1 |
nod |
baş sallamak |
v. |
|
- I nodded once.
- Bir kez başımı salladım.
- Tom and Mary nod at each other knowingly.
- Tom ve Mary birbirlerine bilerek başlarını sallıyorlar.
- Tom nodded affirmatively.
- Tom olumlu anlamda başını salladı.
- Tom nodded and headed for the door.
- Tom başını salladı ve kapıya yöneldi.
- Tom nodded his head in approval.
- Tom onaylayarak başını salladı.
- He nodded encouragingly.
- O teşvik edici bir şekilde başını salladı.
- I nodded encouragingly.
- Cesaretle başımı salladım.
- Tom nodded nervously.
- Tom endişeyle başını salladı.
- Tom smiled and nodded.
- Tom gülümsedi ve başını salladı.
- Tom nodded and left.
- Tom başını salladı ve gitti.
- Tom nodded with a smile.
- Tom bir gülümseme ile başını salladı.
- Tom and Mary nodded to each other politely.
- Tom ve Mary birbirlerine kibarca başlarını salladılar.
- Tom nodded quickly.
- Tom hızlıca başını salladı.
- Tom nodded again.
- Tom tekrar başını salladı.
- Tom and I nodded to each other.
- Tom ve ben birbirimize baş sallayarak selam verdik.
- Tom nodded politely.
- Tom kibarca başını salladı.
- Tom nodded his approval.
- Tom onayladığını başını sallayarak gösterdi.
- Tom nodded nervously.
- Tom sinirli bir biçimde başını salladı.
- Tom nodded to Mary.
- Tom Mary'ye başını salladı.
- He nodded in response to my question.
- Sorumu yanıtlamak için başını salladı.
- Tom nodded OK.
- Tom tamam anlamında başını salladı.
- Tom nodded encouragingly.
- Tom cesaretle başını salladı.
- Tom and Mary nodded to each other.
- Tom ve Mary birbirlerine başlarını salladılar.
- Tom nodded without saying anything.
- Tom hiçbir şey söylemeden başını salladı.
- She nodded encouragingly.
- O, teşvik edici bir şekilde başını salladı.
- She nodded in response to my question.
- Soruma cevap olarak başını salladı.
- Tom nodded his head in agreement.
- Tom başını sallayarak onayladı.
- My grandfather nodded and smiled at me.
- Büyükbabam başını salladı ve gülümsedi.
- I nodded to Tom.
- Tom'a başımı salladım.
- Tom nodded his head to show his agreement.
- Tom kabul ettiğini göstermek için başını salladı.
- My grandfather nodded and smiled at me.
- Dedem başını salladı ve bana gülümsedi.
- He nodded encouragingly.
- O cesaretle başını salladı.
- They nodded silently.
- Sessizce başlarını salladılar.
- The kids nodded obediently.
- Çocuklar itaatkar bir şekilde başını salladı.
- The kids nodded obediently.
- Çocuklar itaatkâr bir şekilde başlarını salladılar.
- I nodded at Tom again.
- Tom'a tekrar başımı salladım.
- Tom nodded faintly.
- Tom hafifçe başını salladı.
- Tom nodded as if he understood what Mary was talking about.
- Tom, Mary'nin neden bahsettiğini anlamış gibi başını salladı.
- Tom nodded unenthusiastically.
- Tom hevessiz bir şekilde başını salladı.
- The clerk nodded, so the woman wrote a check and handed it over.
- Katip başını salladı, kadın da bir çek yazıp teslim etti.
- Tom nodded once.
- Tom bir kez başını salladı.
- Tom nodded knowingly.
- Tom bilerek başını salladı.
- I nodded.
- Başımı salladım.
- I nodded back.
- Başımı salladım.
- They nodded silently.
- Onlar sessizce başını salladı.
- Tom nodded silently.
- Tom sessizce başını salladı.
- Tom nodded.
- Tom başını salladı.
- A nod is a sign of agreement.
- Baş sallama, bir onay işaretidir.
- Tom nodded his head a few times.
- Tom bir kaç kere başını salladı.
- Tom nodded curtly.
- Tom kısaca başını salladı.
- Tom nodded approvingly.
- Tom onaylarcasına başını salladı.
- She answered with a nod.
- Başını sallayarak cevap verdi.
- Tom nodded yes.
- Tom evet anlamında başını salladı.
- He nodded in response to my question.
- Soruma cevap olarak başını salladı.
- I nodded and left.
- Başımı salladım ve çıktım.
- Tom nodded to me.
- Tom bana başını salladı.
- Tom nodded reluctantly.
- Tom isteksizce başını salladı.
- I nodded OK.
- Başımı sallayıp onay verdim.
- Tom nodded faintly.
- Tom belli belirsiz başını salladı.
- Tom nodded understandingly.
- Tom anlayışla başını salladı.
- Tom nodded sympathetically.
- Tom sempatik bir şekilde başını salladı.
- He nodded to me as he passed.
- O, geçerken bana başını salladı.
