|
- Well then, if you, with your imagination, could manage to dream something up, we would be truly delighted.
- O halde, hayal gücünüzle bir şeyler hayal etmeyi başarabilirseniz, gerçekten çok memnun oluruz.
- Well then, if you, with your imagination, could manage to dream something up, we would be truly delighted.
- O halde hayal gücünüzle bir şeyler hayal etmeyi başarabilirseniz, gerçekten çok memnun oluruz.
- Our most powerful weapon is our imagination.
- En güçlü silahımız hayal gücümüzdür.
- You do not need much imagination to see how this provision could undermine press freedom.
- Bu hükmün basın özgürlüğünü nasıl baltalayabileceğini görmek için fazla hayal gücüne ihtiyacınız yok.
- Burning waste and calling it recovery is stretching the imagination to the extreme.
- Atık yakmak ve buna geri kazanım demek hayal gücünü aşırı derecede zorlamaktır.
- This will require creativity and imagination on the part of everyone and together we can face that challenge.
- Bu herkesin yaratıcılığını ve hayal gücünü gerektirecektir ve bu zorluğun üstesinden birlikte gelebiliriz.
- We cannot do that unless there are projects that capture the imagination of our talented young people.
- Yetenekli gençlerimizin hayal gücünü yakalayacak projeler olmadığı sürece bunu yapamayız.
- The world is suffering from a lack of social imagination.
- Dünya sosyal hayal gücü eksikliğinden muzdarip.
- This is still a figment of our imagination and will remain so.
- Bu hala hayal gücümüzün bir ürünüdür ve öyle kalacaktır.
- With goodwill and imagination this circle can be squared.
- İyi niyet ve hayal gücü ile bu çemberin karesi alınabilir.
- We have managed to bring in hundreds of amendments, which says a lot for the fertile imagination of Parliament.
- Yüzlerce değişiklik önergesi vermeyi başardık ki bu da Parlamento'nun verimli hayal gücü için çok şey söylüyor.
- In many spheres, the imagination of regulators is positively inexhaustible.
- Birçok alanda düzenleyicilerin hayal gücü kesinlikle tükenmez.
- We have to show the imagination and courage to embrace institutional, political and economic reform.
- Kurumsal, siyasi ve ekonomik reformları kucaklayacak hayal gücü ve cesareti göstermeliyiz.
- In my own fevered imagination, I have always equated stakeholders with Count Dracula.
- Kendi ateşli hayal gücümde, paydaşları her zaman Kont Drakula ile bir tutmuşumdur.
- Our imagination and our determination must be equal to the challenge.
- Hayal gücümüz ve kararlılığımız bu zorluğa eşit olmalıdır.
- The mutual violence defies all imagination.
- Karşılıklı şiddet tüm hayal gücüne meydan okuyor.
- We will need this imagination.
- Bu hayal gücüne ihtiyacımız olacak.
- The imagination is barely capable of understanding the consequences of another 60 years of a galloping HIV epidemic.
- Hayal gücü, 60 yıl daha dörtnala giden bir HIV salgınının sonuçlarını anlamaya ancak yetiyor.
- Yes, there is nothing to worry about because, the effect is not in the heart but only in imagination.
- Evet, endişelenecek bir şey yok çünkü etki kalpte değil sadece hayal gücünde.
- Yes, there is nothing to worry about because, the effect is not in the heart but only in imagination.
- Evet, endişe edecek bir şey yok, çünkü tesir, kalpte değil sadece hayal gücündedir.
- A space full of adventure and colorful just like a child's imagination.
- Bir çocuğun hayal gücü gibi macera dolu ve renkli bir ortam.
- He has a rich imagination.
- Zengin bir hayal gücü var.
- I lack imagination.
- Ben hayal gücünden yoksunum.
- Tom has an over-active imagination.
- Tom aşırı aktif bir hayal gücüne sahiptir.
- You have a great imagination.
- Büyük bir hayal gücün var.
- Poor eyesight has some advantages, for example - it develops imagination.
- Zayıf görüşün bazı avantajları vardır, örneğin hayal gücünü geliştirir.
- The music got my imagination working.
- Müzik hayal gücümü çalıştırdı.
- It was just my imagination.
- Sadece hayal gücümdü.
- Imagination affects every aspect of our lives.
