|
- Despite all that, however, there is a major source of dissatisfaction.
- Ancak tüm bunlara rağmen, önemli bir memnuniyetsizlik kaynağı var.
- We shall, of course, inform her of your dissatisfaction and she will immediately find out what can be done.
- Memnuniyetsizliğinizi elbette kendisine bildireceğiz ve o da derhal ne yapılabileceğini öğrenecektir.
- It is precisely in the area of the environment that people's dissatisfaction has been most deeply felt.
- İnsanların memnuniyetsizliğinin en derinden hissedildiği alan tam da çevre konusudur.
- As an islander, however, I would like to express my dissatisfaction with the lack of recognition of island development.
- Ancak bir adalı olarak, ada kalkınmasının tanınmamasından duyduğum memnuniyetsizliği ifade etmek isterim.
- I wish to express total dissatisfaction with the reply of the Commission.
- Komisyon'un cevabından duyduğum memnuniyetsizliği ifade etmek isterim.
- In spite of this, however, consumers have valid reasons for dissatisfaction.
- Buna rağmen tüketicilerin memnuniyetsizlik için geçerli sebepleri var.
- Only a strengthened Europe is immune to political opportunists who exploit dissatisfaction.
- Sadece güçlenmiş bir Avrupa, memnuniyetsizliği istismar eden siyasi fırsatçılara karşı bağışıklığa sahiptir.
- In spite of this, however, consumers have valid reasons for dissatisfaction.
- Ancak buna rağmen tüketicilerin memnuniyetsizlik için geçerli sebepleri var.
- Others prefer to speculate about uncertainty, fear and alleged dissatisfaction.
- Diğerleri belirsizlik, korku ve sözde memnuniyetsizlik hakkında spekülasyon yapmayı tercih ediyor.
- Radicalism, too, is the result of dissatisfaction among the masses of young people.
- Radikalizm de genç kitleler arasındaki memnuniyetsizliğin bir sonucudur.
- In offering this explanation of my vote, therefore, I wished to express my deep dissatisfaction and my deep concern.
- Bu nedenle oyumla ilgili bu açıklamayı yaparken, derin memnuniyetsizliğimi ve derin endişelerimi ifade etmek istedim.
- I am writing to express my dissatisfaction.
- Memnuniyetsizliğimi ifade etmek için yazıyorum.
- He expressed his dissatisfaction.
- Memnuniyetsizliğini dile getirdi.
- Tom has done a pretty good job concealing his dissatisfaction.
- Tom memnuniyetsizliğini gizleyerek oldukça iyi bir iş çıkardı.
- He expressed his dissatisfaction.
- Memnuniyetsizliğini ifade etti.
Show More (12)
|