- He nodded when I asked if he understood.
- Anladın mı diye sorduğumda başını salladı.
- Tom nodded again.
- Tom yine başını salladı.
- Tom nodded slightly.
- Tom hafifçe başını salladı.
- Tom nodded his head a few times.
- Tom birkaç kez başını salladı.
- Tom nodded thoughtfully.
- Tom düşünceli bir şekilde başını salladı.
- She nodded encouragingly.
- O cesaretle başını salladı.
- Tom nodded with a smile.
- Tom gülümseyerek başını salladı.
- Tom nodded slowly.
- Tom yavaşça başını salladı.
- Tom nodded his head in agreement.
- Tom onaylayarak başını salladı.
- Tom nodded to Mary.
- Tom, Mary'ye başını salladı.
- Tom nodded enthusiastically.
- Tom şevkle başını salladı.
- A nod is a sign of agreement.
- Baş sallamak, bir anlaşma işaretidir.
- Tom nodded his head.
- Tom başını salladı.
- The guests in the international hotel often nod and smile.
- Uluslararası oteldeki konuklar genellikle başlarını sallayıp gülümserler.
- Tom nodded his head in thanks.
- Tom başını sallayarak teşekkür etti.
- Tom nodded his head to show his agreement.
- Tom onayını göstermek için başını salladı.
- Tom nodded his head and left.
- Tom başını salladı ve gitti.
- I nodded to show that I agreed.
- Kabul ettiğimi göstermek için başımı salladım.
- I nodded back.
- Ben de başımı salladım.
- Tom nodded quickly.
- Tom hızla başını salladı.
- Grandfather nodded toward me.
- Dedem bana doğru başını salladı.
- Tom stroked his goatee and nodded.
- Tom top sakalını okşadı ve başını salladı.
- Tom stroked his goatee and nodded.
- Tom keçi sakalını sıvazladı ve başını salladı.
- He acknowledged my presence with a nod.
- Başını sallayarak varlığımı onayladı.
- Tom nodded approval.
- Tom onaylarcasına başını salladı.
- Tom nodded enthusiastically.
- Tom coşkuyla başını salladı.
- Tom nodded immediately.
- Tom hemen başını salladı.
- I nodded and left.
- Başımı salladım ve ayrıldım.
- Tom nodded hesitantly.
- Tom tereddütle başını salladı.
- He nodded when I asked if he understood.
- Anlayıp anlamadığını sorduğumda başını salladı.
- I nodded OK.
- Onaylayarak başımı salladım.
- He nodded to me.
- O, bana başını salladı.
- Tom nodded his head in thanks.
- Tom minnetle başını salladı.
Show More (92)
|
2 |
nod |
başla onaylamak |
v. |
|
- Mr Haarder is nodding in agreement.
- Bay Haarder başıyla onaylıyor.
- Tom nodded curtly.
- Tom başıyla onayladı.
- He acknowledged my presence with a nod.
- Varlığımı başıyla onayladı.
- She nodded in response to my question.
- Sorumun cevabını başıyla onayladı.
- Tom nodded his approval.
- Tom başıyla onayladı.
- I nodded OK.
- Başımla onayladım.
- Tom nodded his agreement.
- Tom başıyla onayladı.
- Tom nodded back.
- Tom başıyla onayladı.
Show More (5)
|
3 |
nod |
kafa sallamak (olumlu anlamda) |
v. |
|
- Tom nodded as if he understood what Mary was talking about.
- Tom Mary'nin bahsettiği şeyi anlamış gibi kafasını salladı.
- I nodded at Tom again.
- Tom'a bir daha kafamı salladım.
- I nodded to Tom.
- Tom'a kafamı salladım.
- I see you nodding.
- Senin kafa salladığını görüyorum.
- Grandfather nodded toward me.
- Büyükbaba bana doğru kafasını salladı.
- I nodded.
- Kafamı salladım.
- The guests in the international hotel often nod and smile.
- Uluslararası oteldeki misafirler sık sık kafa sallar ve gülümser.
Show More (4)
|
4 |
nod |
başıyla selam vermek |
v. |
|
- Tom gave Mary a nod.
- Tom Mary'ye başıyla selam verdi.
- He nodded to me as he passed.
- Geçerken bana başıyla selam verdi.
- He nodded to me.
- Bana başıyla selam verdi.
Show More (0)
|
5 |
nod |
başını sallamak |
v. |
|
- Tom is nodding.
- Tom başını sallıyor.
- I see you nodding.
- Başını salladığını görüyorum.
- Tom has a nodding acquaintance with Mary.
- Tom'un Mary ile başını sallayarak bir tanışıklığı var.
Show More (0)
|
6 |
nod |
başı ile onaylamak |
v. |
|
- Tom nodded without saying anything.
- Tom bir şey söylemeden başı ile onayladı.
Show More (-2)
|
7 |
nod |
baş işareti |
n. |
|
- Tom signaled Mary with a nod.
- Tom, Mary'ye başıyla işaret etti.
Show More (-2)
|