1 |
driven |
çalışır |
adj. |
|
- The Wright brothers succeeded in flying an airplane driven by an engine.
- Wright kardeşler, motorla çalışan bir uçağı uçurmayı başardılar.
- This machine is driven by a small electric motor.
- Bu makine küçük bir elektrik motoruyla çalışıyor.
- The Wright brothers succeeded in flying an airplane driven by an engine.
- Wright kardeşler, bir motor ile çalışan bir uçağı uçurmayı başardılar.
- This ship is driven by steam.
- Bu gemi buharla çalışıyor.
- This machine is driven by a small motor.
- Bu makine küçük bir motorla çalışıyor.
- This machine is driven by electricity.
- Bu makine elektrikle çalışıyor.
- The engine is driven by steam.
- Motor buharla çalışıyor.
Show More (4)
|
2 |
driven |
azimli |
adj. |
|
- Tom is a very driven guy.
- Tom çok azimli bir adam.
- Tom is very driven, isn't he?
- Tom çok azimli, değil mi?
- Are you driven?
- Azimli misiniz?
- Tom is driven, isn't he?
- Tom azimli, değil mi?
Show More (1)
|
3 |
driven |
kararlı |
adj. |
|
- I would like to thank Mrs de Sarnez for carrying out her work with such determination and so much drive.
- Bayan de Sarnez'e çalışmalarını böylesine kararlı ve azimli bir şekilde yürüttüğü için teşekkür etmek isterim.
- Are you driven?
- Sen kararlı mısın?
Show More (-1)
|
4 |
driven |
hırslı |
adj. |
|
- Tom is a very driven guy.
- Tom çok hırslı bir adam.
Show More (-2)
|