effect - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
effect etki n.
  • Long silences create an effect of tension throughout the film.
  • Uzun sessizlikler film boyunca gerilim etkisi yaratıyor.
  • Your inconsiderate words have no effect on me.
  • Düşüncesizce sözlerinizin benim üzerimde hiçbir etkisi yok.
  • A contagious effect can occur between one country and others and it is possible that capital flows will fluctuate.
  • Bir ülke ile diğerleri arasında bulaşıcı bir etki meydana gelebilir ve sermaye akışlarının dalgalanması mümkündür.
Show More (56)
effect etkisi olmak v.
  • Up to now, threats have had no discernible effect on South Korea's behaviour.
  • Şimdiye kadar tehditlerin Güney Kore'nin davranışları üzerinde fark edilebilir bir etkisi olmamıştır.
  • I do not really think that crises have a purifying effect.
  • Krizlerin arındırıcı bir etkisi olduğunu pek düşünmüyorum.
  • It has had an incredible effect.
  • İnanılmaz bir etkisi oldu.
Show More (23)
effect yürürlük n.
  • The animal rights law came into effect as of January 1st.
  • Hayvan hakları yasası 1 Ocak itibariyle yürürlüğe girdi.
  • If we are to put this important regulation into effect, we now have to avoid a conciliation procedure.
  • Bu önemli düzenlemeyi yürürlüğe koyacaksak, artık bir uzlaşma prosedüründen kaçınmak zorundayız.
  • The Member States are just now putting the package into effect.
  • Üye Devletler paketi daha yeni yürürlüğe koyuyor.
Show More (7)
effect efekt n.
  • This movie is considered a masterpiece of visual effects.
  • Bu film görsel efektler konusunda başyapıt kabul edilir.
Show More (-2)
effect yaratmak v.
  • Don't underestimate your ability to effect change in your community.
  • Toplumunuzda değişim yaratma yeteneğinizi küçümsemeyin.
Show More (-2)
effect uygulama n.
  • I have just heard impressive speeches to the effect that equal quotas in Europe are unfair.
  • Az önce Avrupa'da eşit kota uygulamasının adil olmadığı yönünde etkileyici konuşmalar dinledim.
Show More (-2)
effect amaç n.
  • A protocol to this effect was drawn up on 5 June 2000.
  • Bu amaçla 5 Haziran 2000 tarihinde bir protokol düzenlenmiştir.
Show More (-2)
effect gerçekleştirmek v.
  • We should probably have no right to effect such a transformation.
  • Muhtemelen böyle bir dönüşümü gerçekleştirmeye hakkımız olmamalı.
Show More (-2)