|
- Pakistan must come to accept the idea of religious freedom for minorities.
- Pakistan azınlıklar için dini özgürlük fikrini kabul etmelidir.
- We must therefore call upon the Pakistan Government to comply with the international treaties.
- Bu nedenle Pakistan Hükümetini uluslararası anlaşmalara uymaya çağırmalıyız.
- We in this Parliament decided to terminate our parliamentary relationship with Pakistan.
- Bu Parlamento'da Pakistan ile parlamenter ilişkimizi sona erdirmeye karar verdik.
- The Commission will continue to stay engaged with Pakistan throughout the transition process.
- Komisyon geçiş süreci boyunca Pakistan ile ilişkilerini sürdürmeye devam edecektir.
- I intend to confine my comments to the conflict between India and Pakistan.
- Yorumlarımı Hindistan ve Pakistan arasındaki çatışmayla sınırlı tutmak niyetindeyim.
- In Pakistan people are being sentenced to death for belonging to a religion.
- Pakistan'da insanlar bir dine mensup oldukları için ölüme mahkum edilmektedir.
- Just over three years ago General Musharraf took power in Pakistan in a military coup.
- Üç yıldan biraz fazla bir süre önce General Müşerref askeri bir darbe ile Pakistan'da iktidarı ele geçirdi.
- We all want to see democracy restored in Pakistan.
- Hepimiz Pakistan'da demokrasinin yeniden tesis edildiğini görmek istiyoruz.
- That affects, for example, our future relationship with Pakistan.
- Bu, örneğin Pakistan ile gelecekteki ilişkilerimizi etkiler.
- In Pakistan people are being sentenced to death for belonging to a religion.
- Pakistan'da insanlar bir dine mensup oldukları için ölüm cezasına çarptırılmaktadır.
- We call on the government of Pakistan to refuse this regime any form of support, be it financial or moral.
- Pakistan hükûmetini bu rejime maddi ya da manevi her türlü desteği reddetmeye çağırıyoruz.
- We only need to look at Afghanistan and the refugee camps in Pakistan.
- Afganistan'a ve Pakistan'daki mülteci kamplarına bakmamız yeterli.
- The consequences for the people of Pakistan cannot be stressed enough.
- Bunun Pakistan halkı için doğuracağı sonuçları ne kadar vurgulasak azdır.
- The statement on the Pakistan election showed little commitment to this.
- Pakistan seçimlerine ilişkin açıklama bu konuda çok az kararlılık göstermiştir.
- Europe could suggest lifting sanctions and at the same time increasing the diplomatic pressure on Pakistan.
- Avrupa yaptırımların kaldırılmasını ve aynı zamanda Pakistan üzerindeki diplomatik baskının arttırılmasını önerebilir.
- The final subject you raised with me was the subject of Pakistan.
- Bana ilettiğiniz son konu Pakistan konusuydu.
- We also appeal to Pakistan to allow the refugees to be afforded protection.
- Ayrıca Pakistan'a mültecilere koruma sağlaması için çağrıda bulunuyoruz.
- The majority of these people come from Pakistan, Bangladesh, Sri Lanka, Afghanistan and first and foremost from Iraq.
- Bu kişilerin çoğunluğu Pakistan, Bangladeş, Sri Lanka, Afganistan ve en başta Irak'tan gelmektedir.
- Pakistan can no longer cope with the number of refugees and is sending them back to Afghanistan.
- Pakistan artık mülteci sayısıyla baş edemiyor ve onları Afganistan'a geri gönderiyor.
- Since then, the authorities in Pakistan have prevented the seven members of the crew from leaving Pakistan.
- O tarihten bu yana Pakistan'daki yetkililer mürettebatın yedi üyesinin Pakistan'dan ayrılmasını engelledi.
- On 11 September I was on my way to a mission to Afghanistan and to Pakistan.
- 11 Eylül'de Afganistan ve Pakistan'a bir görev için gidiyordum.
- It was not the European Union that trained, armed and helped the Taliban through Pakistan.
- Taliban'ı eğiten, silahlandıran ve Pakistan üzerinden yardım eden Avrupa Birliği değildi.
- Radical groups also threaten peace in the relationship between India and Pakistan, which remains tense.
- Radikal gruplar, gerginliğini koruyan Hindistan ve Pakistan arasındaki ilişkilerde de barışı tehdit etmektedir.
