|
- Mr Varela, I will see to it that all of the language versions are cross-checked once more.
- Sayın Varela, tüm dil versiyonlarının bir kez daha çapraz kontrolden geçirilmesini sağlayacağım.
- Could you clarify this for me once more?
- Bunu benim için bir kez daha açıklığa kavuşturabilir misiniz?
- In this connection, I also wish to argue once more in favour of uniform statistics.
- Bu bağlamda, bir kez daha tek tip istatistikler lehinde konuşmak istiyorum.
- As I said yesterday, our main challenge for the coming year will be enlargement once more.
- Dün de söylediğim gibi, önümüzdeki yıl karşılaşacağımız başlıca zorluk bir kez daha genişleme olacaktır.
- I should also like to mention this once more.
- Bunu da bir kez daha belirtmek isterim.
- You refer several times in your White Paper to getting back to basics, on focusing on basics once more.
- Beyaz Kitabınızda birkaç kez temellere geri dönmekten, bir kez daha temellere odaklanmaktan bahsediyorsunuz.
- There are two reasons for this development, and it is useful to run over them once more.
- Bu gelişmenin iki nedeni var ve bunları bir kez daha gözden geçirmekte fayda var.
- Or will the economic arguments prevail tomorrow once more over the arguments for security and prevention of terrorism?
- Yoksa ekonomik argümanlar yarın bir kez daha güvenlik ve terörizmin önlenmesi argümanlarına üstün mü gelecek?
- In conclusion, the Commission would like once more to thank Parliament for this resolution.
- Sonuç olarak Komisyon, Parlamentoya bu karar için bir kez daha teşekkür eder.
- I should like to point this out once more here.
- Bunu burada bir kez daha belirtmek isterim.
- Now is the time to decide that we cannot fail once more.
- Şimdi bir kez daha başarısız olamayacağımıza karar verme zamanıdır.
- Perhaps you will allow me to draw your attention once more to a few elements.
- Belki dikkatinizi birkaç unsura bir kez daha çekmeme izin verirsiniz.
- On that point, I should also like to call once more for particular attention to the shrimp sector.
- Bu noktada, bir kez daha karides sektörüne özel dikkat gösterilmesi çağrısında bulunmak istiyorum.
- Therefore, only if there is a woman fishing will there be large catches of fish once more.
- Bu nedenle, ancak bir kadın balık tutarsa bir kez daha büyük balık avları olacaktır.
- In so doing I should like to thank him personally once more for his work as a rapporteur.
- Bu vesileyle raportör olarak yaptığı çalışmalardan dolayı kendisine bir kez daha teşekkür etmek isterim.
- It outlines once more a number of aspects very clearly and offers specific directions for solutions.
- Bir dizi hususu bir kez daha çok net bir şekilde özetlemekte ve çözüm için belirli yönergeler sunmaktadır.
- These are positive proposals which should be adopted once more by this Parliament and which I support.
- Bunlar, bu Parlamento tarafından bir kez daha kabul edilmesi gereken ve benim de desteklediğim olumlu tekliflerdir.
- It underlines once more its strict opposition to the death penalty.
- İdam cezasına kesinlikle karşı olduğunu bir kez daha vurgular.
- By attacking a judge this time, the terrorists are demonstrating this once more.
- Teröristler bu kez bir hakime saldırarak bunu bir kez daha göstermiş oldular.
- Now it seems that Spain is the culprit once more.
- Görünen o ki İspanya bir kez daha suçlu.
- I should also like to mention this once more.
- Bu konuya da bir kez daha değinmek istiyorum.
- On the subject of the basis of the debate, I would like to express, or state once more, three convictions.
- Tartışmanın temeli konusunda üç kanaatimi ifade etmek ya da bir kez daha belirtmek istiyorum.
- Once more, thank you for a superb Presidency and congratulations on the result.
- Bir kez daha mükemmel Başkanlığınız için teşekkür eder ve sonuçtan dolayı sizi tebrik ederim.
- In this connection, I also wish to argue once more in favour of uniform statistics.
- Bu bağlamda bir kez daha tek tip istatistikler lehinde konuşmak istiyorum.
- I would like to focus once more on two particular points.
- Özellikle iki noktaya bir kez daha odaklanmak istiyorum.
- Mr Menéndez del Valle, allow me once more to cross swords with you.
- Sayın Menéndez del Valle, sizinle bir kez daha kılıçları çekmeme izin verin.
- On that point, I should also like to call once more for particular attention to the shrimp sector.
- Bu noktada bir kez daha karides sektörüne özel dikkat gösterilmesi çağrısında bulunmak istiyorum.
- Secondly, there is no arguing about matters of taste, and on that we are once more in agreement.
- İkinci olarak, zevk meseleleri hakkında tartışmaya gerek yok ve bu konuda bir kez daha hemfikiriz.
- And those choices, I should like to underline once more, must serve the interests of all European citizens.
- Ve bir kez daha altını çizmek isterim ki bu seçimler tüm Avrupa vatandaşlarının çıkarlarına hizmet etmelidir.
- Would you be so kind as to explain this to us once more, so that we can proceed to the vote?
- Oylamaya geçebilmemiz için bunu bize bir kez daha açıklama nezaketini gösterir misiniz?
- I should like to stress once more that in this whole process the social dimension is being wholly neglected.
- Bütün bu süreçte sosyal boyutun tamamen ihmal edildiğini bir kez daha vurgulamak isterim.
- I would once more congratulate them on their responsible approach.
- Bu sorumlu yaklaşımlarından dolayı kendilerini bir kez daha tebrik ediyorum.
