|
- Make sure all your men get a look at these, detective.
- Bütün adamlarınızın bunlara baktığından emin olun dedektif.
- She hired a private detective to inquire into the case.
- Olayı araştırması için özel bir dedektif tuttu.
- The detectives found no other evidence.
- Dedektifler başka kanıt bulmadı.
- Layla engaged a private detective.
- Layla özel bir dedektif tuttu.
- Tom told the police detective that he didn't recognize the man in the photo.
- Tom, polis dedektifine fotoğraftaki adamı tanıyamadığını söyledi.
- Detectives don't suspect foul play.
- Dedektifler suikastten şüphelenmiyor.
- Detective Dan Anderson gave Linda a routine polygraph test.
- Dedektif Dan Anderson, Linda'yı rutin yalan testine soktu.
- The detective questioned literally thousands of people about the incident.
- Dedektif olayla ilgili olarak tam anlamıyla binlerce kişiyi sorguladı.
- Fadil hired a private detective.
- Fadıl özel bir dedektif tuttu.
- Detective Dan Anderson verified Linda's statements.
- Dedektif Dan Anderson, Linda'nın ifadelerini doğruladı.
- He should be a psychic detective.
- Onun bir psişik dedektif olması gerekir.
- I'm a homicide detective.
- Ben bir cinayet dedektifiyim.
- He is a detective.
- O bir dedektif.
- Layla had a story for detectives.
- Layla'nın dedektifler için bir hikayesi vardı.
- Detective Dan Anderson took Linda to the station for further questioning.
- Dedektif Dan Anderson Linda'yı sorgulama için karakola götürdü.
- The detective has a lot of adventures.
- Dedektifin pek çok macerası var.
- He should be a psychic detective.
- Psişik bir dedektif olmalı.
- Sami wanted to be a detective.
- Sami bir dedektif olmak istiyordu.
- She employed a private detective to keep a watch on her husband.
- Kocasını izlemesi için özel bir dedektif tuttu.
- The detectives were baffled.
- Dedektifler şaşkına döndü.
- Detective Dan Anderson verified Linda's statements.
- Dedektif Dan Anderson Linda'nın ifadelerini doğruladı.
- Tom told the police detective that he didn't recognize the man in the photo.
- Tom polis dedektifine fotoğraftaki adamı tanımadığını söyledi.
- Detective Dan Anderson called in the FBI.
- Dedektif Dan Anderson FBI'yı çağırdı.
- Detective Dan Anderson stayed on the trail like a bloodhound.
- Dedektif Dan Anderson bir tazı gibi iz üzerinde kaldı.
- The veracity of the waitress surprised the detective.
- Garsonun doğruluğu dedektifi şaşırttı.
- I read detective stories exclusively.
- Sadece dedektif öyküleri okurum.
- Detectives are still investigating.
- Dedektifler hala araştırıyorlar.
- Tom hired a private detective to follow Mary.
- Tom Mary'yi izlemesi için özel bir dedektif kiraladı.
- The detectives walked through charred ruins of the factory.
- Dedektifler fabrikanın kömürleşmiş kalıntılarında yürüdüler.
- Detective Dan Anderson was the only investigator to follow that lead.
- Dedektif Dan Anderson o yolu izleyen tek soruşturmacıydı.
- Tom has hired a private detective.
- Tom özel bir dedektif tuttu.
- Sami wanted to be a detective.
- Sami dedektif olmak istiyordu.
- She described him as a detective.
- Onu bir dedektif olarak tanımladı.
- A detective arrived upon the scene of the crime.
- Olay yerine bir dedektif geldi.
- Tom is one of our best detectives.
- Tom bizim en iyi dedektiflerimizden biri.
- Tom has decided to hire a private detective.
- Tom özel bir dedektif tutmaya karar verdi.
- You're an excellent detective.
- Sen mükemmel bir dedektifsin.
- The thief ran away at the sight of a detective.
- Hırsız, dedektifi görünce kaçtı.
- Tom Jackson is one of the best detectives in Boston.
- Tom Jackson Boston'daki en iyi dedektiflerden biridir.
- Dan agreed to talk to Detective Matt Brown at the station.
- Dan karakolda Dedektif Matt Brown'la konuşmayı kabul etti.
- Tom is a detective.
- Tom bir dedektif.
- Detectives believe Tom acted alone.
- Dedektifler Tom'un tek başına hareket ettiğine inanıyor.
- Did you know Tom was a detective?
- Tom'un dedektif olduğunu biliyor muydun?
- The detectives walked through charred ruins of the factory.
- Dedektifler fabrikanın yanmış kalıntıları arasında yürüdüler.
- He is a detective.
- O bir dedektiftir.
- Are you a detective?
- Sen dedektif misin?
- Detective Dan Anderson called in the FBI.
- Dedektif Dan Anderson FBI'ı aradı.
- The detective disguised himself as an old gentleman.
- Dedektif yaşlı bir beyefendi kılığına girdi.
