|
- This, it is thought, would be the safest way to rescue our cod stocks.
- Bunun morina rezervlerimizi kurtarmanın en güvenli yolu olacağı düşünülmektedir.
- Many believe that this has rescued the Nordic system of shares with different voting values.
- Pek çok kişi bunun, farklı oy değerlerine sahip hisselerden oluşan İskandinav sistemini kurtardığına inanmaktadır.
- It is the same kind of policy that finally led to the intervention in Kosovo to rescue the Kosovan Albanians.
- Bu, Kosovalı Arnavutları kurtarmak için Kosova'ya müdahale edilmesine neden olan politikanın aynısıdır.
- We want to rescue aid to the Balkans.
- Balkanlara yapılan yardımları kurtarmak istiyoruz.
- This agreement may still manage to rescue the otherwise almost defunct Road Map.
- Bu anlaşma, neredeyse iflas etmiş olan Yol Haritasını kurtarmayı hala başarabilir.
- We shall also rescue Europe's consumers from the over-interference that some colleagues are proposing.
- Ayrıca Avrupa'daki tüketicileri bazı meslektaşlarımızın önerdiği aşırı müdahaleden de kurtaracağız.
- It is the same kind of policy that finally led to the intervention in Kosovo to rescue the Kosovan Albanians.
- Sonunda Kosovalı Arnavutları kurtarmak için Kosova'ya müdahaleye yol açan da aynı tür bir politikadır.
- Not only did he rescue the people from a sinking ship, but subsequently too he consistently took the side of the people.
- Halkı batan bir gemiden kurtarmakla kalmadı, daha sonra da sürekli olarak halkın yanında yer aldı.
- They now live, much beloved by the public, as Liesl and Hiasl in an animal rescue centre in Vienna.
- Şimdi Liesl ve Hiasl olarak Viyana'daki bir hayvan kurtarma merkezinde halk tarafından çok sevilerek yaşıyorlar.
- We shall also rescue Europe's consumers from the over-interference that some colleagues are proposing.
- Avrupa'daki tüketicileri de bazı meslektaşlarımızın önerdiği aşırı müdahaleden kurtarmalıyız.
- We were able to block the convoy and rescue the animals.
- Konvoyun önünü kesmeyi ve hayvanları kurtarmayı başardık.
- We were able to block the convoy and rescue the animals.
- Konvoyu engellemeyi ve hayvanları kurtarmayı başardık.
- Because this nice guy came to her rescue when her car broke down.
- Çünkü arabası bozulduğunda o nazik adam onu kurtarmaya koşmuş.
- Because this nice guy came to her rescue when her car broke down.
- Çünkü bu iyi kalpli adam arabası bozulduğunda onu kurtarmaya geldi.
- Because this nice guy came to her rescue when her car broke down.
- Çünkü bu iyi adam, arabası bozulduğunda onu kurtarmaya geldi.
- Firefighters came to the rescue.
- İtfaiyeciler kurtarmaya geldiler.
- I'm here to rescue Tom.
- Tom'u kurtarmak için buradayım.
- I rescued you.
- Seni ben kurtardım.
- Dan rescued the shop assistant and tried to put out the fire.
- Dan tezgahtarı kurtardı ve yangını söndürmeye çalıştı.
- He rescued her from being raped by the soldiers.
- Onu askerlerin tecavüzünden kurtardı.
- I didn't rescue anybody.
- Kimseyi kurtarmadım.
- Happily, everyone rescued from the sea are alive and well.
- Ne mutlu ki, denizden kurtarılan herkes hayatta ve iyi durumda.
- He rescued a girl from drowning and was given a reward.
- Bir kızı boğulmaktan kurtardığı için ona ödül verildi.
- The rescue workers are going to hand out supplies to the victims of the earthquake.
- Kurtarma ekipleri depremzedelere malzeme dağıtacak.
- They came to our rescue at once.
- Hemen bizi kurtarmaya geldiler.
- They'll rescue us.
- Bizi kurtaracaklar.
- I will rescue you from these horrible circumstances.
