|
- I shall finish by saying that the Council, Commission and Parliament must speak with one voice.
- Sözlerimi Konsey, Komisyon ve Parlamento'nun tek bir sesle konuşması gerektiğini söyleyerek bitirmek istiyorum.
- I shall finish there in order to allow the debate to continue.
- Tartışmanın devam edebilmesi için burada bitiriyorum.
- To finish, I have two questions.
- Bitirirken iki sorum var.
- Before I finish, I should like to mention the issue of fine bakery products.
- Bitirmeden önce, kaliteli unlu mamuller konusuna değinmek istiyorum.
- I should like to finish by saying that an association agreement is an important tool.
- Sözlerimi bir ortaklık anlaşmasının önemli bir araç olduğunu söyleyerek bitirmek istiyorum.
- I would like to finish by clarifying a number of points.
- Sözlerimi bazı hususları açıklığa kavuşturarak bitirmek istiyorum.
- Finally, allow me to finish on a positive note.
- Son olarak, olumlu bir notla bitirmeme izin verin.
- The fact is that it is never too late to finish but it is sometimes too early.
- Gerçek şu ki bitirmek için hiçbir zaman çok geç değildir ama bazen çok erken olabilir.
- I will finish on this.
- Bunu bitireceğim.
- I will finish my remarks with that point.
- Sözlerimi bu nokta ile bitireceğim.
- I should like to finish the overview of the different expenditure categories with the expenditure on pre-accession aid.
- Farklı harcama kategorilerine genel bakışı katılım öncesi yardım harcamaları ile bitirmek istiyorum.
- Before I finish, I should like to comment briefly on a matter which was raised.
- Bitirmeden önce, gündeme getirilen bir konu hakkında kısaca yorum yapmak istiyorum.
- Have we really finished with all our contradictions?
- Tüm çelişkilerimizi gerçekten bitirdik mi?
- To finish, I have two questions.
- Bitirmek için iki sorum var.
- I shall start by carrying on exactly where Minister Haarder finished.
- Bakan Haarder'in bitirdiği yerden devam ederek başlayacağım.
- I shall finish, if I may, by listing the points on which I can agree.
- İzin verirseniz hemfikir olduğum noktaları sıralayarak sözlerimi bitirmek istiyorum.
- The fact is that it is never too late to finish but it is sometimes too early.
- Gerçek şu ki, bitirmek için hiçbir zaman çok geç değildir ama bazen fazla erken olabilir.
- I would like to finish by raising the question of clients.
- Sözlerimi müşteriler konusunu gündeme getirerek bitirmek istiyorum.
- I will finish on that note.
- Bu hususla sözlerimi bitireceğim.
- We have finished early nearly every Thursday afternoon over recent weeks.
- Son haftalarda neredeyse her Perşembe öğleden sonra erken bitirdik.
- We have had a less tight agenda today and are finishing as early as 5.36 p.m.
- Bugün daha az yoğun bir gündemimiz var ve saat 17.36 gibi erken bir saatte bitiriyoruz.
- I should like to finish by addressing the automatic decommitment issue.
- Sözlerimi otomatik taahhütten vazgeçme konusuna değinerek bitirmek istiyorum.
- We have not finished yet, but things are moving.
- Henüz bitirmedik ama işler ilerliyor.
- I should like to finish by commenting briefly on two or three matters of particular interest to the European Parliament.
- Sözlerimi Avrupa Parlamentosu'nu yakından ilgilendiren iki ya da üç konuya kısaca değinerek bitirmek istiyorum.
- I would just like to finish by saying that the report itself is excellent and I hope that it gets full support.
- Raporun mükemmel olduğunu ve tam destek almasını umduğumu söyleyerek sözlerimi bitirmek istiyorum.
- Please be so kind as to allow me to finish my sentence.
- Lütfen cümlemi bitirmeme izin verecek kadar nazik olun.
- My first and main goal was to finish this thing.
- Benim ilk ve ana hedefim bu işi bitirmekti.
- We really had to work fast to get everything finished.
- Her şeyi bitirmek için gerçekten acele bir şekilde çalışmamız gerekti.
- You're trying to do everything at once and not finishing anything.
- Her şeyi aynı anda yapmaya çalışıyorsun ve hiçbir şeyi bitiremiyorsun.
- I finished the book tonight with much pleasure.
- Bu gece kitabı büyük bir zevkle bitirdim.
- I need to finish labeling these meals for my dad.
- Babam için bu yemekleri etiketlemeyi bitirmeliyim.
- We really had to work fast to get everything finished.
- Her şeyi bitirmek için gerçekten hızlı çalışmamız gerekti.
- I finished the book tonight with much pleasure.
- Kitabı bu akşam büyük bir keyifle bitirdim.
- My first and main goal was to finish this thing.
- İlk ve asıl hedefim bu işi bitirmekti.
- Then let's finish him off once and for all.
- O zaman onun işini kesin olarak bitirelim.
- You guys finish your homework first, then come down.
- Siz önce ödevlerinizi bitirin, sonra aşağı gelin.
- We really had to work fast to get everything finished.
- Her şeyi bitirmek için gerçekten hızlı çalışmamız gerekiyordu.
- I have to finish the tribute video by tonight.
- Anma videosunu bu geceye kadar bitirmeliyim.
- If you don't finish that book before the library closes, you will have to check it out.
- Kütüphane kapanmadan önce o kitabı bitirmezseniz, ödünç almak zorunda kalacaksınız.
- I have to finish the tribute video by tonight.
- Anma videosunu bu geceye kadar bitirmem lazım.
- My first and main goal was to finish this thing.
- Benim öncelikli ve birinci hedefim bu işi bitirmekti.
- I have to finish the tribute video by tonight.
- Bu geceye kadar anma videosunu bitirmem gerekiyor.
- I haven't finished reading this book.
- Bu kitabı okumayı bitirmedim.
- I have just finished eating lunch.
- Öğle yemeğimi yeni bitirdim.
- Tom hasn't yet finished writing the report.
- Tom henüz raporu yazmayı bitirmedi.
- Tom doesn't have to finish.
- Tom bitirmek zorunda değil.
- Between now and the end of the week, I will finish it.
- Şu andan itibaren hafta sonuna kadar bitireceğim.
- I haven't played Monopoly since I finished college.
- Ben üniversiteyi bitirdiğimden beri Monopoly oynamadım.
- I still have to finish doing my homework.
- Hala ödevimi bitirmem gerekiyor.
- We have finished talking about the exercise.
- Egzersiz hakkında konuşmayı bitirdik.
- The work is easy enough for me to finish in a couple of hours.
- Bu iş birkaç saat içinde bitirebileceğim kadar kolay.
- It was a victory for the whole country when he finished first in the race.
- Adayın yarışı birinci bitirmesi tüm ülke için bir zaferdi.
- Tom finished his homework before going to sleep.
- Tom uyumadan önce ödevini bitirdi.
- Have you finished knitting that sweater?
- O kazağı örmeyi bitirdin mi?
- Tom couldn't finish his lunch.
- Tom öğle yemeğini bitiremedi.
- We probably don't have enough time to finish doing that today.
- Muhtemelen bugün bunu bitirmek için yeterli zamanımız yok.
- Don't start anything you can't finish.
- Bitiremeyeceğin bir şeye başlama.
- I finished packing my boxes.
- Kutularımı paketlemeyi bitirdim.
- I've finished reading that book.
- O kitabı okumayı bitirdim.
- It took Tom several hours to finish his homework.
- Tom'un ödevini bitirmesi birkaç saatini aldı.
- He'll probably finish the work by tomorrow.
- Muhtemelen işi yarına kadar bitirir.
- Tom managed to finish writing his report in time.
- Tom raporunu yazmayı zamanında bitirebildi.
- I'm almost finished writing the report.
- Raporu yazmayı neredeyse bitirdim.
- I stuck with it until I was finished.
- Bitirene kadar devam ettim.
- I started so I'll finish.
- Başladım ve bitireceğim.
- I'm just about finished with the report.
- Raporu bitirmek üzereyim.
- It was tough to finish the work.
- İşi bitirmek zor oldu.
- I had hoped to have finished this yesterday.
- Bunu dün bitirmeyi umuyordum.
- I've just finished waxing the floor.
- Az önce zemini cilalamayı bitirdim.
- Tom doesn't have to finish.
- Tom'un bitirmesi gerekmiyor.
- I think we're just about finished.
- Sanırım bitirmek üzereyiz.
- Tom seems to have finished his work.
- Tom işini bitirmiş gibi görünüyor.
- I'm pretty sure Tom has finished his homework.
- Tom'un ödevini bitirdiğine eminim.
- I almost finished.
- Neredeyse bitirdim.
- Tom is still not finished.
- Tom hala bitirmedi.
- Tom hung up before I finished.
- Tom ben bitirmeden telefonu kapattı.
- I've almost finished my work.
- Neredeyse işimi bitirdim.
- How much more money is it going to cost to finish building our house?
- Evimizi yapmayı bitirmek daha ne kadar paraya mal olacak?
- I finished the race.
- Yarışı bitirdim.
- You can finish it at home.
- Onu evde bitirebilirsin.
- Tom seems to have finished.
- Tom bitirmiş gibi görünüyor.
- I'll have it finished by the end of the week.
- Haftanın sonuna kadar onu bitirteceğim.
- You never seem to finish anything.
- Hiçbir şeyi bitiremiyor gibisin.
- Should I wait for Tom to finish?
- Tom'un bitirmesini beklemem gerekir mi?
- I've finally finished doing that.
- Sonunda onu yapmayı bitirdim.
- Have you finished your homework yet?
- Ev ödevini hâlâ bitirmedin mi?
- I'll finish it later.
- Sonra bitiririm.
- We haven't yet finished what we have to do.
- Yapmak zorunda olduğumuz şeyi henüz bitirmedik.
- Haven't you finished yet?
- Daha bitirmedin mi?
- You told her that you had finished the work three days before.
- Ona üç gün önce işi bitirmiş olduğunu söyledin.
- Tom and Mary haven't finished eating yet.
- Tom ve Mary henüz yemek yemeyi bitirmediler.
- I had hoped to finish it yesterday.
- Onu dün bitirmeyi ümit etmiştim.
- The sooner we start, the sooner we'll finish.
- Ne kadar erken başlarsak o kadar erken bitiririz.
- I've almost finished this report.
- Bu raporu neredeyse bitirdim.
- Has he finished his homework yet?
- Ödevini bitirdi mi?
- However hard you try, you can't finish it in a day.
- Ne kadar uğraşırsan uğraş, bir günde bitiremezsin.
- I think it'll take more than a year to finish building our house.
- Sanırım bizim evimizi yapmayı bitirmek bir yıldan daha fazla sürecektir.
- I could not possibly finish the work in a few days.
- İşi birkaç gün içinde bitirmem mümkün değil.
- I finished that work up all on my own.
- O işi kendi başıma bitirdim.
- Tom is waiting for you to finish getting ready.
- Tom hazırlanmanızı bitirmenizi bekliyor.
- The boss directed his men to finish it quickly.
- Patron onu çabuk bitirmeleri için adamlarını yönetti.
- Tom didn't finish his lunch.
- Tom öğle yemeğini bitirmedi.
- Let them finish.
- Bırak bitirsinler.
- I've finished doing that already.
- Bunu yapmayı zaten bitirdim.
- Let me just finish this.
- İzin ver şunu bir bitireyim.
- I will have finished the work before you return.
- Sen dönmeden işi bitirmiş olacağım.
- Tom didn't have much time to finish his homework.
- Tom'un ev ödevini bitirmek için çok zamanı yoktu.
- He should have finished it by now.
- Onu şimdiye kadar bitirmeliydi.
- Tom finished second.
- Tom ikinci olarak bitirdi.
- It is imperative for you to finish by Sunday.
- Pazar gününe kadar bitirmeniz şart.
- Finish boiling the carrots.
- Havuçları kaynatmayı bitirin.
- I finished reading that book last night.
- Dün gece o kitabı okumayı bitirdim.
- It's the first time I put a cigarette out before finishing it.
- İlk defa bir sigarayı bitirmeden söndürüyorum.
- I've got to finish this.
- Bunu bitirmeliyim.
- Tom has already finished his homework.
- Tom ödevini çoktan bitirdi.
- Tom has already finished the work.
- Tom işi zaten bitirdi.
- They finished eating.
- Yemeklerini bitirdiler.
- I finished the work.
- İşi bitirdim.
- We joined the navy after finishing college.
- Üniversiteyi bitirdikten sonra donanmaya katıldık.
- I've almost finished this report.
- Neredeyse bu raporu bitirdim.
- Tom finished dinner just before Mary got home.
- Tom Mary eve gelmeden hemen önce akşam yemeğini bitirdi.
- Tom finished writing the report in less than three hours.
- Tom üç saatten daha az bir süre içinde raporu yazmayı bitirdi.
- The student who finishes the examination first does not always get the best grade.
- Sınavı ilk bitiren öğrenci her zaman en iyi notu almaz.
- He finished it as quick as lightning.
- Şimşek gibi çabuk bitirdi.
- We haven't finished what we have to do yet.
- Yapmak zorunda olduğumuz şeyi henüz bitirmedik.
- She finished her errand and returned home.
- İşlerini bitirip eve döndü.
- Are you rushing to finish the project?
- Projeyi bitirmek için acele ediyor musunuz?
- I finished cleaning my room a half hour ago.
- Yarım saat önce odamı temizlemeyi bitirdim.
- How quickly can you finish these pictures?
- Bu resimleri ne kadar çabuk bitirebilirsin?
- Tom said he was finished doing that.
- Tom bunu yapmayı bitirdiğini söyledi.
- I never got to finish my lunch.
- Ben asla öğle yemeğimi bitirmek zorunda değilim.
- He'll probably finish the work by tomorrow.
- O, işi muhtemelen yarına kadar bitirecektir.
- All he wanted was time to finish his painting.
- Tek istediği resmini bitirmek için zamandı.
- She finished her homework in an hour.
- Ödevini bir saat içinde bitirdi.
- Tom finished his homework before dinner.
- Tom akşam yemeğinden önce ödevini bitirdi.
- I finished the work.
- Ben işi bitirdim.
- I've been given until tomorrow to finish this.
- Bunu bitirmem için yarına kadar süre verildi.
- Tom wants to finish what he's doing before he goes home.
- Tom eve gitmeden önce yaptığı işi bitirmek istiyor.
- I've already finished reading the book that Tom gave me yesterday.
- Tom'un bana dün verdiği kitabı okumayı çoktan bitirdim.
- I finished the wine and set down the glass.
- Şarabı bitirdim ve bardağı koydum.
- She has just finished washing dishes.
- Bulaşıkları yıkamayı henüz bitirdi.
- We have finished the work for today.
- Bugünkü işimizi bitirdik.
- Tom must've finished doing that yesterday.
- Tom bunu dün bitirmiş olmalı.
- I haven't finished fixing this yet.
- Bunu tamir etmeyi henüz bitirmedim.
- Let me just finish this sentence.
- Şu cümleyi bir bitireyim.
- We're going to finish this.
- Bunu bitireceğiz.
- I didn't finish it.
- Onu bitirmedim.
- Finish it before you go to bed.
- Yatmaya gitmeden önce onu bitir.
- It was tough to finish the work.
- İşi bitirmek zordu.
- I finished work at six.
- Altıda işi bitirdim.
- How come Tom didn't finish?
- Nasıl oldu da Tom bitirmedi?
- Why didn't Tom finish?
- Tom neden bitirmedi?
- Tom needs to finish what he started.
- Tom başladığı şeyi bitirmeli.
- Have you finished dinner?
- Akşam yemeğini bitirdin mi?
- I haven't finished my work.
- İşimi bitirmedim.
- I managed to finish the work.
- İşi bitirmeyi başardım.
- She began writing a report at eight, finishing it at twelve.
- Sekizde rapor yazmaya başladı, on ikide bitirdi.
- We should give Tom a chance to finish the report.
- Tom'a raporu bitirmesi için bir fırsat vermeliyiz.
- I haven't played Monopoly since I finished college.
- Üniversiteyi bitirdiğimden beri Monopoly oynamadım.
- Why don't you wait here while I finish what I'm doing?
- Neden ben işimi bitirene kadar burada beklemiyorsunuz?
- Mary didn't finish her lunch.
- Mary öğle yemeğini bitirmedi.
- It'll take several months to finish this.
- Bunu bitirmek birkaç ay sürer.
- I must get my homework finished.
- Ödevimi bitirmeliyim.
- Have you finished writing the letter yet?
- Mektubu yazmayı bitirdin mi?
- I just finished breakfast.
- Kahvaltımı yeni bitirdim.
- We've just finished doing that.
- Onu yapmayı daha yeni bitirdik.
- I've got to go home and finish my homework.
- Eve gidip ödevimi bitirmeliyim.
- We need to finish this.
- Bunu bitirmeliyiz.
- I think I'm finished.
- Bitirdiğimi düşünüyorum.
- You must allow us to finish.
- Bitirmemize izin vermelisin.
- Tom finished the dishes.
- Tom bulaşıkları bitirdi.
- Tom was the last person to finish eating.
- Tom yemeğini bitiren son kişiydi.
- We can finish later.
- Daha sonra bitirebiliriz.
- Tom was already drinking his third beer before Mary had even finished her first.
- Mary daha ilk birasını bitirmeden Tom üçüncü birasını içmeye başlamıştı bile.
- Tom and Mary haven't finished eating yet, have they?
- Tom ve Mary henüz yemeklerini bitirmediler, değil mi?
- You will finish serving your sentence next month, won't you?
- Gelecek ay cezanı çekmeyi bitireceksin, değil mi?
- I still need to finish my homework.
- Hâlâ ev ödevimi bitirmem gerekiyor.
- However hard you try, you can't finish it in a day.
- Her ne kadar sıkı denesen de onu bir gün içinde bitiremezsin.
- She has already finished the work.
- İşini çoktan bitirdi.
- He will do his best to finish it on time.
- Zamanında bitirmek için elinden geleni yapacak.
- He must finish his homework today.
- Bugün ödevini bitirmek zorunda.
- But for your help, we should not have finished in time.
- Yardımınız olmasaydı, zamanında bitiremezdik.
- I still haven't finished the exercises.
- Egzersizleri hâlâ bitirmedim.
- Tom said Mary was finished eating.
- Tom, Mary'nin yemek yemeyi bitirdiğini söyledi.
- Tom needs to finish what he's doing.
- Tom yaptığı şeyi bitirmeli.
- It looked almost impossible for him to finish his book.
- Kitabını bitirmesi neredeyse imkânsız görünüyordu.
- Have you finished breakfast yet?
- Kahvaltını bitirdin mi?
- My elder brother finished his homework very quickly.
- Ağabeyim ödevini çok çabuk bitirdi.
- They joined the navy after finishing college.
- Üniversiteyi bitirdikten sonra donanmaya katıldılar.
- My older brother finished his homework very quickly.
- Ağabeyim ev ödevini çok çabuk bitirdi.
- This book is really difficult to finish reading in a week.
- Bu kitabı bir haftada bitirmek gerçekten zor.
- I want you to finish your homework before you start playing games.
- Oyun oynamaya başlamadan önce ev ödevini bitirmeni istiyorum.
- When he finished speaking, there was a silence.
- Konuşmasını bitirdiğinde bir sessizlik oldu.
- He finished the job in an instant.
- İşi bir anda bitirdi.
- I will help you if I have finished my work by four.
- Dörtte işimi bitirirsem sana yardım ederim.
- We've finally finished doing that.
- Sonunda o işi bitirdik.
- Tom and Mary haven't finished eating yet, have they?
- Tom ve Mary henüz yemek yemeyi bitirmedi, değil mi?
- Tom finished eating then washed the dishes.
- Tom yemeğini bitirdikten sonra bulaşıkları yıkadı.
- We should finish this.
- Biz bunu bitirmeliyiz.
- I'll finish the work in a week, that is, on May fifth.
- Bir hafta içinde işi bitireceğim, yani, beş Mayısta.
- Neither Tom nor Mary has finished.
- Ne Tom ne de Mary bitirdi.
- At this rate, I'll never be finished.
- Böyle giderse asla bitiremeyeceğim.
- It's your responsibility to finish this job.
- Bu işi bitirmek sizin sorumluluğunuz.
- I wish I could figure out how to finish this project without asking for help.
- Keşke bu projeyi yardım istemeden nasıl bitireceğimi bulabilseydim.
- Can I finish?
- Bitirebilir miyim?
- I couldn't finish my assignments.
- Ödevlerimi bitiremedim.
- We're almost finished.
- Neredeyse bitirdik.
- Layla hasn't finished high school.
- Layla liseyi bitirmedi.
- Tom didn't let Mary finish what she was trying to say.
- Tom Mary'nin söylemeye çalıştığı şeyi bitirmesine izin vermedi.
- He had just finished his homework when the clock struck ten.
- Saat onu vurduğunda ödevini yeni bitirmişti.
- I have to finish cleaning my room.
- Odamı temizlemeyi bitirmek zorundayım.
- Thanks to his help, I finished my homework.
- Onun yardımı sayesinde, ev ödevimi bitirdim.
- I'd like to finish the work on my own.
- Bu işi tek başıma bitirmek istiyorum.
- I've got to finish this.
- Bunu bitirmek zorundayım.
- Let's finish what we started.
- Başladığımız işi bitirelim.
- I'd really like more time to finish this.
- Bunu bitirmek için gerçekten daha fazla zaman istiyorum.
- He should have finished his work by now.
- Şimdiye kadar işini bitirmiş olmalıydı.
- Three months is too short a time to finish the experiment.
- Deneyi bitirmek için üç ay çok kısa bir süre.
- Tom finished his shift and went home.
- Tom mesaisini bitirdi ve eve gitti.
- He can finish ten boxes of corn flakes in one sitting.