- Arthur Brand is an art detective.
- Arthur Brand bir sanat dedektifidir.
- The police detective didn't believe Tom's story.
- Polis dedektifi Tom'un hikayesine inanmadı.
- Tom hired a private detective to follow Mary.
- Tom, Mary'yi takip etmesi için özel bir dedektif tuttu.
- Fadil agreed to let the detectives briefly search his house.
- Fadıl, dedektiflerin evinde kısaca arama yapmasına izin vermeyi kabul etti.
- Detective Dan Anderson stayed on the trail like a bloodhound.
- Dedektif Dan Anderson bir tazı gibi izleri takip etti.
- Detective Dan Anderson waited anxiously for the crime lab results.
- Dedektif Dan Anderson suç laboratuarı sonuçlarını merakla bekledi.
- She hired a private detective.
- Özel bir dedektif tuttu.
- Detectives said Tom strangled his girlfriend.
- Dedektifler Tom'un kız arkadaşını boğduğunu söyledi.
- Detective Dan Anderson took Linda to the station for further questioning.
- Dedektif Dan Anderson daha fazla sorgulama için Linda'yı karakola götürdü.
- Detective Dan Anderson waited anxiously for the crime lab results.
- Dedektif Dan Anderson suç laboratuvarı sonuçları için endişeyle bekledi.
- The detectives were baffled.
- Dedektifler şaşkına dönmüştü.
- The police detective found a bloody knife.
- Polis dedektifi kanlı bir bıçak buldu.
- Detective Dan Anderson picked up another trail.
- Dedektif Dan Anderson başka bir iz aldı.
- Tom is one of our best detectives.
- Tom en iyi dedektiflerimizden biridir.
- Detective Dan Anderson interviewed Linda.
- Dedektif Dan Anderson, Linda'yla görüştü.
- Tom should be a detective.
- Tom bir dedektif olmalı.
- The detective admired the killer's skills.
- Dedektif, katilin yeteneklerine hayran kaldı.
- The police detective said that all of the doors and windows were locked from the inside.
- Polis dedektifi tüm kapıların ve pencerelerin içeriden kilitli olduğunu söyledi.
- I'm a detective.
- Ben bir dedektifim.
- Detective Dan Anderson checked Linda for weapons.
- Dedektif Dan Anderson Linda'da silah olup olmadığını kontrol etti.
- Tom should be a detective.
- Tom dedektif olmalı.
- Detective Dan Anderson got an anonymous tip from a man who claimed to know Linda.
- Dedektif Dan Anderson, Linda'yı tanıdığını iddia eden bir adamdan isimsiz bir ihbar aldı.
- The detectives were baffled.
- Dedektifler şaşkına çevrildi.
- The detective promised to look into the matter right away.
- Dedektif, meseleyi derhal incelemek için söz verdi.
- He hired a private detective.
- O özel bir dedektif tuttu.
- Did you know Tom was a detective?
- Tom'un bir dedektif olduğunu biliyor muydun?
- He thinks he's being shadowed by a private detective.
- Özel bir dedektif tarafından izlendiğini düşünüyor.
- Detectives don't suspect foul play.
- Dedektifler cinayetten şüphelenmiyor.
- He hired a private detective.
- Özel bir dedektif tuttu.
- Sami is a homicide detective.
- Sami bir cinayet dedektifi.
- Tom is a private detective.
- Tom özel bir dedektif.
- The detective found absolute proof of the man's guilt.
- Dedektif, adamın suçluluğuna dair kesin kanıtlar buldu.
- The man aimed a gun at the detectives.
- Adam dedektiflere silah doğrulttu.
- Detective Dan Anderson has finally pieced together the whole murder story.
- Dedektif Dan Anderson sonunda tüm cinayet hikayesini bir araya getirdi.
- Are you a detective?
- Siz bir dedektif misiniz?
- Tom is a detective.
- Tom bir dedektiftir.
- Detective Dan Anderson gave Linda a routine polygraph test.
- Dedektif Dan Anderson Linda'ya rutin bir yalan makinesi testi uyguladı.
- Two detectives followed the suspect.
- İki dedektif şüpheliyi takip etti.
- Tom wanted to hire a detective.
- Tom bir dedektif tutmak istedi.
- Detectives were watching Fadil's reactions.
- Dedektifler Fadıl'ın tepkilerini izliyordu.
- The detectives found no other evidence.
- Dedektifler başka kanıt bulamadı.
- Detectives are still investigating.
- Dedektifler hala araştırıyor.
- She hired a private detective to inquire into the case.
- O, davayı soruşturmak için özel bir dedektif kiraladı.
- Sami is a private detective.
- Sami özel bir dedektif.
- Detective Dan Anderson was the only investigator to follow that lead.
- Dedektif Dan Anderson bu ipucunu takip eden tek dedektifti.
- I’m a consulting detective.
- Ben danışman dedektifim.
- Two detectives followed the suspect.