- Hayal gücü hayatımızın her alanını etkiler.
- Don't let your imagination run wild.
- Hayal gücünün kontrolden çıkmasına izin verme.
- Tom has no imagination.
- Tom'un hiç hayal gücü yok.
- Most home buyers have very little imagination.
- Çoğu ev müşterisinin çok az hayal gücü vardır.
- Tom has a vivid imagination.
- Tom'un canlı bir hayal gücü var.
- Without imagination, one's mind is like a prison.
- Hayal gücü olmadan, insanın zihni bir hapishane gibidir.
- The exhibition was a product of his imagination.
- Sergi onun hayal gücünün bir ürünüydü.
- There really was an Alice, but Wonderland is a figment of the imagination.
- Gerçekten bir Alice vardı, fakat Harikalar Diyarı hayal gücünün bir uydurmasıdır.
- Tom has a lot of imagination.
- Tom'un çok fazla hayal gücü var.
- This is beyond the scope of my imagination.
- Bu benim hayal gücümü aşar.
- Imagination is the root of all civilization.
- Hayal gücü, tüm uygarlığın köküdür.
- I wish my imagination was as good as yours.
- Keşke benim hayal gücüm de seninki kadar iyi olsaydı.
- I'll leave it up to your imagination.
- Sizin hayal gücünüze bırakıyorum.
- She has a vivid imagination.
- Hayal gücü geniş.
- I'll use my imagination.
- Hayal gücümü kullanacağım.
- My imagination is without limit.
- Hayal gücümün sınırı yok.
- Tom has a good imagination.
- Tom'un iyi bir hayal gücü var.
- You've got a vivid imagination!
- Çok canlı bir hayal gücün var!
- When we write a novel, we exercise our imagination.
- Bir roman yazarken, hayal gücümüzü çalıştırırız.
- Most people have very little imagination.
- Çoğu insanın çok az hayal gücü vardır.
- I used my imagination.
- Ben hayal gücümü kullandım.
- Productive thinking and creativity are unthinkable without imagination.
- Üretken düşünce ve yaratıcılık hayal gücü olmadan düşünülemez.
- He wrote a book just by using his imagination.
- O, sadece hayal gücünü kullanarak bir kitap yazdı.
- It was all your imagination.
- Hepsi senin hayal gücündü.
- Our imagination lets us travel around space.
- Hayal gücümüz uzayda seyahat etmemize izin veriyor.
- I strongly believe that human imagination is limitless.
- İnsanın hayal gücünün sınırsız olduğuna inanıyorum.
- You lack imagination.
- Sen hayal gücünden yoksunsun.
- Productive thinking and creativity are unthinkable without imagination.
- Üretken düşünce ve yaratıcılık; hayal gücü olmadan düşünülemez.
- Knowing is nothing, imagination is everything.
- Bilmek bir şey değildir, hayal gücü her şeydir.
- That's just your imagination.
- Bu sadece senin hayal gücün.
- A lot of imagination is needed to try to add new sentences here.
- Buraya yeni cümleler eklemeye çalışmak için çok fazla hayal gücü gerekir.
- I have a poor imagination.
- Hayal gücüm zayıf.
- He has a very vivid imagination.
- Çok geniş bir hayal gücü var.
- You have no imagination.
- Senin hiç hayal gücün yok.
- You have no imagination.
- Hiç hayal gücün yok.
- My imagination is limitless.
- Benim hayal gücüm limitsizdir.
- Tom lacks imagination.
- Tom hayal gücünden yoksun.
- I'm just a figment of your imagination.
- Ben sadece senin hayal gücünün bir ürünüyüm.
- Knowledge is nothing; imagination is everything.
- Bilgi hiçbir şeydir; hayal gücü her şeydir.
- When we write a novel, we exercise our imagination.
- Bir roman yazdığımızda hayal gücümüzü kullanırız.
- Imagination is the root of all civilization.
- Hayal gücü tüm medeniyetlerin temelidir.
- Tom used his imagination.
- Tom kendi hayal gücünü kullandı.
- Imagination affects every part of our lives.
- Hayal gücü hayatımızın her alanını etkiler.
- I lack imagination.
- Hayal gücüm yok.
- He wrote a book just by using his imagination.
- Sadece hayal gücünü kullanarak bir kitap yazdı.