- We, together with UNHCR, will also need to take action in Pakistan.
- UNHCR ile birlikte Pakistan'da da harekete geçmemiz gerekecek.
- We, together with UNHCR, will also need to take action in Pakistan.
- Bizim, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ile birlikte, Pakistan'da da harekete geçmemiz gerekecektir.
- Pakistan is now a nuclear power that is even engaging in trade in nuclear technology, if you include North Korea.
- Pakistan, Kuzey Kore'yi de dahil ederseniz, artık nükleer teknoloji ticareti bile yapan bir nükleer güçtür.
- The first point relates to Pakistan's role in this issue.
- İlk husud Pakistan'ın bu meseledeki rolüyle ilgilidir.
- I also welcome the statement in the Seville declaration concerning India and Pakistan.
- Sevilla deklarasyonunda Hindistan ve Pakistan ile ilgili olarak yer alan ifadeyi de memnuniyetle karşılıyorum.
- We in this Parliament decided to terminate our parliamentary relationship with Pakistan.
- Biz bu Parlamento'da Pakistan ile parlamenter ilişkimizi sonlandırmaya karar verdik.
- We should also be endeavouring to play some sort of role in reducing the tensions between India and Pakistan.
- Ayrıca Hindistan ve Pakistan arasındaki gerilimin azaltılmasında bir tür rol oynamaya çalışmalıyız.
- The PSE Group expresses grave concern about India and Pakistan.
- PSE Grubu Hindistan ve Pakistan'a ilişkin ciddi endişelerini dile getirmektedir.
- The first point relates to Pakistan's role in this issue.
- İlk husus Pakistan'ın bu meseledeki rolüyle ilgilidir.
- Other reports of a similar kind denounce the situation in Pakistan and China.
- Benzer türden başka raporlar da Pakistan ve Çin'deki durumu kınıyor.
- We must also stress the importance of the work on restoring democracy in Pakistan continuing.
- Pakistan'da demokrasinin yeniden tesis edilmesine yönelik çalışmaların devam etmesinin önemini de vurgulamalıyız.
- The PSE Group expresses grave concern about India and Pakistan.
- PSE Grubu Hindistan ve Pakistan ile ilgili ciddi endişelerini dile getirmektedir.
- Extremist militia of Muslim activists who demand union with Pakistan are very active here.
- Pakistan ile birleşmeyi talep eden Müslüman aktivistlerden oluşan aşırılıkçı milisler burada çok aktiftir.
- These problems are not being raised here in order to accuse Pakistan or in a gesture of friendship towards India.
- Bu sorunlar burada Pakistan'ı suçlamak için ya da Hindistan'a karşı bir dostluk jesti olarak gündeme getirilmiyor.
- I have taken good note of the speeches, in particular those which relate to the conflict between India and Pakistan.
- Konuşmaları, özellikle de Hindistan ve Pakistan arasındaki çatışmayla ilgili olanları dikkatle not ettim.
- The Commission will continue to stay engaged with Pakistan throughout the transition process.
- Komisyon geçiş süreci boyunca Pakistan ile temas halinde kalmaya devam edecektir.
- It is not Europe that is in a position to contain the conflict between India and Pakistan.
- Hindistan ve Pakistan arasındaki çatışmayı kontrol altına alabilecek konumda olan Avrupa değildir.
- Other reports of a similar kind denounce the situation in Pakistan and China.
- Benzer türdeki diğer raporlar Pakistan ve Çin'deki durumu kınamaktadır.
- Tangible progress has been made with regard to Pakistan in recent days.
- Son günlerde Pakistan konusunda somut ilerlemeler kaydedildi.
- The people who continue to suffer are the ordinary people and civilians of India, Pakistan and Kashmir.
- Acı çekmeye devam eden insanlar Hindistan, Pakistan ve Keşmir'in sıradan insanları ve sivilleridir.
- I share the view that on balance he seems to be more part of the solution than part of the problem for Pakistan today.
- Bugün Pakistan için sorunun bir parçası olmaktan çok çözümün bir parçası gibi göründüğü görüşünü paylaşıyorum.
- Radical groups also threaten peace in the relationship between India and Pakistan, which remains tense.
- Radikal gruplar aynı zamanda Hindistan ve Pakistan arasındaki gergin ilişkilerde barışı tehdit etmektedir.
- Until we adopt a very firm policy towards Pakistan, the Taliban will continue to do what they have been doing for years.
