|
- Consumer magazines are widely read and contain useful tips.
- Tüketici dergileri yaygın olarak okunmakta ve faydalı ipuçları içermektedir.
- Such a ban on newspapers and magazines would, however, not be permissible.
- Ancak gazete ve dergilere yönelik böyle bir yasağa izin verilemez.
- Such a ban on newspapers and magazines would, however, not be permissible.
- Bununla birlikte, gazete ve dergilere yönelik böyle bir yasağa izin verilemez.
- This was published in a trade magazine a few years ago.
- Bu birkaç yıl önce ticaret konulu bir dergide yayınlanmıştı.
- A new magazine has just come out.
- Yeni bir dergi çıktı.
- He took a quick look at the magazine.
- Dergiye göz attı.
- What magazines do you subscribe to?
- Hangi dergiye abonesin?
- Give me that magazine, please.
- Bana o dergiyi ver, lütfen.
- Are these magazines yours?
- Bu dergiler senin mi?
- The magazine is published bimonthly.
- Dergi iki ayda bir yayınlanıyor.
- Show him the magazine.
- Ona dergiyi göster.
- Is this a newspaper or a magazine?
- Bu bir gazete mi yoksa dergi mi?
- I haven't been reading any books or magazines lately.
- Son zamanlarda hiç kitap ya da dergi okumadım.
- The magazine you lent me is very interesting.
- Bana ödünç verdiğiniz dergi çok ilginç.
- Hand me that magazine.
- O dergiyi bana ver.
- Here's the magazine you were looking for.
- İşte aradığın dergi.
- When he opens a magazine, he will usually read his horoscope first.
- Bir dergi açtığında, genellikle ilk olarak burcunu okur.
- A magazine can tell more about a story than a newspaper.
- Bir dergi bir hikaye hakkında bir gazeteden daha fazla şey söyleyebilir.
- When will the new magazine come out?
- Yeni dergi ne zaman çıkacak?
- I am fanning myself with a magazine.
- Bir dergiyle kendimi yelliyorum.
- What's your favorite magazine?
- En sevdiğiniz dergi hangisi?
- There's an interesting article in this magazine about education problems.
- Bu dergide eğitim sorunları hakkında ilginç bir makale var.
- We will not add more pictures to our magazine.
- Dergimize daha fazla resim eklemeyeceğiz.
- Our magazine's readership numbers in the thousands.
- Dergimizin okuyucu sayısı binlerle ifade ediliyor.
- This magazine is issued every month.
- Bu dergi her ay çıkıyor.
- Tom picked up a magazine.
- Tom bir dergi aldı.
- She laid the magazine on the table.
- O, dergiyi masaya koydu.
- This magazine helps me to keep up with what's happening in the world.
- Bu dergi dünyada neler olup bittiğini takip etmeme yardımcı oluyor.
- According to this magazine, the economic situation in Japan is getting worse year by year.
- Bu dergiye göre, Japonya'da ekonomik durum yıldan yıla gittikçe kötüleşiyor.
- I am fanning myself with a magazine.
- Kendimi bir dergiyle yelpazeliyorum.
- How many magazines are on the desk?
- Masada kaç tane dergi var?
- Could you bring me a Time magazine?
- Bana bir Time dergisi getirebilir misin?
- The governor's speech was published in the magazine.
- Valinin konuşması dergide yayınlandı.
- Are you done with that magazine?
- Dergi ile işin bitti mi?
- How many magazines did you buy last month?
- Geçen ay kaç tane dergi aldın?
- Tom closed the magazine and put it into his knapsack.
- Tom dergiyi kapattı ve sırt çantasına koydu.
- Tom took a magazine out of his briefcase and began reading it.
- Tom evrak çantasından bir dergi çıkardı ve onu okumaya başladı.
- Sami answered an ad in a magazine.
- Sami bir dergideki bir ilana cevap verdi.
- Do they sell magazines at the school store?
- Okulun mağazasında dergi satıyorlar mı?
- Tom bought a weekly magazine at the station.
- Tom, istasyonda, haftalık bir dergi aldı.
- How many subscribers does this magazine have?
- Bu dergiyi kaç tane abonesi var?
- Show her the magazine.
- Ona dergiyi göster.
- I saw it in a magazine.
- Onu bir dergide gördüm.
- What magazines do you subscribe to?
- Hangi dergilere abone olursunuz?
- The magazine acquired a lot of readers this year.
- Dergi bu yıl bir sürü okuyucu kazandı.
- It's foolish to read such a magazine.
- Böyle bir dergiyi okumak aptallıktır.
- I saw it in a magazine.
- Bir dergide görmüştüm.
- I rarely read magazines.
- Nadiren dergiler okudum.
- Marina read magazines on weekends.
- Marina hafta sonları dergi okur.