- Seni bu korkunç şartlardan kurtaracağım.
- He rescued the child from the fire.
- Çocuğu yangından kurtardı.
- I came near being drowned, trying to rescue a boy.
- Bir çocuğu kurtarmaya çalışırken neredeyse boğuluyordum.
- I was trying to rescue Tom.
- Tom'u kurtarmaya çalışıyordum.
- They went to the boy's rescue.
- Çocuğu kurtarmaya gittiler.
- I'm here to rescue him.
- Onu kurtarmak için buradayım.
- We must rescue the environment from pollution.
- Çevreyi kirlilikten kurtarmalıyız.
- The rescue came too late.
- Kurtarma çok geç geldi.
- I was trying to rescue her.
- Ben de onu kurtarmaya çalışıyordum.
- I'm coming to your rescue!
- Seni kurtarmaya geliyorum!
- Tom did his best to rescue Mary.
- Tom Mary'yi kurtarmak için elinden geleni yaptı.
- Tom rescued a dog from drowning.
- Tom bir köpeği boğulmaktan kurtardı.
- Was Tom rescued?
- Tom kurtarıldı mı?
- The rescue flight had to reckon with strong winds and freezing temperatures.
- Hava arama kurtarma ekibi kuvvetli rüzgâr ve dondurucu soğukla mücadele etmek zorunda kaldı.
- They hurried to their father's rescue.
- Babalarını kurtarmak için acele ettiler.
- Tom tried to rescue Mary.
- Tom Mary'yi kurtarmaya çalıştı.
- Tom rescued the puppy.
- Tom yavru köpeği kurtardı.
- Tom came to my rescue.
- Tom beni kurtarmaya geldi.
- I will rescue you from these horrible circumstances.
- Seni bu korkunç durumdan kurtaracağım.
- I rescued him.
- Onu kurtardım.
- They died trying to rescue others.
- Diğerlerini kurtarmaya çalışırken öldüler.
- I didn't rescue anybody.
- Hiç kimseyi kurtarmadım.
- I know that Tom rescued me.
- Tom'un beni kurtardığını biliyorum.
- Tom thanked me for rescuing him.
- Tom onu kurtardığım için bana teşekkür etti.
- I was trying to rescue them.
- Onları kurtarmaya çalışıyordum.
- I rescued Tom.
- Tom'u ben kurtardım.
- Tom tried to rescue Mary.
- Tom, Mary'yi kurtarmaya çalıştı.
- Tom went into the cave to rescue Mary.
- Tom, Mary'yi kurtarmak için mağaraya girdi.
- Tom rescued Mary.
- Tom Mary'yi kurtardı.
- The police rescued Tom and brought him back to his family.
- Polis Tom'u kurtardı ve ailesine geri götürdü.
- I rescued the cat.
- Kediyi kurtardım.
- Tom rescued a boy from drowning last weekend.
- Tom geçen hafta sonu bir çocuğu boğulmaktan kurtardı.
- We were unable to rescue her.
- Onu kurtaramadık.
- We're trying to rescue you.
- Seni kurtarmaya çalışıyoruz.
- Tom went into the cave to rescue Mary.
- Tom Mary'yi kurtarmak için mağaraya girdi.
- We'll help you rescue her.
- Onu kurtarmana yardım edeceğiz.
- He rescued a boy from drowning.
- Bir çocuğu boğulmaktan kurtardı.
- He rescued the little girl at the cost of his life.
- Hayatı pahasına küçük kızı kurtardı.
- I'm the one who rescued them.
- Onları kurtaran benim.
- We're here to rescue you.
- Sizi kurtarmak için buradayız.
- He did his best to rescue her.
- Onu kurtarmak için elinden geleni yaptı.
- Thanks again for rescuing me, again.
- Beni kurtardığın için tekrar teşekkürler, tekrar.
- That's why I rescued you.
- Seni bu nedenle kurtardım.
- I was trying to rescue him.
- Onu kurtarmaya çalışıyordum.
- We criticized the photographer for not rescuing the child first.
