|
- People came to drink orange juice more and more.
- İnsanlar giderek daha fazla portakal suyu içer olmuştu.
- I sucked orange juice through a straw.
- Bir pipetle portakal suyunu emdim.
- A glass of wine, a beer, an orange juice, and a coffee with milk.
- Bir bardak şarap, bir bira, bir portakal suyu ve bir sütlü kahve.
- Orange juice is the most popular juice in America.
- Portakal suyu Amerika'daki en popüler meyve suyudur.
- Two glasses of orange juice, please.
- İki bardak portakal suyu, lütfen.
- Tom almost spit out his orange juice.
- Tom neredeyse portakal suyunu tükürüyordu.
- The girl usually drinks orange juice.
- Kız genelde portakal suyu içer.
- Tom took the orange juice out of the refrigerator.
- Tom portakal suyunu buzdolabından çıkardı.
- Mary gulped down a tall glass of orange juice.
- Mary büyük bir bardak portakal suyunu tek nefeste içti.
- She filled the jug with orange juice.
- Sürahiyi portakal suyuyla doldurdu.
- Tom held out his empty glass and Mary filled it with orange juice.
- Tom boş bardağını uzattı ve Mary bardağa portakal suyu doldurdu.
- I'll have some cereal and orange juice.
- Biraz mısır gevreği ve portakal suyu alacağım.
- Orange juice or champagne?
- Portakal suyu mu şampanya mı?
- Tom squeezed this orange juice himself.
- Tom bu portakal suyunu kendisi sıktı.
- I don't like orange juice.
- Portakal suyunu sevmiyorum.
- Tom drinks 100% pure orange juice every day.
- Tom her gün %100 saf portakal suyu içer.
- Tom took the orange juice out of the refrigerator.
- Tom buzdolabından portakal suyunu çıkardı.
- I poured myself another glass of orange juice.
- Kendime bir bardak portakal suyu doldurdum.
- Did you really spike the orange juice?
- Gerçekten portakal suyu katmak istedin mi?
- Mary gulped down a tall glass of orange juice.
- Mary uzun bir bardak portakal suyunu yutar gibi içti.
- Orange juice, please.
- Portakal suyu lütfen.
- Did you really spike the orange juice?
- Gerçekten portakal suyunu karıştırdın mı?
- Hello, I would like some fresh orange juice.
- Merhaba, ben biraz taze portakal suyu istiyorum.
- Mother bought two bottles of orange juice.
- Anne iki şişe portakal suyu aldı.
- Tom drank some orange juice.
- Tom biraz portakal suyu içti.
- Don't you want any orange juice?
- Portakal suyu istemiyor musunuz?
- Tom offered me some orange juice.
- Tom bana biraz portakal suyu ikram etti.
- Do you have any orange juice?
- Portakal suyunuz var mı?
- I want some orange juice.
- Biraz portakal suyu istiyorum.
- Don't let Tom drink any orange juice.
- Tom'un portakal suyu içmesine izin verme.
- How much orange juice do you want me to buy?
- Ne kadar portakal suyu almamı istiyorsun?
- More and more people drink orange juice.
- Gittikçe daha fazla insan portakal suyu içiyor.
- Tom drinks 100% pure orange juice every morning.
- Tom, her sabah% 100 saf portakal suyu içiyor.
- I'd like orange juice, please.
- Portakal suyu istiyorum, lütfen.
- People came to drink orange juice more and more.
- İnsanlar giderek daha fazla portakal suyu içmeye geldi.
- I'm drinking orange juice.
- Ben portakal suyu içiyorum.
- Tom poured two glasses of orange juice and handed one to Mary.
- Tom iki bardak portakal suyu doldurdu ve birini Mary'ye uzattı.
- He drank orange juice out of a bottle.
- O bir şişeden portakal suyu içti.
- The girl usually drinks orange juice.
- Kız genellikle portakal suyu içiyor.
- Tom filled the three glasses with orange juice.
- Tom üç bardağı portakal suyuyla doldurdu.
- I poured myself another glass of orange juice.
- Kendime bir bardak portakal suyu daha doldurdum.
- I'm drinking orange juice.
- Portakal suyu içiyorum.
- How much does the orange juice cost?
- Portakal suyu ne kadar?
- Tom ate a turkey sandwich and drank a glass of orange juice.
- Tom hindili sandviç yedi ve bir bardak portakal suyu içti.
