tom asked me to the dance.
- Tom beni dansa davet ettiğinde şaşırdım.
- I'm surprised at how tired I am.
- Ne kadar yorgun olduğuma şaşırıyorum.
- Tom was surprised that Mary already knew what to do.
- Tom, Mary'nin ne yapacağını bilmesine şaşırdı.
- Everybody was surprised.
- Herkes şaşırdı.
- I was surprised when Tom told me you didn't need to do that.
- Tom bana bunu yapmana gerek olmadığını söylediğinde şaşırdım.
- Tom was surprised and a little confused.
- Tom şaşırmıştı ve biraz kafası karışmıştı.
- I was very surprised to hear the news.
- Haberleri duyunca şaşırdım.
- He was surprised by what he saw.
- Gördükleri karşısında şaşırdı.
- I was surprised Tom wasn't here yesterday.
- Tom'un dün burada olmamasına şaşırdım.
- We were surprised when we saw him in the office this morning.
- Bu sabah onu ofiste gördüğümüzde çok şaşırdık.
- Tom was surprised, too.
- Tom da şaşırdı.
- I'm surprised to find you here.
- Seni burada bulduğuma şaşırdım.
- I was surprised that he had failed.
- Başarısız olmasına şaşırdım.
- She was surprised at his appearance.
- Onun dış görünüşüne şaşırmıştı.
- Everybody is surprised and excited.
- Herkes şaşırdı ve heyecanlandı.
- Even I myself was surprised.
- Ben bile şaşırdım.
- I'm surprised Tom isn't with Mary now.
- Tom'un şu anda Mary'yle olmamasına şaşırdım.
- Were you really surprised by what Tom did?
- Tom'un yaptığına gerçekten şaşırdın mı?
- No one should've been surprised.
- Hiç kimse şaşırmamalıydı.
- I'm surprised Tom isn't busy today.
- Tom'un bugün meşgul olmamasına şaşırdım.
- If you knew the truth, you'd be surprised.
- Gerçeği bilseydin, şaşırırdın.
- We are surprised at the news.
- Haberlere şaşırdık.
- Tom said that Mary was surprised.
- Tom, Mary'nin şaşırdığını söyledi.
- Tom was surprised to see Mary in the library.
- Tom kütüphanede Mary'yi gördüğüne şaşırmıştı.
- I'd be surprised if Tom didn't let you do that.
- Tom bunu yapmana izin vermese şaşırırım.
- Tom was surprised to see Mary with John.
- Tom, Mary'yi John ile görünce şaşırdı.
- I was surprised that she recognized me right away.
- Onun beni hemen tanımasına şaşırmıştım.
- Tom wasn't very surprised.
- Tom pek şaşırmadı.
- Tom was surprised when Mary asked him out on a date.
- Mary bir randevu istediğinde Tom şaşırmıştı.
- Were you to know the fact you would be surprised.
- Gerçeği bilseydiniz, şaşırırdınız.
- I was surprised Tom didn't come yesterday.
- Tom'un dün gelmemesine şaşırdım.
- I'm surprised that Tom didn't enjoy the concert.
- Tom'un konserden hoşlanmamasına şaşırdım.
- If I were to tell you the truth, you would be surprised.
- Size gerçeği söylesem, şaşırırdınız.
- Notice the hands of the people you meet and you will be surprised to see how different and how interesting they are.
- Tanıştığınız insanların ellerine dikkat edin; ne kadar farklı ve ilginç olduklarını görünce şaşıracaksınız.
- Tom was surprised to see Mary in Boston.
- Tom, Mary'yi Boston'da görünce şaşırdı.
- I was surprised at how expensive the shoes were.
- Ayakkabıların ne kadar pahalı olduklarına şaşırdım.
- Are we honestly surprised?
- Gerçekten şaşırdık mı?
- I'd be very surprised if Tom showed up.
- Tom gelseydi çok şaşırırdım.
- I guess I was kind of surprised.
- Sanırım biraz şaşırdım.
- I was as surprised as you.
- Ben de senin kadar şaşırdım.
- Tom wasn't surprised to hear that Mary had gotten married.
- Tom Mary'nin evlendiğini duyduğuna şaşırmadı.
- I'm surprised you remember him.
- Onu hatırlamana şaşırdım.
- Tom thought Mary would be surprised.
- Tom, Mary'nin şaşıracağını düşündü.
- I'm surprised you're still here.
- Hâlâ burada olduğuna şaşırdım.
- If you knew the truth, you'd be surprised.
- Gerçeği bilsen, şaşırırsın.