- O, bir oturuşta on kutu mısır gevreğini bitirebilir.
- Tom finished his homework quickly.
- Tom ödevini çabucak bitirdi.
- I have a job to finish.
- Bitirmem gereken bir işim var.
- Are you rushing to finish the project?
- Projeyi bitirmek için acele mi ediyorsun?
- I must finish reading that book by tomorrow.
- O kitabı okumayı yarına kadar bitirmeliyim.
- We just finished painting the wall.
- Duvarı boyamayı yeni bitirdik.
- I hope to finish soon.
- Yakında bitirmeyi umuyorum.
- Death is like a race in which everyone tries to finish last.
- Ölüm, herkesin en son bitirmeye çalıştığı bir yarış gibidir.
- Some students finished their homework.
- Bazı öğrenciler ödevlerini bitirdi.
- As soon as Tom has finished doing that, he'll go home.
- Tom bunu yapmayı bitirir bitirmez eve gidecektir.
- We were unable to finish our homework in time.
- Ev ödevimizi zamanında bitiremedik.
- Have you finished washing the dishes?
- Bulaşıkları yıkamayı bitirdin mi?
- My father had already finished breakfast when I got up this morning.
- Bu sabah kalktığımda babam zaten kahvaltıyı bitirmişti.
- I thought doing this would be easy, but we've been working all day and we're still not finished.
- Bunu yapmanın kolay olacağını düşünmüştüm, ama bütün gün çalıştık ve hala bitiremedik.
- I wish I had a little more time to finish this.
- Keşke bunu bitirmek için biraz daha zamanım olsaydı.
- But first, I want to finish my coffee.
- Ama önce kahvemi bitirmek istiyorum.
- We haven't finished our work.
- İşimizi bitirmedik.
- We're going to need a couple of more hours to finish this.
- Bunu bitirmek için birkaç saate daha ihtiyacım olacak.
- He has finished his work.
- O, işini bitirdi.
- Have you already finished that book?
- Bu kitabı çoktan bitirdin mi?
- We don't have a lot of time to finish doing this.
- Bunu bitirmek için fazla zamanımız yok.
- It'll take Tom three hours to finish what he's doing.
- Tom'un işini bitirmesi üç saat sürer.
- I have to finish doing that today.
- Onu yapmayı bugün bitirmek zorundayım.
- We've got to finish on time.
- Zamanında bitirmeliyiz.
- Please wait till I have finished my coffee.
- Lütfen kahvemi bitirene kadar bekleyin.
- Tom finished the work in three days.
- Tom işi üç gün içinde bitirdi.
- I've finished all my work.
- Bütün işimi bitirdim.
- It was not until she finished reading the book that she noticed who had written it.
- Bu kimin yazdığını fark ettiği kitabı okumayı bitirene kadar değildi.
- Finish your work.
- Çalışmanı bitir.
- You can't have dessert until you finish your meal.
- Yemeğini bitirinceye kadar tatlı alamazsın.
- He told me that I must finish the work by six.
- O bana saat altıya kadar işi bitirmem gerektiğini söyledi.
- I finished doing the work before supper.
- Akşam yemeğinden önce işimi bitirdim.
- Tom has already finished the work that he needed to do.
- Tom yapması gereken işi çoktan bitirdi.
- Tom has all but finished his homework.
- Tom neredeyse ev ödevini bitirdi.
- I've just finished my homework.
- Az önce ödevimi bitirdim.
- Tom wasn't finished yet.
- Tom henüz bitirmemişti.
- I managed to finish the work.
- Ben işi bitirebildim.
- We've finished cleaning our classroom.
- Biz sınıfımızı temizlemeyi bitirdik.
- She managed to finish the work on her own.
- Tek başına işi bitirebildi.
- If we're going to finish this by Monday, we'd better not waste time.
- Bunu pazartesiye kadar bitireceksek, zaman kaybetmesek iyi olur.
- When I have finished my lunch, I will lie down for an hour.
- Öğle yemeğimi bitirdiğimde, bir saat uzanacağım.
- You can watch TV after you finish your homework.
- Ödevini bitirdikten sonra televizyon izleyebilirsin.
- Make sure you finish this by the end of the day.
- Bunu gün sonuna kadar bitirdiğinden emin ol.
- I haven't finished the report yet.
- Raporu henüz bitirmedim.
- He finished the race.
- Yarışı bitirdi.
- I've almost finished doing that.
- Bunu yapmayı neredeyse bitirdim.
- I'll finish it later.
- Onu daha sonra bitireceğim.
- I'm still not finished reading this book.
- Bu kitabı okumayı hâlâ bitirmedim.
- I have to finish this first.
- Önce bunu bitirmem gerekiyor.
- I have three hours to finish writing this report.
- Bu raporu yazmayı bitirmek için üç saatim var.
- She finished reading the letter.
- Mektubu okumayı bitirdi.
- Tom never finished high school.
- Tom liseyi asla bitirmedi.
- I just finished doing it.
- Az önce bitirdim.
- Have you finished packing yet?
- Toplanmayı bitirdin mi?
- Tom finished the job in three hours.
- Tom işi üç saatte bitirdi.
- They finished building the bridge on time.
- Köprüyü yapmayı zamanında bitirdiler.
- I had to wait for Tom to finish.
- Tom'un bitirmesi için beklemem gerekti.
- Yesterday I finished studying Esperanto on Duolingo.
- Dün Duolingo'da Esperanto eğitimini bitirdim.
- I didn't think Tom was finished doing that yet.
- Tom'un bunu yapmayı henüz bitirmediğini sanıyordum.
- They finished their meal.
- Onlar yemeğini bitirdi.
- Just finished it.
- Onu az önce bitirdim.
- I wasn't able to finish doing that as soon as I thought I'd be able to.
- Ben bunu yapmayı bitirebileceğimi düşündüğüm kadar kısa sürede bitiremedim.
- I didn't even finish high school.
- Liseyi bile bitirmedim.
- I've already finished doing my chores.
- Ev işlerimi yapmayı çoktan bitirdim.
- Tom hasn't finished writing the report.
- Tom raporu yazmayı bitirmedi.
- It'll take me more than three hours to finish doing this.
- Bunu yapmayı bitirmek üç saatten daha fazla zamanımı alacak.
- Let's finish what we started.
- Başladığımızı bitirelim.
- Tom says he needs to finish what he's doing.
- Tom yaptığı şeyi bitirmesi gerektiğini söylüyor.
- Are you almost finished?
- Bitirmek üzere misin?
- Tom won't be able to finish that in an hour.
- Tom bunu bir saat içinde bitiremez.
- Peige is probably the one who'll finish the work.
- Peige muhtemelen işi bitirecek kişidir.
- I'll be finished by the time you get here.
- Sen gelene kadar bitirmiş olurum.
- I can't finish painting this house in one day.
- Bir günde bu evi boyamayı bitiremem.
- Tom finished third in the race.
- Tom yarışta üçüncü bitirdi.
- A few minutes after he finished his work, he went to bed.
- İşini bitirdikten birkaç dakika sonra yatmaya gitti.
- Please wait till I have finished my coffee.
- Kahvemi bitirinceye kadar lütfen bekle.
- I just want to finish this today.
- Bunu bugün bitirmek istiyorum.
- Are we ever going to finish this?
- Bunu bitirebilecek miyiz?
- Tom never finished doing that.
- Tom bunu yapmayı hiç bitirmemişti.
- I can't finish this part of the puzzle.
- Yapbozun bu kısmını bitiremiyorum.
- I'm just about finished.
- Ben bitirmek üzereyim.
- I've already finished doing what I needed to do.
- Yapmam gerekenleri çoktan bitirdim.
- Finish your drink.
- İçkini bitir.
- I haven't finished breakfast yet.
- Kahvaltıyı henüz bitirmedim.
- She was able to be ready early this morning, because she finished packing last night.
- Dün gece toplanmayı bitirdiği için bu sabah erkenden hazır olabildi.
- I've already finished breakfast.
- Kahvaltıyı çoktan bitirdim.
- I thought Tom had another hour to finish the report.
- Tom'un raporu bitirmek için bir saati daha var sanıyordum.
- Tom could be finished eating by now.
- Tom şimdiye kadar yemek yemeyi bitirmiş olabilir.
- I had just finished my homework when Ted phoned me.
- Ted beni aradığında, ev ödevimi henüz bitirmiştim.
- Having finished her work, she went home.
- O, işini bitirdikten sonra eve gitti.
- I couldn't have finished the project on time without your help.
- Yardımınız olmadan projeyi zamanında bitiremezdim.
- He said that he must finish the work by noon.
- İşi öğlene kadar bitirmesi gerektiğini söyledi.
- Have you finished reading the novel?
- Romanı okumayı bitirdin mi?
- I wasn't able to finish doing that as soon as I thought I'd be able to.
- Bunu düşündüğüm kadar çabuk bitiremedim.
- We need to finish this.
- Bunu bitirmemiz gerek.
- This is the book I read after finishing my homework.
- Ödevimi bitirdikten sonra okuduğum kitap bu.
- Allow me to finish what I'm saying.
- Sözümü bitirmeme izin ver.
- I am finishing my translation.
- Çevirimi bitiriyorum.
- I'm trying to finish this crossword puzzle before Tom gets here.
- Tom gelmeden bu bulmacayı bitirmeye çalışıyorum.
- Have you finished already?
- Bitirdiniz mi?
- We've just finished eating.
- Daha yeni yemek yemeyi bitirdik.
- Let me finish.
- Bitirmeme izin ver.
- Have you finished your Christmas shopping?
- Noel alışverişini bitirdin mi?
- Tom just finished cleaning his room.
- Tom az önce odasını temizlemeyi bitirdi.
- Mary didn't finish her lunch.
- Mary yemeğini bitiremedi.
- Peige is the person who will finish the work.
- Peige işi bitirecek olan kişidir.
- Tom thought Mary had finished doing that.
- Tom Mary'nin bunu yapmayı bitirdiğini düşündü.
- You haven't finished your coffee.
- Kahveni bitirmedin.
- Have you finished your homework already?
- Ödevini bitirdin mi artık?
- I bet that I can finish this task in an hour's time.
- Bahse girerim bu işi bir saat içinde bitirebilirim.
- Let's finish it right away.
- Onu derhal bitirelim.
- Tom told me to finish doing that by tomorrow.
- Tom bana bunu yarına kadar bitirmemi söyledi.
- If I hadn't had your cooperation, I couldn't have finished the work in time.
- Eğer işbirliğiniz olmasaydı, işi zamanında bitiremezdim.
- It took him a week to finish the work.
- İşi bitirmesi bir hafta sürdü.
- Have you finished your share of the work?
- Payına düşen işi bitirdin mi?
- Tom can't finish this job in a day.
- Tom bu işi bir günde bitiremez.
- I'll finish it when I get home.
- Eve döndüğümde onu bitiririm.
- Finish this as soon as possible.
- Bunu mümkün olduğunca çabuk bitir.
- The student who finishes an examination first does not necessarily get the best grade.
- Bir sınavı ilk bitiren öğrenci mutlaka en iyi notu almaz.
- Let's see who can finish doing this first.
- Bakalım bunu ilk kim bitirecek.
- It took Tom almost three hours to finish his homework.
- Tom'un ödevini bitirmesi neredeyse üç saat sürdü.
- Let me just finish.
- Bitirmeme izin ver.
- I hoped to have finished it by this week.
- Bu haftaya kadar onu bitirmiş olmayı umut etmiştim.
- I wasn't finished.
- Bitirmemiştim.
- Haven't you finished yet?
- Henüz bitirmedin mi?
- I finished the work in less than an hour.
- Bir saatten daha az sürede işi bitirdim.
- The smart student finished the exam.
- Zeki öğrenci sınavı bitirdi.
- I have already finished the job.
- İşimi çoktan bitirdim.
- I must finish this work by the day after tomorrow.
- Bu işi yarından sonraki güne kadar bitirmeliyim.
- I was able to finish the work earlier than I had expected.
- İşi beklediğimden daha erken bitirebildim.
- I noticed you didn't finish eating your dinner.
- Yemeğini bitirmediğini fark ettim.
- Tom never finishes anything.
- Tom hiçbir şeyi bitirmez.
- I expected Tom to finish first.
- Tom'un önce bitirmesini beklerdim.
- Our biggest problem is we only have three days to finish this.
- En büyük sorunumuz bu işi bitirmek için sadece üç günümüzün olması.
- Tom hasn't yet finished eating breakfast.
- Tom henüz kahvaltı yemeyi bitirmedi.
- Tom finished everything on his plate.
- Tom tabağındaki her şeyi bitirdi.
- He finished his beer.
- Birasını bitirdi.
- You've finished your work.
- Siz işinizi bitirdiniz.
- I read the book after I had finished my homework.
- Ödevimi bitirdikten sonra kitabı okudum.
- Tom is going to need a few more hours to finish this.
- Tom'un bunu bitirmek için birkaç saate daha ihtiyacı olacak.
- It took me almost three hours to finish my math homework.
- Matematik ödevimi bitirmem neredeyse üç saatimi aldı.
- Peige is probably the one who'll finish the work.
- İşi bitirecek olan muhtemelen Peige'dir.
- When Tom got home, the children had already finished eating dinner.
- Tom eve geldiğinde çocuklar akşam yemeği yemeyi bitirmişti.
- Tom needs to finish what he started.
- Tom'un başladığı işi bitirmesi gerekiyor.
- There was no chance to finish the job on time.
- İşi zamanında bitirmek için hiçbir ihtimal yoktu.
- I plan on finishing that in two or three minutes.
- İki ya da üç dakika içinde bitirmeyi planlıyorum.
- Please finish the work at once.
- Lütfen işi bir an önce bitirin.
- I couldn't finish it.
- Bitiremedim.
- Tom has already finished his chores.
- Tom ev işlerini zaten bitirdi.
- I still haven't finished eating breakfast.
- Ben hala kahvaltı etmeyi bitirmedim.
- When you've finished reading that book, could you lend it to me?
- Bu kitabı bitirince bana ödünç verebilir misiniz?
- I've got to finish this essay by tomorrow.
- Yarına kadar bu denemeyi bitirmeliyim.
- Three months were not enough to finish the experiment.
- Deneyi bitirmek için üç ay yetmedi.
- Tom couldn't finish his dinner.
- Tom yemeğini bitiremedi.
- Now that we've finished eating, let's go.
- Yemeğimizi bitirdiğimize göre, hadi gidelim.
- Tom doesn't want to finish what he's doing.
- Tom yaptığı şeyiı bitirmek istemiyor.
- I won't be able to finish if you don't help me.
- Bana yardımcı olmazsan bitiremeyeceğim.
- Tom finished second-to-last.
- Tom sondan ikinci bitirdi.
- I couldn't finish my assignments.
- İşlerimi bitiremedim.
- How soon will you be able to finish that job?
- İşi ne kadar sürede bitirebileceksin?
- I managed to finish the book.
- Kitabı bitirmeyi başardım.
- Let me finish this first.
- Önce bunu bitireyim.
- Have you finished reading the book of Jobs?
- Jobs'un kitabını okumayı bitirdiniz mi?
- Tom doesn't need to finish this by tomorrow.
- Tom'un bunu yarına kadar bitirmesine gerek yok.
- Tom has all but finished doing that.
- Tom bunu yapmayı neredeyse bitirdi.
- I wish you'd let Tom finish his story.
- Keşke Tom'un hikayesini bitirmesine izin verseydin.
- I'm not sure I have enough time to finish this report.
- Bu raporu bitirmek için yeterli zamanım olduğundan emin değilim.
- I need to finish cleaning out the garage.
- Garajı temizlemeyi bitirmem gerekiyor.
- I suspect that Tom and Mary have finished doing that.
- Tom ve Mary'nin bunu yapmayı bitirdiğinden şüpheleniyorum.
- Having finished breakfast, I hurried to school.
- Kahvaltımı bitirdikten sonra aceleyle okula gittim.
- We can finish it later.
- Onu daha sonra bitirebiliriz.
- Sami has just finished a long hike.
- Sami uzun bir yürüyüşü yeni bitirdi.
- Tom finished reading the book and returned it to Mary.
- Tom kitabı okumayı bitirdi ve onu Mary'ye geri götürdü.
- Finishing lunch, he played tennis.
- Öğle yemeğini bitirdikten sonra tenis oynadı.
- Just finish what you're doing.
- Ne yapıyorsanız hemen bitirin.
- Tom will help you as soon as he finishes doing that.
- Tom bunu bitirir bitirmez sana yardım edecek.
- I have finished my work.
- İşimi bitirdim.
- Tom finished doing his homework an hour ago.
- Tom bir saat önce ev ödevini bitirdi.
- He will do his best to finish it on time.
- Onu zamanında bitirmek için elinden geleni yapacaktır.
- Tom must've finished it by now.
- Tom şimdiye kadar onu bitirmiş olmalı.
- I've just finished binge-watching Gomorrah.
- Gomorra dizisini arka arkaya izleyip bitirdim biraz önce.
- We will finish it.
- Bunu bitireceğiz.
- It's going to take us hours to finish this.
- Bunu bitirmek saatlerimizi alacak.
- Finish cleaning the windows.
- Pencereleri temizlemeyi bitir.
- Tom hung up before I finished.
- Tom ben bitirmeden önce telefonu kapadı.
- I've just now finished doing my French homework.
- Fransızca ev ödevimi yapmayı az önce bitirdim.
- His homework having been finished, Tom went to bed.
- Ev ödevi bitirildikten sonra, Tom yatmaya gitti.
- Let me know when you've finished.
- Bitirdiğinde haber ver.
- He was at pains to finish his work.
- O, işini bitirmek için çok çalıştı.
- I'm still not finished reading the book.
- Hâlâ kitabı okumayı bitirmedim.
- You have three hours to finish the report.
- Raporu bitirmek için üç saatin var.
- I'll finish it in two or three minutes.
- İki ya da üç dakika içerisinde onu bitireceğim.
- We have almost finished our work.
- Neredeyse işimizi bitirdik.
- I haven't finished speaking yet.
- Henüz konuşmayı bitirmedim.
- I've already finished reading the book that Tom gave me yesterday.
- Tom'un dün bana verdiği kitabı okumayı çoktan bitirdim.
- Tom and Mary have finished their work.
- Tom ve Mary işlerini bitirdi.
- I'll finish reading this novel soon.
- Yakında bu romanı okumayı bitireceğim.
- We'll finish this later.
- Bunu sonra bitiririz.
- Tom finished cleaning the kitchen and then started cleaning the living room.
- Tom mutfağı temizlemeyi bitirdi ve sonra oturma odasını temizlemeye başladı.
- I am positive that he has finished.
- Onun bitirdiğinden eminim.
- Tom wasn't yet finished.
- Tom henüz bitirmemişti.
- We've just finished remodeling our basement.
- Bodrumumuza yeniden şekil vermeyi henüz bitirdik.
- I've finished doing that.
- Bunu yapmayı bitirdim.
- Have you finished?
- Bitirdin mi?
- She may not have finished her homework.
- Ödevini bitirmemiş olabilir.
- Finishing third was hard for Tom.
- Üçüncü bitirmek Tom için zordu.
- Tom finished the work by himself.
- Tom işi tek başına bitirdi.
- Yumi can't finish it in a day.
- Yumi bunu, bir günde bitiremez.
- Sami finished his round of golf.
- Sami golf raundunu bitirdi.
- I am waiting for you to finish your homework.
- Ödevini bitirmeni bekliyorum.
- You were supposed to have this finished by yesterday.
- Bunu dün bitirmiş olman gerekiyordu.
- We will finish serving our sentence next month.
- Gelecek ay cezamızı çekmeyi bitireceğiz.
- Neither Tom nor Mary has finished doing that.
- Ne Tom ne de Mary bunu yapmayı bitirdi.
- You must finish the task by any means necessary.
- Bu görevi ne pahasına olursa olsun bitirmelisin.
- Do another five and you'll have finished.
- Beş tane daha yaparsan bitirmiş olacaksın.
- Tom couldn't finish his sandwich.
- Tom sandviçini bitiremedi.
- We can't rest until we finish doing this.
- Bu işi bitirene kadar dinlenemeyiz.
- Have you finished writing your composition?
- Kompozisyonunu yazmayı bitirdin mi?
- I wish you would let Tom finish his story.
- Keşke Tom'un hikayesini bitirmesine izin versen.
- Have you finished dressing?
- Giyinmeyi bitirdin mi?
- I will return your book on Tuesday if I have finished it.
- Kitabınızı bitirirsem Salı günü geri vereceğim.
- Sami finished his round of golf.
- Sami golf turunu bitirdi.
- Many begin, but few finish.
- Birçoğu başlar, ancak birkaçı bitirir.
- Tom has finished college.
- Tom üniversiteyi bitirdi.
- Have you finished your homework?
- Ev ödevini bitirdin mi?
- Maybe you should finish this book.
- Belki de bu kitabı bitirmelisin.
- Tom might want to eat something when he finishes working out.
- Tom çalışmayı bitirdiğinde bir şey yemek isteyebilir.
- I wasn't able to finish my homework on time.
- Ev ödevimi zamanında bitiremedim.
- Tom finished the work in three days.
- Tom işi üç günde bitirdi.
- Tom needs to finish what he's doing.
- Tom'un yaptığı işi bitirmesi gerekiyor.
- I've just now finished doing my French homework.
- Fransızca ödevimi şimdi bitirdim.
- We succeeded in finishing the project.
- Projeyi bitirmeyi başardık.
- We've almost finished.
- Neredeyse bitirdik.
- You're only half finished.
- Daha yarısını bitirdin.
- You must finish this work in a week.
- Bu işi bir hafta içinde bitirmelisin.
- Are you telling me that I have to have this finished by tomorrow?
- Bunu yarına kadar bitirmem gerektiğini mi söylüyorsun?
