Tureng - go abroad - Inglés Turco Frases

Historia

	Inglés	Turco
1	go abroad	yurtdışına gitmek	v.
	He has a plan to go abroad next year. Gelecek yıl yurtdışına gitme planı var. If I had enough money, I could go abroad. Yeterli param olsaydı, yurtdışına gidebilirdim. He went abroad to study English. İngilizce öğrenmek için yurtdışına gitti. He will object to your going abroad. Yurtdışına gitmenize karşı çıkar. She has gone abroad. O, yurtdışına gitti. I want to go abroad someday. Bir gün yurtdışına gitmek istiyorum. My father is going to go abroad next week. Babam gelecek hafta yurtdışına gidecek. I will go abroad next year. Gelecek yıl yurtdışına gideceğim. If I were rich, I would go abroad. Zengin olsaydım, yurtdışına giderdim. I may go abroad next year. Gelecek yıl yurtdışına gidebilirim. She was advised by him to go abroad while she was still young. Hâlâ gençken yurtdışına gitmesini tavsiye etti. I advise you to go abroad while young. Gençken yurtdışına gitmenizi tavsiye ederim. She's afraid of going abroad. Yurtdışına gitmekten korkuyor. He gave up going abroad. Yurtdışına gitmekten vazgeçti. Ken decided on going abroad. Ken yurtdışına gitmeye karar verdi. He gave up going abroad to study because of his father's sudden death. Babasının ani ölümü nedeniyle okumak için yurtdışına gitmekten vazgeçti. Tom is eager to go abroad. Tom yurtdışına gitmeye hevesli. My father consented to my going abroad. Babam yurtdışına gitmeme onay verdi. She spends a lot of money when she goes abroad. Yurtdışına gittiğinde çok para harcıyor. He went abroad. O yurtdışına gitti. Anybody and everybody wants to go abroad. Herkes ve herkes yurtdışına gitmek istiyor. Tom wants to go abroad. Tom yurtdışına gitmek istiyor. I am thinking of going abroad next year. Gelecek yıl yurtdışına gitmeyi düşünüyorum. I am going abroad. Ben yurtdışına gidiyorum. She made up her mind to go abroad. Yurtdışına gitmeye karar verdi. Tom went abroad soon after he graduated from college. Tom üniversiteden mezun olduktan kısa bir süre sonra yurtdışına gitti. He has changed his mind about going abroad. Yurtdışına gitme konusunda fikrini değiştirdi. She finally made up her mind to go abroad. Sonunda yurtdışına gitmek için kararını verdi. Tom is saving money so he can go abroad. Tom yurtdışına gidebilmek için para biriktiriyor. My friend almost went abroad. Arkadaşım neredeyse yurtdışına gidiyordu. She advised him to go abroad while he was still young. Ona hala gençken yurtdışına gitmesini tavsiye etti. He is eager to go abroad. Yurtdışına gitmek için çok hevesli. She finally made up her mind to go abroad. Sonunda yurtdışına gitmeye karar verdi. I was invited to go abroad, but I don't want to. Yurtdışına gitmeye davet edildim ama istemiyorum. She wants to go abroad so that she can study music. Müzik eğitimi almak için yurtdışına gitmek istiyor. I want to go abroad. Yurtdışına gitmek istiyorum. I'm thinking of going abroad. Yurtdışına gitmeyi düşünüyorum. He has changed his mind about going abroad. O, yurtdışına gitme hakkındaki fikrini değiştirdi. She will go abroad in six months. Altı ay içinde yurtdışına gidecek. I'd like to go abroad one day. Bir gün yurtdışına gitmek istiyorum. If I were young, I would go abroad. Ben genç olsam, yurtdışına giderim. Young people are eager to go abroad. Gençler yurtdışına gitmeye hevesli. I decided to go abroad to study. Okumak için yurtdışına gitmeye karar verdim. He is expected to go abroad next year. Onun gelecek yıl yurtdışına gitmesi bekleniyor. Many young women in their 20s plan to go abroad during their summer holidays. Yirmili yaşlardaki birçok genç kadın yaz tatillerinde yurtdışına gitmeyi