- Imagination is a very potent tool.
- Hayal gücü çok güçlü bir araçtır.
- You must exercise your imagination.
- Hayal gücünüzü kullanmanız gerekir.
- It stimulated my imagination.
- Hayal gücümü harekete geçirdi.
- My imagination is without limit.
- Benim hayal gücüm sınırsızdır.
- Creative people have vivid imaginations.
- Yaratıcı insanların canlı hayal güçleri vardır.
- He has a rich imagination.
- Onun zengin bir hayal gücü var.
- You've got a vivid imagination.
- Geniş bir hayal gücün var.
- You have a fertile imagination.
- Verimli bir hayal gücün var.
- The opportunities of man are limited only by his imagination.
- İnsanın fırsatları sadece hayal gücüyle sınırlıdır.
- My imagination is limitless.
- Hayal gücüm sınırsızdır.
- Don't let your imagination run wild.
- Hayal gücünüzün vahşileşmesine izin vermeyin.
- I wish my imagination was as good as yours.
- Keşke hayal gücüm senininki kadar iyi olsaydı.
- Let your imagination run wild.
- Hayal gücünü serbest bırak.
- Tom wants Mary to use her imagination.
- Tom Mary'nin hayal gücünü kullanmasını istiyor.
- You lack imagination.
- Hayal gücünden yoksunsun.
- She has a fertile imagination.
- Onun doğurgan bir hayal gücü var.
- That doesn't exist except in your imagination.
- Bu senin hayal gücün dışında var olan bir şey değil.
- This is beyond the scope of my imagination.
- Bu benim hayal gücümün ötesinde.
- I'm just a figment of your imagination.
- Ben senin hayal gücünün bir eseriyim sadece.
- Music feeds our imagination.
- Müzik bizim hayal gücümüzü besler.
- Music feeds our imagination.
- Müzik hayal gücümüzü besler.
- Tom wants Mary to use her imagination.
- Tom, Mary'nin hayal gücünü kullanmasını istiyor.
- I have a poor imagination.
- Zayıf bir hayal gücüm var.
- I think our designers lack imagination.
- Bence tasarımcılarımız hayal gücünden yoksun.
- Tom has a fertile imagination.
- Tom'un bereketli bir hayal gücü var.
- You've got a vivid imagination.
- Canlı bir hayal gücün var.
- Our imagination lets us travel around space.
- Hayal gücümüz uzayda seyahat etmemizi sağlıyor.
- I've got a pretty vivid imagination.
- Benim oldukça canlı bir hayal gücüm var.
- Tom has no imagination.
- Tom'un hayal gücü yok.
- Someone famous said that imagination is more important than intelligence.
- Ünlü biri hayal gücünün zekadan daha önemli olduğunu söylemiş.
- A lot of imagination is needed to try to add new sentences here.
- Buraya yeni cümleler eklemeye çalışmak için bolca hayal gücü gereklidir.
- It stimulated my imagination.
- Hayal gücümü canlandırdı.
- I've got a pretty vivid imagination.
- Oldukça canlı bir hayal gücüm var.
- I have a vivid imagination.
- Canlı bir hayal gücüm var.
- Imagination affects every aspect of our lives.
- Hayal gücü hayatımızın her yönünü etkiler.
- I have a vivid imagination.
- Hayal gücüm geniş.
- You have a great imagination.
- Harika bir hayal gücün var.
- The opportunities of man are limited only by his imagination.
- İnsanın imkânları yalnızca hayal gücü ile sınırlıdır.
- This is the fruit of your imagination.
- Bu senin hayal gücünün meyvesi.
- Stalin was the father of all peoples - in his own unhealthy imagination.
- Stalin tüm halkların babasıydı - kendi sağlıksız hayal gücünde.
- I'll leave it up to your imagination.
- Onu senin hayal gücüne bırakacağım.
- I strongly believe that human imagination is limitless.
- İnsanın hayal gücünün sınırsız olduğuna güçlü bir şekilde inanıyorum.
- The music got my imagination working.
- Müzik hayal gücümü çalıştırıyor.
- They're all figments of your imagination.
- Bunların hepsi senin hayal gücünün ürünleri.
- I leave it to your imagination.
- Sizin hayal gücünüze bırakıyorum.
- Most people have very little imagination.
- Çoğu insanın hayal gücü çok az.