- I must finish my work.
- İşimi bitirmeliyim.
- Tom didn't finish the report.
- Tom raporu bitirmedi.
- Tom has just finished his report.
- Tom raporunu bitirdi.
- Tom and Mary finished their meal and then went into the living room to watch TV.
- Tom ve Mary yemeklerini bitirdiler ve sonra TV izlemek için oturma odasına gittiler.
- Right now, I suggest you concentrate on getting this report finished.
- Şu anda, bu raporu bitirmeye odaklanmanızı öneririm.
- Have you finished reading the book I lent you last week?
- Size geçen hafta ödünç verdiğim kitabı bitirdiniz mi?
- If you are to finish the work before June, you will have to work much better.
- İşi hazirandan önce bitirmek istiyorsan, çok daha iyi çalışmak zorunda olacaksın.
- I can't finish this job today.
- Bugün bu işi bitiremem.
- What am I supposed to do after I finish doing this?
- Bunu bitirdikten sonra ne yapmam gerekiyor?
- She has finished correcting the exercises.
- Alıştırmaları düzeltmeyi bitirdi.
- I will go out when I have finished this work.
- Bu işi bitirdiğimde dışarı çıkacağım.
- Tom finished Mary's soup.
- Tom Mary'nin çorbasını bitirdi.
- We've finished cleaning the classroom.
- Sınıfı temizlemeyi bitirdik.
- I will have finished the work by next week.
- Önümüzdeki hafta işimi bitirmiş olacağım.
- When will you finish your work?
- İşini ne zaman bitireceksin?
- She finished her errand and returned home.
- İşini bitirdi ve eve döndü.
- Have you finished yet?
- Henüz bitirmedin mi?
- We'll see who finishes first.
- Kim önce bitirecek göreceğiz.
- As soon as I finish writing the report, I'll send it to you.
- Raporu yazmayı bitirir bitirmez onu sana göndereceğim.
- Finish crying and then we'll talk.
- Ağlamayı bitir, sonra konuşuruz.
- I am finished reading all of the books in this library.
- Bu kütüphanedeki tüm kitapları okumayı bitirdim.
- I need to finish this work before it gets dark.
- Hava kararmadan bu işi bitirmeliyim.
- I have not yet finished my supper.
- Akşam yemeğimi henüz bitirmedim.
- I didn't finish doing that.
- Bunu bitirmedim.
- Tom had to work really hard to finish it in time.
- Tom onu zamanında bitirmek için gerçekten çok çalışmak zorunda kaldı.
- Tom still has to finish painting the fence.
- Tom hâlâ çiti boyamayı bitirmek zorunda.
- Tom has until Monday to finish the report.
- Tom'un raporu bitirmek için pazartesiye kadar vakti var.
- I need to finish it.
- Bunu bitirmem gerekiyor.
- I finished buying a dozen eggs.
- Bir düzine yumurta almayı bitirdim.
- I need to finish it.
- Bitirmem lazım.
- I finished reading the book.
- Ben kitabı okumayı bitirdim.
- We've already finished doing that.
- Bunu yapmayı çoktan bitirdik.
- Tom has just finished his work.
- Tom az önce işini bitirdi.
- Has Tom finished his homework?
- Tom ödevini bitirdi mi?
- When I have finished writing the letter, I will take you to the lake about two miles beyond the hill.
- Mektubu yazmayı bitirince, seni tepenin iki mil ötesindeki göle götüreceğim.
- My love, I've finished cooking the food.
- Aşkım, yemeği pişirmeyi bitirdim.
- I told her to quickly finish the report.
- Ona raporu çabucak bitirmesini söyledim.
- Tom wants to finish what he's doing.
- Tom yaptığı işi bitirmek istiyor.
- Tom finished his beer and then got up to leave.
- Tom birasını bitirdi ve gitmek için ayağa kalktı.
- Finish your homework by the time your father comes home.
- Baban eve gelene kadar ödevini bitir.
- Three months is too short a time to finish the experiment.
- Deneyi bitirebilmek için üç ay çok kısa bir zamandır.
- I thought Tom was finished doing that.
- Tom'un bunu yapmayı bitirdiğini sanıyordum.
- We've just finished doing that.
- Bunu yapmayı yeni bitirdik.
- Tom has already finished the book he started reading last night.
- Tom dün gece okumaya başladığı kitabı çoktan bitirdi.
- Tom should've finished it by now.
- Tom şimdiye bitirmeliydi.
- Without her help, I couldn't have finished my task.
- Onun yardımı olmadan, görevimi bitiremezdim.
- I wanted to have finished it by the time school was over.
- Okul bitene kadar onu bitirmek istedim.
- I'm at loose ends since I finished my homework.
- Ödevimi bitirdiğimden beri yarım kalmış bir işim var.
- I pretty much finished reading the novel.
- Romanı okumayı neredeyse bitirdim.
- Tom doesn't have the ability to finish the job by himself.
- Tom'un bu işi tek başına bitirecek yeteneği yok.
- I'll finish the work in a week or less.
- İşi bir hafta ya da daha kısa sürede bitireceğim.
- Tom has finished unpacking his suitcase.
- Tom valizini boşaltmayı bitirdi.
- Tom may not have finished his homework.
- Tom ev ödevini bitirmemiş olabilir.
- I didn't finish my dinner.
- Yemeğimi bitirmedim.
- He finishes his homework before going to bed.
- O, yatmadan önce ödevini bitirir.
- Somebody has to finish this job.
- Birisi bu işi bitirmek zorunda.
- Finally, I finished a painting.
- Nihayet, bir resim bitirdim.
- Tom finished college last year.
- Tom üniversiteyi geçen yıl bitirdi.
- Have you still not finished your meal?
- Hala yemeğini bitirmedin mi?
- I'll be with you as soon as I finish this job.
- Bu işi bitirir bitirmez seninle olacağım.
- Tom said Mary wasn't finished doing that.
- Tom Mary'nin bunu yapmayı bitirmediğini söyledi.
- Wait till I finish exams.
- Ben sınavları bitirene kadar bekle.
- We will finish it.
- Bitireceğiz.
- Tom is waiting for you to finish getting ready.
- Tom hazırlanmanı bitirmeni bekliyor.
- I'll wait until you finish the work.
- Siz işi bitirinceye kadar bekleyeceğim.
- Tom finished the work by himself.
- Tom işi kendi başına bitirdi.
- I don't want to start anything I can't finish.
- Bitiremeyeceğim bir şeye başlamak istemiyorum.
- Finish drinking your milk.
- Sütünü içmeyi bitir.
- I need to finish reading this book.
- Bu kitabı okumayı bitirmem lâzım.
- It shouldn't take us long to finish this.
- Bunu bitirmek çok zamanımızı almamalı.
- She finished her beer.
- Birasını bitirdi.
- We've almost finished.
- Biz neredeyse bitirdik.
- Tom has finished eating, hasn't he?
- Tom yemek yemeyi bitirdi, değil mi?
- I knew I had to finish the report before noon.
- Raporu öğleden önce bitirmem gerektiğini biliyordum.
- It'll take at least a year to finish this project.
- Bu projeyi bitirmek en az bir yıl sürer.
- I've finished translating the report.
- Raporu çevirmeyi bitirdim.
- Tom has finally finished doing what we requested.
- Tom nihayet istediğimiz şeyi yapmayı bitirdi.
- I haven't finished speaking yet.
- Ben henüz konuşmayı bitirmedim.
- Mary will finish serving her sentence next month.
- Mary cezasını gelecek ay bitirecek.
- She began writing a report at eight, finishing it at twelve.
- Saat sekizde bir rapor yazmaya başladı, saat on ikide onu bitirdi.
- It took me 2 hours to finish the essay.
- Yazıyı bitirmek 2 saatimi aldı.
- I need to finish writing my speech.
- Konuşmamı yazmayı bitirmeliyim.
- Many begin, but few finish.
- Çoğu başlar ama çok azı bitirir.
- Tom has finished eating, hasn't he?
- Tom yemeğini bitirdi, değil mi?
- I didn't think Tom was finished doing that yet.
- Tom'un henüz bunu yapmayı bitirdiğini düşünmemiştim.
- She joined the navy after finishing college.
- Üniversiteyi bitirdikten sonra donanmaya katıldı.
- Now that you have finished your job, you are free to go home.
- Artık işini bitirdiğine göre, eve gitmekte özgürsün.
- Tom failed to finish the race.
- Tom yarışı bitirmeyi başaramadı.
- I usually never finish reading books that I find boring.
- Sıkıcı bulduğum kitapları okumayı asla bitirmem.
- He'll finish the job by tomorrow.
- İşi yarına kadar bitirecek.
- Please wait till I have finished my homework.
- Lütfen ev ödevimi bitirinceye kadar bekle.
- We just finished dinner.
- Biz akşam yemeğini henüz bitirdik.
- Tom expects to finish the report by next week.
- Tom raporu gelecek haftaya kadar bitirmeyi umuyor.
- We don't have very much time to finish this work.
- Bu işi bitirmek için fazla zamanımız yok.
- We went all out to finish the work before dark.
- Hava kararmadan önce işi bitirmek için elimizden geleni yaptık.
- Tom is waiting for you to finish what you're doing.
- Tom yaptığın şeyi bitirmen için bekliyor.
- I'm just about finished doing the laundry.
- Çamaşır yıkamayı neredeyse bitirmek üzereyim.
- I know that both Tom and Mary have finished doing that.
- Hem Tom'un hem de Mary'nin bunu yapmayı bitirdiğini biliyorum.
- We'll finish later.
- Sonra bitiririz.
- You aren't finished.
- Bitirmedin.
- I have to finish my book.
- Kitabımı bitirmem gerekiyor.
- I need to finish my homework.
- Ev ödevimi bitirmek zorundayım.
- He made a frantic attempt to finish painting the fence before dark.
- Hava kararmadan önce çitleri boyamayı bitirmek için canla başla çalıştı.
- You're not finished, are you?
- Bitirmedin, değil mi?
- It'll take three hours to finish these repairs.
- Bu onarımları bitirmek üç saat sürer.
- I've finished translating everything you asked me to translate.
- Çevirmemi istediğin her şeyi çevirmeyi bitirdim.
- She has just finished washing dishes.
- Bulaşıkları yıkamayı yeni bitirdi.
- We haven't finished doing that.
- Biz onu yapmayı bitirmedik.
- How soon will you be able to finish the task?
- Görevi ne kadar sürede bitirebileceksin?
- Ann has just finished writing her report.
- Ann raporunu yazmayı yeni bitirdi.
- Haven't you finished eating yet?
- Yemeğini bitirmedin mi daha?
- Tom and Mary are nearly finished.
- Tom ve Mary neredeyse bitirdiler.
- Tom finished the race.
- Tom yarışı bitirdi.
- Tom never did finish doing that.
- Tom bunu yapmayı hiç bitirmedi.
- I just finished breakfast.
- Kahvaltıyı yeni bitirdim.
- Tom is never going to finish the job he started.
- Tom başladığı işi asla bitiremeyecek.
- Tom has just finished setting up.
- Tom az önce kurmayı bitirdi.
- I'm finished eating.
- Yemeğimi bitirdim.
- He was the last person to finish eating.
- Yemeğini bitiren son kişiydi.
- This work can be finished in half an hour.
- Bu iş yarım saat içinde bitirilebilir.
- I'll give you all a little more time to finish your homework.
- Ödevlerinizi bitirmeniz için hepinize biraz daha zaman vereceğim.
- I'll finish this by Monday for sure.
- Bunu pazartesiye kadar kesinlikle bitireceğim.
- Had it not been for his help, I couldn't have finished the report.
- Onun yardımı olmasaydı, raporu bitiremezdim.
- I've finished all except the last page.
- Son sayfa hariç tümünü bitirdim.
- Let's finish this, Tom.
- Bu işi bitirelim, Tom.
- I had hoped that you would be finished by my return.
- Dönüşüme kadar bitirmiş olacağını ummuştum.
- Tom managed to finish his homework quickly.
- Tom ödevini çabucak bitirmeyi başardı.
- Have you finished doing your homework yet?
- Ödevini bitirdin mi?
- We'll finish the work even if it takes us all day.
- Bütün günümüzü alsa da işi bitireceğiz.
- I'll finish it in one hour.
- Bir saat içinde bitireceğim.
- How about having a drink after we finish our work today?
- Bugün işimizi bitirdikten sonra bir şeyler içmeye ne dersin?
- I'll call when I've finished the work.
- İşimi bitirdiğimde arayacağım.
- He has finished playing.
- Oynamayı bitirdi.
- Finish to eat!
- Yemek yemeyi bitir!
- I have to finish the work by four o'clock.
- İşi saat dörde kadar bitirmek zorundayım.
- Have you finished eating?
- Yemeğini bitirdin mi?
- You may leave immediately after you finish your work.
- İşinizi bitirdikten hemen sonra gidebilirsiniz.
- I have to finish this.
- Bunu bitirmem gerekiyor.
- My plan is to finish writing all the letters today.
- Planım bugün tüm mektupları yazmayı bitirmek.
- He finished the beer and ordered another.
- Birayı bitirdi ve bir tane daha sipariş etti.
- When will you finish your homework?
- Ev ödevini ne zaman bitireceksin?
- It's your responsibility to finish this job.
- Bu işi bitirmek senin sorumluluğunda.
- Tom and Mary finished their meal and then went into the living room to watch TV.
- Tom ve Mary yemeklerini bitirdikten sonra televizyon izlemek için oturma odasına geçtiler.
- We're just about finished with this job.
- Bu işi bitirmek üzereyiz.
- We can't finish this project without you.
- Bu projeyi sensiz bitiremeyiz.
- I've just finished writing a letter.
- Mektup yazmayı henüz bitirdim.
- Have you finished the puzzle yet?
- Bulmacayı henüz bitirmedin mi?
- Have you already finished your composition for language class?
- Dil dersi için kompozisyonunu bitirdin mi?
- Masaru can't finish the work in an hour, can he?
- Masaru bir saat içinde işi bitiremez, değil mi?
- Wait till I finish exams.
- Sınavları bitirinceye kadar bekle.
- You'll start a new lesson as soon as you've finished this one.
- Bunu bitirir bitirmez yeni bir derse başlayacaksın.
- You must allow us to finish.
- Bitirmemiz için bize müsaade etmen gerek.
- Tom told Mary that he wouldn't be able finish the job in the amount of time she'd given him.
- Tom, Mary'ye işi kendisine verdiği süre içinde bitiremeyeceğini söyledi.
- Tom had to work really hard to finish it in time.
- Tom zamanında bitirmek için çok çalışmak zorunda kaldı.
- Tom patiently waited for Mary to finish her story.
- Tom sabırla Mary'nin hikayesini bitirmesini bekledi.
- Dan finished the wounded dog off with a big rock.
- Dan yaralı köpeğin işini büyük bir taşla bitirdi.
- We've already finished doing that.
- Onu yapmayı çoktan bitirdik.
- I let Tom watch a little TV after he finished his homework.
- Ev ödevini bitirdikten sonra Tom'un biraz TV izlemesine izin verdim.
- Tom wasn't able to finish his dinner.
- Tom yemeğini bitiremedi.
- If we don't finish this job, we'll lose the next contract.
- Eğer bu işi bitirmezsek önümüzdeki anlaşmayı kaybederiz.
- Can you finish this in three days?
- Bunu üç gün içinde bitirebilir misin?
- You won't finish this project.
- Bu projeyi bitiremeyeceksin.
- I think we have enough time to finish doing that today.
- Sanırım bugün bunu bitirmek için yeterli zamanımız var.
- I can't finish this part of the puzzle.
- Bulmacanın bu kısmını bitiremiyorum.
- I think I'm finished.
- Sanırım bitirdim.
- When he finished running, he was happy.
- Koşmayı bitirdiğinde mutluydu.
- I'm finished talking to you.
- Seninle konuşmayı bitirdim.
- She has not finished her homework yet.
- Ödevini henüz bitirmedi.
- Have you finished the puzzle yet?
- Bulmacayı bitirdin mi?
- I won't be able to finish it unless I receive your help.
- Yardımını almazsam bu işi bitiremeyeceğim.
- I must finish in a given time.
- Belirli bir sürede bitirmeliyim.
- Let me read the newspaper if you've finished with it.
- Bitirdiysen gazeteyi okumama izin ver.
- Thank you for giving me the time I needed to finish this.
- Bunu bitirmek için bana ihtiyacım olan zamanı verdiğin için teşekkür ederim.
- You ought to finish your homework at once.
- Ödevini bir an önce bitirmelisin.
- He will finish serving his sentence next month.
- Gelecek ay cezasını çekmeyi bitirecek.
- We don't have enough money to finish this project.
- Bu projeyi bitirmek için yeterli paramız yok.
- I'll finish it in one hour.
- Bir saat içinde onu bitireceğim.
- I couldn't have finished my homework without Tom's help.
- Tom'un yardımı olmadan ev ödevimi bitiremezdim.
- I'm not finished writing the report yet.
- Raporu yazmayı henüz bitirmedim.
- I haven't finished my homework yet.
- Ev ödevimi henüz bitirmedim.
- I'm not capable of finishing this work alone.
- Bu işi tek başıma bitiremem.
- He has finished his work, hasn't he?
- İşini bitirdi, değil mi?
- Tom still has to finish painting the fence.
- Tom hala çitleri boyamayı bitirmek zorunda.
- We don't have a lot of time to finish doing this.
- Bunu yapmayı bitirmek için fazla zamanımız yok.
- It took me several hours to finish it.
- Bitirmem birkaç saatimi aldı.
- Finish baking the pie.
- Pastayı pişirmeyi bitirin.
- I finished all my work early.
- Tüm işimi erken bitirdim.
- Had it not been for your cooperation, I could not have finished the work in time.
- İşbirliğin olmasaydı, işi zamanında bitiremezdim.
- I just finished cleaning the attic.
- Az önce tavan arasını temizlemeyi bitirdim.
- Tom has already finished breakfast.
- Tom çoktan kahvaltısını bitirdi.
- We're waiting for Tom to finish doing what we asked him to do.
- Tom'un, onun yapmasını istediğimiz şeyi yapmayı bitirmesini bekliyoruz.
- Tom finished doing his homework an hour ago.
- Tom ödevini bir saat önce bitirdi.
- Tom has just finished eating lunch.
- Tom öğle yemeğini yeni bitirdi.
- We'll finish this today.
- Bunu bugün bitireceğiz.
- Tom said that Mary has finished doing that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmayı bitirdiğini söyledi.
- They have already finished that job.
- O işi çoktan bitirdiler.
- You probably haven't yet finished your homework.
- Muhtemelen ev ödevini henüz bitirmedin.
- I had to finish what I'd started.
- Başladığım işi bitirmeliydim.
- I arrived to the party, but as soon as I finished the meal, I left.
- Partiye geldim ama yemeği bitirir bitirmez ayrıldım.
- Do your homework as soon as you finish dinner.
- Akşam yemeğini bitirir bitirmez ev ödevinizi yapın.
- We don't have very much time to finish this work.
- Bu işi bitirmek için çok zamanımız yok.
- I managed to finish the book.
- Kitabı bitirebildim.
- We must finish our homework first.
- Önce, ev ödevimizi bitirmeliyiz.
- He seems to have finished his work.
- İşini bitirmiş gibi görünüyor.
- Tom figured it would take him a full day to finish painting the garage.
- Tom garajı boyamayı bitirmenin tam bir gününü alacağını düşündü.
- Have you finished your duties?
- Görevini bitirdin mi?
- It took me three hours to finish the homework.
- Ev ödevini bitirmek üç saatimi aldı.
- I haven't finished lunch.
- Öğle yemeğini bitirmedim.
- I wonder how long it'll take to finish painting the house.
- Evi boyamayı bitirmenin ne kadar süreceğini merak ediyorum.
- Tom finished eating then washed the dishes.
- Tom yemek yemeyi bitirdi sonra bulaşıkları yıkadı.
- I will go out after I finish my homework.
- Ev ödevimi bitirdikten sonra dışarı çıkacağım.
- I pretty much finished reading the novel.
- Romanı okumayı hemen hemen bitirdim.
- You can finish it at home.
- Evde bitirebilirsin.
- Tom made a frantic attempt to finish painting the fence before dark.
- Tom hava kararmadan önce çitleri boyamayı bitirmek için çılgınca bir girişimde bulundu.
- He finished college last year.
- O geçen yıl üniversiteyi bitirdi.
- Have you finished writing the letter yet?
- Mektup yazmayı henüz bitirmediniz mi?
- I just finished.
- Az önce bitirdim.
- I'll finish this by Monday for sure.
- Bunu pazartesiye kadar bitireceğimden eminim.
- Please allow me to finish.
- Lütfen bitirmeme izin ver.
- Tom has just finished setting up.
- Tom kurmayı yeni bitirdi.
- Have you not yet finished your meal?
- Yemeğini bitirmedin mi daha?
- I haven't finished my supper yet.
- Akşam yemeğimi henüz bitirmedim.
- Why don't you finish it now?
- Neden şimdi bitirmiyorsun?
- I started so I'll finish.
- Başladım bu nedenle bitireceğim.
- Are you finished reading the newspaper?
- Gazeteyi okumayı bitirdin mi?
- I'm at loose ends since I finished my homework.
- Ev ödevimi bitirdiğimden beri meşgul değilim.
- I need to finish my homework.
- Ödevimi bitirmem lazım.
- With that big nose, he finishes the air around.
- O büyük burnuyla, etrafındaki havayı bitirir.
- Tom is waiting for you to finish getting dressed.
- Tom giyinmeyi bitirmenizi bekliyor.
- I'm still not finished.
- Hala bitirmedim.
- What do you want to do after you finish college?
- Üniversiteyi bitirdikten sonra ne yapmak istiyorsun?
- Tom had a week to finish this, but he didn't finish it.