- I wouldn't be surprised if that happened.
- Böyle bir şey olursa hiç şaşırmam.
- I wasn't surprised when Tom told me Mary didn't need to do that.
- Tom bana Mary'nin bunu yapmasına gerek olmadığını söylediğinde şaşırmadım.
- They were surprised to hear the news.
- Onlar haberi duyduğuna şaşırmıştı.
- I admit I was surprised.
- Şaşırdığımı itiraf ediyorum.
- Tom was surprised how well Mary could sing.
- Tom Mary'nin ne kadar iyi şarkı söyleyebildiğine şaşırdı.
- I'm surprised, but not shocked.
- Şaşırdım ama şok olmadım.
- I wasn't surprised or disappointed.
- Şaşırmadım ya da hayal kırıklığına uğramadım.
- He was surprised to learn this.
- O bunu öğrenince şaşırdı.
- I wouldn't be surprised if Tom wanted to do that.
- Tom bunu yapmak isterse şaşırmam.
- Tom said that he was really surprised.
- Tom gerçekten şaşırdığını söyledi.
- Tom was surprised that Mary complained so much.
- Tom Mary'nin çok fazla yakınmasına şaşırdı.
- Tom wasn't surprised when he saw Mary in Boston.
- Tom Mary'yi Boston'da gördüğünde şaşırmamıştı.
- Tom was surprised that Mary had never listened to November Rain.
- Mary, Tom'un November Rain'i hiç dinlememiş olduğuna şaşırdı.
- Tom wasn't surprised to see Mary with John.
- Tom, Mary'yi John'la gördüğünde şaşırmadı.
- Tom wasn't surprised that Mary was asking him for a divorce.
- Tom, Mary'nin ondan boşanmak istemesine şaşırmadı.
- I'm really surprised you got a prize.
- Ödül almanıza gerçekten şaşırdım.
- I can't imagine anybody would be surprised if Tom didn't show up at the party.
- Tom partiye gelmezse kimsenin şaşıracağını sanmıyorum.
- I was very surprised that Tom wasn't at your party.
- Tom'un partinize gelmemesine çok şaşırdım.
- Tom was surprised how easy it was to do that.
- Tom onu yapmanın ne kadar kolay olduğuna şaşırdı.
- I'm surprised Tom gave his clarinet away.
- Tom'un klarnetini vermesine şaşırdım.
- She was surprised when she heard the news.
- O, haberi duyunca şaşırdı.
- Tom was surprised the police knew his name.
- Tom polisin adını bilmesine şaşırdı.
- Tom said he thought Mary would be surprised.
- Tom, Mary'nin şaşıracağını düşündüğünü söyledi.
- We were truly surprised.
- Gerçekten şaşırdık.
- I wasn't surprised when Tom told me what had happened.
- Tom bana neler olduğunu söylediğinde şaşırmadım.
- I was surprised Tom was there this morning.
- Tom'un bu sabah orada olmasına şaşırdım.
- I was very surprised.
- Ben çok şaşırdım.
- Were you surprised?
- Şaşırdın mı?
- I'm surprised Tom isn't with Mary now.
- Tom'un şu anda Mary ile birlikte olmamasına şaşırdım.
- I was surprised to hear Tom had done that.
- Tom'un bunu yaptığını duyunca şaşırdım.
- I'm surprised it was that easy.
- Bunun o kadar kolay olduğuna şaşırdım.
- I'm surprised that you didn't know that Tom got into Harvard.
- Tom'un Harvard'a girdiğini bilmemene şaşırdım.
- He was not at all surprised at her ability.
- Onun yeteneğine hiç şaşırmadı.
- Don't sound so surprised.
- Bu kadar şaşırma.
- We were surprised to hear the news.
- Biz haberi duyduğumuza şaşırdık.
- I was surprised when Tom asked me to play tennis with him.
- Tom onunla tenis oynamamı istediğinde çok şaşırdım.
- We were as surprised as you were.
- Biz de sizin kadar şaşırdık.
- I'm surprised that he accepted the offer.
- Teklifi kabul etmesine şaşırdım.
- Tom and I were surprised.
- Tom ve ben şaşırmıştık.
- When Tom looked at his watch, he was surprised to see how late it was.
- Tom saatine baktığında ne kadar geç olduğunu gördüğüne şaşırmıştı.
- I'm surprised Tom went to the party without Mary.
- Tom'un partiye Mary olmadan gitmesine şaşırdım.
- Tom was surprised by how much Mary drank.