- Tom offered me some orange juice.
- Tom bana biraz portakal suyu teklif etti.
- I'd like an orange juice.
- Ben bir portakal suyu istiyorum.
- I'd like orange juice.
- Portakal suyu istiyorum.
- Would you like some orange juice?
- Biraz portakal suyu ister misiniz?
- There's orange juice in the refrigerator.
- Buzdolabında portakal suyu var.
- I feel amazing thanks to Tom's special orange juice.
- Tom'un özel portakal suyu sayesinde harika hissediyorum.
- Orange juice is the most popular juice in America.
- Portakal suyu, Amerika'nın en popüler meyve suyudur.
- Mary gulped down a tall glass of orange juice.
- Mary büyük bir bardak portakal suyunu yutuverdi.
- Tom drinks 100% pure orange juice every morning.
- Tom her sabah %100 saf portakal suyu içer.
- The Tequila Sunrise is made with orange juice, tequila, and grenadine.
- Tequila Sunrise portakal suyu, tekila ve nar ile yapılır.
- Tom ordered a glass of orange juice and a cup of coffee.
- Tom bir bardak portakal suyu ve bir fincan kahve sipariş etti.
- I'd like an orange juice.
- Portakal suyu istiyorum.
- We sell orange juice.
- Portakal suyu satarız.
- Tom drank his orange juice.
- Tom portakal suyunu içti.
- He drank orange juice out of a bottle.
- Bir şişeden portakal suyu içti.
- Tom went to the refrigerator and took out a pitcher of the orange juice.
- Tom buzdolabına gitti ve bir sürahi portakal suyu çıkardı.
- We sell orange juice.
- Portakal suyu satıyoruz.
- Do you have any orange juice?
- Hiç portakal suyun var mı?
- Tom drinks orange juice and coffee at night and wine or beer in the morning.
- Tom geceleri portakal suyu ve kahve, sabahları da şarap ya da bira içer.
- My mother bought two bottles of orange juice.
- Annem iki şişe portakal suyu aldı.
- Yes, orange juice please, says Mike.
- Evet, portakal suyu lütfen, diyor Mark.
- They gave him a glass of orange juice laced with vodka.
- Ona votka katılmış bir bardak portakal suyu verdiler.
- The Tequila Sunrise is made with orange juice, tequila, and grenadine.
- Tequila Sunrise portakal suyu, tekila ve nar ekşisi ile yapılır.
- Would you like some more orange juice?
- Biraz daha portakal suyu ister misiniz?
- Tom drank a glass of orange juice.
- Tom bir bardak portakal suyu içti.
- Did you drink this orange juice?
- Bu portakal suyunu içtin mi?
- Tom filled the three glasses with orange juice.
- Tom üç bardağı portakal suyu ile doldurdu.
- I'd like orange juice.
- Ben portakal suyu istiyorum.
- Tom poured two glasses of orange juice and handed one to Mary.
- Tom iki bardak portakal suyu doldurdu ve birini Mary'ye verdi.
- I'll have some cereal and orange juice.
- Biraz kahvaltılık gevrek ve portakal suyu alacağım.
- The girl drinks orange juice.
- Kız portakal suyu içiyor.
- Tom ate a turkey sandwich and drank a glass of orange juice.
- Tom bir hindili sandviç yedi ve bir bardak portakal suyu içti.
- I drank some orange juice.
- Biraz portakal suyu içtim.
- I sucked orange juice through a straw.
- Portakal suyunu pipetle emdim.
- Hello, I would like some fresh orange juice.
- Merhaba, biraz taze portakal suyu istiyorum.
- Don't you want any orange juice?
- Portakal suyu istemez misiniz?
- Would you like some orange juice?
- Portakal suyu ister misiniz?
- Tom drinks 100% pure orange juice every day.
- Tom her gün %100 saf portakal suyu içiyor.
- I like orange juice.
- Portakal suyunu severim.
- Did you buy fresh orange juice or frozen orange juice?
- Taze portakal suyu mu yoksa dondurulmuş portakal suyu mu aldın?
- More and more people drink orange juice.
- Giderek daha fazla insan portakal suyu içiyor.
- Tom ordered a glass of orange juice and a cup of coffee.
- Tom bir bardak portakal suyu ve bir fincan kahve istedi.
- Jailson drank a delicious orange juice.
- Jailson lezzetli bir portakal suyu içti.
Show More (84)
|
