|
- For now, one and a half years later, nothing has happened.
- Şimdilik, bir buçuk yıl sonra, hiçbir şey olmadı.
- But for now, the priority is to cope with this crisis.
- Ancak şimdilik öncelik bu krizle başa çıkmaktır.
- For now, the important thing is for this stage to be consolidated.
- Şimdilik önemli olan bu aşamanın sağlamlaştırılmasıdır.
- In this case, the national requirements and conditions still apply for now.
- Bu durumda, ulusal gereklilikler ve koşullar şimdilik geçerli olmaya devam etmektedir.
- It is true that in 2006 we can indeed move towards self-regulation, but we need "opt-in" for now.
- 2006'da gerçekten de özdenetime doğru ilerleyebileceğimiz doğrudur, ancak şimdilik "tercihli katılıma" ihtiyacımız var.
- For now, there is no reason to be optimistic.
- Şimdilik iyimser olmak için bir neden yok.
- For now, however, there is total refusal to do so.
- Ancak şimdilik bu tamamen reddedilmiş durumda.
- The non-binding motion for a resolution accepts for now the voluntary agreement by the European car industry.
- Bağlayıcı olmayan karar önergesinde, Avrupa otomobil endüstrisinin gönüllü anlaşması şimdilik kabul edildi.
- I shall say no more for now, as I do not want to get angry.
- Sinirlenmek istemediğim için şimdilik daha fazla konuşmayacağım.
- For now, the Commission can only maintain its initial proposal.
- Şimdilik, Komisyon sadece ilk teklifini muhafaza edebilir.
- For now, we are at the reflection stage.
- Şimdilik düşünme aşamasındayız.
- It's the best we can do for now.
- Şimdilik yapabileceğimizin en iyisi bu.
- I'm done for now.
- Şimdilik bitirdim.
- We're stuck here for now.
- Biz şimdilik burada sıkıştık.
- I will stay at the hotel for now.
- Şimdilik otelde kalacağım.
- At least for now, I'm not going to say anything.
- En azından şimdilik ben hiçbir şey söylemeyeceğim.
- It's the best we can do for now.
- Bu şimdilik yapabileceğimiz en iyi şey.
- This will suffice for now.
- Bu şimdilik yeterli.
- I think that's enough for now.
- Sanırım o şimdilik yeterli.
- We're stuck here for now.
- Şimdilik burada sıkışıp kaldık.
- That's all we can do for now.
- Şimdilik yapabileceğimiz tek şey bu.
- That's the plan for now.
- Şimdilik plan bu.
- I believe that's it for now.
- Sanırım şimdilik bu kadar.
- We're safe, at least for now.
- En azından şimdilik güvendeyiz.
- Let's leave it at that for now.
- Şimdilik bu kadarla bırakalım.
- Stay put for now.
- Şimdilik burada kal.
- There are no comments for now.
- Şimdilik hiç yorum yok.
- For now, I will wait at the hotel.
- Şimdilik otelde bekleyeceğim.
- I will stay at the hotel for now.
- Ben şimdilik otelde kalacağım.
- At least for now, I'm not going to say anything.
- En azından şimdilik bir şey söylemeyeceğim.
- We're safe, at least for now.
- Güvendeyiz, en azından şimdilik.
- Let's forget it for now.
- Şimdilik unutalım.
- That should be enough for now.
- Bunun şimdilik yeterli olması gerekir.
- For now, no.
- Şimdilik hayır.
- That's all I can tell you for now.
- Şimdilik size söyleyebileceklerim bu kadar.
- It's all right for now.
- Şimdilik sorun yok.
- Let's forget it for now.
- Şimdilik onu unutalım.
- That's all I can do for now.
- Şimdilik yapabileceğim tek şey bu.
- We're done for now.
- Şimdilik işimiz bitti.
- Tell them to stay put for now.
- Onlara şimdilik yerlerinde kalmalarını söyle.
- You're free to go for now.
- Şimdilik gitmek için özgürsünüz.
- Stay put for now.
- Şimdilik kıpırdamadan dur.
- Tell Tom to stay put for now.
- Tom'a şimdilik olduğu yerde kalmasını söyle.
- Let's leave it at that for now.
- Şimdilik bu kadar.
- We're done for now.
- Şimdilik hazırız.
- This is all that I can say for now.