- İki dedektif şüpheliyi izledi.
- Detectives were watching Fadil's reactions.
- Dedektifler Fadıl'ın tepkilerini izliyorlardı.
- Detectives considered different motives for the murder.
- Dedektifler cinayet için farklı nedenler düşündüler.
- One of the detectives seized him by the neck.
- Dedektiflerden biri onu boynundan yakaladı.
- Tom is a homicide detective.
- Tom bir cinayet dedektifi.
- Detective Sadiq investigated the baby deaths.
- Dedektif Sadık bebek ölümlerini araştırdı.
- Tom hired a private detective.
- Tom özel bir dedektif tuttu.
- Detective Sadiq investigated the baby deaths.
- Dedektif Sadık bebek ölümlerini soruşturdu.
- Layla had a story for detectives.
- Leyla'nın dedektifler için bir hikayesi vardı.
- Tom had his wife Mary followed by a private detective.
- Tom, karısı Mary'yi özel bir dedektife takip ettirdi.
- Detective Dan Anderson checked Linda for weapons.
- Dedektif Dan Anderson silahlar için Linda'yı kontrol etti.
- Sami hired a private detective.
- Sami özel bir dedektif tuttu.
- Detective Dan Anderson and his team conducted a more thorough search in the park.
- Dedektif Dan Anderson ve ekibi parkta daha kapsamlı bir arama yaptı.
- Dan told Detective Linda Smith about the murder.
- Dan cinayet hakkında Dedektif Linda Smith'le konuştu.
- Detectives believe Tom acted alone.
- Dedektifler Tom'un yalnız hareket ettiğine inanıyorlardı.
- The police detective carefully collected samples for DNA testing.
- Polis dedektifi DNA testi için örnekleri dikkatlice topladı.
- Dan was a homicide detective.
- Dan bir cinayet dedektifiydi.
- The detective has the crime's evidences.
- Dedektifin elinde suç delilleri var.
- Detective Dan Anderson picked up another trail.
- Dedektif Dan Anderson başka bir iz buldu.
- Why don't you hire a private detective?
- Neden özel bir dedektif tutmuyorsun?
- Why would Tom hire a private detective?
- Tom neden özel bir dedektif tutsun ki?
- The detective used a magnifier to find some clues.
- Dedektif bazı ipuçlarını bulmak için bir büyüteç kullanır.
- Dan told Detective Linda Smith about the murder.
- Dan, Dedektif Linda Smith'e cinayeti anlattı.
- Arthur Brand is an art detective.
- Arthur Brand bir sanat dedektifi.
- Tom needs to hire a private detective.
- Tom'un özel bir dedektif tutması gerekiyor.
- Sami is a homicide detective.
- Sami bir cinayet dedektifidir.
- Sami contacted a private detective.
- Sami özel bir dedektifle temasa geçti.
- Fadil agreed to let the detectives briefly search his house.
- Fadıl dedektiflerin evini kısaca aramasına izin verdi.
- Detective Dan Anderson has finally pieced together the whole murder story.
- Dedektif Dan Anderson nihayet bütün cinayet hikayesini bir araya getirdi.
- Tom is a homicide detective.
- Tom bir cinayet dedektifidir.
- Detectives considered different motives for the murder.
- Dedektifler cinayet için farklı sebepler düşündüler.
- Detective Dan Anderson interviewed Linda.
- Dedektif Dan Anderson Linda'yı sorguladı.
- The detective admired the killer's skills.
- Dedektif katilin yeteneklerine hayran kaldı.
- Fadil got a call from detectives.
- Fadıl dedektiflerden bir telefon aldı.
- The detective promised to look into the matter right away.
- Dedektif, konuyu hemen araştıracağına söz verdi.
- Detective Dan Anderson and his team conducted a more thorough search in the park.
- Dedektif Dan Anderson ve takımı, parkta daha kapsamlı bir araştırma yaptı.
- He has hired a private detective.
- Özel bir dedektif tuttu.
- The veracity of the waitress surprised the detective.
- Garsonun dürüstlüğü dedektifi şaşırttı.
- Dan agreed to talk to Detective Matt Brown at the station.
- Dan, istasyonda Dedektif Matt Brown'la konuşmayı kabul etti.
- Tom thinks he's being shadowed by a private detective.
- Tom özel bir dedektif tarafından izlendiğini düşünüyor.
- The police detective said that all of the doors and windows were locked from the inside.
- Polis dedektifi tüm kapı ve pencerelerin içeriden kilitli olduğunu söyledi.
- Sami gave detectives a shocking answer.
- Sami dedektiflere şok edici bir cevap verdi.
- The detective used a magnifier to find some clues.
- Dedektif bazı ipuçlarını bulmak için büyüteç kullandı.
- Fadil got a call from detectives.
- Fadıl dedektiflerden bir çağrı aldı.
- Tom is a good detective.
- Tom iyi bir dedektiftir.
Show More (136)
|