- The magazines were dog-eared.
- Dergilerin sayfaları kıvrılmıştı.
- Give me the magazine, please.
- Dergiyi bana ver, lütfen.
- His new book received accolades from the magazines.
- Yeni kitabı dergilerden övgüler aldı.
- According to this magazine, the economic situation in Japan is getting worse year by year.
- Bu dergiye göre, Japonya'daki ekonomik durum her geçen yıl daha da kötüye gidiyor.
- Tom has written many magazine articles on whales.
- Tom balinalar hakkında birçok dergi makalesi yazdı.
- I like reading magazines.
- Dergi okumak hoşuma gider.
- I found a stack of old National Geographic magazines at my parents' house.
- Ailemin evinde bir yığın eski National Geographic dergisi buldum.
- I read five different magazines each month.
- Her ay beş farklı dergi okuyorum.
- Have you taken out a subscription to any magazine?
- Herhangi bir dergiye abonelik aldınız mı?
- That magazine is aimed at teenagers.
- Bu dergi gençlere yönelik.
- I subscribed to a new email magazine.
- Yeni bir e-posta dergisine abone oldum.
- They borrow magazines from Taninna.
- Taninna'dan dergi ödünç alıyorlar.
- Show Tom the magazine.
- Tom'a dergiyi göster.
- Would you like a newspaper or magazine?
- Gazete ya da dergi ister misiniz?
- There are my sister's magazines.
- Orada kız kardeşimin dergileri var.
- Tom picked up a magazine and started flipping through its pages.
- Tom bir dergiyi aldı ve onun sayfalarına göz atmaya başladı.
- Bring me the magazines.
- Bana dergileri getir.
- What magazines do you subscribe to?
- Hangi dergilere abonesiniz?
- This shop has all kinds of foreign-language magazines.
- Bu dükkanda her türlü yabancı dilde dergi var.
- The magazine comes out every week.
- Dergi, her hafta çıkıyor.
- I got this recipe from a magazine.
- Bu yemek tarifini bir dergiden aldım.
- Tom put the magazine on the coffee table.
- Tom dergiyi sehpanın üzerine koydu.
- The magazine is published bimonthly.
- Dergi iki ayda bir yayınlanır.
- Tom started flipping through the pages of the magazine Mary had given him.
- Tom Mary'nin ona verdiği derginin sayfalarına göz atmaya başladı.
- Thank you for buying me this magazine.
- Bana bu dergiyi aldığın için teşekkür ederim.
- Where can I buy a magazine?
- Nereden dergi alabilirim?
- May I have this magazine?
- Bu dergiyi alabilir miyim?
- Why didn't you read the magazine?
- Dergiyi niçin okumadın?
- Where can I buy a magazine?
- Nereden bir dergi alabilirim?
- He is a reporter for Time magazine.
- Time dergisi için muhabirlik yapıyor.
- I read five different magazines each month.
- Ben her ay beş farklı dergi okurum.
- The magazine you lent me is very interesting.
- Bana ödünç verdiğin dergi çok ilgi çekici.
- When does the magazine come out?
- Dergi ne zaman çıkıyor?
- Are you done with that magazine?
- O dergiyle işin bitti mi?
- She likes to read magazines.
- O, dergi okumaktan hoşlanır.
- May I look at that magazine?
- Şu dergiye bakabilir miyim?
- One magazine is for boys, and another for girls.
- Bir dergi erkekler için, diğeri de kızlar için.
- It took her more than three months to read through the magazine.
- Dergiyi okuması üç aydan fazla sürdü.
- When he opens a magazine, he will usually read his horoscope first.
- Bir dergiyi açtığında, genellikle önce burcunu okur.
- Marina read magazines on weekends.
- Marina hafta sonları dergi okurdu.
- The magazine comes out every week.
- Dergi, her hafta çıkar.
- The magazines were sold out.
- Dergiler tükenmişti.
- Is this a newspaper or a magazine?
- Bu bir gazete mi yoksa bir dergi mi?
- Where can I buy that magazine?
- O dergiyi nereden alabilirim?
- Are you finished with that magazine?
- Dergi ile işin bitti mi?
- Tom cut Mary's picture out of the magazine.
- Tom dergiden Mary'nin resmini kesti.
- Unless you work for a food magazine, people don't pay you to eat and drink.
- Bir yemek dergisinde çalışmıyorsan, insanlar sana yiyip içmen için para ödemez.
- Show them the magazine.
- Onlara dergiyi göster.
- I bought a magazine in a store.
- Mağazadan bir dergi aldım.
- Do you have any Japanese magazines?
- Hiç Japon derginiz var mı?
- I found a stack of old National Geographic magazines at my parents' house.
- Ebeveynlerimin evinde bir yığın National Geographic dergisi buldum.
Show More (97)
|