- Şimdilik söyleyebileceklerim bu kadar.
- I'll hang onto it for now.
- Şimdilik bende kalsın.
- You should go to specialist, for now I will prescribe you medicine.
- Bir uzmana gitmen gerekir, şimdilik sana ilaç yazacağım.
- Tell him to stay put for now.
- Ona şimdilik kımıldamamasını söyle.
- It's all you can do for now.
- Şimdilik yapabileceğinizin hepsi bu.
- Tell her to stay put for now.
- Ona şimdilik kımıldamamasını söyle.
- I've seen enough for now.
- Şimdilik yeterince gördüm.
- For now, I will wait at the hotel.
- Şimdilik, otelde bekleyeceğim.
- For now, that's the only thing I can do.
- Şimdilik yapabileceğim tek şey bu.
- This will do for now.
- Şimdilik bu kadar yeter.
- That's all I need for now.
- Şimdilik ihtiyacım olan tek şey bu.
- Tom is safe for now, isn't he?
- Tom şimdilik güvende, değil mi?
- For now, I'd like to concentrate on this.
- Şimdilik buna konsantre olmak istiyorum.
- That's it for now.
- Şimdilik bu kadar.
- For now, that's the only thing I can do.
- Şimdilik, yapabileceğim tek şey bu.
- I'm good for now.
- Ben şimdilik iyiyim.
- Bye for now.
- Şimdilik hoşçakalın.
- That's the plan for now.
- Şimdilik planımız bu.
- I've eaten enough for now.
- Şimdilik yeterince yedim.
- You're free to go for now.
- Şimdilik gitmekte özgürsün.
- Tell them to stay put for now.
- Onlara şimdilik oldukları yerde kalmalarını söyle.
- That's all we can do for now.
- Şimdilik bütün yapabileceğimiz bu.
- You should go to specialist, for now I will prescribe you medicine.
- Uzmana gitmelisin, şimdilik sana ilaç yazacağım.
- That's enough for now.
- Şimdilik bu kadar yeterli.
- That will be enough for now.
- Şimdilik bu kadar yeter.
- The table can be placed over there for now.
- Masa şimdilik oraya yerleştirilebilir.
- It's all right for now.
- Şimdilik her şey yolunda.
- I've seen enough for now.
- Ben şimdilik yeterince gördüm.
- The table can be placed over there for now.
- Masa şimdilik şuraya koyulabilir.
- Tell her to stay put for now.
- Ona şimdilik olduğu yerde kalmasını söyle.
- That will be enough for now.
- O şimdilik yeterli olacaktır.
- I'm good for now.
- Şimdilik iyiyim.
- It's all you can do for now.
- Şimdilik yapabileceğin tek şey bu.
- For now, I'd like to concentrate on this.
- Şimdilik, buna konsantre olmak istiyorum.
- This is all that I can say for now.
- Şimdilik söyleyebileceğim her şey budur.
- Tom can stay here for now.
- Tom şimdilik burada kalabilir.
- That's enough for now.
- Şimdilik bu kadar yeter.
- That's all I can tell you for now.
- Şimdilik sana tüm söyleyebileceğim bu.
- Just use mine for now.
- Şimdilik benimkini kullan.
- That should be enough for now.
- Şimdilik bu kadar yeter herhalde.
- This will suffice for now.
- Bu şimdilik yeterli olacaktır.
- For now, Tom can stay here.
- Şimdilik, Tom burada kalabilir.
- We have all we need for now.
- Şimdilik ihtiyacımız olan her şeye sahibiz.
- That's all I need for now.
- Şimdilik tüm ihtiyacım olan bu.
- I believe that's it for now.
- Şimdilik bu kadar olduğuna inanıyorum.
- Tell him to stay put for now.
- Ona şimdilik olduğu yerde kalmasını söyle.
- The table can be placed over there for now.
- Masa şimdilik oraya konabilir.
- You're right for now.
- Şimdilik haklısın.
- I think that's enough for now.
- Bence şimdilik bu kadar yeter.
- Just use mine for now.
- Şimdilik sadece benimkini kullan.
- For now, no.
- Şimdilik, hayır.
- For now, Tom can stay here.
- Şimdilik Tom burada kalabilir.
- There are no comments for now.
- Şimdilik yorum yok.
- I'm OK for now.
- Şimdilik iyiyim.
Show More (96)
|