- Tom'un bunu bitirmek için bir haftası vardı ama bitirmedi.
- They can finish their homework after dinner.
- Onlar akşam yemeğinden sonra ev ödevlerini bitirebilirler.
- You finished all of the exams.
- Bütün sınavları bitirdin.
- Let me just finish.
- Ben bir bitireyim.
- It'll take at least another hour to finish writing this report.
- Bu raporu yazmayı bitirmek en az bir saat daha sürecek.
- Tom is waiting for you to finish what you're doing.
- Tom işini bitirmeni bekliyor.
- Tom has just finished eating dinner.
- Tom az önce akşam yemeğini bitirdi.
- Tom and Mary have finished their homework.
- Tom ve Mary ödevlerini bitirdi.
- Is Tom almost finished?
- Tom neredeyse bitirdi mi?
- We have to finish this.
- Biz bunu bitirmek zorundayız.
- I was to have finished the work yesterday.
- İşi dün bitirmeliydim.
- The guests have arrived early, but luckily I had already finished cooking.
- Misafirler erken gelmişti ama neyse ki yemeği çoktan bitirmiştim.
- Finish cutting the paper.
- Kağıdı kesmeyi bitir.
- I just finished painting the house.
- Evi boyamayı az önce bitirdim.
- We just finished painting the house.
- Evi boyamayı yeni bitirdik.
- I had almost finished my work when she came.
- O, geldiğinde neredeyse işimi bitirmiştim.
- Tom thought the teacher had given him way too much homework to finish in one day.
- Tom öğretmeninin ona bir günde bitiremeyeceği kadar çok ödev verdiğini düşündü.
- I want to finish it.
- Bunu bitirmek istiyorum.
- I won't be able to finish if you don't help me.
- Yardımda bulunmazsan bitirmem mümkün olmayacak.
- We must finish everything before Tuesday morning.
- Salı sabahından önce her şeyi bitirmeliyiz.
- I can't finish the job in such a short time.
- İşi bu kadar kısa sürede bitiremem.
- Finally, I finished a painting.
- Sonunda, bir resim bitirdim.
- Finish your work quickly.
- İşini çabuk bitir.
- Let's finish this work as soon as possible.
- Bu işi mümkün olan en kısa sürede bitirelim.
- Please return the book when you've finished reading it.
- Lütfen okumayı bitirdiğinizde kitabı geri verin.
- My older brother finished his homework very quickly.
- Ağabeyim ödevini çok çabuk bitirdi.
- You haven't finished your coffee.
- Kahvenizi bitirmediniz.
- I'm finished now.
- Şimdi bitirdim.
- I had almost finished my work when she came.
- O geldiğinde işimi neredeyse bitirmiştim.
- I've finished all the work for today.
- Bugünlük bütün işi bitirdim.
- It'll take us hours to finish this.
- Bunu bitirmemiz saatler sürer.
- Tom is probably finished doing that by now.
- Tom muhtemelen şimdiye kadar bunu yapmayı bitirmiştir.
- They'll finish this another day.
- Onlar bunu bir başka gün bitirecekler.
- We were unable to finish our homework in time.
- Ödevimizi zamanında bitiremedik.
- She stayed up late to finish sewing your dress.
- Elbiseni dikmeyi bitirmek için geç saatlere kadar yatmadı.
- Tom put the magazine he had just finished reading on the table.
- Tom az önce okumayı bitirdiği dergiyi masaya koydu.
- It'll take me more than three hours to finish doing this.
- Bunu bitirmem üç saatten fazla sürer.
- I just finished cleaning the attic.
- Tavan arasını temizlemeyi yeni bitirdim.
- He finished his work.
- İşini bitirdi.
- If we want to be finished today we have to get a move on!
- Eğer bugün bitirmiş olmak istiyorsak acele etmeliyiz.
- Tom is nearly finished.
- Tom neredeyse bitirdi.
- Finish reading the novel.
- Romanı okumayı bitir.
- Tom wants to know when you'll be finished.
- Tom ne zaman bitireceğini bilmek istiyor.
- Have you finished your work?
- İşini bitirdin mi?
- He finished reading the letter.
- Mektubu okumayı bitirdi.
- Let me finish this first.
- Önce şunu bitireyim.
- I'd like to finish the work on my own.
- İşi kendi başıma bitirmek istiyorum.
- We've finished the work, so we may as well go home.
- Biz işi bitirdik, bu yüzden eve gidebiliriz.
- It shouldn't take us long to finish this.
- Bunu bitirmemiz uzun sürmez.
- I want to find out when Tom is planning to finish doing that.
- Tom'un bunu ne zaman bitirmeyi planladığını öğrenmek istiyorum.
- When I've finished my homework, I'll go for a swim.
- Ödevimi bitirdiğimde yüzmeye gideceğim.
- Now that you have finished your work, you are free to go home.
- Artık işini bitirdiğine göre eve gitmekte özgürsün.
- I want you to finish your homework before you start playing games.
- Oyun oynamaya başlamadan önce ödevini bitirmeni istiyorum.
- If everyone chips in, we'll be able to finish painting the living room by noon.
- Herkes el atarsa öğlene kadar oturma odasını boyamayı bitirebiliriz.
- Sami has finally finished doing that.
- Sami nihayet onu yapmayı bitirdi.
- He had to work as hard as he could to finish it in time.
- Zamanında bitirmek için elinden geldiğince çok çalışmak zorundaydı.
- He was at pains to finish his work.
- İşini bitirmek için çok uğraştı.
- I finished the work yesterday.
- İşi dün bitirdim.
- I've just finished lunch.
- Öğle yemeğini yeni bitirdim.
- Tom wanted to finish cleaning the house before Mary got home.
- Tom, Mary eve gelmeden önce evi temizlemeyi bitirmek istedi.
- They finished the work after a week.
- Onlar bir hafta sonra işi bitirdi.
- Finish what you started.
- Başladığın işi bitir.
- We're waiting for Tom to finish doing what we asked him to do.
- Tom'un ondan yapmasını istediğimiz şeyi bitirmesini bekliyoruz.
- Why are you still not finished?
- Neden hala bitirmiyorsun?
- After I finished my homework, I watched baseball on TV.
- Ödevimi bitirdikten sonra televizyonda beyzbol izledim.
- I must finish my homework before dinner.
- Akşam yemeğinden önce ev ödevimi bitirmeliyim.
- I finished the job on my own.
- İşi tek başıma bitirdim.
- I plan to leave as soon as I finish this beer.
- Bu birayı bitirir bitirmez gitmeyi planlıyorum.
- I'm likely going to be finished doing this before lunch.
- Muhtemelen öğle yemeğinden önce bu işi bitirmiş olacağım.
- I need to finish writing this report by Monday.
- Pazartesiye kadar bu raporu yazmayı bitirmem gerekiyor.
- Mary was unable to finish her lunch.
- Mary öğle yemeğini bitiremedi.
- Let me finish this game.
- Şu oyunu bitireyim.
- It's taking us way too much time to get this job finished.
- Bu işi bitirmek çok vaktimizi alıyor.
- Tom has finished his homework.
- Tom ödevini bitirdi.
- If you finish your homework, you can watch TV.
- Ödevini bitirirsen televizyon izleyebilirsin.
- I finished packing my boxes.
- Ben kutularımı paketlemeyi bitirdim.
- It took me several hours to finish it.
- Bunu bitirmek birkaç saatimi aldı.
- I've got to go home and finish my homework.
- Eve gidip ödevimi bitirmem lazım.
- Fadil came back to finish the attack on Dania.
- Fadıl, Dania'ya yapılan saldırıyı bitirmek için geri döndü.
- Finish boiling the carrots.
- Havuçları haşlamayı bitir.
- We've just finished lunch.
- Öğle yemeğini yeni bitirdik.
- I finished third.
- Üçüncü bitirdim.
- It is impossible for Yumi to finish it in a day.
- Yumi'nin bunu bir günde bitirmesi imkansız.
- I think it would be difficult to finish this much work in one day.
- Bu kadar çok işi bir günde bitirmenin zor olacağını düşünüyorum.
- Tom says he'll do his best to finish the job before next Monday.
- Tom işi gelecek pazartesiden önce bitirmek için elinden geleni yapacağını söylüyor.
- Tom finished his coffee and went off to work.
- Tom kahvesini bitirdi ve işe gitti.
- Have you finished eating?
- Yemek yemeyi bitirdin mi?
- I need to finish this today.
- Bunu bugün bitirmem gerek.
- We've got to finish this job.
- Bu işi bitirmeliyiz.
- I can't wait to finish.
- Bitirmeye can atıyorum.
- Tom has finished his work.
- Tom işini bitirdi.
- Masako finished high school in Japan and then graduated from Harvard.
- Masako, Japonya'da liseyi bitirdi ve sonra Harvard'dan mezun oldu.
- Tom finished his homework.
- Tom ödevini bitirdi.
- Why didn't you finish your meal?
- Neden yemeğini bitirmedin?
- They joined the navy after finishing college.
- Onlar üniversiteyi bitirdikten sonra donanmaya katıldılar.
- Tom has just finished his work.
- Tom işini yeni bitirdi.
- How many more hours will it take Tom to finish doing that?
- Tom'un bunu yapmayı bitirmesi kaç saat daha sürecek?
- Tom finished packing his suitcase.
- Tom bavulunu hazırlamayı bitirdi.
- Have you finished reading that book?
- O kitabı okumayı bitirdin mi?
- We're pretty much finished.
- Neredeyse bitirdik.
- We just finished painting the wall.
- Biz duvarı boyamayı az önce bitirdik.
- We'll have to finish this later.
- Bunu daha sonra bitirmek zorunda olacağız.
- I could not possibly finish the work in a few days.
- İşi birkaç günde bitirmem mümkün değil.
- We have to finish this.
- Bunu bitirmek zorundayız.
- She must have finished the work yesterday.
- İşini dün bitirmiş olmalı.
- Tom hasn't finished doing that yet.
- Tom onu yapmayı henüz bitirmedi.
- I finished translating for today.
- Bugün için tercümeyi bitirdim.
- Kindly clear the table after you finish your meal.
- Yemeğini bitirdikten sonra lütfen masayı temizle.
- As soon as I've finished doing that, I'll help you.
- Bunu bitirir bitirmez, sana yardım edeceğim.
- Tom is working on something that needs to be finished by the end of the day.
- Tom gün sonuna kadar bitirmesi gereken bir iş üzerinde çalışıyor.
- That book was so boring that I couldn't finish it.
- O kitap o kadar sıkıcıydı ki onu bitiremedim.
- I haven't finished eating.
- Yemek yemeyi bitirmedim.
- He has finished playing.
- O, oyun oynamayı bitirdi.
- He finishes his homework before going to bed.
- Yatmadan önce ödevini bitiriyor.
- I finished it.
- Onu bitirdim.
- Right after the teacher finished the class the bell rang.
- Öğretmen dersi bitirdikten hemen sonra zil çaldı.
- I've finished doing that already.
- Onu çoktan bitirdim.
- He finished this work by himself.
- Bu işi tek başına bitirdi.
- I really have to finish my homework.
- Ev ödevimi gerçekten bitirmeliyim.
- I don't think Tom and Mary have finished doing that.
- Tom ve Mary'nin bunu yapmayı bitirdiğini sanmıyorum.
- I finished that work up all on my own.
- O işi tek başıma bitirdim.
- I finished one.
- Birini bitirdim.
- I'm finishing this.
- Bunu bitiriyorum.
- You must get this homework finished by the day after tomorrow.
- Öbür güne kadar bu ev ödevini bitirtmelisin.
- Please be quiet and let me finish.
- Lütfen sessiz olun ve bitirmeme izin verin.
- My plan is to finish writing all the letters today.
- Planım bugün bütün mektupları yazıp bitirmek.
- Tom didn't have enough time to finish his homework.
- Tom'un ev ödevini bitirmek için yeterli zamanı yoktu.
- We finished today.
- Bugün bitirdik.
- We've got to finish on time.
- Biz zamanında bitirmek zorundayız.
- I'm not finished yet.
- Henüz bitirmedim.
- They had the work finished.
- İşi bitirdiler.
- Tom hasn't yet finished eating.
- Tom henüz yemek yemeyi bitirmedi.
- I thought you said you could finish writing the report by today.
- Bugüne kadar raporu yazmayı bitirebildiğini söylediğini düşündüm.
- I gave Tom a little more time to finish his report.
- Tom'a raporunu bitirmesi için biraz daha zaman verdim.
- Tom should've finished his homework by now.
- Tom şimdiye kadar ödevini bitirmiş olmalıydı.
- I finished reading this novel in three days.
- Bu romanı okumayı üç günde bitirdim.
- I owe it to my parents that I was able to finish college.
- Üniversiteyi bitirebilmemi aileme borçluyum.
- My children have just finished their homework.
- Çocuklarım ödevlerini yeni bitirdi.
- We haven't finished eating the watermelon yet.
- Karpuzu yemeyi henüz bitirmedik.
- It's doubtful if we'll finish in time for Christmas.
- Noel'e kadar bitirebileceğimiz şüpheli.
- Has she finished her work yet?
- İşini bitirdi mi?
- It is utterly impossible to finish the work within a month.
- İşi bir ay içinde bitirmek kesinlikle imkansız.
- We'll finish this later.
- Biz bunu daha sonra bitiririz.
- Tom hasn't finished yet.
- Tom henüz bitirmedi.
- I just finished doing it.
- Az önce onu yapmayı bitirdim.
- Have you finished eating your lunch?
- Yemeğini bitirdin mi?
- Why are you still not finished?
- Neden hala bitirmedin?
- Tom often finishes Mary's sentences.
- Tom sık sık Mary'nin cümlelerini bitirir.
- Tom is almost finished.
- Tom neredeyse bitirdi.
- I still need to finish my homework.
- Hâlâ ödevimi bitirmem gerek.
- I will finish it by tomorrow afternoon.
- Yarın öğleden sonraya kadar onu bitireceğim.
- Tom doesn't need to finish.
- Tom'un bitirmeye ihtiyacı yok.
- My elder brother finished his homework very quickly.
- Ağabeyim çok hızlı bir şekilde ev ödevini bitirdi.
- I thought that he had already finished the work.
- İşini çoktan bitirdiğini sanıyordum.
- I'll finish it as quickly as I can.
- Elimden geldiğince çabuk bitireceğim.
- I've finally finished writing the report.
- Sonunda raporu yazmayı bitirdim.
- Tom is going to need a few more hours to finish doing that.
- Tom'un bunu yapmayı bitirmek için birkaç saate daha ihtiyacı olacak.
- You didn't let me finish my sentence.
- Cümlemi bitirmeme izin vermedin.
- I must finish my homework in an hour.
- Ödevimi bir saat içinde bitirmeliyim.
- I'll give you an hour to finish what you're doing.
- Yaptığın şeyi bitirmen için sana bir saat veriyorum.
- You may leave immediately after you finish your work.
- İşinizi bitirdikten sonra hemen gidebilirsiniz.
- I will have finished my homework by Tuesday.
- Salıya kadar ev ödevimi bitirmiş olacağım.
- Thanks to your help, I was able to finish early.
- Yardımın sayesinde erken bitirebildim.
- It took me three years finish building my house.
- Evimi yapmayı bitirmek üç yılımı aldı.
- I don't think I can finish the job alone.
- Bu işi tek başıma bitirebileceğimi sanmıyorum.
- I want to finish this work by five.
- Beşe kadar bu işi bitirmeyi istiyorum.
- It is impossible to finish the report in a week.
- Bir haftada raporu bitirmek imkansız.
- Tom is almost finished doing that.
- Tom bunu yapmayı neredeyse bitirdi.
- Tom finished his coffee and asked for a refill.
- Tom kahvesini bitirdi ve yeniden doldurulmasını istedi.
- I've just finished the book I was reading.
- Okuduğum kitabı az önce bitirdim.
- I just finished doing that.
- Az önce onu yapmayı bitirdim.
- I still haven't finished.
- Hala bitirmedim.
- You said you were finished.
- Bitirdiğini söylemiştin.
- We must finish this work at any cost.
- Ne pahasına olursa olsun bu işi bitirmeliyiz.
- I think it'll take more than a year to finish building our house.
- Sanırım evimizin inşasını bitirmek bir yıldan fazla sürecek.
- This book is really difficult to finish reading in a week.
- Bu kitabı okumayı bir haftada bitirmek gerçekten zor.
- Are we ever going to finish this?
- Bunu hiç bitiremeyecek miyiz?
- I've got two hours to finish writing this report.
- Bu raporu yazmayı bitirmek için iki saatim var.
- Layla finished her long hike.
- Layla uzun yürüyüşünü bitirdi.
- I will wait until you have finished your homework.
- Ev ödevini bitirinceye kadar bekleyeceğim.
- Please return the book when you have finished reading it.
- Lütfen okumayı bitirdiğinizde kitabı geri verin.
- How many more hours will it take Tom to finish doing that?
- Tom'un bunu bitirmesi daha kaç saat sürer?
- I think I need to finish that work before noon.
- Sanırım bu işi öğleden önce bitirmeliyim.
- It will take him two hours to finish the work.
- İşi bitirmesi iki saatini alacak.
- They went out after they finished lunch.
- Öğle yemeğini bitirdikten sonra dışarı çıktılar.
- We'll finish it if it takes us all day.
- Bütün gün sürse bile bitireceğiz.
- I bet I finish first.
- İlk bitireceğime bahse girerim.
- It'll take me a long time to finish reading that book.
- O kitabı okumayı bitirmem uzun zaman alacak.
- I finished the work in less than an hour.
- İşi bir saatten daha kısa bir sürede bitirdim.
- I must finish in a given time.
- Verilen zamanda bitirmeliyim.
- Let Tom finish.
- Bırak Tom bitirsin.
- Tom finished the quiz early.
- Tom testi erken bitirdi.
- Tom has just finished writing a letter to Mary.
- Tom Mary'ye bir mektup yazmayı henüz bitirdi.
- Tom has finished unpacking his suitcase.
- Tom bavulunu açmayı bitirdi.
- I wasn't able to finish my homework on time.
- Ödevimi zamanında bitiremedim.
- I couldn't finish my sandwich.
- Sandviçimi bitiremedim.
- Have you finished cleaning your room yet?
- Odanızı temizlemeyi henüz bitirmediniz mi?
- Tom didn't let Mary finish what she was trying to say.
- Tom, Mary'nin söylemeye çalıştığı şeyi bitirmesine izin vermedi.
- I haven't finished doing that.
- Henüz bitirmedim.
- I finished third.
- Ben üçüncü bitirdim.
- I'll wait until you've finished.
- Sen bitirene kadar beklerim.
- Tom will finish this up later.
- Tom bunu daha sonra bitirecek.
- My stepsister finished the last of the cranberry juice.
- Üvey kızkardeşim kızılcık suyunun sonunu bitirdi.
- We need to finish what we started.
- Başladığımız şeyi bitirmeliyiz.
- Ann finished painting the picture.
- Ann resmi boyamayı bitirdi.
- I hope to finish this today.
- Bunu bugün bitirmeyi umuyorum.
- They have finished their work.
- Onlar işlerini bitirdiler.
- How long will it take to finish the work?
- İşi bitirmek ne kadar sürer?
- I've finished reading the book you lent me.
- Bana ödünç verdiğin kitabı okumayı bitirdim.
- If you have finished reading the book, return it to the library.
- Kitabı okumayı bitirdiysen kütüphaneye iade et.
- Tom and I haven't finished yet.
- Tom ve ben daha bitirmedik.
- Tom finished his sandwich.
- Tom sandviçini bitirdi.
- When Sami finished reading the Quran, he cried.
- Sami Kuran'ı okumayı bitirdiğinde ağladı.
- As soon as Tom finished work, he went home.
- Tom işini bitirir bitirmez eve gitti.
- Can you get the work finished in time?
- İşi zamanında bitirtebilecek misin?
- I had hoped to have finished this yesterday.
- Bunu dün bitirmiş olmayı ümit etmiştim.
- She finished the wolf off.
- Kurdun işini bitirdi.
- I want to finish the work on my own.
- İşi kendi başıma bitirmek istiyorum.
- I've got to finish this.
- Bu işi bitirmeliyim.
- It took the best part of my holiday to finish it.
- Bunu bitirmek, tatilimin en güzel kısmını aldı.
- I haven't finished eating.
- Yemeğimi bitirmedim.
- It is impossible for me to finish this work in a day.
- Bu işi bir günde bitirmem imkansız.
- I finished last.
- Sonuncu bitirdim.
- We have already finished our dinner.
- Akşam yemeğini zaten bitirdik.
- It took me five hours to finish the work.
- İşi bitirmek beş saatimi aldı.
- We must finish this.
- Bunu bitirmeliyiz.
- Tom doesn't want to finish what he's doing.
- Tom yaptığı işi bitirmek istemiyor.
- Fahima hasn't finished yet.
- Fahima henüz bitirmedi.
- Mary finished applying her makeup.
- Mary makyajını bitirdi.
- He can finish ten boxes of corn flakes in one sitting.
- Bir oturuşta on kutu mısır gevreğini bitirebilir.
- If we begin early, we can finish by lunch.
- Erken başlarsak, öğle yemeğine kadar bitirebiliriz.
- I haven't finished eating yet.
- Daha yemeğimi bitirmedim.
- I will go out after I finish my homework.
- Ödevimi bitirdikten sonra dışarı çıkacağım.
- I want to finish what I started here.
- Ben burada başladığım işi bitirmek istiyorum.
- I want this work finished by five.
- Bu işin beşe kadar bitirilmesini istiyorum.
- We've just finished painting the fence.
- Çiti boyamayı yeni bitirdik.
- All I want to do is finish what I started.
- Bütün yapmak istediğim, başladığım şeyi bitirmek.
- We're not quite finished.
- Daha bitirmedik.
