|
- I take a bath every morning in summer.
- Yazın her sabah banyo yaparım.
- In summer meat easily goes bad; you must keep it in the refrigerator.
- Yazın et kolayca bozulur; onu buzdolabında saklamalısınız.
- It is cold there even in summer.
- Orası yazın bile soğuktur.
- Have you ever had a nosebleed in summer?
- Hiç yazın burnun kanadı mı?
- It is so humid in summer here.
- Burada hava yazın çok nemli.
- In summer, European people enjoy long holidays.
- Yazın, Avrupalı insanlar uzun tatiller yaparlar.
- In summer, the girls usually go swimming either at the river or at the park.
- Yazın, kızlar genellikle ya nehirde ya da parkta yüzmeye gider.
- Seaside resorts, such as Newport, are very crowded in summer.
- Newport gibi deniz kenarındaki dinlenme tesisleri yazın çok kalabalık olur.
- It rains a lot here in summer.
- Yazın burada çok yağmur yağar.
- The woods are just as lovely in winter as in summer.
- Orman kışın da yazın olduğu kadar güzel.
- He waters the flowers every day in summer.
- Yazın her gün çiçekleri sular.
- In summer, we used to go swimming in the river.
- Yazın nehirde yüzmeye giderdik.
- In summer I go to the sea, in winter to the mountains.
- Yazın denize, kışın dağlara giderim.
- As I'm sensitive to heat, I can't live comfortably without air-conditioning in summer.
- Ben sıcağa karşı hassas olduğum için yazın klimasız rahat yaşayamıyorum.
- We can see a lot of stars at night in summer.
- Yazın geceleri çok fazla yıldız görebiliriz.
- Japan is hot and sticky in summer.
- Yazın Japonya sıcak ve aşırı nemli.
- Sicily is hot in summer.
- Sicilya yazın sıcak olur.
- I'd rather go to the mountains in summer.
- Yazın dağlara gitmeyi tercih ederim.
- A lot of tourists visit Hungary in summer.
- Yazın Macaristan'ı birçok turist ziyaret eder.
- It is so humid in summer here.
- Burası yazın çok nemli oluyor.
- What's Scotland like in summer?
- İskoçya yazın nasıldır?
- He likes swimming in summer.
- Yazın yüzmeyi sever.
- It is cold there even in summer.
- Yazın bile orası soğuk.
- In summer, we used to go swimming in the river.
- Yazın yüzmeye ırmağa giderdik.
- In summer, we used to go swimming in the river.
- Yazın, yüzmek için nehre giderdik.
- A lot of tourists visit Hungary in summer.
- Yazın Macaristan'ı çok turist ziyaret eder.
- In Japan it's very hot in summer.
- Japonya'da yazın hava çok sıcak olur.
- He would go to out for a long walk in summer.
- Yazın uzun bir yürüyüşe çıkardı.
- Will you come in summer?
- Yazın gelecek misin?
- In Japan it's very hot in summer.
- Japonya'da yazın hava çok sıcaktır.
- Sicily is hot in summer.
- Sicilya yazın sıcaktır.
- In summer, we used to go swimming in the river.
- Yazın yüzmek için ırmağa giderdik.
- In summer, we used to go swimming in the river.
- Yazın yüzmeye nehre giderdik.
- In summer, the girls usually go swimming either at the river or at the park.
- Yazın kızlar genellikle ya nehirde ya da parkta yüzmeye giderler.
- This pond doesn't run dry even in summer.
- Bu gölet yazın bile kurumaz.
- It is cold there, even in summer.
- Orası yazın bile soğuktur.
- In summer it often rained.
- Yazın sık sık yağmur yağardı.
- In summer, people prefer the sea.
- Yazın insanlar denizi tercih eder.
- It is cold there, even in summer.
- Orası soğuktur, yazın bile.
- In summer it often rained.
- Yazın sık sık yağmur yağdı.
- Please conserve water in summer.
- Lütfen yazın su tasarrufu yapın.
- Japan is hot and sticky in summer.
- Japonya yazın sıcak ve nemden yapış yapış olur.
- In summer, people prefer the sea.
- Yazın insanlar denizi tercih ediyor.
Show More (40)
|