1 |
paddle |
kürek çekmek |
v. |
|
- Tom tried paddling his canoe upstream.
- Tom kanosuyla akıntıya karşı kürek çekmeye çalıştı.
- Tom tried paddling his canoe upstream.
- Tom kanosuyla akıntıya karşı kürek çekmeyi denedi.
- Tom and Mary were paddling a canoe down the river the last time I saw them.
- Tom ve Mary onları son gördüğümde nehrin aşağısına doğru bir kanoda kürek çekiyorlardı.
- Keep paddling.
- Kürek çekmeye devam edin.
Show More (1)
|
2 |
paddle |
raket (masatenisi için) |
n. |
|
- Tom can't remember which ping-pong paddle is his.
- Tom hangi ping-pong raketinin kendisine ait olduğunu hatırlayamıyor.
- Tom can't remember which ping-pong paddle is his.
- Tom hangi ping-pong raketinin onunki olduğunu hatırlayamıyor.
Show More (-1)
|
3 |
paddle |
kano kullanmak |
v. |
|
- Tom and Mary paddled their canoe along the shoreline, looking of a place to camp.
- Tom ve Mary kamp yapacak bir yer arayarak sahil boyunca kanolarını kullandılar.
Show More (-2)
|