pull out - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
pull out çıkarmak v.
  • After the operation is completed, the flash drive can be pulled out.
  • İşlem tamamlandıktan sonra flash sürücü çıkarılabilir.
  • Tom pulled out his wallet.
  • Tom cüzdanını çıkardı.
  • Tom pulled out his driver's license and showed it to the police officer.
  • Tom ehliyetini çıkardı ve onu polis memuruna gösterdi.
Show More (73)
pull out çekilmek v.
  • Both the US and Japan are pulling out of this research completely.
  • Hem ABD hem de Japonya bu araştırmadan tamamen çekiliyor.
  • We can continue along this course, even if unreliable partners pull out.
  • Güvenilmez ortaklar çekilse bile bu yolda ilerlemeye devam edebiliriz.
  • It has pulled out of Northern Ireland as well!
  • Kuzey İrlanda'dan da çekildi!
Show More (6)
pull out ayrılmak v.
  • Tom doesn't know exactly what time Mary's train pulled out of the station.
  • Tom, Mary'nin treninin istasyondan tam olarak ne zaman ayrıldığını bilmiyor.
  • A huge tanker just pulled out from the dock.
  • Dev bir tanker rıhtımdan ayrıldı.
  • As Tom and Mary approached the station, they saw their train pull out.
  • Tom ve Mary istasyona yaklaşırken, onlar trenlerinin ayrıldığını gördü.
Show More (1)
pull out çıkmak v.
  • Europe should therefore pull out all the stops to combat this phenomenon, wherever it appears.
  • Bu nedenle Avrupa, nerede ortaya çıkarsa çıksın bu olguyla mücadele etmek için elinden geleni yapmalıdır.
  • Tom checked his rearview mirror before pulling out into traffic.
  • Tom trafiğe çıkmadan önce dikiz aynasını kontrol etti.
  • Our train had already pulled out when we arrived at the station.
  • İstasyona geldiğimizde trenimiz çoktan yola çıkmıştı.
Show More (0)
pull out silah çekmek v.
  • Sami pulled out his gun.
  • Sami silahını çekti.
  • Tom pulled out a gun and shot Mary.
  • Tom silahını çekti ve Mary'i vurdu.
  • Tom pulled out his gun and shot Mary.
  • Tom silahını çekti ve Mary'ye ateş etti.
Show More (0)
pull out hareket etmek v.
  • As Tom and Mary approached the station, they saw their train pull out.
  • Tom ve Mary istasyona yaklaştıklarında trenlerinin hareket ettiğini gördüler.
  • As Tom and Mary approached the station, they saw their train pull out.
  • Tom ve Mary istasyona yaklaştıklarında trenin hareket ettiğini gördüler.
Show More (-1)
pull out uzatmak v.
  • The bus driver was not impressed when Tom pulled out a $50 note to pay his fare.
  • Otobüs şoförü, Tom'un bilet ücreti için elli dolar uzatmasından etkilenmedi.
Show More (-2)
pull out sökmek v.
  • They pulled out the nails.
  • Onlar çivileri söktü.
Show More (-2)
pull out istasyondan ayrılmak v.
  • As soon as she got on the train, it pulled out of the station.
  • O trene biner binmez, tren istasyondan ayrıldı.
Show More (-2)