1 |
burst out laughing |
kahkahalara boğulmak |
v. |
|
- They all burst out laughing.
- Hepsi kahkahalara boğuldu.
- The audience burst out laughing.
- Seyirciler kahkahalara boğuldu.
- Tom burst out laughing when he saw Mary dancing a jig.
- Tom, Mary'nin dans ettiğini görünce kahkahalara boğuldu.
- Tom burst out laughing when he saw Mary.
- Tom Mary'yi gördüğünde kahkahalara boğuldu.
- The pupils burst out laughing.
- Öğrenciler kahkahalara boğuldular.
- Tom burst out laughing when he saw Mary.
- Tom, Mary'yi gördüğünde kahkahalara boğuldu.
- The pupils burst out laughing.
- Öğrenciler kahkahalara boğuldu.
- When she saw me naked, she burst out laughing.
- Beni çıplak görünce kahkahalara boğuldu.
- Everyone in the room burst out laughing when they saw Tom slip on the banana peel.
- Odadaki herkes Tom'un muz kabuğuna basıp kaydığını görünce kahkahalara boğuldu.
- Everybody suddenly burst out laughing.
- Herkes aniden kahkahalara boğuldu.
- Shay burst out laughing when she heard the joke that David told.
- Shay, David'in anlattığı fıkrayı duyunca kahkahalara boğuldu.
- The students burst out laughing.
- Öğrenciler kahkahalara boğuldu.
- Tom burst out laughing when he saw Mary dancing a jig.
- Tom Mary'yi jig dansı yaparken gördüğünde kahkahalara boğuldu.
- When he saw me naked he burst out laughing.
- Beni çıplak gördüğünde kahkahalara boğuldu.
Show More (11)
|
2 |
burst out laughing |
kahkahayı patlatmak |
v. |
|
- Tom burst out laughing.
- Tom bir kahkaha patlattı.
- Tom suddenly burst out laughing.
- Tom aniden kahkahayı patlattı.
- I burst out laughing.
- Bir kahkaha patlattım.
- She burst out laughing when she saw me.
- Beni gördüğünde kahkaha patlattı.
- When she saw me naked, she burst out laughing.
- O beni çıplak görünce kahkaha patlattı.
- Everybody suddenly burst out laughing.
- Aniden herkes kahkahayı patlattı.
- I burst out laughing.
- Ben bir kahkaha patlattım.
- She burst out laughing when she saw me.
- Beni görünce kahkahayı patlattı.
- Tom suddenly burst out laughing.
- Tom birden kahkahayı patlattı.
Show More (6)
|
3 |
burst out laughing |
gülmekten kırılmak |
v. |
|
- It was such a nice joke that everybody burst out laughing.
- O kadar güzel bir fıkraydı ki herkes gülmekten kırıldı.
- It was such a nice joke that everybody burst out laughing.
- O kadar güzel bir şakaydı ki herkes gülmekten kırıldı.
Show More (-1)
|
4 |
burst out laughing |
kahkahayı basmak |
v. |
|
- It was such a nice joke that everybody burst out laughing.
- Öyle güzel bir fıkraydı ki, herkes kahkahayı bastı.
- It was such a nice joke that everybody burst out laughing.
- Öyle güzel bir fıkraydı ki, herkes birden kahkahayı bastı.
Show More (-1)
|