|
- It has made me feel good, but I have already tried to pass this praise back.
- Bu beni iyi hissettirdi, ancak bu övgüyü geri çevirmeye çalıştım bile.
- That makes us feel good but does not actually change anything.
- Bu bizi iyi hissettiriyor ama aslında hiçbir şeyi değiştirmiyor.
- As rapporteur where Estonia is concerned, it feels good to be able to note that, finally, we shall now soon be there.
- Raportör olarak Estonya söz konusu olduğunda, nihayet yakında orada olacağımızı belirtmek iyi hissettiriyor.
- I feel good about that.
- Bu konuda iyi hissediyorum.
- He never felt good.
- Hiç iyi hissetmedi.
- I feel good enough.
- Ben yeterince iyi hissediyorum.
- That feels good.
- Bu iyi hissettiriyor.
- This feels good.
- Bu iyi hissettiriyor.
- That makes me feel good, and also lessens my workload.
- Bu beni iyi hissettiriyor, ayrıca iş yükümü de azaltıyor.
- I don't feel good right now.
- Şu anda iyi hissetmiyorum.
- It felt good.
- İyi hissettirdi.
- I felt good at practice today.
- Bugün uygulamada iyi hissettim.
- It feels good to be back.
- Geri dönmek iyi hissettiriyor.
- Does that feel good?
- Bu iyi hissettiriyor mu?
- I'm feeling good.
- İyi hissediyorum.
- He never felt good.
- Asla iyi hissetmedi.
- Your feet feel good when they are wet.
- Islak olduklarında, ayaklarınız iyi hisseder.
- It feels good to come to the aid of somebody.
- Birinin yardımına koşmak iyi hissettiriyor.
- I felt good.
- Ben iyi hissediyordum.
- It feels good to come to the aid of somebody.
- Birinin yardımına gelmek iyi hissettirir.
- I feel good after a workout.
- Egzersiz yaptıktan sonra iyi hissediyorum.
- That felt good.
- Bu iyi hissettirdi.
- It makes me feel good.
- Bu beni iyi hissettiriyor.
- I don't feel good about this.
- Bu konuda iyi hissetmiyorum.
- I feel good in a special way.
- Özel bir şekilde iyi hissediyorum.
- I feel good enough.
- Kendimi yeterince iyi hissediyorum.
- Tom said that he feels good.
- Tom iyi hissettiğini söyledi.
- It makes you feel good.
- Bu seni iyi hissettiriyor.
- Your feet feel good when they are wet.
- Ayaklarınız ıslakken iyi hissedersiniz.
- My feet feel good.
- Ayaklarım iyi hissediyor.
- We feel good about ourselves.
- Kendimiz hakkında iyi hissediyoruz.
- The breeze feels good.
- Esinti iyi hissettiriyor.
- I really felt good.
- Gerçekten iyi hissettim.
- That makes me feel good, and also lessens my workload.
- Bu beni iyi hissettiriyor ve iş yükümü de azaltıyor.
- Some days I feel good.
- Bazı günler iyi hissediyorum.
- That made me feel good.
- O beni iyi hissettirdi.
- It definitely felt good.
- Kesinlikle iyi hissettim.
- It really feels good.
- Gerçekten iyi hissettiriyor.
- I feel good about it.
- Bu konuda iyi hissediyorum.
- I feel good after one hour workout.
- Bir saatlik antremandan sonra iyi hissediyorum.
- Tom felt good.
- Tom iyi hissetti.
- It feels good to contribute.
- Katkıda bulunmak iyi hissettirir.
- I feel good about things.
- Bazı şeyler hakkında iyi hissediyorum.
- That made Fadil feel good.
- O, Fadıl'ı iyi hissettirdi.
- I'm feeling good this morning.
- Bu sabah iyi hissediyorum.
- It feels good to help.
- Yardım etmek iyi hissettirir.
- She didn't feel good.
- İyi hissetmiyordu.
- I felt good today.
- Bugün iyi hissettim.
- Every new day you feel good.
- Her yeni gün iyi hissedersin.
- We feel good about it.
- Bu konuda iyi hissediyoruz.
- Everyone's feeling good.
- Herkes iyi hissediyor.
- I feel good after exercising.
- Egzersizden sonra iyi hissediyorum.
- That made me feel good.
- Bu beni iyi hissettirdi.
- I still feel good.
- Hâlâ iyi hissediyorum.
- She didn't feel good.
- O iyi hissetmedi.
- I want to feel good about myself.
- Kendim hakkında iyi hissetmek istiyorum.
- I don't feel good.
- İyi hissetmiyorum.
- It feels good to contribute.
- Katkıda bulunmak iyi hissettiriyor.
- I feel good here.
- Kendimi burada iyi hissediyorum.
- It felt good.
- Bu iyi hissettirdi.
- It feels good.
- İyi hissettirir.
- I feel good about it.
- Ben bu konuda iyi hissediyorum.
- Tom said it felt good to win.
- Tom kazanmanın iyi hissettirdiğini söyledi.
- I feel good about our team.
- Takımımız hakkında iyi hissediyorum.
- It feels good, doesn't it?
- İyi hissettiriyor, değil mi?
- I feel good today.
- Bugün iyi hissediyorum.
- This really feels good.
- Bu gerçekten iyi hissettiriyor.
- Doesn't it feel good?
- İyi hissettirmiyor mu?
- The breeze feels good.
- Meltem iyi hissettiriyor.
- It all felt good.
- Hepsi iyi hissettirdi.
- I don't feel good about it.
- Bu konuda iyi hissetmiyorum.
Show More (68)
|