- Tom, Mary'nin ne kadar çok içtiğine şaşırmıştı.
- I don't think Tom will be surprised.
- Tom'un şaşıracağını sanmıyorum.
- Tom is going to be so surprised.
- Tom çok şaşıracak.
- Dan was surprised by Linda's reaction.
- Dan, Linda'nın reaksiyonu karşısında şaşırdı.
- I was surprised when Tom told me he had to do that.
- Tom bana bunu yapmak zorunda olduğunu söylediğinde şaşırdım.
- Tom wasn't surprised that Mary wasn't on time.
- Tom, Mary'nin zamanında gelmemesine şaşırmadı.
- I was surprised when Tom didn't thank me for the gift.
- Tom hediye için bana teşekkür etmediğinde şaşırdım.
- I'm just a little surprised.
- Sadece biraz şaşırdım.
- Were you really surprised by what Tom did?
- Tom'un yaptıklarına gerçekten şaşırdın mı?
- I wasn't all that surprised.
- O kadar şaşırmadım.
- I'm surprised at myself.
- Kendime şaşırdım.
- Tom should've been surprised.
- Tom şaşırmış olmalıydı.
- I wasn't surprised when Tom told me why he did that.
- Tom bana bunu neden yaptığını söylediğinde şaşırmadım.
- I'm surprised you didn't get the job.
- İşi almadığına şaşırdım.
- I'm just surprised to see you.
- Sadece seni gördüğüme şaşırdım.
- I'm rather surprised to hear it.
- Bunu duyduğuma oldukça şaşırdım.
- Tom will be very surprised if you win.
- Kazanırsan Tom çok şaşıracak.
- If I were to tell you the truth, you would be surprised.
- Sana gerçeği söylesem şaşırırsın.
- I'm surprised you remember Tom.
- Tom'u hatırladığına şaşırdım.
- Tom said that Mary wasn't very surprised.
- Tom, Mary'nin çok şaşırmadığını söyledi.
- The man was surprised at the news.
- Adam, habere şaşırdı.
- I am surprised that she refused such a good offer.
- Onun böyle güzel bir teklifi reddetmesine şaşırdım.
- I'd be surprised if Mary could do that.
- Mary bunu yapabilse şaşırırdım.
- I was surprised that she recognized me right away.
- Beni hemen tanımasına şaşırdım.
- Tom would be surprised if he saw Mary doing that.
- Tom Mary'nin bunu yaptığını görse şaşırırırdı.
- Tom was surprised how easy it was to do that.
- Tom bunu yapmanın bu kadar kolay olmasına şaşırdı.
- You'd be surprised how well Tom can speak French.
- Tom'un ne kadar iyi Fransızca konuştuğunu bilsen şaşırırdın.
- Tom wasn't surprised that Mary won the prize.
- Tom ödülü Mary'nin kazandığına şaşırmamıştı.
- She was very surprised when she heard the news.
- O, haberi duyunca çok şaşırdı.
- Tom wasn't surprised to see Mary there.
- Tom, Mary'yi orada görünce şaşırmadı.
- Tom wasn't surprised when Mary kissed him.
- Mary onu öptüğünde Tom şaşırmadı.
- Tom thought Mary was surprised.
- Tom Mary'nin şaşırdığını düşünüyordu.
- We were surprised to hear the news.
- Haberi duyunca çok şaşırdık.
- No one should be surprised.
- Kimse şaşırmamalı.
- I was surprised when Tom told me he needed to do that.
- Tom bana bunu yapması gerektiğini söylediğinde şaşırdım.
- I was surprised when Tom told me he loved me.
- Tom bana beni sevdiğini söylediğinde şaşırdım.
- Tom was a little surprised by Mary's behavior.
- Tom, Mary'nin davranışına biraz şaşırdı.
- Tom and Mary were surprised to see John and Alice.
- Tom ve Mary; John ve Alice'i görünce şaşırdılar.
- Tom was surprised to see Mary out jogging so early in the morning.
- Tom, Mary'nin sabahın köründe koşuya çıktığını görünce şaşırdı.
- Tom was surprised to see Mary in the library.
- Tom, Mary'yi kütüphanede görünce şaşırdı.
- I'm not the least bit surprised.
- Hiç şaşırmadım.
- I was definitely surprised.
- Kesinlikle şaşırdım.
- I was surprised how easy it was to do that.
- Onu yapmanın ne kadar kolay olduğuna şaşırdım.
- Tom was surprised that Mary won the prize.
- Tom, Mary'nin ödülü kazanmasına şaşırdı.
Show More (1013)
|