fire - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
fire yangın n.
  • You have to think of it as a practice exercise for firefighters, a call-out without a fire.
  • Bunu itfaiyeciler için bir tatbikat olarak düşünmelisiniz, yangın olmadan yapılan bir çağrı gibi.
  • The fire in this tunnel also illustrates the need for information for tunnel users.
  • Bu tüneldeki yangın aynı zamanda tünel kullanıcılarının bilgilendirilmesi ihtiyacını da ortaya koymaktadır.
  • As alternative flame retardants are available, fire and environmental risks will not increase as a result of this ban.
  • Alternatif alev geciktiriciler mevcut olduğundan bu yasağın bir sonucu olarak yangın ve çevresel riskler artmayacaktır.
Show More (554)
fire ateş n.
  • It was a very liberal declaration, but the fire has gone out of it.
  • Çok liberal bir deklarasyondu ancak ateşi söndü.
  • We experienced this at first hand because our group came under fire.
  • Grubumuz ateş altında kaldığı için bunu ilk elden tecrübe ettik.
  • I do not recommend fighting fire with fire in this circumstance.
  • Bu durumda ateşe ateşle karşılık vermenizi tavsiye etmiyorum.
Show More (348)
fire kovmak v.
  • But don't you still have to find a fall guy and fire someone?
  • Ama yine de bir günah keçisi bulup birini kovman gerekmiyor mu?
  • I fired Tom.
  • Tom'u kovdum.
  • I have to fire Tom.
  • Tom'u kovmalıyım.
Show More (231)
fire ateş etmek v.
  • Just imagine that police officers have even dared to fire real bullets at asylum seekers!
  • Polis memurlarının sığınmacılara gerçek mermilerle ateş etmeye bile cüret ettiklerini düşünün!
  • Francis and his men fired back, the army returned fire.
  • Francis ile adamları ateş etti, ordu da karşılık verdi.
  • Francis and his men fired back, the army returned fire.
  • Francis ve adamları karşılık verdi, ordu da onlara ateş etti.
Show More (47)
fire işten atmak v.
  • I can't fire him.
  • Onu işten atamam.
  • When did you fire them?
  • Onları ne zaman işten attın?
  • I didn't tell you to fire him.
  • Onu işten atmanızı söylemedim.
Show More (24)
fire ateşlemek v.
  • Lieutenant, fire missile one and recommend me for another medal.
  • Teğmen, füzeyi ateşleyin ve beni başka bir madalya için önerin.
  • Tom fired his gun at the rabbit.
  • Tom silahını tavşana ateşledi.
  • They fired their guns.
  • Silahlarını ateşlediler.
Show More (18)
fire işten çıkarmak v.
  • Tom thought he was going to be fired.
  • Tom işten çıkarılacağını düşündü.
  • I fired Tom.
  • Tom'u işten çıkardım.
  • He was going to be transferred there, but they decided to fire him instead.
  • Oraya gönderilecekti ama bunun yerine onu işten çıkarmaya karar verdiler.
Show More (6)
fire işten kovmak v.
  • We've decided not to fire Tom.
  • Tom'u işten kovmamaya karar verdik.
  • Can't we fire Tom?
  • Tom'u işten kovamaz mıyız?
  • I'll have to fire you if you come late so often.
  • Bu kadar sık geç gelirsen, seni işten kovmak zorunda kalacağım.
Show More (4)
fire fırlatmak v.
  • Fire a laser at him.
  • Ona bir lazer fırlat.
Show More (-2)
fire alev n.
  • He stamped out the fire.
  • Alevleri söndürdü.
Show More (-2)