- Was that just my imagination?
- Bu sadece benim hayal gücüm müydü?
- I can't believe you have no imagination at all.
- Hiç hayal gücünüz olmadığına inanamıyorum.
- He has a rich imagination.
- Onun geniş bir hayal gücü var.
- Magic and monsters are products of the imagination.
- Sihir ve canavarlar hayal gücünün ürünüdür.
- Tom has an over-active imagination.
- Tom'un aşırı aktif bir hayal gücü var.
- Tom used his imagination.
- Tom hayal gücünü kullandı.
- This is the fruit of your imagination.
- Bu hayal gücünün ürünüdür.
- Tom has a very vivid imagination.
- Tom'un çok geniş bir hayal gücü var.
- It is just your imagination.
- Bu, sadece senin hayal gücün.
- Tom has a fertile imagination.
- Tom'un verimli bir hayal gücü var.
- You must exercise your imagination.
- Hayal gücünüzü çalıştırmalısınız.
- He has a vivid imagination.
- O canlı bir hayal gücüne sahip.
- Most home buyers have very little imagination.
- Çoğu ev alıcısının hayal gücü çok azdır.
- The only limit is your imagination.
- Tek sınır hayal gücünüzdür.
- It's just a product of the imagination.
- Bu sadece hayal gücünün bir ürünü.
- The only limit is your imagination.
- Tek sınır hayal gücünüz.
- Poor eyesight has its advantages, for example - it develops imagination.
- Zayıf görüşün avantajları vardır, örneğin hayal gücünü geliştirir.
- I leave it to your imagination.
- Ben onu senin hayal gücüne bırakıyorum.
- Tom has a very vivid imagination.
- Tom'un çok canlı bir hayal gücü var.
- Most people have very little imagination.
- Çoğu insanın hayal gücü çok azdır.
- It was just your imagination.
- Sadece hayal gücündü.
- I have a bad imagination.
- Kötü bir hayal gücüm var.
- He has a rich imagination.
- Onun büyük bir hayal gücü var.
- Reality can be beaten with enough imagination.
- Gerçeklik yeterince hayal gücü ile yenilebilir.
- He has a fertile imagination.
- Hayal gücü çok geniş.
- Imagination is more important than knowledge.
- Hayal gücü bilgiden daha önemlidir.
- I think our designers lack imagination.
- Bence tasarımcılarımızın hayal gücü yetersiz.
- I used my imagination.
- Hayal gücümü kullandım.
- I can't believe you have no imagination at all.
- Hiç hayal gücüne sahip olmadığına inanamıyorum.
- Reality can be beaten with enough imagination.
- Gerçeklik yeterince hayal gücüyle yenilebilir.
- It is just your imagination.
- Sadece senin hayal gücün.
Show More (147)
|
|
- In my own fevered imagination, I have always equated stakeholders with Count Dracula.
- Kendi hayal dünyamda paydaşları her zaman Kont Drakula ile bir tutmuşumdur.
- A space full of adventure and colorful just like a child's imagination.
- Bir çocuğun hayal dünyası gibi macera dolu ve renkli bir ortam.
- A space full of adventure and colorful just like a child's imagination.
- Tıpkı bir çocuğun hayal dünyası gibi macera dolu ve renkli bir ortam.
- Yes, there is nothing to worry about because, the effect is not in the heart but only in imagination.
- Evet endişelenecek bir şey yok çünkü etkisi kalpte değil sadece hayaldedir.
- Imagination affects every part of our lives.
- Hayal yaşamlarımızın her kısmını etkiler.
- Tom doesn't know the difference between reality and imagination.
- Tom gerçeklik ve hayal arasındaki farkı bilmiyor.
- Magic and monsters are products of the imagination.
- Büyü ve canavarlar hayal ürünüdürler.
- Tom cannot distinguish between reality and imagination.
- Tom gerçeklik ve hayal arasındaki farkı ayırt edemez.
- Without imagination, one's mind is like a prison.
- Hayal olmadan, kişinin zihni bir hapishane gibidir.
- The theory of evolution surpasses the scope of my imagination.
- Evrim teorisi benim hayal gücümü aşıyor.
- Knowledge is nothing; imagination is everything.
- Bilgi bir şey değildir; hayal her şeydir.
Show More (8)
|
