|
- Unfortunately, there was never enough money available to really be able to help.
- Ne yazık ki, gerçekten yardım edebilmek için yeterli para hiçbir zaman mevcut olmadı.
- Do you think Tom has enough money to buy that?
- Tom'un onu almak için yeterli parası olduğunu düşünüyor musun?
- I don't have enough money to pay this month's rent.
- Bu ayın kirasını ödemek için yeterli param yok.
- If I had enough money, I could buy this camera.
- Yeterli param olsaydı, bu kamerayı alabilirdim.
- Does Tom earn enough money to live in the city?
- Tom şehirde yaşamak için yeterli para kazanıyor mu?
- Even if I had enough money, I still wouldn't buy a Ferrari.
- Keşke yeterli param olsa, hâlâ bir Ferrari almadım.
- Tom had enough money to buy what he wanted to buy.
- Tom, almak istediğini almak için yeterli paraya sahipti.
- I don't have enough money to buy the medicine my father needs.
- Babamın ihtiyacı olan ilacı almak için yeterli param yok.
- Do you have enough money for the trip?
- Yolculuk için yeterli paranız var mı?
- I didn't know I didn't have enough money to buy what I needed.
- İhtiyacım olanı almak için yeterli param olmadığını bilmiyordum.
- You can borrow my car until you make enough money to buy your own car.
- Kendi arabanı satın almak için yeterli para kazanıncaya kadar arabamı ödünç alabilirsin.
- Do you have enough money to buy what you need?
- İhtiyacın olan şeyi almak için yeterli paran var mı?
- He did not have enough money.
- Onun yeterli parası yoktu.
- Tom doesn't have enough money yet to buy the car he wants.
- Tom'un henüz istediği arabayı almak için yeterli parası yok.
- Tom said he didn't have enough money.
- Tom yeterli parası olmadığını söyledi.
- If I had enough money, I could buy this camera.
- Yeterli param olsa, bu kamerayı alırım.
- Tom didn't know he didn't have enough money to buy what he wanted.
- Tom istediğini almak için yeterli parası olmadığını bilmiyordu.
- Do you have enough money?
- Yeterli paran var mı?
- Aren't you glad Tom gave us enough money to buy something to eat?
- Tom'un yiyecek bir şey almak için bize yeterli para verdiğine memnun değil misin?
- We still don't have enough money.
- Hâlâ yeterli paramız yok.
- Tom realized he didn't have enough money.
- Tom, yeterli parasının olmadığını fark etti.
- Tom looked at the price tag and realized he didn't have enough money.
- Tom fiyat etiketine baktı ve yeterli parası olmadığını fark etti.
- You've already given me enough money.
- Zaten bana yeterli para verdin.
- I think I've already given you enough money.
- Sanırım ben zaten sana yeterli para verdim.
- We have to figure out whether we have enough money to do that.
- Bunu yapmak için yeterli paramız olup olmadığına karar vermeliyiz.
- If I had had enough money, I would have bought the book.
- Yeterli param olsaydı, o kitabı alırdım.
- Tom didn't have enough money to pay the rent.
- Tom'un kirayı ödemek için yeterli parası yoktu.
- Tom doesn't have enough money to buy a car.
- Tom'un araba almak için yeterli parası yok.
- I need to buy food, but I don't have enough money.
- Yiyecek almam gerekiyor ama yeterli param yok.
- I don't have enough money to advertise.
- İlan vermek için yeterli param yok.
- I don't have enough money for a taxi.
- Bir taksi için yeterli param yok.
- Tom isn't the only one who doesn't have enough money to buy something to eat.
- Yiyecek bir şeyler almak için yeterli parası olmayan tek kişi Tom değil.
- Tom doesn't have enough money yet to buy the car he wants.
- Tom'un istediği arabayı almak için henüz yeterli parası yok.
- I wouldn't buy one of those even if I had enough money.
- Yeterli param olsa bile onlardan birini almazdım.
- If I had enough money, I could go abroad.
- Yeterli param olsaydı, yurtdışına gidebilirdim.
- Tom doesn't have enough money to buy a new car.
- Tom'un yeni bir araba almak için yeterli parası yok.
- Tom could have paid for Mary's ticket if he'd known she didn't have enough money.
- Tom, Mary'nin yeterli parası olmadığını bilseydi bilet parasını ödeyebilirdi.
- Tom wished that he had enough money to retire.
- Tom emekli olmak için yeterli parası olmasını dilerdi.
- They have enough money for their bills.
- Faturaları için yeterli paraları var.
- It's going to take some time until we have enough money to buy a new tractor.
- Yeni bir traktör almak için yeterli paramızın olması biraz zaman alacak.
- Tom could have paid for Mary's ticket if he'd known she didn't have enough money.
- Eğer yeterli parasını olmadığını bilseydi Tom Mary'nin biletini ödeyebilirdi.
- I need to buy food, but I don't have enough money.
- Yiyecek almam lazım ama yeterli param yok.
- I don't think I have enough money.
- Yeterli param olduğunu sanmıyorum.
- If I had enough money, I could buy this book.
- Yeterli param olsaydı, bu kitabı satın alabilirdim.
- Tom wasn't sure if he had enough money.
- Tom yeterli parası olup olmadığından emin değildi.
- I can't buy that now, because I don't have enough money.
- Onu şimdi alamam, çünkü yeterli param yok.
- I never had enough money to buy a car.
- Bir araba almak için yeterli param yoktu.
- My mother always told me that I should put money in the bank every month so I'd have enough money in case of an emergency.
- Annem bana her zaman bankaya her ay para yatırmamı, böylece acil bir durumda yeterli param olacağını söylerdi.
- I think we've got enough money.