- I will finish this work by 5 o'clock.
- Bu işi saat 5'e kadar bitireceğim.
- I've already finished reading this book.
- Bu kitabı okumayı çoktan bitirdim.
- One way or another, we have to get this job finished by Monday.
- Bir şekilde, pazartesiye kadar bu işi bitirtmeliyiz.
- Are we going to be able to finish this today?
- Bunu bugün bitirebilecek miyiz?
- I haven't finished breakfast yet.
- Henüz kahvaltımı bitirmedim.
- I won't have time to finish writing this report before the meeting.
- Toplantıdan önce bu raporu yazmayı bitirmek için zamanım olmayacak.
- We probably don't have enough time to finish doing this today.
- Muhtemelen bugün bunu bitirmek için yeterli zamanımız yok.
- I think that Tom and Mary have finished.
- Bence Tom ve Mary bitirdi.
- Finishing this job by Tuesday will be easy.
- Bu işi salıya kadar bitirmek kolay olacak.
- Finish playing and then we'll study.
- Oyunu bitir, sonra ders çalışırız.
- He has finished his work.
- İşini bitirdi.
- When will they finish installing the electricity?
- Elektrik tesisatını ne zaman bitirecekler?
- Have you finished reading today's paper yet?
- Bugünün gazetesini okumayı bitirmedin mi?
- Please allow me to finish.
- Lütfen bitirmeme izin verin.
- I had some work that needed to be finished.
- Bitirmem gereken bazı işler vardı.
- I finished translating for today.
- Bugünlük çeviriyi bitirdim.
- Can't we wait until tomorrow to finish this?
- Bunu bitirmek için yarına kadar bekleyemez miyiz?
- Have you finished reading the newspaper?
- Gazeteyi okumayı bitirdin mi?
- Tom told Mary that he wouldn't be able finish the job in the amount of time she'd given him.
- Tom, Mary'ye işi onun ona verdiği zamanda bitiremeyeceğini söyledi.
- If you finish your homework, you can watch TV.
- Eğer ev ödevini bitirirsen televizyon izleyebilirsin.
- I've finished reading the book.
- Kitabı okumayı bitirdim.
- I'll be able to finish in a day or two.
- Bir ya da iki gün içinde bitirebileceğim.
- I want Mary to let Tom finish.
- Mary'nin Tom'un bitirmesine izin vermesini istiyorum.
- Without her help, I couldn't have finished my task.
- Onun yardımı olmadan görevimi bitiremezdim.
- Tom joined the navy after finishing college.
- Tom üniversiteyi bitirdikten sonra donanmaya katıldı.
- I have almost finished War and Peace.
- Savaş ve Barış'ı neredeyse bitirdim.
- I didn't finish my dinner.
- Akşam yemeğimi bitirmedim.
- Tom will help you as soon as he finishes doing that.
- Tom onu yapmayı bitirir bitirmez sana yardım edecek.
- I finished my lunch quickly.
- Öğle yemeğimi çabucak bitirdim.
- Layla finished Sami off.
- Layla Sami'nin işini bitirdi.
- Tom has finally finished doing everything we asked him to do.
- Tom sonunda onun yapmasını istediğimiz her şeyi yapmayı bitirdi.
- She went out when she finished her work.
- İşini bitirince dışarı çıktı.
- We aren't finished yet.
- Biz henüz bitirmedik.
- This work can be finished in half an hour.
- Bu iş yarım saatte bitirilebilir.
- I need to finish cleaning out the garage.
- Garajı temizlemeyi bitirmem gerek.
- The boss directed his men to finish it quickly.
- Patron adamlarına işi çabucak bitirmelerini söyledi.
- She has finished her work.
- O işini bitirdi.
- Finish the song.
- Şarkıyı bitirin.
- We've finished the work, so we may as well go home.
- İşi bitirdik, artık eve gidebiliriz.
- Do another five and you'll have finished.
- Beş tane daha yaparsan bitirirsin.
- I'll finish the work five days from now.
- İşi beş gün sonra bitireceğim.
- They have already finished the work.
- İşi çoktan bitirdiler.
- Tom never finished high school.
- Tom liseyi bitiremedi.
- Finish what you were saying.
- Söylediklerini bitir.
- It took her all afternoon to finish the work.
- İşi bitirmek onun bütün öğleden sonrasını aldı.
- Just finish what you're doing.
- Ne yapıyorsan bitir.
- He has all but finished the work.
- Hemen hemen işi bitirdi.
- Tom finished his shift and went home.
- Tom vardiyasını bitirdi ve eve gitti.
- Do you think you'll finish doing that today?
- Bugün bunu yapmayı bitireceğini düşünüyor musun?
- It's not going to be easy to finish this job on time.
- Bu işi zamanında bitirmek kolay olmayacak.
- Tom finished working and went home.
- Tom çalışmayı bitirdi ve eve gitti.
- We can't leave Boston until we finish this job.
- Bu işi bitirinceye kadar Boston'u terk edemeyiz.
- It took Tom a long time to finish his homework.
- Tom'un ödevini bitirmesi uzun zaman aldı.
- Aren't you finished yet?
- Hâlâ bitirmedin mi?
- I'm certain that he has finished.
- Bitirdiğinden eminim.
- Tom has just finished writing his report.
- Tom raporunu yazmayı yeni bitirdi.
- I've almost finished my work.
- İşimi neredeyse bitirdim.
- After he had finished his homework, he went out for a walk.
- Ödevini bitirdikten sonra yürüyüşe çıktı.
- I must finish my homework in an hour.
- Bir saat içinde ödevimi bitirmem gerekiyor.
- Can they finish this before the deadline?
- Onlar bunu son teslim tarihinden önce bitirebilirler mi?
- I still haven't finished my chocolate mousse.
- Çikolatalı musumu hâlâ bitirmedim.
- I thought I had a month to finish this.
- Bunu bitirmek için bir ayım olduğunu düşündüm.
- It took Tom almost three hours to finish his homework.
- Ödevini bitirmek Tom'un neredeyse üç saatini aldı.
- How soon will you be able to finish that job?
- Bu işi ne zaman bitirebileceksin?
- Give me the book back once you've finished reading it.
- Okumayı bitirdiğinde kitabı bana geri ver.
- I didn't have enough time to finish my presentation.
- Sunumumu bitirmek için yeterli zamanım olmadı.
- We need to finish this before Tom gets here.
- Tom gelmeden bu işi bitirmeliyiz.
- Have you finished reading the book I lent you the other day?
- Geçen gün sana ödünç verdiğim kitabı okumayı bitirdin mi?
- I was to have finished the work yesterday.
- İşi dün bitirmem gerekiyordu.
- Tom finished his chores and then he did his homework.
- Tom ev işlerini bitirdi ve sonra ev ödevini yaptı.
- I have to finish this.
- Bunu bitirmek zorundayım.
- I've almost finished listening to the album.
- Albümü dinlemeyi neredeyse bitirdim.
- You finished the race, didn't you?
- Sen yarışı bitirdin, değil mi?
- They want a few more hours to finish the report.
- Raporu bitirmek için birkaç saat daha istiyorlar.
- I haven't finished this yet.
- Henüz bunu bitirmedim.
- We must work hard to finish this task before Friday.
- Bu görevi Cuma gününden önce bitirmek için çok çalışmalıyız.
- My father had already finished breakfast when I got up this morning.
- Bu sabah kalktığımda babam kahvaltısını çoktan bitirmişti.
- I had some work that needed finishing.
- Bitirmem gereken bazı işler vardı.
- I just finished cleaning the garage.
- Garajı temizlemeyi yeni bitirdim.
- You can go home after you have finished this work.
- Bu işi bitirdikten sonra eve gidebilirsin.
- I had just finished my homework when he visited me.
- Beni ziyaret ettiğinde ödevimi yeni bitirmiştim.
- We've finished cleaning our classroom.
- Sınıfımızı temizlemeyi bitirdik.
- You need to finish your homework.
- Ödevini bitirmelisin.
- We must finish this job tonight.
- Bu işi bu gece bitirmeliyiz.
- I have to finish cleaning it up.
- Temizlemeyi bitirmeliyim.
- I'm just about finished with my homework.
- Ödevimi bitirmek üzereyim.
- We need to finish this before Tom gets here.
- Tom buraya gelmeden önce bunu bitirmemiz gerekiyor.
- I'll finish what I started.
- Başladığım işi bitireceğim.
- I'm still not finished reading this book.
- Hâlâ kitabı okumayı bitirmedim.
- I will help you when I have finished my work.
- İşimi bitirdiğimde sana yardım edeceğim.
- Tom finished the quiz early.
- Tom sınavı erken bitirdi.
- We can't finish this project without you.
- Biz sen olmadan bu projeyi bitiremeyiz.
- Ann finished painting the picture.
- Ann resmi yapmayı bitirdi.
- I've finished eating.
- Yemeğimi bitirdim.
- Tom finished his sandwich.
- Tom, sandviçini bitirdi.
- Tom wants to finish eating before he talks to anyone.
- Tom biriyle konuşmadan önce yemeğini bitirmek istiyor.
- Having finished her work, she went home.
- İşini bitirdikten sonra evine gitti.
- The band has just finished their first set.
- Grup ilk setini yeni bitirdi.
- As soon as Tom finished work, he went home.
- Tom işi bitirir bitirmez eve gitti.
- Tom finished his homework before going to sleep.
- Tom yatmaya gitmeden önce ev ödevini bitirdi.
- Tom has to finish what he's doing before he can leave.
- Tom gitmeden önce yaptığı işi bitirmek zorunda.
- We may as well finish our dinner.
- Yemeğimizi bitirebiliriz.
- Let me finish.
- Bitireyim.
- You gave me 30 days to finish this.
- Bunu bitirmek için bana otuz gün verdin.
- It doesn't look like I'm going to be able to finish doing that before Monday afternoon.
- Pazartesi öğleden önce bitiremeyeceğim gibi görünüyor.
- Tom just finished his coffee.
- Tom az önce kahvesini bitirdi.
- Finish your education first.
- Önce eğitimini bitir.
- Tom must finish his homework today.
- Tom bugün ev ödevini bitirmeli.
- I thought we had three weeks to finish this job.
- Bu işi bitirmek için üç haftamız var sanıyordum.
- Let him finish.
- Bırak bitirsin.
- He put his tools away after he had finished.
- İşini bitirdikten sonra aletlerini kaldırdı.
- We'll see who finishes first.
- İlk bitireni göreceğiz.
- Having finished lunch, we went skating.
- Öğle yemeğini bitirdikten sonra paten yapmaya gittik.
- Tom wants to finish what he's doing.
- Tom yaptığı şeyi bitirmek istiyor.
- I will have finished the work by eight o'clock.
- Saat sekize kadar işi bitirmiş olacağım.
- Tom said he'd finish doing that tomorrow.
- Tom yarın bunu yapmayı bitireceğini söyledi.
- It's taking us way too much time to get this job finished.
- Bu işi bitirtmek oldukça çok fazla zamanımızı alıyor.
- It'll take some time to finish unloading the truck.
- Kamyonu boşaltmayı bitirmek biraz zaman alacak.
- I just finished.
- Daha yeni bitirdim.
- When he finished speaking, everyone was silent.
- Konuşmasını bitirdiğinde herkes sustu.
- Is Tom finished eating?
- Tom yemeğini bitirdi mi?
- I let Tom watch a little TV after he finished his homework.
- Tom'un ödevini bitirdikten sonra biraz televizyon izlemesine izin verdim.
- We're not finished.
- Bitirmedik.
- He went back to the dorm as soon as he finished class.
- Dersi bitirir bitirmez yurda geri döndü.
- I don't think Tom really has enough time to finish writing the report.
- Tom'un raporu yazmayı bitirmek için gerçekten yeterli zamanı olduğunu sanmıyorum.
- I still have to finish my homework.
- Hâlâ ödevimi bitirmek zorundayım.
- We finish each other's sentences.
- Birbirimizin cümlelerini bitiriyoruz.
- I finished writing the report.
- Raporu yazmayı bitirdim.
- Can they finish this before the deadline?
- Bunu son teslim tarihinden önce bitirebilecekler mi?
- You probably haven't yet finished your homework.
- Muhtemelen ödevinizi henüz bitirmediniz.
- Tom has finally finished doing what we asked him to do.
- Tom sonunda ondan yapmasını istediğimiz şeyi bitirdi.
- After they had finished their work, they went out.
- Onlar işini bitirdikten sonra dışarı çıktılar.
- As soon as he finished eating, he began to walk again.
- O yemek yemeyi bitirir bitirmez tekrar yürümeye başladı.
- Can you get the work finished in time?
- İşi zamanında bitirebilir misin?
- How long will it take you to finish doing that?
- Bunu yapmayı bitirmen ne kadar sürer?
- I finished reading the book.
- Kitabı okumayı bitirdim.
- Finish baking the pie.
- Turtayı pişirmeyi bitir.
- I'm pretty sure that Tom hasn't finished his homework yet.
- Tom'un ev ödevini henüz bitirmediğinden oldukça eminim.
- I'll call you as soon as I've finished.
- Bitirir bitirmez seni ararım.
- I'll see you as soon as I finish work.
- İşi bitirir bitirmez seni göreceğim.
- I must finish the report before 8pm.
- Raporu akşam 8'den önce bitirmeliyim.
- It'll take three hours to finish these repairs.
- Bu tamiratı bitirmek üç saat sürer.
- Finishing this job by Tuesday will be easy.
- Bu işi salı gününe kadar bitirmek kolay olacaktır.
- I had just finished eating lunch when my doorbell rang.
- Kapı çaldığında öğle yemeğimi yeni bitirmiştim.
- Tom didn't finish the race.
- Tom yarışı bitirmedi.
- Have you finished reading the book I lent you last week?
- Sana geçen hafta ödünç verdiğim kitabı bitirdin mi?
- I'm not finished.
- Bitirmedim.
- I'm waiting for Tom to finish doing that.
- Tom'un bunu yapmayı bitirmesini bekliyorum.
- He finished reading the letter.
- O, mektubu okumayı bitirdi.
- We don't allow Tom to watch TV until he finishes his homework.
- Tom'un ev ödevini bitirinceye kadar TV izlemesine izin vermiyoruz.
- I want to finish what I started.
- Başladığımı bitirmek istiyorum.
- I've all but finished doing that.
- Bunu yapmayı bitirdim.
- I've finally finished doing that.
- Sonunda bunu yapmayı bitirdim.
- Have you finished your coffee?
- Kahveni bitirdin mi?
- Tom didn't let me finish what I was saying.
- Tom sözümü bitirmeme izin vermedi.
- He must finish his homework today.
- Bugün ev ödevini bitirmeli.
- Tom finished doing that last month.
- Tom geçen ay bunu yapmayı bitirdi.
- I'd like to know why you didn't finish your homework on time.
- Ödevini neden zamanında bitirmediğini bilmek istiyorum.
- I've almost finished doing that.
- Onu yapmayı neredeyse bitirdim.
- Has Tom finished his homework?
- Tom ev ödevini bitirdi mi?
- We're just about finished.
- Bitirmek üzereyiz.
- I've already finished reading this book.
- Bu kitabı okumayı önceden bitirdim.
- We'll finish it if it takes us all day.
- Bütün günümüzü alsa da onu bitireceğiz.
- You have finished your homework, haven't you?
- Ödevini bitirdin, değil mi?
- Tom is going to need a few more hours to finish doing that.
- Tom'un bunu bitirmek için birkaç saate daha ihtiyacı olacak.
- They haven't finished the work, have they?
- İşi bitirmediler, değil mi?
- Eh, just a second, let me finish this.
- Eh, bir saniye, şunu bitireyim.
- Tom couldn't find anything better to do, so he decided to just go ahead and finish his homework.
- Tom yapacak daha iyi bir şey bulamadığı için ödevini bitirmeye karar verdi.
- She went out when she finished her work.
- İşini bitirdiğinde dışarı çıktı.
- We should give Tom a chance to finish the report.
- Tom'a raporu bitirmesi için bir şans vermeliyiz.
- Will you be finished soon?
- Yakında bitirecek misiniz?
- I'll try my best to finish it in time.
- Zamanında bitirmek için elimden geleni yapacağım.
- Tom said that he was finished.
- Tom bitirdiğini söyledi.
- Please wait until I have finished writing this letter.
- Lütfen ben bu mektubu yazmayı bitirene kadar bekle.
- I haven't finished this yet.
- Bunu henüz bitirmedim.
- Have you finally finished doing that?
- Sonunda onu yapmayı bitirdin mi?
- Tom has just finished eating dinner.
- Tom akşam yemeğini şimdi bitirdi.
- Have you finished writing your composition?
- Bestenizi yazmayı bitirdiniz mi?
- When will you be able to finish that job?
- O işi ne zaman bitirebileceksin?
- I never thought I'd finish it.
- Bunu bitireceğimi hiç düşünmemiştim.
- I barely had time to finish this report before the meeting.
- Toplantıdan önce bu raporu bitirmek için zar zor zamanım oldu.
- We're working hard to get the project finished by October.
- Projeyi Ekim'e kadar bitirmek için çok çalışıyoruz.
- Tom said Mary was likely to be finished eating by now.
- Tom, Mary'nin şimdiye kadar yemeğini bitirmiş olabileceğini söyledi.
- Having finished the work, he went home.
- İşini bitirdikten sonra evine gitti.
- I have some paperwork to finish.
- Bitirmem gereken bazı evrak işleri var.
- Mary finished applying her makeup.
- Mary makyajını yapmayı bitirdi.
- They went home after they had finished the task.
- Onlar görevi bitirdikten sonra eve gittiler.
- She helped her younger brother finish his picture.
- O, küçük erkek kardeşine resmini bitirmesi için yardım etti.
- Tom waited patiently for Mary to finish packing her suitcase.
- Tom Mary'nin valizini hazırlamasını bitirmesi için sabırla bekledi.
- I'll have it finished by the end of the week.
- Hafta sonuna kadar bitirmiş olacağım.
- Kindly clear the table after you finish your meal.
- Yemeğinizi bitirdikten sonra lütfen masayı toplayın.
- Let's finish it right away.
- Hemen bitirelim.
- Tom finished his coffee.
- Tom kahvesini bitirdi.
- Have you finished packing your suitcase?
- Bavulunu toplamayı bitirdin mi?
- I plan to finish it in two or three minutes.
- İki ya da üç dakika içinde bitirmeyi planlıyorum.
- She ought to have finished her homework.
- Ödevini bitirmiş olması gerekirdi.
- He's finished every task he's ever taken up.
- Şimdiye kadar aldığı her görevi bitirdi.
- Do your homework as soon as you finish dinner.
- Akşam yemeğini bitirir bitirmez ödevini yap.
- Are you finished yet?
- Bitirdin mi?
- When I have finished writing the letter, I will take you to the lake about two miles beyond the hill.
- Ben mektubu yazmayı bitirdiğimde, seni yaklaşık olarak tepenin iki mil ötesindeki göle götüreceğim.
- We haven't yet finished what we have to do.
- Yapmamız gerekeni henüz bitirmedik.
- Tom has finished doing that.
- Tom onu yapmayı bitirdi.
- We've already finished.
- Biz zaten bitirdik.
- Let's finish it now.
- Şimdi bitirelim.
- I should finish my homework at least by Monday.
- Ödevimi en azından pazartesiye kadar bitirmeliyim.
- Tom really should've finished doing that by now.
- Tom'un bunu şimdiye kadar bitirmiş olması gerekirdi.
- It took me three hours to finish my homework.
- Ödevimi bitirmem üç saatimi aldı.
- Tom has just finished doing his homework.
- Tom ödevini yeni bitirdi.
- Tom has finished eating.
- Tom yemek yemeyi bitirdi.
- If we don't finish this job, we'll lose the next contract.
- Eğer bu işi bitiremezsek, bir sonraki sözleşmeyi kaybederiz.
- He finished his dinner because he didn't like to waste food.
- Yemeğini bitirdi çünkü israf etmekten hoşlanmıyordu.
- I'll finish it when I get home.
- Eve gidince bitiririm.
- I'm convinced we can finish this by tomorrow.
- Bu işi yarına kadar bitirebileceğimize inanıyorum.
- When do you think you're going to finish doing that?
- Bunu yapmayı ne zaman bitireceğini düşünüyorsun?
- I need to finish painting my house.
- Evimi boyamayı bitirmeliyim.
- I think we're almost finished.
- Neredeyse bitirdiğimizi düşünüyorum.
- He finished the job in an instant.
- İşi hemen bitirdi.
- Have you finished packing yet?
- Hazırlanmayı bitirdin mi?
- Have you finished breakfast yet?
- Sabah kahvaltısını henüz bitirmedin mi?
- If you have finished reading the book, return it to the library.
- Eğer kitabı okumayı bitirdiyseniz, kütüphaneye iade edin.
- Have you finished your Christmas shopping?
- Noel alışverişinizi bitirdiniz mi?
- Tom needed more time to finish his work.
- Tom'un işini bitirmek için daha fazla zamana ihtiyacı vardı.
- Fadil has returned to the construction site to finish all the job there.
- Fadıl oradaki tüm işleri bitirmek için inşaat alanına geri döndü.
- I've partially finished my work.
- İşimi kısmen bitirdim.
- I arrived to the party, but as soon as I finished the meal, I left.
- Partiye geldim, ama yemeği bitirir bitirmez ayrıldım.
- She must have finished the work yesterday.
- O, işi dün bitirmiş olmalı.
- It's likely to take more than a week to finish doing this.
- Bunu bitirmek muhtemelen bir haftadan fazla sürecek.
- When you finish reading this letter, burn it.
- Bu mektubu okumayı bitirdiğinde, yak.
- It was not until she finished reading the book that she noticed who had written it.
- Kitabı okumayı bitirene kadar kimin yazdığını fark etmedi.
