| 1 |
creepy |
ürkütücü |
adj. |
|
- It must be really creepy to work in a morgue.
- Bir morgda çalışmak gerçekten ürkütücü olmalı.
- They're creepy.
- Ürkütücüler.
- Now this is really creepy.
- Bu gerçekten ürkütücü.
- That's creepy.
- Bu çok ürkütücü.
- Don't you think it's creepy?
- Sence de ürkütücü değil mi?
- You're acting creepy.
- Ürkütücü davranıyorsun.
- This place is downright creepy.
- Burası düpedüz ürkütücü.
- Which is creepier, a talking teddy bear or a talking doll?
- Hangisi daha ürkütücü, konuşan bir oyuncak ayı mı yoksa konuşan bir bebek mi?
- Sami had a creepy look.
- Sami'nin ürkütücü bir bakışı vardı.
- It looks creepy.
- Ürkütücü görünüyor.
- This place is creepy.
- Burası ürkütücü.
- Tom is creepy.
- Tom ürkütücü.
- Robot voices are really creepy to me.
- Robot sesleri bana gerçekten ürkütücü geliyor.
- It was a really creepy story.
- Gerçekten ürkütücü bir hikayeydi.
- Are you afraid of creepy stories?
- Ürkütücü hikayelerden korkuyor musun?
- This is getting creepy.
- Ürkütücü olmaya başladı.
- It's very creepy in here.
- Burası çok ürkütücü.
- Ghost towns are creepy.
- Hayalet kasabalar ürkütücüdür.
- It's creepy in here.
- Burası ürkütücü.
- Something creepy has been happening.
- Ürkütücü bir şeyler oluyor.
- That was creepy.
- Bu ürkütücüydü.
- It was creepy.
- Ürkütücüydü.
- You're creepy.
- Sen ürkütücüsün.
- It's kind of creepy.
- Bu biraz ürkütücü.
- It's just so creepy.
- Çok ürkütücü.
- It's kind of creepy in here, isn't it?
- Burası biraz ürkütücü, değil mi?
- That would be creepy.
- Bu ürkütücü olurdu.
- Tom is creepy, isn't he?
- Tom ürkütücü, değil mi?
- Tom is a little creepy now.
- Tom şimdi biraz ürkütücü.
- Tom is kind of creepy.
- Tom biraz ürkütücü.
- This is getting kind of creepy.
- Bu biraz ürkütücü olmaya başladı.
- Tom isn't creepy.
- Tom ürkütücü değil.
- It's too creepy.
- Çok ürkütücü.
- That was so creepy.
- Bu çok ürkütücüydü.
- I know Tom is creepy.
- Tom'un ürkütücü olduğunu biliyorum.
- Sami sent Layla some creepy pictures.
- Sami, Leyla'ya bazı ürkütücü resimler gönderdi.
- Sami sent Layla some creepy pictures.
- Sami Layla'ya ürkütücü resimler gönderdi.
- Tom and Mary are creepy.
- Tom ve Mary ürkütücü.
- I thought it was creepy.
- Ürkütücü olduğunu düşündüm.
- I know that Tom is creepy.
- Tom'un ürkütücü olduğunu biliyorum.
- Some schools have banned students from wearing creepy clown costumes for Halloween.
- Bazı okullar öğrencilerin Cadılar Bayramı için ürkütücü palyaço kostümleri giymelerini yasakladı.
- I can't tell you how creepy this makes me feel.
- Bunun bana ne kadar ürkütücü hissettirdiğini söyleyemem.
- That was so creepy.
- Çok ürkütücüydü.
- It's too creepy.
- Bu çok ürkütücü.
- This house is creepy.
- Bu ev ürkütücü.
- This is very creepy.
- Çok ürkütücü.
- That's creepy.
- O çok ürkütücü.
- That's kind of creepy.
- Bu biraz ürkütücü.
- Tom is a little creepy now.
- Tom şu anda biraz ürkütücü.
- They said it was creepy.
- Ürkütücü olduğunu söylediler.
- That's so creepy.
- Bu çok ürkütücü.
- It's a little creepy in here.
- Burası biraz ürkütücü.
- This is creepy.
- Bu ürkütücü.
- You really are creepy, you know.
- Gerçekten ürkütücüsün, biliyorsun.
Show More (51)
|
| 2 |
creepy |
ürpertici |
adj. |
|
- It's very creepy in here.
- Burası çok ürpertici.
- I know that Tom is creepy.
- Tom'un ürpertici olduğunu biliyorum.
- That's kind of creepy.
- O biraz ürpertici.
- Are you afraid of creepy stories?
- Ürpertici hikâyelerden korkar mısın?
- Tom and Mary are creepy.
- Tom ve Mary ürpertici.
- I know Tom is creepy.
- Tom'un ürpertici olduğunu biliyorum.
- It must be really creepy to work in a morgue.
- Bir morgda çalışmak gerçekten ürpertici olmalı.
- I thought it was creepy.
- Onun ürpertici olduğunu düşündüm.
- That would be creepy.
- Bu ürpertici olurdu.
- Tom is creepy, isn't he?
- Tom ürpertici, değil mi?
- It looks creepy.
- Bu ürpertici görünüyor.
- Sami was kind of creepy and strange.
- Sami biraz ürpertici ve tuhaftı.
- It's a little creepy in here.
- Burada biraz ürpertici.
- Now this is really creepy.
- Şimdi bu gerçekten ürpertici.
- Robot voices are really creepy to me.
- Robot sesleri benim için gerçekten ürpertici.
- It's creepy in here.
- Burası çok ürpertici.
- Ghost towns are creepy.
- Hayalet kasabalar ürperticidir.
- It's just so creepy.
- Bu gerçekten çok ürpertici.
- Don't you think it's creepy?
- Bunun ürpertici olduğunu düşünmüyor musun?
- It's kind of creepy in here, isn't it?
- Burası biraz ürpertici, değil mi?
- This is very creepy.
- Bu çok ürpertici.
Show More (18)
|
| 3 |
creepy |
tüyler ürpertici |
adj. |
|
- This is creepy.
- Bu tüyler ürpertici.
- This is getting kind of creepy.
- Bu biraz tüyler ürpertici oluyor.
- This house is creepy.
- Bu ev tüyler ürpertici.
- It was a really creepy story.
- Gerçekten tüyler ürpertici bir hikayeydi.
- They're creepy.
- Onlar tüyler ürpertici.
- Sami has had a creepy experience.
- Sami'nin tüyler ürpertici bir deneyimi oldu.
- Tom is creepy.
- Tom tüyler ürpertici.
- This place is creepy.
- Bu yer tüyler ürpertici.
- It was creepy.
- Tüyler ürperticiydi.
- You're creepy.
- Sen tüyler ürperticisin.
- Sami had a creepy look.
- Sami'nin tüyler ürpertici bir bakışı vardı.
Show More (8)
|
| 4 |
creepy |
tuhaf |
adj. |
|
- Sami was kind of creepy and strange.
- Sami biraz ürkütücü ve tuhaftı.
Show More (-2)
|