- Will you let me try once more?
- Bir kez daha denememe izin verir misiniz?
- I think it would be good to talk once more with the boss.
- Bence patronla bir kez daha konuşmak iyi olur.
- Please read it once more.
- Lütfen bunu bir kez daha oku.
- Answer this question once more, please.
- Lütfen bu soruya bir kez daha cevap ver.
- Let's try to make the call once more.
- Bir kez daha aramayı deneyelim.
- Read it once more, please.
- Onu bir kez daha okuyun, lütfen.
- Could you please explain it once more?
- Lütfen bir kez daha açıklar mısınız?
- Read the message once more.
- Mesajı bir kez daha okuyun.
- Why don't we try once more?
- Neden bir kez daha denemiyoruz?
- Explain it once more, Jerry.
- Bir kez daha açıkla, Jerry.
- Please read it once more.
- Lütfen bir kez daha oku.
- Please say that once more.
- Lütfen bunu bir kez daha söyle.
- Once more, the night is over and a new morning begins.
- Bir kez daha, gece bitti ve yeni bir sabah başladı.
- I'll ask you once more.
- Sana bir kez daha soracağım.
- Will you let me try once more?
- Bir kez daha denememe izin verir misin?
- Let's try it once more.
- Bir kez daha deneyelim.
- Would you say it once more?
- Bir kez daha söyler misin?
- Try it once more.
- Bir kez daha deneyin.
- Try it once more.
- Bir kez daha dene.
- Would you say that once more, please?
- Bunu bir kez daha söyler misin, lütfen?
- If I read this book once more, I shall have read it three times.
- Eğer bu kitabı bir kez daha okursam, üç kez okumuş olacağım.
- I'll ask you once more.
- Bir kez daha soracağım.
- Read it once more.
- Bir kez daha oku.
- He told me that he would see it once more.
- Bana onu bir kez daha göreceğini söyledi.
- I want to go there once more.
- Ben bir kez daha oraya gitmek istiyorum.
- Try doing it once more.
- Bir kez daha yapmayı dene.
- Can I try doing it once more?
- Onu bir kez daha yapmayı deneyebilir miyim?
- Do that once more.
- Bunu bir kez daha yap.
- I want to see Tom once more.
- Tom'u bir kez daha görmek istiyorum.
- I'm going to explain it once more.
- Onu bir kez daha açıklayacağım.
- Please say that once more.
- Lütfen bir kez daha söyle.
- She'll try it once more.
- Bir kez daha deneyecek.
- I'd like to ask you the same question once more.
- Size aynı soruyu bir kez daha sormak istiyorum.
- He told me that he would see it once more.
- Bana bir kez daha göreceğini söyledi.
- Watch me do that once more.
- Bunu bir kez daha yapmamı izle.
- Read it once more, please.
- Bir kez daha oku, lütfen.
- I want to go there once more.
- Oraya bir kez daha gitmek istiyorum.
- Once more, the fundamentalist ideologies oppose to the great historical advances.
- Bir kez daha, köktendinci ideolojiler büyük tarihsel ilerlemelere karşı çıkıyor.
- Tom opened his eyes once more.
- Tom gözlerini bir kez daha açtı.
- I would like to see Tom once more.
- Tom'u bir kez daha görmek istiyorum.
- I think you should look at this once more.
- Sanırım buna bir kez daha bakmalısın.
- I'd like to ask you the same question once more.
- Aynı soruyu sana bir kez daha sormak istiyorum.
- Please tell me the story once more.
- Lütfen, bana hikayeyi bir kez daha anlat.
- Could you please explain it once more?
- Lütfen onu bir kez daha açıklar mısın?
- I think you should look at this once more.
- Bence buna bir kez daha bakmalısın.
- I'm going to explain it once more.
- Bir kez daha açıklayacağım.
- Let me explain it once more.
- Bir kez daha açıklayayım.
- Please tell me the story once more.
- Lütfen, bana hikayeyi bir kez daha anlatın.
- Will you let me try once more?
- Bir kez daha denememe izin verecek misin?
- The young widow got engaged once more.
- Genç dul bir kez daha nişanlandı.
- I think it would be good to talk once more with the boss.
- Patronla bir kez daha konuşmanın iyi olacağını düşünüyorum.
- I would like to see Tom once more.
- Tom'u bir kez daha görmek isterdim.
- Read it once more.
- Onu bir kez daha okuyun.
- Explain it once more, Jerry.
- Onu bir kez daha açıkla, Jerry.
- Would you mind saying that once more?
- Onu bir kez daha söyler misiniz?
- Let's try once more.
- Bir kez daha deneyelim.
- Please say it once more.
- Lütfen onu bir kez daha söyleyin.
- Would you mind saying that once more?
- Bir kez daha söyler misiniz?
- Would you say it once more?
- Onu bir kez daha söyler misin?
- You probably think you know how to do this, but let me explain it once more.
- Muhtemelen bunu nasıl yapacağınızı bildiğinizi düşünüyorsunuz, ama bir kez daha açıklamama izin verin.
- You probably think you know how to do this, but let me explain it once more.
- Muhtemelen bunu nasıl yapacağını bildiğini düşünüyorsun ama bunu bir kez daha açıklayayım.
- Oh, if I could see Mary's face once more in my life.
- Ah, Mary'nin yüzünü hayatımda bir kez daha görebilseydim.
- Try doing it once more.
- Onu bir kez daha yapmayı dene.
- Once more, please.
- Bir kez daha, lütfen.
Show More (94)
|