planlıyor. Tom went abroad. Tom yurtdışına gitti. He was determined to go abroad. Yurtdışına gitmeye kararlıydı. He went abroad to raise fund for the project. Proje için fon toplamak üzere yurtdışına gitti. He fell ill, and therefore he gave up going abroad. Hastalandı ve bu nedenle yurtdışına gitmekten vazgeçti. Ken decided to go abroad. Ken yurtdışına gitmeye karar verdi. He went abroad, never to return. Bir daha dönmemek üzere yurtdışına gitti. My father consented to my going abroad. Babam yurtdışına gitmeme izin verdi. There is no stopping her going abroad. Yurtdışına gitmesini engelleyecek bir şey yok. He went abroad. Yurtdışına gitti. They prepared to go abroad. Yurtdışına gitmeye hazırlandılar. I'm going abroad. Ben yurtdışına gidiyorum. We had hoped to go abroad this summer. Bu yaz yurtdışına gitmeyi umuyorduk. She is keen to go abroad. Yurtdışına gitmeye hevesli. I had planned to go abroad. Yurtdışına gitmeyi planlamıştım. He asked me if I wanted to go abroad. Bana yurtdışına gitmek isteyip istemediğimi sordu. If I were young, I would go abroad. Genç olsaydım, yurtdışına giderdim. The number of students going abroad to study is increasing each year. Eğitim için yurtdışına giden öğrenci sayısı her yıl artıyor. He decided to go abroad. O, yurtdışına gitmeye karar verdi. He decided to go abroad. Yurtdışına gitmeye karar verdi. Ted is looking forward to going abroad after graduation. Ted, mezun olduktan sonra yurtdışına gitmeyi dört gözle bekliyor. Anybody and everybody wants to go abroad. Herhangi biri ve herkes yurtdışına gitmek ister. It is true that he goes abroad every year. Her yıl yurtdışına gittiği doğru. He hopes to go abroad. Yurtdışına gitmeyi umuyor. He went abroad for the purpose of studying English. O, İngilizce eğitimi almak amacıyla yurtdışına gitti. Tom has gone abroad. Tom yurtdışına gitti. He deserted his family and went abroad. Ailesini terk etti ve yurtdışına gitti. He went abroad two years ago. İki yıl önce yurtdışına gitti. I am going abroad next year. Gelecek yıl yurtdışına gideceğim. Tom is anxious to go abroad. Tom yurtdışına gitmek için sabırsızlanıyor. Do people behave differently when they go abroad? İnsanlar yurtdışına gittiklerinde farklı mı davranıyorlar? He is expected to go abroad next year. Gelecek yıl yurtdışına gitmesi bekleniyor. I know that Mary went abroad. Mary'nin yurtdışına gittiğini biliyorum. Do you plan to go abroad? Yurtdışına gitmeyi planlıyor musunuz? He went abroad two years ago. O, iki yıl önce yurtdışına gitti. He went abroad for the purpose of studying English. İngilizce öğrenmek için yurtdışına gitti. He is aching to go abroad. Yurtdışına gitmek için can atıyor. I went abroad. Yurtdışına gittim. He gave up going abroad. O, yurtdışına gitmekten vazgeçti. She is anxious to go abroad. Yurtdışına gitmek için sabırsızlanıyor. I plan to go abroad as soon as I graduate. Mezun olur olmaz yurtdışına gitmeyi planlıyorum. He gave up going abroad to study because of his father's sudden death. Babasının ani ölümü nedeniyle, eğitim için yurtdışına gitmekten vazgeçti. If I were younger, I would go abroad to study. Daha genç olsaydım, okumak için yurtdışına giderdim. Many young people go abroad during summer vacation. Birçok genç yaz tatilinde yurtdışına gidiyor. I advise you to go abroad while young. Gençken yurtdışına gitmeni tavsiye ederim. We go abroad every summer. Her yaz yurtdışına gideriz. My mother allowed me to go abroad. Annem yurtdışına gitmeme izin verdi. He went abroad last year. Geçen yıl yurtdışına gitti. He went abroad soon after his father. Babasından kısa bir süre sonra yurtdışına gitti. Show More (90)
2	go abroad	yurt dışına çıkmak	v.
