hunt - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
hunt avlanmak v.
  • My view is that in certain Member States hunting brings an important extra source of food to the dining table.
  • Benim görüşüm, bazı Üye Devletlerde avlanmanın yemek masalarına önemli bir ekstra besin kaynağı getirdiği yönündedir.
  • It has consented to the indiscriminate promotion of hunting in parks by regional authorities.
  • Bölgesel otoriteler tarafından parklarda gelişigüzel avlanmanın teşvik edilmesine rıza göstermiştir.
  • This is an awfully nice hotel room for a hunting weekend.
  • Avlanmayla geçen bir hafta sonu için fazlasıyla güzel bir otel odası.
Show More (55)
hunt avlamak v.
  • With fish, we merely hunt them down.
  • Balıklarla sadece onları avlarız.
  • With fish, we merely hunt them down.
  • Balıklarla sadece onları avlıyoruz.
  • It was very easy for man to hunt a slow, lumbering large animal.
  • Yavaş, hantal büyük bir hayvanı avlamak insanoğlu için çok kolaydı.
Show More (25)
hunt aramak v.
  • I'm apartment hunting.
  • Ben bir daire arıyorum.
  • Tom and I are house hunting.
  • Tom ve ben ev arıyoruz.
  • Tom and Mary are house hunting.
  • Tom ve Mary ev arıyorlar.
Show More (8)
hunt av n.
  • Millions more lost their lives during the slave hunt or one of the infamous cargo ships.
  • Milyonlarcası da köle avı sırasında ya da kötü şöhretli kargo gemilerinden birinde hayatını kaybetti.
  • This would be a tremendous incentive to continuing the illegal hunt.
  • Bu, yasadışı avın sürdürülmesi için muazzam bir teşvik olacaktır.
  • The hunt is over.
  • Av bitti.
Show More (3)
hunt avlanma n.
  • We should protect the hunter's right to hunt but we should not guarantee him an unprotected route into retail outlets.
  • Avcının avlanma hakkını korumalıyız, ancak ona perakende satış noktalarına korumasız bir yol garanti etmemeliyiz.
Show More (-2)
hunt avcılık n.
  • Tom doesn't hunt anymore.
  • Tom artık avcılık yapmıyor.
Show More (-2)