- When you've finished reading that book, could you lend it to me?
- O kitabı okumayı bitirdiğinde, bana ödünç verebilir misin?
- Tom didn't have time to finish the story.
- Tom'un hikayeyi bitirmek için zamanı yoktu.
- She had scarcely finished speaking when he cut in.
- Adam araya girdiğinde konuşmasını henüz bitirmemişti.
- Tom has asked why we haven't finished yet.
- Tom henüz neden bitirmediğimizi sordu.
- Tom and Mary have finished doing that.
- Tom ve Mary bunu bitirdi.
- Have you still not finished your meal?
- Yemeğini hâlâ bitirmedin mi?
- You ought to finish your homework at once.
- Derhal ev ödevini bitirmelisin.
- Tom hasn't finished his homework yet.
- Tom henüz ev ödevini bitirmedi.
- I'm aware you've already finished.
- Çoktan bitirdiğinin farkındayım.
- You told her that you had finished the work three days ago.
- Ona işi üç gün önce bitirdiğini söylemişsin.
- It was such a hard test that we did not have time to finish.
- O kadar zor bir sınavdı ki bitirmeye vaktimiz yetmedi.
- It took him a week to finish the work.
- İşi bitirmek bir haftasını aldı.
- When he finished running, he was happy.
- Koşmayı bitirdikten sonra, o mutluydu.
- Having finished the work, I went out for a walk.
- İşi bitirdikten sonra, yürüyüşe çıktım.
- You have until Monday to finish that report.
- Raporu bitirmek için pazartesiye kadar vaktin var.
- Somebody has to finish this job.
- Biri bu işi bitirmeli.
- I like to finish what I start.
- Başladığım işi bitirmeyi severim.
- I bet I finish first.
- Bahse girerim ilk ben bitiririm.
- He finished sorting the papers.
- Kağıtları ayırmayı bitirdi.
- I need to finish reading this book.
- Bu kitabı okumayı bitirmeliyim.
- I still haven't finished the architecture course.
- Mimarlık kursunu hâlâ bitirmedim.
- Can the meeting be finished within two hours?
- Toplantı iki saat içinde bitirilebilir mi?
- We need to finish this job by noon.
- Bu işi öğlene kadar bitirmeliyiz.
- Tom wasn't finished doing that.
- Tom yaptığı işi bitirmemişti.
- Finish cleaning of the swimming pool and the boss will pay you.
- Yüzme havuzunun temizliğini bitirirsen patron sana ödeme yapacak.
- Tom didn't finish his dinner.
- Tom yemeğini bitirmedi.
- I had to finish what I'd started.
- Başlamış olduğum şeyi bitirmek zorundaydım.
- Tom has to finish what he's doing.
- Tom yaptığı şeyi bitirmek zorunda.
- If I hadn't had your cooperation, I couldn't have finished the work in time.
- Eğer senin desteğini almasaydım, işi zamanında bitiremezdim.
- How can I finish my homework when I have to help you clean the house?
- Evi temizlemene yardım etmem gerekirken ödevimi nasıl bitirebilirim?
- She finished her lunch quickly and went shopping.
- Öğle yemeğini çabucak bitirip alışverişe gitti.
- You didn't let me finish.
- Sen benim bitirmeme izin vermedin.
- To tell the truth, I couldn't finish it in time.
- Doğruyu söylemek gerekirse, zamanında bitiremedim.
- Have you finished filling?
- Dolumu bitirdin mi?
- Is Tom finished eating?
- Tom yemek yemeyi bitirdi mi?
- I have to finish this first.
- Önce bunu bitirmeliyim.
- He's about to finish reading the book.
- O, kitabı okumayı bitirmek üzere.
- Tom didn't have time to finish the story.
- Tom'un hikayeyi bitirecek zamanı yoktu.
- Please return the book when you have finished reading it.
- Lütfen onu okumayı bitirdiğinde kitabı iade et.
- Sami finished washing the windows.
- Sami pencereleri yıkamayı bitirdi.
- When he finished the work, he went home.
- İşini bitirdiğinde evine gitti.
- They have taken great pains to finish the project, I hear.
- Projeyi bitirmek için büyük çaba sarf ettiklerini duydum.
- I'd intended to have my homework finished by now.
- Şimdiye kadar ev ödevimi bitirtmeyi planlamıştım.
- Tom has already finished his homework.
- Tom zaten ev ödevini bitirdi.
- I still need to finish my homework.
- Hâlâ ev ödevimi bitirmeliyim.
- Has Tom finished already?
- Tom bitirdi mi artık?
- Tom finished his beer and then got up to leave.
- Tom birasını bitirdi ve sonra gitmek için kalktı.
- Tom hasn't yet finished eating breakfast.
- Tom henüz kahvaltısını bitirmedi.
- I still haven't finished my homework.
- Ödevimi hâlâ bitirmedim.
- We just finished.
- Az önce bitirdik.
- Tom finished eating breakfast before Mary woke up.
- Mary uyanmadan önce Tom kahvaltısını bitirdi.
- Tom and Mary finished doing that on their own.
- Tom ve Mary bunu kendi başlarına bitirdiler.
- If you will help me, we will soon finish.
- Bana yardım ederseniz, yakında bitiririz.
- Tom waited until Mary was finished before he started talking.
- Tom konuşmaya başlamadan önce Mary bitirinceye kadar bekledi.
- I have to finish my book.
- Kitabımı bitirmeliyim.
- The bus had already left by the time my wife was finished dressing.
- Karım giyinmeyi bitirdiğinde otobüs çoktan gitmişti.
- I suggest we finish this tomorrow.
- Bunu yarın bitirmeyi öneriyorum.
- I wish you would let Tom finish his story.
- Keşke Tom'un hikayesini bitirmesine izin verseydin.
- We need to finish this job by noon.
- Bu işi öğlene kadar bitirmemiz gerek.
- Please have it finished by this time tomorrow.
- Yarın bu zamana kadar onu bitirtin lütfen.
- I want to finish this job so I can go home.
- Eve gidebilmek için bu işi bitirmek istiyorum.
- Finish cleaning of the swimming pool and the boss will pay you.
- Yüzme havuzunu temizlemeyi bitir ve patron sana ödeme yapacak.
- How long will it take me to finish my homework?
- Ödevimi bitirmem ne kadar zamanımı alacak.
- Dan finished dressing his daughter, Linda.
- Dan kızı Linda'yı giydirmeyi bitirdi.
- I've finished reading all the books you lent me.
- Bana ödünç verdiğin tüm kitapları okumayı bitirdim.
- He finished the steak, then ordered another portion.
- Bifteği bitirdi, sonra bir porsiyon daha sipariş etti.
- We're going to need a couple of more hours to finish this.
- Bunu bitirmek için birkaç saate daha ihtiyacımız olacak.
- Are we nearly finished?
- Neredeyse bitirdik mi?
- Tom and Mary have finished doing that.
- Tom ve Mary onu yapmayı bitirdiler.
- Aren't you finished?
- Bitirmedin mi?
- She will finish serving her sentence next month.
- O cezasını çekmeyi gelecek ay bitirecek.
- You have to finish your homework right away.
- Ödevini hemen bitirmelisin.
- We think it may take a few weeks to finish doing what you asked us to do.
- Bizden yapmamızı istediğin şeyi bitirmenin birkaç hafta alabileceğini düşünüyoruz.
- Have you finally finished doing that?
- Sonunda bitirdin mi?
- I've finished all except the last page.
- Son sayfa hariç hepsini bitirdim.
- I've just finished my work.
- İşimi yeni bitirdim.
- I'll try my best to finish it in time.
- Onu zamanında bitirmek için elimden geleni yapacağım.
- I have to finish what I started.
- Başladığım işi bitirmeliyim.
- I just finished reading the book.
- Kitabı okumayı yeni bitirdim.
- Finish reading the book.
- Kitabı okumayı bitir.
- I like to finish what I start.
- Başladığımı bitirmeyi seviyorum.
- It was a victory for the whole country when he finished first in the race.
- O, yarışı birinci bitirdiğinde, tüm ülke için bir zaferdi.
- Sami finished his project.
- Sami projesini bitirdi.
- We've got to finish this job.
- Bu işi bitirmek zorundayız.
- I've finished watering the flowers.
- Çiçekleri sulamayı bitirdim.
- Can you finish this in three days?
- Üç gün içinde bunu bitirebilir misin?
- I really must finish this.
- Gerçekten bunu bitirmeliyim.
- Finish reading the novel.
- Romanı okumayı bitirin.
- Sami has just finished a long hike.
- Sami az önce uzun bir yürüyüşü bitirdi.
- I think we can finish this later.
- Sanırım bunu daha sonra bitirebiliriz.
- Tom is waiting for you to finish getting dressed.
- Tom giyinmeyi bitirmeni bekliyor.
- Raise your hand if you have finished the composition.
- Kompozisyonuzu bitirirseniz elinizi kaldırın.
- Let me know when you've finished.
- Bitirdiğinde bana bildir.
- Tom just finished his coffee.
- Tom kahvesini yeni bitirdi.
- After you finish reading the book, put it back where it was.
- Kitabı okumayı bitirdikten sonra, yerine koy.
- Tom has finally finished doing everything we asked him to do.
- Tom sonunda ondan yapmasını istediğimiz her şeyi bitirdi.
- She has finished her work.
- İşini bitirdi.
- I will help you if I have finished my work by four.
- İşimi dörde kadar bitirirsem sana yardım edeceğim.
- Tom finished his drink and asked for another one.
- Tom içkisini bitirdi ve bir tane daha istedi.
- I've finished revising.
- Ben gözden geçirmeyi bitirdim.
- That book was so boring that I couldn't finish it.
- O kitap o kadar sıkıcıydı ki bitiremedim.
- I had finished my homework when you called me.
- Beni aradığında ödevimi bitirmiştim.
- Thanks to him giving me a hand, I was able to finish the work.
- Bana yardım ettiği için işi bitirebildim.
- Tom didn't finish the marathon.
- Tom maratonu bitiremedi.
- We finished the work.
- İşi bitirdik.
- It took me five hours to finish the work.
- İşi bitirmem beş saatimi aldı.
- My stepsister finished the last of the cranberry juice.
- Üvey kardeşim son kızılcık suyunu da bitirdi.
- I'll be with you as soon as I finish my dinner.
- Yemeğimi bitirir bitirmez seninle olacağım.
- It is impossible to finish this in two days.
- İki gün içinde bunu bitirmek imkansız.
- I'm finishing my homework.
- Ödevimi bitiriyorum.
- You don't need to finish it by tomorrow.
- Yarına kadar bitirmene gerek yok.
- Having finished the work, he went to bed.
- İşini bitirdikten sonra yatmaya gitti.
- I'm just about finished.
- Bitirmek üzereyim.
- Even if she doesn't like you, you still have to finish the work.
- Senden hoşlanmasa bile, yine de işini bitirmek zorundasın.
- I had two years to finish my degree.
- Diplomamı bitirmek için iki yılım vardı.
- Tom finished eating breakfast before Mary woke up.
- Tom Mary uyanmadan önce kahvaltı yemeyi bitirdi.
- We finished the work.
- İşimizi bitirdik.
- For the first time in his life, Yuka finished reading an entire book in English.
- Hayatında ilk defa, Yuka, İngilizce bir kitabın tamamını okumayı bitirdi.
- Tom couldn't finish his lunch.
- Tom yemeğini bitiremedi.
- There was no chance to finish the job on time.
- İşi zamanında bitirme şansımız yoktu.
- Tom may not have finished his homework.
- Tom ödevini bitirmemiş olabilir.
- Tom told me to finish doing that by tomorrow.
- Tom, bunu yapmayı yarına kadar bitirmemi söyledi.
- Travelers should finish their journey before dark.
- Yolcular karanlık çökmeden yolculuklarını bitirmelidir.
- I cannot finish reading this thick book in a week.
- Bu kalın kitabı okumayı bir haftada bitiremem.
- He finished sorting the papers.
- O, evrakları sınıflandırmayı bitirdi.
- Layla finished her long hike.
- Leyla uzun yürüyüşünü bitirdi.
- Tom and Mary haven't finished eating yet.
- Tom ve Mary henüz yemeklerini bitirmediler.
- I almost finished.
- Ben hemen hemen bitirdim.
- We need to finish what we started.
- Başladığımız işi bitirmeliyiz.
- Tom found it difficult to finish all the work in just one day.
- Tom tüm işi sadece bir günde bitirmekte zorlandı.
- Tom finished his drink and then ordered another one.
- Tom içkisini bitirdi ve sonra bir tane daha sipariş etti.
- Tom doesn't need to finish this by tomorrow.
- Tom'un bunu yarına kadar bitirmesi gerekmiyor.
- Tom has to finish what he's doing.
- Tom işini bitirmek zorunda.
- Has Tom finished doing that yet?
- Tom o işi bitirdi mi artık?
- I haven't yet finished my supper.
- Akşam yemeğimi henüz bitirmedim.
- He is estimating how much money he'll need to finish the house.
- Evi bitirmek için ne kadar paraya ihtiyacı olacağını tahmin ediyor.
- Last time I went to a Lady Gaga concert, although she finished all her songs, many members of the audience were not satisfied.
- En son Lady Gaga konserine gittiğimde, tüm şarkılarını bitirmesine rağmen, seyircilerin çoğu memnun kalmadı.
- Have you finished reading that book yet?
- O kitabı okumayı henüz bitirmedin mi?
- You're almost finished, aren't you?
- Bitirmek üzeresin, değil mi?
- I finished cleaning my room a half hour ago.
- Odamı temizlemeyi yarım saat önce bitirdim.
- I bet that I can finish this task in an hour's time.
- Ben bir saatlik süre içinde bu görevi bitirebileceğime bahse girerim.
- I haven't yet finished my homework.
- Ödevimi henüz bitirmedim.
- Tom couldn't have finished writing the report without your help.
- Tom senin yardımın olmadan raporu yazmayı bitiremezdi.
- Do you think you can finish doing that by Monday?
- Sence pazartesi gününe kadar onu yapmayı bitirebilir misin?
- Don't mess around and finish your meal quickly.
- Oyalanma ve yemeğini çabucak bitir.
- It took the best part of my holiday to finish it.
- Bitirmek tatilimin en iyi bölümünü aldı.
- Tom didn't have time to finish his report.
- Tom'un raporunu bitirecek zamanı yoktu.
- I'd like to go home now, but I have to stay here until I finish this report.
- Şimdi eve gitmek isterdim ama bu raporu bitirene kadar burada kalmak zorundayım.
- Tom finished eating all the ice cream that was in the freezer.
- Tom dondurucudaki tüm dondurmayı yemeyi bitirdi.
- I have until tomorrow to finish this.
- Bunu bitirmek için yarına kadar vaktim var.
- You can't seem to finish anything.
- Hiçbir şeyi bitiremiyor gibisin.
- Tom has finished doing that.
- Tom o işi bitirdi.
- We have finished lunch.
- Öğle yemeğini bitirdik.
- Tom has just finished writing a letter to Mary.
- Tom, Mary'ye bir mektup yazmayı yeni bitirdi.
- We've got to finish this before we can go home.
- Eve gitmeden önce bu işi bitirmeliyiz.
- Tom wanted to finish cleaning the house before Mary got home.
- Tom Mary eve gelmeden önce evi temizlemeyi bitirmek istiyordu.
- I don't have time to finish my homework.
- Ev ödevimi bitirmek için zamanım yok.
- Someone will have to finish this job.
- Birinin bu işi bitirmesi gerekecek.
- I'm trying my best to finish this report on time.
- Bu raporu zamanında bitirmek için elimden geleni yapıyorum.
- Tom has finished eating his lunch.
- Tom yemeğini bitirdi.
- Tom finished drinking his beer and ordered another one.
- Tom birasını içmeyi bitirdi ve başka bir tane ısmarladı.
- Tom didn't finish the marathon.
- Tom maratonu bitirmedi.
- I will finish reading the book in a week.
- Bir hafta içinde kitabı okumayı bitireceğim.
- Tom has already finished doing his chores.
- Tom ev işlerini çoktan bitirdi.
- The smart student finished the exam.
- Akıllı öğrenci sınavı bitirdi.
- Has she already finished reading the book?
- Kitabı okumayı bitirdi mi?
- Has she finished the book yet?
- Kitabı bitirmedi mi o daha?
- I only need another few hours to finish this report.
- Bu raporu bitirmek için sadece birkaç saate daha ihtiyacım var.
- It won't be possible to finish doing that today.
- Bunu bugün bitirmek mümkün olmayacak.
- I've finished translating everything you asked me to translate.
- Çevirmemi istediğin her şeyi bitirdim.
- Let Tom finish.
- Tom'un bitirmesine izin ver.
- It'll take you days to finish this job.
- Bu işi bitirmeniz günler sürer.
- I need to finish painting my house.
- Evimi boyamayı bitirmem lazım.
- Tom thinks Mary is finished doing that already.
- Tom, Mary'nin bunu yapmayı çoktan bitirdiğini düşünüyor.
- Finish cleaning the windows.
- Pencereleri temizlemeyi bitirin.
- Tom finished that job last month.
- Tom o işi geçen ay bitirdi.
- Have you finished reading the biography of Jobs?
- Jobs'un biyografisini okumayı bitirdin mi?
- I have to finish writing the book I'm working on.
- Üzerinde çalıştığım kitabı yazmayı bitirmek zorundayım.
- I finished the work finally.
- Sonunda işi bitirdim.
- Make sure you finish this by the end of the day.
- Günün sonuna kadar bunu bitirdiğinden emin ol.
- You gave me 30 days to finish this.
- Bunu bitirmem için bana 30 gün verdin.
- You finished the race, didn't you?
- Yarışı bitirdin, değil mi?
- We finish each other's sentences.
- Biz birbirimizin cümlelerini bitiririz.
- She finished her coffee and asked for another.
- Kahvesini bitirdi ve bir tane daha istedi.
- You don't have to finish that.
- Onu bitirmek zorunda değilsin.
- I have to finish this first.
- Önce bunu bitirmek zorundayım.
- No matter what, I need to finish the article today.
- Ne olursa olsun, makaleyi bugün bitirmeliyim.
- We just finished painting the house.
- Biz evi boyamayı az önce bitirdik.
- Can we finish building the device without Tom?
- Tom olmadan cihazı inşa etmeyi bitirebilir miyiz?
- It'll take him two days to finish this work.
- Bu işi bitirmesi iki gününü alacak.
- Thank you for giving me the time I needed to finish this.
- Bunu bitirmem için gereken zamanı bana verdiğin için teşekkür ederim.
- I can't wait to finish.
- Bitirmek için sabırsızlanıyorum.
- I haven't finished doing that.
- Bunu yapmayı bitirmedim.
- He finished his chores in no time.
- İşlerini hemen bitirdi.
- I just finished work.
- İşi yeni bitirdim.
- I'll finish the work in a week, that is, on May 5th.
- İşi bir hafta içinde bitireceğim, yani, 5 Mayıs'ta.
- Tom doesn't think he'll be able to finish the job by himself.
- Tom işi tek başına bitirebileceğini sanmıyor.
- Have you already finished your Christmas shopping?
- Noel alışverişinizi bitirdiniz mi?
- Wait till I finish eating.
- Yemeğimi bitirene kadar bekle.
- He made a frantic attempt to finish painting the fence before dark.
- Hava kararmadan önce çitleri boyamayı bitirmek için çılgınca bir girişimde bulundu.
- When I've finished my homework, I'll go for a swim.
- Ev ödevimi bitirdiğimde, yüzmeye gideceğim.
- Have you finished doing your homework yet?
- Ödevini henüz bitirmedin mi?
- Tom says Mary needs more time to finish her report.
- Tom, Mary'nin raporunu bitirmek için daha fazla zamana ihtiyacı olduğunu söyledi.
- We can't finish this by Monday.
- Bunu pazartesiye kadar bitiremeyiz.
- I'm finished already.
- Ben zaten bitirdim.
- My big brother finished his homework very quickly.
- Ağabeyim ödevini çabucak bitirdi.
- When I have finished my homework, I'll go for a swim.
- Ödevimi bitirdiğimde yüzmeye gideceğim.
- Let's finish this.
- Bitirelim şu işi.
- Now that we've finished eating, let's go.
- Mademki yemek yemeyi bitirdik, gidelim.
- She will finish serving her sentence next month.
- Gelecek ay cezasını çekmeyi bitirecek.
- Tom has already finished reading the book that Mary gave him yesterday.
- Tom, Mary'nin ona dün verdiği kitabı okumayı bitirdi bile.
- When will you finish your homework?
- Sen ödevini ne zaman bitireceksin?
- He finished the opening.
- Açılışı bitirdi.
- It took Tom a long time to finish his homework.
- Onun ev ödevini bitirmesi Tom'un uzun zamanını aldı.
- Tom finished his dessert.
- Tom tatlısını bitirdi.
- Mary was unable to finish her lunch.
- Mary, öğle yemeğini bitiremedi.
- They finished their meal.
- Yemeklerini bitirdiler.
- We were just about finished.
- Neredeyse bitirmek üzereydik.
- First of all, we have to finish the homework.
- Her şeyden önce, ödevimizi bitirmeliyiz.
- I must finish my homework before dinner.
- Akşam yemeğinden önce ödevimi bitirmeliyim.
- I can't finish painting this house in one day.
- Bu evi boyamayı bir günde bitiremem.
- I suggest we finish this tomorrow.
- Bunu yarın bitirmemizi öneririm.
- I'm waiting for Tom to finish what he's doing.
- Tom'un işini bitirmesini bekliyorum.
- I watched baseball on TV after I finished my homework.
- Ben ödevimi bitirdikten sonra televizyonda beyzbol izledim.
- I have a book to finish.
- Bitirmem gereken bir kitap var.
- We'll have to finish this later.
- Bunu daha sonra bitirmemiz gerekecek.
