|
- I consider these comments from the chairman of the Convention unacceptable and inappropriate.
- Konvansiyon başkanının bu yorumlarını kabul edilemez ve uygunsuz buluyorum.
- In my opinion, this Parliamentary question is inappropriate and imprudent.
- Kanımca, bu soru önergesi uygunsuz ve tedbirsizdir.
- I would counsel strongly against any inappropriate rhetoric!
- Uygunsuz söylemlerden şiddetle kaçınmanızı tavsiye ederim!
- In my opinion, this Parliamentary question is inappropriate and imprudent.
- Bana göre bu soru önergesi uygunsuz ve tedbirsizdir.
- The logic of the internal market is thus particularly inappropriate for the energy sector.
- Dolayısıyla iç pazar mantığı enerji sektörü için özellikle uygunsuzdur.
- As the report states, this approach leads to the inappropriate perception of open participation to all.
- Raporda da belirtildiği üzere, bu yaklaşım herkese açık bir katılımın uygunsuz bir şekilde algılanmasına yol açmaktadır.
- I, therefore, disagree with the rapporteur that it is inappropriate and unjustified to criticise the UK Government.
- Bu nedenle raportörün İngiltere Hükümetini eleştirmesinin uygunsuz ve haksız olduğu görüşüne katılmıyorum.
- Therefore the comparison you have just drawn is inappropriate to my mind.
- Bu nedenle az önce yaptığınız karşılaştırma bana göre uygunsuzdur.
- In my view, that would give rise to an inappropriate third party in the social dialogue.
- Bana göre bu, sosyal diyalogda uygunsuz bir üçüncü tarafın ortaya çıkmasına neden olacaktır.
- It would have been premature and inappropriate for a partial delegation to respond.
- Kısmi bir delegasyonun yanıt vermesi erken ve uygunsuz olurdu.
- The sense of moral superiority exuded by the resolution and this debate, too, is therefore inappropriate.
- Dolayısıyla, kararın ve bu tartışmanın yaydığı ahlaki üstünlük duygusu da uygunsuzdur.
- Slipping through these huge powers in the slipstream of a liberalisation measure is quite inappropriate.
- Bu devasa yetkileri bir liberalleşme tedbiri altında bir kenara itmek oldukça uygunsuzdur.
- I do not believe it is dangerous, but I think it is extremely inappropriate for ourselves.
- Bunun tehlikeli olduğuna inanmıyorum, ancak kendimiz için son derece uygunsuz olduğunu düşünüyorum.
- Slipping through these huge powers in the slipstream of a liberalisation measure is quite inappropriate.
- Bu devasa güçleri bir liberalleşme tedbirinin arkasına takmak oldukça uygunsuzdur.
- Fourthly, we must prevent the inappropriate use of the Barcelona Process for the Middle East conflict.
- Dördüncü olarak Barcelona Süreci'nin Orta Doğu çatışması için uygunsuz bir şekilde kullanılmasını önlemeliyiz.
- It would be inappropriate for the EU to interfere in the democratic process in a third country.
- AB'nin üçüncü bir ülkedeki demokratik sürece müdahale etmesi uygunsuz olacaktır.
- By directing efforts to that aspect of interceptions, we can try to prevent their inappropriate use.
- Müdahalelerin bu yönüne ilişkin faaliyetleri yönlendirerek uygunsuz kullanımlarını önlemeye çalışabiliriz.
- In my view, that would give rise to an inappropriate third party in the social dialogue.
- Bana göre bu durum sosyal diyalogda uygunsuz bir üçüncü tarafın ortaya çıkmasına neden olacaktır.
- That shirt is inappropriate.
- O gömlek uygunsuzdur.
- What Tom said was inappropriate.
- Tom'un söyledikleri uygunsuzdu.
- Tom brought a bunch of roses for Mary for International Women's Day, but she found it inappropriate.
- Tom, Dünya Kadınlar Günü için Mary'ye bir demet gül getirdi ama Mary bunu uygunsuz buldu.
- I don't see anything inappropriate in that.
