| 1 |
inconvenient |
uygunsuz |
adj. |
|
- They came at an inconvenient time.
- Uygunsuz bir vakitte geldiler.
- They came at an inconvenient time.
- Onlar uygunsuz bir zamanda geldiler.
- They came at an inconvenient time.
- Onlar uygunsuz bir vakitte geldiler.
- They came at an inconvenient time.
- Uygunsuz bir zamanda geldiler.
- I think that it would be inconvenient to live in a city with no door.
- Kapısız bir şehirde yaşamak uygunsuz olurdu diye düşünüyorum.
- It was inconvenient.
- Uygunsuzdu.
Show More (3)
|
| 2 |
inconvenient |
sakıncalı |
adj. |
|
- How awkward and inconvenient democracy is.
- Demokrasi ne kadar garip ve sakıncalı.
- Winston Churchill once said that democracy can be inconvenient, but it is the best system we know.
- Winston Churchill bir keresinde demokrasinin sakıncalı olabileceğini ama bildiğimiz en iyi sistem olduğunu söylemişti.
- I think that it would be inconvenient to live in a city with no door.
- Kapısı olmayan bir şehirde yaşamanın sakıncalı olacağını düşünüyorum.
- It was inconvenient.
- O sakıncalıydı.
Show More (1)
|
| 3 |
inconvenient |
rahatsız edici |
adj. |
|
- Uncontrolled bodily functions in a space suit can be rather inconvenient!
- Uzay giysisi içinde kontrolsüz bedensel işlevler oldukça rahatsız edici olabilir!
- You may find it a bit inconvenient if you can't use the Internet.
- İnterneti kullanamazsanız sizin için biraz rahatsız edici olabilir.
- That'll be inconvenient.
- Bu rahatsız edici olacak.
- I'm sure it's inconvenient.
- Eminim rahatsız edici bir durumdur.
Show More (1)
|
| 4 |
inconvenient |
zahmetli |
adj. |
|
- However, if many objects are on a flash drive, changing all files in turn will be inconvenient and time-consuming.
- Ancak, bir flash sürücüde çok sayıda nesne varsa, tüm dosyaları sırayla değiştirmek zahmetli ve zaman alıcı olacaktır.
Show More (-2)
|
| 5 |
inconvenient |
elverişsiz |
adj. |
|
- The screws are in an inconvenient place.
- Vidalar elverişsiz bir yerde.
Show More (-2)
|
| 6 |
inconvenient |
zor |
adj. |
|
- The screws are in an inconvenient place.
- Vidalar ulaşması zor bir yerde.
Show More (-2)
|