- Tom has finished.
- Tom bitirdi.
- I want to finish what I started here.
- Burada başladığım işi bitirmek istiyorum.
- They finished eating.
- Yemek yemeyi bitirdiler.
- Tom is finishing his work.
- Tom işini bitiriyor.
- I'll finish the work in a week, that is, on May 5th.
- Çalışmayı bir hafta içinde, yani 5 Mayıs'ta bitireceğim.
- Will she be able to finish it today?
- Bugün bitirebilecek mi?
- I'll finish the work five days from now.
- Beş gün sonra işi bitireceğim.
- Tom has just finished cleaning his room.
- Tom odasını temizlemeyi yeni bitirdi.
- They can finish their homework after dinner.
- Ödevlerini akşam yemeğinden sonra bitirebilirler.
- Let's quickly finish the remaining work and go out for some drinks.
- Kalan işi çabucak bitirelim ve bir şeyler içmeye gidelim.
- Had it not been for his help, I couldn't have finished the report.
- Onun yardımı olmasaydı raporu bitiremezdim.
- Finishing the report by tomorrow is next to impossible.
- Raporu yarına kadar bitirmek neredeyse imkansız.
- Finish what you were saying.
- Sözünü bitir.
- Will she be able to finish it today?
- Onu bugün bitirebilecek mi?
- Tom must've finished it by now.
- Tom şimdiye kadar bitirmiş olmalı.
- I didn't finish the race.
- Yarışı bitiremedim.
- Let me finish my sentence.
- Cümlemi bitirmeme izin ver.
- We can't leave Boston until we finish this job.
- Bu işi bitirene kadar Boston'dan ayrılamayız.
- I finished the work yesterday.
- Dün işi bitirdim.
- We have to figure out a way to get this job finished by Monday.
- Bu işi pazartesiye kadar bitirtmek için bir yol bulmalıyız.
- After we finished painting the fence, Tom made sandwiches for all of us.
- Çiti boyamayı bitirdikten sonra, Tom hepimiz için sandviç hazırladı.
- Tom thinks Mary is finished doing that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmayı bitirdiğini düşünüyor.
- I've just finished binge-watching Gomorrah.
- Gomorrah'ı izlemeyi yeni bitirdim.
- I don't think Tom and Mary have finished doing that yet.
- Tom ve Mary'nin henüz bunu yapmayı bitirdiğini sanmıyorum.
- As soon as he finished eating, he began to walk again.
- Yemeğini bitirir bitirmez tekrar yürümeye başladı.
- Tom finished washing the dishes.
- Tom bulaşıkları yıkamayı bitirdi.
- I was able to finish doing that in three days.
- Bunu üç günde bitirebildim.
- Please wait until I have finished writing this letter.
- Lütfen bu mektubu yazmayı bitirene kadar bekleyin.
- Tom finished doing that last month.
- Tom bunu geçen ay bitirdi.
- I finished work at six.
- İşi altıda bitirdim.
- Layla hasn't finished high school.
- Leyla liseyi bitirmedi.
- It is impossible to finish this in two days.
- Bunu iki günde bitirmek imkansız.
- Yesterday, we finished constructing the new stage.
- Dün, yeni sahnenin yapımını bitirdik.
- I'm pretty sure that Tom hasn't finished his homework yet.
- Tom'un ödevini henüz bitirmediğinden eminim.
- He was determined to finish the work at any cost.
- O, ne pahasına olursa olsun işi bitirmeye kararlıydı.
- I've finished all my work.
- Bütün işlerimi bitirdim.
- What am I supposed to do after I finish doing this?
- Bunu yapmayı bitirdikten sonra ne yapmam gerekiyor?
- Let's finish this job tonight.
- Bu işi bu gece bitirelim.
- The sooner we start, the sooner we'll finish.
- Ne kadar erken başlarsak, o kadar erken bitiririz.
- I expected Tom to finish first.
- Tom'un birinci bitirmesini bekliyordum.
- Tom has finished eating.
- Tom yemeğini bitirdi.
- Why didn't Tom finish?
- Tom neden bitiremedi?
- When you have finished reading this letter, burn it.
- Bu mektubu okumayı bitirdiğinde yak.
- I've already finished my chores.
- Ev işlerimi çoktan bitirdim.
- We haven't finished doing that.
- Bunu henüz bitirmedik.
- You have today to finish your report.
- Raporunu bitirmek için bugünün var.
- It is impossible for Yumi to finish it in a day.
- Yumi'nin onu bir günde bitirmesi imkansız.
- Can we finish building the device without Tom?
- Tom olmadan cihazın yapımını bitirebilir miyiz?
- I don't think Tom and Mary have finished doing that yet.
- Tom ve Mary'nin bunu henüz bitirdiğini sanmıyorum.
- Tom said that Mary wasn't finished doing that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmayı bitirmediğini söyledi.
- Tom said he wasn't finished.
- Tom bitirmediğini söyledi.
- Tom had a week to finish this, but he didn't finish it.
- Tom'un bunu bitirmek için bir haftası vardı ama o bunu bitirmedi.
- I had a hard time trying to get this report finished on time.
- Bu raporu zamanında bitirmeye çalışırken çok zorlandım.
- No matter how hard you try, you won't be able to finish that in one day.
- Ne kadar uğraşırsan uğraş, bunu bir günde bitiremezsin.
- Tom finished doing his homework before dinner.
- Tom akşam yemeğinden önce ev ödevini yapmayı bitirdi.
- Tom says he finished doing that.
- Tom bunu yapmayı bitirdiğini söylüyor.
- Have you finished reading the newspaper?
- Gazeteyi okumayı bitirdiniz mi?
- I'm almost finished.
- Neredeyse bitirdim.
- He had just finished his homework when the clock struck ten.
- Saat onu vurduğunda, o ev ödevini henüz bitirmişti.
- I'll wait for you to finish.
- Bitirmeni bekleyeceğim.
- Tom found it difficult to finish all the work in just one day.
- Tom sadece bir gün içinde bütün işi bitirmeyi zor buldu.
- I couldn't have finished the project on time without your help.
- Senin yardımın olmadan projeyi zamanında bitiremezdim.
- Tom wanted to finish eating before he talked to anyone.
- Tom biriyle konuşmadan önce yemeğini bitirmek istedi.
- If you will help me, we will soon finish.
- Eğer bana yardım edeceksen, yakında bitiririz.
- I'm convinced we can finish this by tomorrow.
- Bunu yarına kadar bitirebileceğimize ikna oldum.
- You won't finish this project.
- Bu projeyi bitirmeyeceksin.
- Tom has finished eating his lunch.
- Tom öğle yemeğini yemeyi bitirdi.
- Tom finished his homework, so he went to bed.
- Tom ödevini bitirdi, bu nedenle yatmaya gitti.
- Tom never seems to finish anything.
- Tom asla bir şey bitirecek gibi görünmüyor.
- Tom finished his work and went home.
- Tom işini bitirdi ve eve gitti.
- I want to finish it.
- Bitirmek istiyorum.
- At least, we finished the first part.
- En azından ilk bölümü bitirdik.
- Finishing the job by Tuesday will be a piece of cake.
- İşi salıya kadar bitirmek çok kolay olacak.
- I have to finish cleaning it up.
- Onu temizlemeyi bitirmek zorundayım.
- You have today to finish your report.
- Bugün raporunu bitirmek zorundasın.
- I've just finished writing a letter.
- Mektup yazmayı yeni bitirdim.
- Tom and Mary have finished their homework.
- Tom ve Mary ev ödevlerini bitirdiler.
- Tom and Mary finished doing that on their own.
- Tom ve Mary onu kendi başlarına yapmayı bitirdiler.
- Tom hasn't yet finished high school.
- Tom henüz liseyi bitirmedi.
- You must finish the task by any means necessary.
- Eldeki tüm imkanları kullanarak görevi bitirmelisin.
- I finished eating breakfast while Tom was getting ready for school.
- Tom okul için hazırlık yaparken, ben de kahvaltımı bitirdim.
- No matter how hard you try, you won't be able to finish that in one day.
- Ne kadar çok çalışırsan çalış, onu bir günde bitiremezsin.
- You are to finish this work by the end of this month.
- Bu ayın sonuna kadar bu işi bitireceksin.
- You can't have dessert until you finish your meal.
- Yemeğini bitirmeden tatlı yiyemezsin.
- Finish frying the potatoes.
- Patatesleri kızartmayı bitir.
- We've just finished breakfast.
- Kahvaltıyı henüz bitirdik.
- You can't finish this project.
- Bu projeyi bitiremezsin.
- I still haven't finished the architecture course.
- Mimarlık kursunu hâlâ bitiremedim.
- Tom should've finished at least an hour ago.
- Tom en az bir saat önce bitirmiş olmalıydı.
- Finish what you started.
- Başladığını bitir.
- Please give me the newspaper when you've finished reading it.
- Okumayı bitirdiğinde lütfen gazeteyi bana ver.
- I thought Tom was finished doing that.
- Tom'un bunu yapmayı bitirdiğini düşündüm.
- Without your help, I couldn't have finished the work.
- Yardımın olmadan, işi bitiremezdim.
- Have you finished cleaning your room yet?
- Odanı temizlemeyi bitirdin mi?
- Stop chattering and finish your work.
- Gevezeliği bırak ve işini bitir.
- It'll take us at least three hours to finish this.
- Bunu bitirmemiz en az üç saat sürer.
- It took Tom 10 years to finish his house.
- Evini bitirmek Tom'un on yılını aldı.
- I promise I'll give this back to you as soon as I've finished using it.
- Kullanmayı bitirir bitirmez bunu sana geri vereceğime söz veriyorum.
- Tom hasn't finished doing that.
- Tom daha bitirmedi.
- When you have finished reading this letter, burn it.
- Bu mektubu okumayı bitirdikten sonra, onu yak.
- I'll do my best, but I'll not be able to finish it before Thursday at best.
- Elimden geleni yapacağım, ama en iyi ihtimalle Perşembe gününden önce bitiremeyeceğim.
- They finished the race.
- Yarışı bitirdiler.
- Tom has just finished dinner.
- Tom akşam yemeğini yeni bitirdi.
- I'm still not finished reading the book.
- Kitabı okumayı hâlâ bitirmedim.
- I wanted to give Tom an extra day to finish the report.
- Tom'a raporu bitirmesi için fazladan bir gün vermek istedim.
- I wish I could figure out how to finish this project without asking for help.
- Keşke yardım istemeden bu projeyi nasıl bitirebileceğimi çözebilsem.
- Since he'd finished his homework, Tom went to bed.
- Tom ödevini bitirdiği için yatmaya gitti.
- I finally finished writing the report.
- Nihayet raporu yazmayı bitirdim.
- Tom finished in third place.
- Tom üçüncü sırada bitirdi.
- Tom finished loading the truck.
- Tom kamyonu yüklemeyi bitirdi.
- I actually haven't finished my homework yet.
- Aslında ödevimi henüz bitirmedim.
- I'll finish the book in four days.
- Kitabı dört gün içinde bitireceğim.
- He finished reading the book.
- Kitabı okumayı bitirdi.
- Have you finished talking?
- Konuşmayı bitirdin mi?
- I am not going out because I have to finish the reading of this book.
- Dışarı çıkmıyorum çünkü bu kitabı okumayı bitirmek zorundayım.
- I finished reading this novel in under three days.
- Bu romanı okumayı üç günden kısa bir sürede bitirdim.
- I have just finished my homework.
- Ev ödevimi az önce bitirdim.
- Sami finished his two years of military service.
- Sami iki yıllık askerlik görevini bitirdi.
- Tom didn't finish his lunch.
- Tom yemeğini bitirmedi.
- I just finished reading Wuthering Heights.
- Ben Uğultulu Tepeler'i okumayı yeni bitirdim.
- Tom finished his meal.
- Tom yemeğini bitirdi.
- I need to finish packing.
- Toplanmayı bitirmeliyim.
- Tom has already finished doing his chores.
- Tom işlerini yapmayı zaten bitirmişti.
- I'll do my best, but I'll not be able to finish it before Thursday at best.
- Ben elimden geleni yapacağım, ama en iyi ihtimalle Perşembeden önce onu bitirebilmem mümkün olmaz.
- I've finished reading the book you lent me.
- Bana ödünç verdiğiniz kitabı okumayı bitirdim.
- Tom never seems to finish anything.
- Tom hiçbir şeyi bitiremez.
- We're nearly finished.
- Biz neredeyse bitirdik.
- I haven't finished my homework yet.
- Ödevimi henüz bitirmedim.
- He joined the navy after finishing college.
- Üniversiteyi bitirdikten sonra donanmaya katıldı.
- You have exactly thirteen minutes to finish this.
- Bunu bitirmek için tam olarak on üç dakikan var.
- Tom was very determined to finish the project.
- Tom projeyi bitirmek için çok kararlıydı.
- I just finished reading this book.
- Bu kitabı okumayı yeni bitirdim.
- I really should finish this right now.
- Bunu hemen bitirmeliyim.
- I plan on finishing that in two or three minutes.
- İki ya da üç dakika içerisinde onu bitirmeyi planlıyorum.
- Tom seemed to have finished his work.
- Tom işini bitirmiş gibi görünüyordu.
- At last he could finish the work.
- Nihayet, işi bitirebildi.
- Finish studying.
- Çalışmayı bitir.
- I haven't yet finished reading that book.
- O kitabı okumayı henüz bitirmedim.
- Finish your drink.
- İçkinizi bitirin.
- I finally finished writing the report.
- Sonunda raporu yazmayı bitirdim.
- Are we almost finished?
- Neredeyse bitirdik mi?
- Mary could not finish her dinner.
- Mary akşam yemeğini bitiremedi.
- I just finished cleaning your place.
- Evini temizlemeyi yeni bitirdim.
- It is just out of the question for me to finish the work in a day.
- Bu işi bir günde bitirmem söz konusu değil.
- I'll come over after I finish the work.
- İşi bitirdikten sonra geleceğim.
- Let Tom finish what he started.
- Bırak Tom başladığı işi bitirsin.
- He finished this work by himself.
- Bu işi kendi başına bitirdi.
- No matter how hard you try, you won't be able to finish that in a day.
- Ne kadar uğraşırsan uğraş, bunu bir günde bitiremezsin.
- You have finished your homework, haven't you?
- Ev ödevini bitirdin, değil mi?
- I want to finish this job so I can go home.
- Eve gidebilmem için bu işi bitirmek istiyorum.
- Mary finished her Japanese exercise.
- Mary Japonca egzersizini bitirdi.
- It'll take at least one more hour to finish writing this report.
- Bu raporu yazmayı bitirmek en az bir saat daha sürer.
- Let's quickly finish the remaining work and go out for some drinks.
- Kalan işleri çabucak bitirelim ve bir şeyler içmeye gidelim.
- Tom said Mary was finished doing that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmayı bitirdiğini söyledi.
- Tom could be finished eating by now.
- Tom şimdiye kadar yemeğini bitirmiş olabilir.
- He has all but finished the work.
- İşini neredeyse bitirdi.
- Tom is going to great lengths to finish the work on time.
- Tom işi zamanında bitirebilmek için elinden geleni yapıyor.
- I want to make sure we have enough time to finish this.
- Bunu bitirmek için yeterli zamanımız olduğundan emin olmak istiyorum.
- I've finished writing the letter.
- Mektubu yazmayı bitirdim.
- I have homework to finish.
- Bitirmem gereken bir ödevim var.
- Tom has already finished his lunch.
- Tom öğle yemeğini çoktan bitirdi.
- I'll finish cleaning this place up before I go home.
- Eve gitmeden önce burayı temizlemeyi bitireceğim.
- Tom is going to great lengths to finish the work on time.
- Tom işi zamanında bitirmek için büyük çaba harcıyor.
- Give me time to finish this.
- Bunu bitirmek için bana zaman ver.
- Between now and the end of the week, I will finish it.
- Şimdi ve hafta sonu arasında bunu bitireceğim.
- Sami finished his two years of military service.
- Sami iki yıllık askerlik hizmetini bitirdi.
- I doubt that Tom has finished his homework.
- Tom'un ev ödevini bitirdiğinden şüpheliyim.
- She finished the race.
- Yarışı bitirdi.
- It is imperative for you to finish by Sunday.
- Pazar gününe kadar bitirmen zorunlu.
- I just finished reading this book.
- Az önce bu kitabı okumayı bitirdim.
- I have to finish doing that today.
- Bunu bugün bitirmek zorundayım.
- You had a week to finish this.
- Bunu bitirmek için bir haftan vardı.
- Having finished the work, I went out for a walk.
- İşimi bitirdikten sonra yürüyüşe çıktım.
- I couldn't have finished my homework without Tom's help.
- Tom'un yardımı olmadan ödevimi bitiremezdim.
- You have exactly thirteen minutes to finish this.
- Bunu bitirmek için tam on üç dakikan var.
- I will have finished the work by eight o'clock.
- Saat sekizde işimi bitirmiş olacağım.
- Are we ever going to finish this?
- Biz bunu bitirecek miyiz?
- Have you finished the work yet?
- İşi bitirdin mi?
- Finally I finished my task.
- Sonunda görevimi bitirdim.
- I finished my work at six o'clock.
- İşimi saat altıda bitirdim.
- My big brother finished his homework very quickly.
- Ağabeyim ödevini çok çabuk bitirdi.
- Tom didn't finish his dinner.
- Tom akşam yemeğini bitirmedi.
- I need to finish writing this report by Monday.
- Pazartesi gününe kadar bu raporu yazmayı bitirmem gerekiyor.
- It took Tom several hours to finish his homework.
- Tom'un, ödevini bitirmesi birkaç saat sürdü.
- You have to finish your homework right away.
- Ev ödevini hemen bitirmek zorundasın.
- Tom and I haven't finished yet.
- Tom ve ben henüz bitirmedik.
- He managed to finish the work without any help.
- İşi yardım almadan bitirmeyi başardı.
- I can't finish this today.
- Bunu bugün bitiremem.
- She has already finished the work.
- Zaten işi bitirdi.
- I thought you said you could finish writing the report by today.
- Raporu yazmayı bugüne kadar bitirebileceğini söylediğini sanıyordum.
- It won't be possible to finish doing that today.
- Bugün bunu bitirmek mümkün değil.
- I won't have time to finish writing this report before the meeting.
- Toplantıdan önce bu raporu yazmayı bitirecek zamanım olmayacak.
- I'll call when I've finished the work.
- İşi bitirdiğimde ararım.
- It'll take several months to finish this.
- Bunu bitirmek 3-5 ayı bulacak.
- Please lend me the book when you have finished reading it.
- Okumayı bitirdiğinizde lütfen kitabı bana ödünç verin.
- I think we're almost finished.
- Sanırım neredeyse bitirdik.
- She finished her work an hour in advance.
- O, işini bir saat önce bitirdi.
- I haven't finished this.
- Henüz bitirmedim.
- I must get my homework finished.
- Ev ödevimi bitirmeliyim.
- I'm happy that we've finished what we started.
- Başladığımızı bitirdiğimiz için mutluyum.
- You'll start a new lesson as soon as you've finished this one.
- Bu dersi bitirir bitirmez, yeni derse başlayacaksınız.
- This survey is too long to finish quickly.
- Bu anket çabucak bitirilemeyecek kadar uzun.
- He finished his work without sleep or rest.
- O uyumadan ve dinlenmeden işini bitirdi.
- Have you finished your homework yet?
- Ödevini bitirdin mi artık?
- You finished all of the exams.
- Sen sınavlarının tümünü bitirdin.
- When I have finished my lunch, I will lie down for an hour.
- Öğle yemeğimi bitirdiğimde bir saat uzanacağım.
- I finished writing a letter in English.
- İngilizce bir mektup yazmayı bitirdim.
- Thanks to him giving me a hand, I was able to finish the work.
- Onun bana yardım etmesi sayesinde işi bitirebildim.
- Have you finished your meal?
- Yemeğini bitirdin mi?
- I can't finish the job in so short a time.
- İşi bu kadar kısa sürede bitiremem.
- Tom is never going to finish the job he started.
- Tom başladığı işi asla bitirmeyecek.
- Let's see who can finish doing this first.
- Bakalım bunu yapmayı önce kim bitirebilecek?
- Tom has finished cleaning out the garage.
- Tom garajı temizlemeyi bitirdi.
- Have you finished packing?
- Toplanmayı bitirdin mi?
- I joined the navy after finishing college.
- Üniversiteyi bitirdikten sonra donanmaya katıldım.
- She may not have finished her homework.
- Ev ödevini bitirmemiş olabilir.
- I'm happy that we've finished what we started.
- Başladığımız işi bitirdiğimiz için mutluyum.
- Dan didn't even finish the report.
- Dan raporu bile bitirmedi.
- After I finished my homework, I watched baseball on TV.
- Ev ödevimi bitirdikten sonra televizyonda beyzbol izledim.
- People bothered me so much that I couldn't finish my work.
- İnsanlar beni o kadar rahatsız etti ki işimi bitiremedim.
- Tom and Mary have finished their work.
- Tom ve Mary işlerini bitirdiler.
- Tom waited until Mary was finished before he started talking.
- Tom konuşmaya başlamadan önce Mary'nin bitirmesini bekledi.
- Finish it before you go to bed.
- Yatmadan önce bitir.
- Tom thought Mary had finished doing that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmayı bitirdiğini düşündü.
- Have you finished writing that song you've been working on?
- Üzerinde çalıştığın şarkıyı yazmayı bitirdin mi?
- He finished the beer and ordered another.
- O, birayı bitirdi ve bir tane daha ısmarladı.
- I haven't finished eating yet.
- Ben henüz yemek yemeyi bitirmedim.
- Tom never finished doing that.
- Tom bunu yapmayı hiç bitirmedi.
- Tom has asked why we haven't finished yet.