- Pakistan'a karşı çok sert bir politika benimsemediğimiz sürece Taliban yıllardır yaptıklarını yapmaya devam edecektir.
- It is a mistake to give the key to, and the administration of, the humanitarian aid to Pakistan.
- İnsani yardımın anahtarının ve yönetiminin Pakistan'a verilmesi bir hatadır.
- It is crucial to state that implementation of the cooperation agreement does not rubber-stamp Pakistan's democracy.
- İş birliği anlaşmasının uygulanmasının Pakistan'ın demokrasisine lastik damga vurmadığını belirtmek çok önemlidir.
- There have been allegations of corruption for centuries in Pakistan.
- Pakistan'da yüzyıllardır yolsuzluk iddiaları var.
- How should our embassies in Pakistan receive people who apply to be allowed to come to our countries?
- Pakistan'daki büyükelçiliklerimiz ülkemize gelmek için başvuran kişileri nasıl karşılamalı?
- I believe Pakistan and India are countries with a high culture and long traditions.
- Pakistan ve Hindistan'ın yüksek kültüre ve uzun geleneklere sahip ülkeler olduğuna inanıyorum.
- Sindhi is a language of Pakistan spoken by the Sindhi people.
- Sindhi, Pakistan'da Sindhi halkı tarafından konuşulan bir dildir.
- What's the minimum salary in Pakistan?
- Pakistan'da en düşük maaş nedir?
- He came to see me all the way from Pakistan.
- Pakistan'dan buraya bütün bir yolu beni görmek için gelmiş.
- Bangladesh fought a war against Pakistan in 1971.
- Bangladeş 1971 yılında Pakistan'a karşı savaşmıştır.
- One hundred and sixteen people died as a result of a bomb attack in Pakistan.
- Pakistan'daki bir bombalı saldırı sonucunda yüz on altı kişi öldü.
- Sindhi is a language of Pakistan spoken by the Sindhi people.
- Sindçe, Sindhi halkı tarafından konuşulan bir Pakistan dilidir.
- Pakistan is a Muslim country.
- Pakistan Müslüman bir ülkedir.
- The Karakoram separates China from Pakistan.
- Karakoram Çin'i Pakistan'dan ayırmaktadır.
- The Karakoram separates China from Pakistan.
- Karakoram Çin'i Pakistan'dan ayırıyor.
- Osama bin Laden, leader of Al-Qaeda, was killed in Pakistan by American troops.
- El-Kaide lideri Usame bin Ladin, Pakistan'da Amerikan askerleri tarafından öldürüldü.
- Sindhi is a language of Pakistan spoken by the Sindhi people.
- Sintçe, Sint halkı tarafından konuşulan bir Pakistan dilidir.
- I spent my childhood in Pakistan.
- Çocukluğum Pakistan'da geçti.
- What's the minimum salary in Pakistan?
- Pakistan'da asgari ücret ne kadar?
- The region called Azad Kashmir in Pakistan is called Pakistan-Occupied Kashmir in India.
- Pakistan'da Azad Keşmir denilen bölgeye Hindistan'da Pakistan-Occupied Kashmir denir.
- He came to see me all the way from Pakistan.
- Pakistan'dan bütün yolu beni görmek için geldi.
- Most of the world's cotton is grown in China, India, the United States, and Pakistan.
- Dünyadaki pamuğun çoğu Çin, Hindistan, Amerika Birleşik Devletleri ve Pakistan'da yetiştirilmektedir.
- Al-Qaeda leader Osama Bin Laden has been killed by US forces in Pakistan.
- El-Kaide lideri Usame Bin Ladin Pakistan'da ABD güçleri tarafından öldürüldü.
- The region called Azad Kashmir in Pakistan is called Pakistan-Occupied Kashmir in India.
- Pakistan'da Azad Keşmir olarak adlandırılan bölge Hindistan'da Pakistan İşgali Altındaki Keşmir olarak adlandırılmaktadır.
- Most of the world's cotton is grown in China, India, the United States, and Pakistan.
- Dünyanın pamuğunun çoğu Çin, Hindistan, Amerika Birleşik Devletleri ve Pakistan'da yetiştirilir.
- One hundred and sixteen people died as a result of a bomb attack in Pakistan.
- Pakistan'daki bir bombalı saldırı sonucu yüz on altı kişi öldü.
Show More (68)
|