|
- On 7 February, the Deputy Supreme Allied Commander for Europe was appointed as operation commander.
- 7 Şubat'ta Avrupa Müttefik Yüksek Komutan Yardımcısı operasyon komutanı olarak atanmıştır.
- On the same day, the initial military guideline was issued to the operation commander.
- Aynı gün, operasyon komutanına ilk askeri yönerge verildi.
- Commander Massoud visited the European Parliament on 4 April 2001.
- Komutan Massoud 4 Nisan 2001 tarihinde Avrupa Parlamentosunu ziyaret etti.
- Yet we did not help Commander Massoud when he came to Strasbourg in April to condemn the crimes of the Taliban.
- Yine de Nisan ayında Taliban'ın işlediği suçları kınamak üzere Strazburg'a gelen Komutan Mesud'a yardım etmedik.
- Tom was one of the commanders.
- Tom, komutanlardan biriydi.
- The commander is not to be trifled with.
- Komutan hafife alınacak biri değil.
- The soldiers obeyed their commander without question.
- Askerler komutanlarına sorgusuz sualsiz itaat ettiler.
- He is commander of our troops.
- O bizim birliklerimizin komutanı.
- Soldiers must obey their commanders.
- Askerler komutanlarına itaat etmeliler.
- Tom became the commander.
- Tom komutan oldu.
- Commander Joki has a family.
- Komutan Joki'nin bir ailesi var.
- The British commander ordered his men to rest for the night.
- İngiliz komutan adamlarına gece dinlenmelerini emretti.
- He is Commander Joki.
- O, Komutan Joki'dir.
- The British commander was forced to surrender.
- İngiliz komutan teslim olmak zorunda kaldı.
- He is commander of our troops.
- O, bizim birliklerin komutanıdır.
- Tom was a tank commander.
- Tom bir tank komutanıydı.
- The commander exposed his men to gunfire.
- Komutan, adamlarını silah ateşine maruz bıraktı.
- Tom was one of the commanders.
- Tom komutanlardan biriydi.
- That soldier became a commander.
- O asker bir komutan oldu.
- They had some doubts about their commander.
- Onların, komutanları hakkında bazı şüpheleri vardı.
- The commander called reinforcements up.
- Komutan, takviye kuvvetlerini çağırdı.
- He is Commander Joki.
- O Komutan Joki.
- They had some doubts about their commander.
- Komutanları hakkında bazı şüpheleri vardı.
- The gentlemen at this table were naval commanders during the first Gulf War.
- Bu masadaki beyler birinci Körfez Savaşı sırasında donanma komutanlarıydı.
- Soldiers must obey their commanders.
- Askerler komutanlarına itaat etmelidir.
- The commander refused to negotiate.
- Komutan müzakere etmeyi reddetti.
- The commander exposed his men to gunfire.
- Komutan adamlarını silah atışına maruz bıraktı.
- The commander said they would stay.
- Komutan kalacaklarını söyledi.
- The commander called reinforcements up.
- Komutan takviye çağırdı.
- The gentlemen at this table were naval commanders during the first Gulf War.
- Bu masadaki beyler Birinci Körfez Savaşı sırasındaki deniz komutanlarıydı.
- The commander refused to negotiate.
- Komutan pazarlık yapmayı reddetti.
Show More (28)
|