- Tom neden hala bitirmediğimizi sordu.
- Tom didn't get to finish.
- Tom bitiremedi.
- Tom wants this back as soon as you're finished with it.
- Tom bunu bitirir bitirmez geri istiyor.
- Kate wants to finish her homework by ten.
- Kate ona kadar ödevini bitirmek istiyor.
- It took Tom 10 years to finish his house.
- Tom'un evini bitirmesi 10 yılını aldı.
- I will do my best to finish it.
- Bitirmek için elimden geleni yaparım.
- Have you finished filling?
- Doldurmayı bitirdin mi?
- Tom may not have finished his homework yet.
- Tom henüz ev ödevini bitirmemiş olabilir.
- He's about to finish reading the book.
- Kitabı okumayı bitirmek üzere.
- Have you finished that book yet?
- O kitabı bitirdin mi artık?
- When he finished the work, he went home.
- İşi bitirince eve gitti.
- They said they were finished.
- Bitirdiklerini söylediler.
- Tom is waiting for you to finish doing that.
- Tom bunu yapmayı bitirmeni bekliyor.
- Patty finished writing to her friends in Canada.
- Patty, Kanada'daki arkadaşlarına yazmayı bitirdi.
- Finishing a book or movie you've started but don't like is a good example of the sunk cost fallacy.
- Başladığınız ama beğenmediğiniz bir kitabı ya da filmi bitirmek, batık maliyet yanılgısına iyi bir örnektir.
- Please wait till I have finished my homework.
- Lütfen ödevimi bitirene kadar bekleyin.
- Have you finished studying?
- Ders çalışmayı bitirdin mi?
- If we begin early, we can finish by lunch.
- Eğer erken başlarsak, öğle yemeğine kadar bitirebiliriz.
- When Sami finished reading the Quran, he cried.
- Sami Kuran'ı okumayı bitirince ağladı.
- The band has just finished their first set.
- Grup sadece ilk setini bitirdi.
- I should finish unpacking.
- Bavul boşaltmayı bitirmeliyim.
- Tom may not have finished his homework yet.
- Tom henüz ödevini bitirmemiş olabilir.
- I hoped to have finished it by this week.
- Bu haftaya kadar bitirmeyi umuyordum.
- It took just over three hours to finish that job.
- Bu işi bitirmek üç saatten biraz fazla sürdü.
- As soon as Tom has finished doing that, he'll go home.
- Tom onu yapmayı bitirir bitirmez evine gidecek.
- I wasn't very hungry, so I didn't finish my dinner.
- Çok aç değildim, bu yüzden yemeğimi bitirmedim.
- Masaru can't finish the work in an hour, can he?
- Masaru işi bir saatte bitiremez, değil mi?
- He was determined to finish the work at any cost.
- Ne pahasına olursa olsun, işi bitirmeye kararlıydı.
- I will finish it by tomorrow afternoon.
- Yarın öğlene kadar bitiririm.
- I'll tell Tom you finished the report.
- Tom'a raporu bitirdiğini söyleyeceğim.
- I've finished my work.
- İşimi bitirdim.
- I just finished work.
- İşimi yeni bitirdim.
- It'll take at least a year to finish this project.
- Bu projeyi bitirmek en az bir yıl sürecek.
- I wish you'd let Tom finish his story.
- Keşke Tom'un hikayesini bitirmesine izin versen.
- Tom is finished.
- Tom bitirdi.
- We've just finished breakfast.
- Kahvaltımızı yeni bitirdik.
- No matter what, I need to finish the article today.
- Ne olursa olsun, bugün makaleyi bitirmem gerekiyor.
- It is impossible for him to finish it in an hour.
- Onu bir saat içinde bitirmesi onun için imkansız.
- It took me three hours to finish my homework.
- Ödevimi bitirmek üç saatimi aldı.
- Travelers should finish their journey before dark.
- Turistler karanlıktan önce yolculuklarını bitirmeli.
- I have already finished my homework.
- Zaten ev ödevimi bitirdim.
- I will finish it by the time he comes back.
- O dönene kadar bitireceğim.
- Since he'd finished his homework, Tom went to bed.
- Ödevini bitirdiği için Tom yatmaya gitti.
- No matter how hard you try, you won't be able to finish that in a day.
- Ne kadar uğraşırsan uğraş, onu bir günde bitiremezsin.
- Have you finished your homework already?
- Ev ödevini hâlâ bitirmedin mi?
- I've just finished a translation project.
- Henüz bir çeviri projesini bitirdim.
- I have almost finished my work.
- İşimi neredeyse bitirdim.
- I will have finished the work by noon.
- Öğleye kadar işi bitirmiş olacağım.
- I only need another few hours to finish this report.
- Bu raporu bitirmek için sadece bir kaç saate daha ihtiyacım var.
- Have you finished it?
- Bitirdin mi?
- Tom finished third.
- Tom üçüncü bitirdi.
- Tom finished his homework, so he went to bed.
- Tom ödevini bitirdi ve yatmaya gitti.
- Tom assumed that Mary would have the work finished by the time he arrived.
- Tom, Mary'nin kendisi gelene kadar işi bitirmiş olacağını varsaydı.
- Yumi can't finish it in a day.
- Yumi onu, bir günde bitiremez.
- Tom says he finished doing that.
- Tom bunu bitirdiğini söylüyor.
- She managed to finish the work on her own.
- İşi kendi başına bitirmeyi başardı.
- Tom is going to great lengths to finish the work on time.
- Tom işi vaktinde bitirebilmek için yardırıyor.
- I finished last.
- Ben sonuncu bitirdim.
- Have you finished your French homework yet?
- Fransızca ödevini bitirdin mi?
- Tom is nearly finished, isn't he?
- Tom neredeyse bitirdi, değil mi?
- I thought I had a month to finish this.
- Bunu bitirmek için bir ayım var sanmıştım.
- I didn't finish reading that book.
- O kitabı okumayı bitirmedim.
- She finished her beer.
- O, birasını bitirdi.
- They went home after they had finished the task.
- İşlerini bitirdikten sonra evlerine gittiler.
- I haven't finished that job yet.
- O işi henüz bitirmedim.
- I had intended to finish this yesterday, but I couldn't.
- Bunu dün bitirmeye niyet ettim fakat bitiremedim.
- Tom has just finished doing his homework.
- Tom ev ödevini yapmayı bitirdi.
- I wonder how many hours it'll take to finish painting the house.
- Evi boyamayı bitirmenin kaç saat süreceğini merak ediyorum.
- He finished it as quick as lightning.
- O şimşek kadar hızlı bitirdi.
- I am not going out because I have to finish the reading of this book.
- Bu kitabı okumayı bitirmek zorunda olduğum için dışarı çıkmıyorum.
- You may leave when you have finished the work.
- İşini bitirdiğinde gidebilirsin.
- It took me 2 hours to finish the essay.
- Makaleyi bitirmem 2 saatimi aldı.
- Tom has finished reading the book that Mary gave him yesterday.
- Tom dün Mary'nin ona verdiği kitabı okumayı bitirdi.
- I usually never finish reading books that I find boring.
- Ben genellikle sıkıcı bulduğum kitapları okumayı asla bitirmem.
- They will finish serving their sentence next month.
- Gelecek ay cezalarını bitirecekler.
- He finished his dinner because he didn't like to waste food.
- O, yemeği ısraf etmek istemediği için akşam yemeğini bitirdi.
- When are you going to finish this?
- Bunu ne zaman bitireceksin?
- We've just finished remodeling our basement.
- Bodrumumuzun tadilatını yeni bitirdik.
- After we had finished that, we ate lunch.
- Bunu bitirdikten sonra öğle yemeğimizi yedik.
- She finished writing a letter.
- Mektup yazmayı bitirdi.
- As soon as Tom finished eating, he left for work.
- Tom yemeğini bitirir bitirmez işe gitmek için ayrıldı.
- Tom told Mary that he had finished the work she had asked him to do.
- Tom, Mary'ye ondan yapmasını istediği işi bitirdiğini söyledi.
- We'll finish the work even if it takes us all day.
- Bütün günümüzü alsa bile işi bitireceğiz.
- After we finished painting the fence, Tom made sandwiches for all of us.
- Çitleri boyamayı bitirdikten sonra Tom hepimiz için sandviç yaptı.
- You didn't finish filling out this form.
- Bu formu doldurmayı bitirmedin.
- I thought Tom had another hour to finish the report.
- Tom'un raporu bitirmek için bir saati daha olduğunu düşündüm.
- Have you finished talking now?
- Şimdi konuşmayı bitirdin mi?
- I just want to finish this and leave.
- Sadece bunu bitirip gitmek istiyorum.
- I have some homework to finish.
- Bitirmem gereken ödevlerim var.
- Tom finished far behind, in last place.
- Tom yarışı çok geride, son sırada bitirdi.
- Tom has just finished eating dinner.
- Tom az önce akşam yemeğini yemeyi bitirdi.
- Tom finished doing the dishes.
- Tom bulaşıkları yıkamayı bitirdi.
- Tom failed to finish the race.
- Tom yarışı bitiremedi.
- Tom should've finished at least an hour ago.
- Tom en azından bir saat önce bitirmeliydi.
- Tom finished drying his face.
- Tom yüzünü kurulamayı bitirdi.
- Can you finish it by noon?
- Öğleye kadar onu bitirebilir misin?
- You will finish serving your sentence next month, won't you?
- Önümüzdeki ay cezanı çekmeyi bitireceksin, değil mi?
- I had hoped to finish it yesterday.
- Dün bitirmeyi umuyordum.
- Tom says Mary needs more time to finish her report.
- Tom, Mary'nin raporunu bitirmek için daha fazla zamana ihtiyacı olduğunu söylüyor.
- It'll take us hours to finish this.
- Bunu bitirmek saatlerimizi alacak.
- I don't think it's possible to finish that amount of work in one day.
- Bu kadar işi bir günde bitirmenin mümkün olduğunu sanmıyorum.
- He finished his chores in no time.
- İşlerini kısa sürede bitirdi.
- I finished my math homework.
- Matematik ödevimi bitirdim.
- Yesterday I finished studying Esperanto on Duolingo.
- Dün Duolingo'da Esperanto çalışmayı bitirdim.
- Now that you have finished your job, you are free to go home.
- Madem ki işini bitirdin, eve gitmekte özgürsün.
- I wanted to give Tom an extra day to finish the report.
- Raporu bitirmesi için Tom'a ekstra bir gün vermek istedim.
- He has worked out a quicker way to get the job finished.
- İşi bitirmek için daha hızlı bir yol buldu.
- His homework having been finished, Tom went to bed.
- Ödevini bitiren Tom yatmaya gitti.
- Let me finish this game.
- Bu oyunu bitireyim.
- I'm waiting for Tom to finish doing that.
- Tom'un o işi bitirmesini bekliyorum.
- It will take him two hours to finish the work.
- İşi bitirmek onun iki saatini alır.
- Please be quiet and let me finish.
- Lütfen sessiz ol ve bitirmeme izin ver.
- I still have to finish doing my homework.
- Hâlâ ev ödevimi bitirmek zorundayım.
- Tom can't even finish a simple job without help.
- Tom yardım almadan basit bir işi bile bitiremez.
- I started and so I will finish.
- Başladım ve dolayısıyla bitireceğim.
- Can you finish it by noon?
- Öğlene kadar bitirebilir misin?
- Tom finished writing the report in less than three hours.
- Tom raporu yazmayı üç saatten kısa bir sürede bitirdi.
- Mary has finished her Japanese assignment.
- Mary Japonca ödevini bitirdi.
- Allow me to finish.
- Bitirmeme izin verin.
- Tom finished reading that book in one night.
- Tom o kitabı okumayı bir gecede bitirdi.
- Tom says he needs to finish what he's doing.
- Tom yaptığı işi bitirmesi gerektiğini söylüyor.
- Tom is going to great lengths to finish the work on time.
- Tom işi zamanında bitirmek için elinden geleni yapıyor.
- Tom finished his drink.
- Tom içkisini bitirdi.
- It'll take you days to finish this job.
- Bu işi bitirmen günler sürecek.
- Raise your hand if you have finished the composition.
- Kompozisyonu bitirenler el kaldırsın.
- We cannot finish it before Saturday even if everything goes well.
- Her şey iyi gitse bile bunu cumartesiden önce bitiremeyiz.
- Tom finished his beer.
- Tom birasını bitirdi.
- Just let me finish this game.
- Bırak da şu oyunu bitireyim.
- Has she finished her work yet?
- O, henüz işini bitirdi mi?
- I've finished revising.
- Gözden geçirmeyi bitirdim.
- Have you finished the suggested reading?
- Önerilen okumayı bitirdin mi?
- Tom said he'd finish doing that tomorrow.
- Tom yarın bitireceğini söyledi.
- If you don't finish your plate in three minutes, you won't get dessert.
- Tabağını üç dakika içinde bitirmezsen, tatlı alamazsın.
- How soon will you be able to finish the task?
- Ne kadar sürede görevi bitirebileceksin?
- I have to finish my book.
- Kitabımı bitirmek zorundayım.
- Have you finished your lunch yet?
- Öğle yemeğini bitirdin mi?
- I suspect Tom has finished doing that by now.
- Tom'un bunu yapmayı şimdiye kadar bitirdiğinden şüpheleniyorum.
- I just finished cleaning the garage.
- Az önce garajı temizlemeyi bitirdim.
- I haven't finished my breakfast yet.
- Daha kahvaltımı bitirmedim.
- Tom finished doing that by himself.
- Tom bunu kendi başına bitirdi.
- He told me that I must finish the work by six.
- Bana işi altıya kadar bitirmem gerektiğini söyledi.
- Tom looks like he's finished.
- Tom bitirmiş gibi görünüyor.
- I have to finish writing the book I'm working on.
- Üzerinde çalıştığım kitabı yazmayı bitirmeliyim.
- I have to finish the work by four o'clock.
- Saat dörde kadar işi bitirmem gerekiyor.
- I'm nearly finished.
- Neredeyse bitirdim.
- We just finished dinner.
- Yemeğimizi yeni bitirdik.
- The rain prevented us from finishing our game of tennis.
- Yağmur tenis maçımızı bitirmemize engel oldu.
- You didn't finish filling out this form.
- Bu formu doldurmayı bitirmediniz.
- I really have to finish my homework.
- Ödevimi bitirmeliyim.
- I'm just about finished doing the laundry.
- Çamaşır yıkamayı bitirmek üzereyim.
- I still haven't finished.
- Hâlâ bitirmedim.
- As soon as Tom finished eating, he left for work.
- Tom yemeği bitirir bitirmez işe gitti.
- Tom finished Mary's soup.
- Tom, Mary'nin çorbasını bitirdi.
- He is estimating how much money he'll need to finish the house.
- Evi bitirmek için ne kadar paraya gerek duyacağının hesabını yapıyor.
- I won't be able to finish it unless I receive your help.
- Senin yardımını almadan onu bitiremeyeceğiz.
- It is utterly impossible to finish the work within a month.
- Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız.
- Yesterday I finished the job.
- İşi dün bitirdim.
- Tom has already finished his chores.
- Tom ev işlerini çoktan bitirdi.
- Kate wants to finish her homework by ten.
- Kate ödevini saat ona kadar bitirmek istiyor.
- He finished his work.
- O, işini bitirdi.
- Tom might want to eat something when he finishes working out.
- Tom çalışmayı bitirdiğinde bir şeyler yemek isteyebilir.
- Tom has just finished eating lunch.
- Tom az önce öğle yemeği yemeyi bitirdi.
- Tom finished third in the race.
- Tom yarışı üçüncü bitirdi.
- You had a week to finish this.
- Bunu bitirmek için bir haftanız vardı.
- Tom should've finished his homework by now.
- Tom şimdiye kadar ev ödevini bitirmeliydi.
- I'd like to go home now, but I have to stay here until I finish this report.
- Artık eve gitmek istiyorum ama bu raporu bitirinceye kadar burada kalmak zorundayım.
- I just need a few hours to finish this report.
- Bu raporu bitirmek için birkaç saate ihtiyacım var.
- After they had finished their work, they went out.
- Onlar işlerini bitirdikten sonra dışarı çıktılar.
- Have you already finished?
- Bitirdin mi?
- They finished the project on schedule.
- Projeyi zamanında bitirdiler.
- I know that Tom and Mary have both finished doing that.
- Tom ve Mary'nin ikisinin de bunu bitirdiğini biliyorum.
- Please hurry and finish the prospectus.
- Lütfen acele edin ve prospektüsü bitirin.
- It is impossible for me to finish the work in a day.
- İşi bir günde bitirmem imkansız.
- I've finished typing the report.
- Raporu yazmayı bitirdim.
- Let's finish this.
- Bunu bitirelim.
- Samir hasn't finished yet.
- Samir henüz bitirmedi.
- First of all, we have to finish the homework.
- Her şeyden önce, ödevi bitirmek zorundayız.
- We just need to finish.
- Bitirmemiz gerekiyor artık.
- You don't need to finish it by tomorrow.
- Yarına kadar onu bitirmenize gerek yok.
- I still haven't finished eating breakfast.
- Hala kahvaltımı bitirmedim.
- I'm almost finished what I have to do.
- Yapmam gerekeni neredeyse bitirdim.
- Have you not yet finished your meal?
- Yemeğinizi daha bitirmediniz mi?
- Tom didn't expect Mary to finish her homework so quickly.
- Tom, Mary'nin ödevini bu kadar çabuk bitirmesini beklemiyordu.
- They finished the work after a week.
- Bir hafta sonra işi bitirdiler.
- Are you finished reading the paper?
- Gazeteyi okumayı bitirdin mi?
- Tom will do whatever it takes to finish the job on time.
- Tom işi zamanında bitirmek için ne gerekiyorsa yapacak.
- It is impossible for him to finish it in an hour.
- Bir saat içinde bitirmesi imkansızdır.
- He managed to finish the work without any help.
- İşi hiç yardım almadan bitirmeyi başardı.
- If we're going to finish this by Monday, we'd better not waste time.
- Pazartesiye kadar bu işi bitireceksek, zaman kaybetmesek iyi olur.
- Tom said Mary was finished eating.
- Tom, Mary'nin yemeğini bitirdiğini söyledi.
- If we work together, we should be able to finish this much more quickly.
- Birlikte çalışırsak, bu işi çok daha çabuk bitirebiliriz.
- I need to finish this today.
- Bunu bugün bitirmeliyim.
- Let me read the paper when you have finished with it.
- Gazeteyi bitirdiğinde okumama izin ver.
- I'll be able to finish it in a day or two.
- Bir ya da iki gün içinde onu bitirebileceğim.
- We're finished already.
- Bitirdik bile.
- Tom couldn't have finished writing the report without your help.
- Tom sizin yardımınız olmadan raporu yazmayı bitiremedi.
- I think Tom and Mary have finished.
- Bence Tom ve Mary bitirdi.
- I wish you had let Tom finish his story.
- Keşke Tom'un hikayesini bitirmesine izin verseydin.
- We're nearly finished.
- Neredeyse bitirdik.
- Tom finished the bottle of wine by himself.
- Tom bir şişe şarabı tek başına bitirdi.
- In any case, I've finished writing the article.
- Her halükarda, makaleyi yazmayı bitirdim.
- We don't have very much time to finish this.
- Bunu bitirmek için çok zamanımız yok.
- You didn't give Tom enough time to finish.
- Tom'a bitirmesi için yeterince zaman vermedin.
- For the first time in her life Yuka finished reading an English book.
- Yuka hayatında ilk kez İngilizce bir kitabı okumayı bitirdi.
- Have you already finished your Christmas shopping?
- Noel alışverişinizi çoktan bitirdiniz mi?
- I will do my best to finish it.
- Onu bitirmek için elimden geleni yapacağım.
- Tom hasn't finished his lunch yet.
- Tom henüz öğle yemeğini bitirmedi.
- Are you finished?
- Bitirdin mi?
- Have you finished your preparations for the trip?
- Yolculuk için hazırlıklarını bitirdin mi?
- I don't think I can finish the job alone.
- İşi tek başına bitirebileceğimi sanmıyorum.
- Have you finished your lunch yet?
- Henüz öğle yemeğini bitirmediniz mi?
- Have you already finished that book?
- O kitabı bitirdin mi?
- I wish I had a chance to finish it.
- Keşke bitirebilme şansım olsaydı.
- Let Tom finish his sentence.
- Tom'un cümlesini bitirmesine izin verin.
- I wish I had a chance to finish it.
- Keşke bunu bitirmek için bir fırsatım olsa.
- Mary couldn't finish her lunch.
- Mary öğle yemeğini bitiremedi.
- The new equipment enabled us to finish the work in an hour.
- Yeni ekipman işi bir saat içinde bitirmemize olanak sağladı.
- I've just finished dinner.
- Akşam yemeğini henüz bitirdim.
- I haven't finished doing that yet.
- Bunu yapmayı henüz bitirmedim.
- I will have finished my homework by Tuesday.
- Salı gününe kadar ödevimi bitirmiş olacağım.
- It'll take Tom three hours to finish what he's doing.
- Yaptığı şeyi bitirmek Tom'un üç saatini alacak.
- Tom has finished reading the book that Mary gave him yesterday.
- Tom, Mary'nin ona dün verdiği kitabı okumayı bitirdi.
- I cannot finish reading this thick book in a week.
- Ben bir hafta içinde bu kalın kitabı okumayı bitiremem.
- We've got to finish this before we can go home.
- Eve gitmeden önce bunu bitirmek zorundayız.
- Tom must finish his homework today.
- Tom bugün ödevini bitirmeli.
- Tom said Mary was likely to be finished eating by now.
- Tom, Mary'nin şu ana kadar muhtemelen yemek yemeyi bitirmiş olacağını söyledi.
- I think I've finished.
- Sanırım bitirdim.
Show More (1837)
|