boy - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
boy oğlan n.
  • Personally, I don't know what has happened with the boys since that night.
  • Şahsen o gecenin ardından oğlanlara ne olduğunu bilmiyorum.
  • You really must start looking at trade schools for the boy.
  • Oğlan için meslek okullarını cidden araştırmaya başlamalısın.
  • The boy was smaller than an earth child and had many different habits from an ordinary child.
  • Bu oğlan, dünyalı bir çocuktan daha küçüktü ve birçok yönden davranışları sıradan bir çocuğunkinden farklıydı.
Show More (69)
boy oğul n.
  • My older boy wants nothing to do with his younger brothers.
  • Büyük oğlum küçük kardeşleriyle hiçbir şey yapmak istemiyor.
  • We stayed on the island one weekend with our little boy.
  • Küçük oğlumuzla bir hafta sonu adada kalmıştık.
  • My older boy wants nothing to do with his younger brothers.
  • Benim büyük oğlum küçük kardeşi ile hiçbir şey yapmak istemiyor.
Show More (9)
boy erkek çocuk n.
  • The dead included a four-year old boy, a ten-year old girl and a sixteen-year old boy.
  • Ölenler arasında dört yaşında bir erkek çocuğu, on yaşında bir kız çocuğu ve on altı yaşında bir erkek çocuğu vardı.
  • There is a boy near the door.
  • Kapının yanında bir erkek çocuk var.
  • A three year-old boy and an 88 year-old woman have been rescued after being burried under rubble.
  • 3 yaşındaki erkek çocuk ve 88 yaşındaki kadın moloz altında gömüldükten sonra kurtarıldı.
Show More (5)
boy delikanlı n.
  • Do you know which one of those boys is Tom?
  • Şu delikanlılardan hangisinin Tom olduğunu biliyor musun?
  • This is the boy who found your watch.
  • Bu, saatini bulan delikanlı.
  • The girl, who had her head on the boy's shoulder, looked around in surprise.
  • Başını delikanlının omzuna koyan kız şaşkınlıkla etrafına bakındı.
Show More (3)
boy vay be exclam.
  • Boy, those tapes made quite an impression on these three painters.
  • Vay be, o kasetler bu üç ressamı oldukça etkiledi.
Show More (-2)
boy oğlan çocuğu n.
  • We are boys.
  • Biz oğlan çocuklarıyız.
Show More (-2)
Inglés Turco
height boy n.
  • I'm about the same height as Tom.
  • Tom'la hemen hemen aynı boydayım.
  • They are of average height.
  • Onlar ortalama boydalar.
  • Tom is approximately the same height as me.
  • Tom yaklaşık olarak benimle aynı boyda.
Show More (70)
size boy n.
  • She does have awe-inspiring strength for a girl her size.
  • O boyda bir kıza göre hayranlık uyandıran bir gücü var.
  • I want to exchange this for a smaller size.
  • Bunu daha küçük bir boyla değiştirmek istiyorum.
  • They're all the same size.
  • Hepsi aynı boyda.
Show More (15)
length boy n.
  • With the establishment of Fortress Europe, we are creating a new Iron Curtain running the length of Europe.
  • Avrupa Kalesi'nin kurulmasıyla birlikte Avrupa'yı boydan boya geçen yeni bir Demir Perde yaratıyoruz.
  • Our boat won by two lengths.
  • Teknemiz iki boy farkla kazandı.
  • I like to wear my skirts knee length.
  • Eteklerimi diz boyu giymeyi severim.
Show More (3)
stature boy n.
  • Therefore, it also includes people who merely have limb impairments, are of small stature, pregnant women etc.
  • Bu nedenle, sadece uzuv bozukluğu olan kişileri, küçük boyluları, hamile kadınları vb. de kapsar.
  • Tom was small in stature.
  • Tom'un boyu kısaydı.
Show More (-1)