- Sanırım yeterli paramız var.
- Tom didn't have enough money to rent a car.
- Tom'un araba kiralamak için yeterli parası yoktu.
- I didn't know I didn't have enough money to buy what I needed.
- İhtiyacım olan şeyleri almak için yeterli param olmadığını bilmiyordum.
- Tom now has enough money to buy the guitar he's been wanting to buy.
- Tom'un şimdi almayı istediği gitarı almak için yeterli parası var.
- Tom doesn't have enough money.
- Tom'un yeterli parası yok.
- It'll take some time until we have enough money to buy a new tractor.
- Yeni bir traktör almak için yeterli paramızın olması biraz zaman alacak.
- Tom doesn't have enough money to buy that house.
- Tom'un o evi satın almak için yeterli parası yok.
- I knew Tom wouldn't have enough money.
- Tom'un yeterli parası olmayacağını biliyordum.
- I'd like to buy the car you're selling, but I don't have enough money right now.
- Sattığın arabayı almak istiyorum ama şu anda yeterli param yok.
- The problem is we don't have enough money to complete the project.
- Sorun projeyi tamamlamak için yeterli paramızın olmamasıdır.
- To begin with, we don't have enough money.
- Başlangıç olarak, yeterli paramız yok.
- I don't have enough money now to buy this.
- Şimdi bunu almak için yeterli param yok.
- I knew Tom didn't have enough money to buy the car he wanted.
- Tom'un istediği arabayı almak için yeterli parası olmadığını biliyordum.
- I think I have just about enough money to buy the computer that I want.
- Sanırım istediğim bilgisayarı almak için yeterli param var.
- Did I give you enough money?
- Ben sana yeterli para verdim mi?
- We didn't have enough money to do that.
- Onu yapmak için yeterli paramız yoktu.
- I still don't have enough money to buy the motorcycle that I want.
- İstediğim motosikleti almam için hâlâ yeterli param yok.
- I'll go to Paris when I have enough money.
- Yeterli param olduğunda Paris'e gideceğim.
- Tom abandoned the project because he didn't have enough money.
- Tom projeden vazgeçti çünkü yeterli parası yoktu.
- The problem is we don't have enough money.
- Sorun şu ki, yeterli paramız yok.
- Tom has enough money to buy everything he wants.
- Tom'un, istediği her şeyi satın almak için yeterli parası var.
- I think we've got enough money.
- Bence yeterli paramız var.
- Tom couldn't go to college because his family didn't have enough money.
- Tom, ailesinin yeterli parası olmadığı için üniversiteye gidemedi.
- We don't have enough money for a taxi.
- Bir taksi için yeterli paramız yok.
- We don't have enough money to buy a house.
- Bir ev satın almak için yeterli paramız yok.
- Tom doesn't have enough money to pay all his bills this month.
- Bu ay Tom'un tüm faturalarını ödemek için yeterli parası yok.
- Tom wished that he had enough money to retire.
- Tom emekli olmak için yeterli parasının olmasını diledi.
- The problem is we don't have enough money to pay all of our bills this month.
- Sorun, bu ay tüm faturalarımızı ödeyecek yeterli paramızın olmamasıdır.
- You should make sure that you have enough money in your pocket to pay for the ticket.
- Bileti ödemek için cebinde yeterli paran olduğundan emin olmalısın.
- They earmarked enough money for research work.
- Araştırma çalışması için yeterli para ayırdılar.
- I had enough money to buy that dress.
- O elbiseyi satın almak için yeterli param vardı.
- Tom doesn't have enough money to buy a new trumpet.
- Tom'un yeni bir trompet almak için yeterli parası yok.
- If you don't have enough money, I'll lend you some.
- Yeterli paran yoksa, sana biraz ödünç veririm.
- I hope Tom has enough money to buy what he needs.
- Umarım Tom'un ihtiyacı olanı almak için yeterli parası vardır.
- Tom said he didn't have enough money to buy a motorcycle.
- Tom bir motosiklet almak için yeterli parası olmadığını söyledi.
- We probably don't have enough money.
- Bizim muhtemelen yeterli paramız yok.
- I haven't got enough money to buy it.
- Onu satın almak için yeterli param yok.
- If I had enough money to retire, I would.
- Emekli olmak için yeterli param olsaydı, olurdum.
- Tom didn't have enough money to go home by bus.
- Tom'un eve otobüsle gitmek için yeterli parası yoktu.
- Do you really have enough money to buy this?
- Bunu almak için gerçekten yeterli paranız var mı?
- Tom doesn't have enough money to buy everything he needs.
- Tom'un ihtiyacı olan her şeyi almak için yeterli parası yok.
- Tom wondered if he had enough money to pay the bill.
- Tom o faturayı ödemek için yeterli parası olup olmadığını merak etti.
- I'd like to buy the car you're selling, but I don't have enough money right now.
- Sattığınız arabayı almak isterdim ama şu anda yeterli param yok.
- We don't have enough money to go to Boston by airplane.
- Boston'a uçakla gitmek için yeterli paramız yok.
- I know Tom has enough money to buy what he wants.
- Tom'un istediğini almak için yeterli parası olduğunu biliyorum.
- I really don't have enough money.
- Gerçekten yeterli param yok.
- The problem is we don't have enough money to complete the project.
- Sorun şu ki projeyi tamamlamak için yeterli paramız yok.
- I didn't have enough money to buy what I had to buy.
- Satın almak zorunda olduğum şeyi almak için yeterli param yoktu.
- There simply isn't enough money.
- Yeterli para yok ki.
- I don't have enough money to advertise.
- Reklam için yeterli param yok.
- I have enough money to buy this.
- Bunu satın almaya yeterli param var.
Show More (96)
|