| 1 |
point at |
göstermek |
v. |
|
- Everyone pointed at them.
- Herkes onları gösterdi.
- Tom pointed at the restaurant across the street.
- Tom caddenin karşısındaki restoranı gösterdi.
- Everyone pointed at me.
- Herkes beni gösterdi.
- What are you pointing at?
- Neyi gösteriyorsun?
- Tom pointed at the Big Dipper.
- Tom Büyükayı takımyıldızını gösterdi.
- Tom pointed at the tree in his neighbor's yard.
- Tom komşusunun bahçesindeki ağacı gösterdi.
- Everyone pointed at him.
- Herkes onu gösterdi.
- Who are you pointing at?
- Kimi gösteriyorsun?
- Tom pointed at the open window.
- Tom açık pencereyi gösterdi.
Show More (6)
|
| 2 |
point at |
parmakla göstermek |
v. |
|
- It is rude to point at people.
- İnsanları parmakla göstermek kabalıktır.
- It is not socially acceptable to point at people.
- İnsanları parmakla göstermek toplumsal açıdan kabul edilebilir bir şey değildir.
- It is bad manners to point at people.
- İnsanları parmakla göstermek kabalıktır.
- Don't point at others.
- Başkalarını parmakla gösterme.
- It's bad manners to point at people.
- İnsanları parmakla göstermek kötü bir davranış.
Show More (2)
|
| 3 |
point at |
doğrultmak |
v. |
|
- Tom kept his gun pointed at Mary and told her not to move.
- Tom silahını Mary'ye doğrulttu ve hareket etmemesini söyledi.
Show More (-2)
|
