|
- Mr Bouwman mentioned that middle-aged workers had asked him at a fair what he could do about work for them.
- Bay Bouwman, bir fuarda orta yaşlı işçilerin kendilerine iş konusunda ne yapabileceklerini sorduklarını belirtti.
- They're a nice middle-aged couple, just like us.
- Tıpkı bizim gibi orta yaşlı hoş bir çiftler.
- They're a nice middle-aged couple, just like us.
- Orta yaşlı sevimli bir çift, tıpkı bizim gibi.
- She's a middle-aged fat woman.
- O, orta yaşlı şişman bir kadındır.
- The speaker is middle-aged.
- Konuşmacı orta yaşlı.
- She was a middle-aged woman.
- Orta yaşlı bir kadındı.
- Tom is a middle-aged man.
- Tom orta yaşlı bir adam.
- A middle-aged woman with a knapsack on her back seemed to be looking for a place to sit down.
- Sırtında sırt çantası olan orta yaşlı bir kadın oturacak bir yer arıyor gibiydi.
- She's a middle-aged fat woman.
- O orta yaşlı şişman bir kadın.
- Tom is a middle-aged man.
- Tom orta yaşlı bir adamdır.
- She was a middle-aged woman.
- O, orta yaşlı bir kadındı.
- The speaker is middle-aged.
- Spiker orta yaşlıdır.
- Tom saw an attractive middle-aged lady in the park.
- Tom parkta orta yaşlı çekici bir kadın gördü.
- The middle-aged women kept talking loudly all the way.
- Orta yaşlı kadınlar yol boyunca yüksek sesle konuşup durdular.
Show More (11)
|