- Onda uygunsuz bir şey görmüyorum.
- Fadil had an inappropriate and illegal relationship with a young girl named Layla.
- Fadıl'ın Layla adında genç bir kızla uygunsuz ve yasadışı bir ilişkisi vardı.
- I thought it was inappropriate.
- Onun uygunsuz olduğunu düşündüm.
- That was inappropriate.
- O uygunsuzdu.
- Your comment is inappropriate.
- Yorumunuz uygunsuz.
- Sami posted an inappropriate picture of Layla on Facebook.
- Sami, Layla'nın uygunsuz bir fotoğrafını Facebook'ta paylaştı.
- Some people felt that Tom's behavior was inappropriate.
- Bazı insanlar Tom'un davranışının uygunsuz olduğunu düşünüyordu.
- Tom often says stupid things at inappropriate times.
- Tom genellikle uygunsuz zamanlarda aptalca şeyler söyler.
- That would be inappropriate.
- Bu uygunsuz olurdu.
- I think that what you did was inappropriate.
- Sanırım yaptığın şey uygunsuzdu.
- Tom's comments were inappropriate.
- Tom'un yorumları uygunsuzdu.
- That was inappropriate.
- Bu uygunsuzdu.
- Sami made inappropriate comments.
- Sami uygunsuz yorumlar yaptı.
- Tom's comment was inappropriate.
- Tom'un yorumu uygunsuzdu.
- I think you know that's inappropriate.
- Bence bunun uygunsuz olduğunu biliyorsun.
- I think this is inappropriate.
- Bence bu uygunsuz.
- It was an inappropriate analogy.
- Uygunsuz bir benzetmeydi.
- What Tom is wearing is inappropriate.
- Tom'un giydiği uygunsuz.
- Your comments were inappropriate.
- Yorumlarınız uygunsuzdu.
- This is inappropriate.
- Bu çok uygunsuz.
- I think that what you did was inappropriate.
- Bence yaptığın şey uygunsuzdu.
- Tom used inappropriate language.
- Tom uygunsuz dil kullandı.
- I think it's inappropriate.
- Bence bu uygunsuz.
- Such an analogy is inappropriate in this case.
- Bu durumda böyle bir benzetme uygunsuzdur.
- Some people felt that Tom's behavior was inappropriate.
- Bazı insanlar Tom'un davranışının uygunsuz olduğunu hissetti.
- Fadil had an inappropriate and illegal relationship with a young girl named Layla.
- Fadıl, Layla adlı genç bir kızla uygunsuz ve yasadışı bir ilişki yaşadı.
- That shirt is inappropriate.
- O tişört uygunsuz.
- I don't see anything inappropriate in that.
- Bunda uygunsuz bir şey görmüyorum.
- Tom thought Mary's behavior was inappropriate.
- Tom, Mary'nin davranışının uygunsuz olduğunu düşündü.
- It was an inappropriate analogy.
- Bu uygunsuz bir benzetmeydi.
- That would be so inappropriate.
- Bu çok uygunsuz olurdu.
- That's so inappropriate.
- O çok uygunsuz.
- I thought what Tom said was very inappropriate.
- Tom'un söylediklerinin çok uygunsuz olduğunu düşündüm.
- That would be so inappropriate.
- O çok uygunsuz olurdu.
- That's so inappropriate.
- Bu çok uygunsuz.
- I think that doing that would be inappropriate.
- Bunu yapmanın uygunsuz olacağını düşünüyorum.
- I think you know that's inappropriate.
- Bence onun uygunsuz olduğunu biliyorsun.
- It would be inappropriate to discuss that now.
- Bunu şimdi tartışmak uygunsuz olur.
- Sami made more inappropriate comments.
- Sami daha fazla uygunsuz yorum yaptı.
- I thought it was inappropriate.
- Uygunsuz olduğunu düşündüm.
- Tom used inappropriate language.
- Tom uygunsuz bir dil kullandı.
- This is very inappropriate.
- Bu çok uygunsuz.
Show More (60)
|