	Within one month of going abroad, he became sick. Yurt dışına çıktıktan bir ay sonra hastalandı. I am going abroad next year. Gelecek yıl yurt dışına çıkacağım. Tom doesn't want to go abroad. Tom yurt dışına çıkmak istemiyor. I'm thinking of going abroad next year. Önümüzdeki sene yurt dışına çıkmayı planlıyorum. Do people behave differently when they go abroad? İnsanlar yurt dışına çıktıklarında farklı davranır mı? If I were to go abroad, I would go to France. Yurt dışına çıkacak olsaydım, Fransa'ya giderdim. I'd like to go abroad. Yurt dışına çıkmak istiyorum. He often goes abroad. Sık sık yurt dışına çıkar. Many young people go abroad during summer vacation. Birçok genç yaz tatilinde yurt dışına çıkar. I want to go abroad. Yurt dışına çıkmak istiyorum. Were I young, I would go abroad. Ben genç olsaydım yurt dışına çıkardım. Tom went abroad soon after he graduated from college. Tom kolejden mezun olduktan kısa süre sonra yurt dışına çıktı. Tom didn't want to go abroad. Tom yurt dışına çıkmak istemedi. It is true that he goes abroad every year. Onun her yıl yurt dışına çıktığı doğrudur. He often goes abroad on business. İş için sık sık yurt dışına çıkar. When do you expect to go abroad? Ne zaman yurt dışına çıkmayı düşünüyorsun? I am going abroad. Yurt dışına çıkıyorum. Do you sometimes go abroad on your holidays? Tatillerinizde bazen yurt dışına çıkıyor musunuz? I can't go abroad this year. Bu yıl yurt dışına çıkamam. My father hasn't gone abroad even once. Benim babam bir defa bile yurt dışına çıkmadı. You should take another pair of glasses when you go abroad. Yurt dışına çıkarken yanınıza başka bir gözlük daha almalısınız. Show More (18)
3	go abroad	yurtdışına çıkmak	v.
	In fact, MEPs are now something distinct from national MPs who might happen to go abroad. Aslında, AP milletvekilleri artık yurtdışına çıkabilecek ulusal milletvekillerinden farklı bir şeydir. In fact, MEPs are now something distinct from national MPs who might happen to go abroad. Aslında, AP milletvekilleri artık yurtdışına çıkma ihtimali olan ulusal milletvekillerinden farklı bir şeydir. She's afraid of going abroad. O yurtdışına çıkmaktan korkuyor. My father hasn't gone abroad even once. Babam bir kez bile yurtdışına çıkmadı. He has gone abroad by himself. Tek başına yurtdışına çıktı. Within one month of going abroad, he became sick. Yurtdışına çıktıktan bir ay sonra hastalandı. The circumstances did not allow me to go abroad. Koşullar yurtdışına çıkmama izin vermedi. If I were to go abroad, I would go by boat. Eğer yurtdışına çıkacak olsaydım, tekneyle giderdim. She has never gone abroad. Hiç yurtdışına çıkmadı. Mary's dream of going abroad finally became a reality. Mary'nin yurtdışına çıkma hayali sonunda gerçek oldu. I cannot authorize Ken to go abroad. Ken'in yurtdışına çıkmasına izin veremem. Illness prevented me from going abroad. Hastalık yurtdışına çıkmamı engelledi. Whenever I go abroad, I suffer from jet lag and diarrhea. Ne zaman yurtdışına çıksam jet lag ve ishalden muzdarip oluyorum. Tom has never gone abroad. Tom hiç yurtdışına çıkmadı. He decided to go abroad. Yurtdışına çıkmaya karar verdi. Don't figure on going abroad this summer. Bu yaz yurtdışına çıkmayı düşünmeyin. Show More (13)