- Fotoğrafçıyı ilk önce çocuğu kurtarmadığı için eleştirdik.
- Tom rescued Mary's dog from the burning house.
- Tom yanan evden Mary'nin köpeğini kurtardı.
- Layla missed a chance of rescue.
- Layla kurtarma şansını kaçırdı.
- Tom hoped somebody would come to his rescue.
- Tom birinin onu kurtarmaya geleceğini umuyordu.
- I'm the one who rescued Tom.
- Tom'u kurtaran bendim.
- I'm going to help you rescue Tom.
- Tom'u kurtarmana yardım edeceğim.
- I rescued you.
- Seni kurtardım.
- Tom rescued his wife.
- Tom karısını kurtardı.
- I'm here to rescue you.
- Seni kurtarmaya geldim.
- If you were to fall from that bridge, it would be almost impossible to rescue you.
- Eğer o köprüden düşseydin seni kurtarmak neredeyse imkansız olurdu.
- Tom did what he could to rescue Mary.
- Tom Mary'yi kurtarmak için elinden geleni yaptı.
- Tom rescued the dog from being eaten by the hungry soldiers.
- Tom köpeği aç askerler tarafından yenilmekten kurtardı.
- The rescue workers are going to hand out supplies to the victims of the earthquake.
- Kurtarma ekipleri depremin kurbanlarına malzeme dağıtacak.
- Sami rescued a prostitute from a violent client.
- Sami bir fahişeyi şiddet uygulayan bir müşteriden kurtardı.
- I'm the one who rescued you.
- Seni kurtaran kişi benim.
- Tom rescued Mary.
- Tom Mary'i kurtardı.
- I don't think Tom is coming to our rescue.
- Tom'un bizi kurtarmak için geliyor olacağını sanmıyorum.
- Heavy rain throughout the night has hampered efforts to rescue survivors from the stricken ferry.
- Gece boyunca yağan şiddetli yağmur, kazazedeleri kazazede feribottan kurtarma çabalarını sekteye uğrattı.
- Tom helped rescue Mary.
- Tom, Mary'yi kurtarmaya yardım etti.
- Nobody came to my rescue.
- Kimse beni kurtarmaya gelmedi.
- No one came to Tom's rescue.
- Hiç kimse Tom'u kurtarmaya gelmedi.
- He came to my rescue.
- Beni kurtarmaya geldi.
- I wanted to rescue you.
- Seni kurtarmak istedim.
- He rescued a cat from a high tree.
- Yüksek bir ağaçtan bir kediyi kurtardı.
- I'm the one who rescued her.
- Onu kurtaran benim.
- The police rescued Tom.
- Polis Tom'u kurtardı.
- Thanks for rescuing me.
- Beni kurtardığın için teşekkürler.
- We were unable to rescue them.
- Onları kurtaramadık.
- He came to my rescue.
- O, beni kurtarmak için geldi.
- That's why I rescued you.
- Bu yüzden seni kurtardım.
- We'll help you rescue Tom.
- Tom'u kurtarmana yardım edeceğiz.
- I helped rescue Tom.
- Tom'u kurtarmak için yardım ettim.
- Tom rescued me.
- Tom beni kurtardı.
- We were unable to rescue him.
- Onu kurtaramadık.
- The brave fireman rescued a boy from the burning house.
- Cesur itfaiyeci, yanan evden bir çocuk kurtardı.
- I came here to rescue you.
- Seni kurtarmak için buraya geldim.
- Tom rescued the children from the burning house.
- Tom çocukları yanan evden kurtardı.
- He did all he could to rescue her.
- Onu kurtarmak için elinden geleni yaptı.
- They rescued the boy from drowning.
- Çocuğu boğulmaktan kurtardılar.
- We will rescue them.
- Onları kurtaracağız.
- He rescued the dog at the risk of his own life.
- Kendi hayatını riske atarak köpeği kurtardı.
- Tom rescued a boy from drowning last weekend.
- Tom, geçen hafta sonu bir çocuğu boğulmaktan kurtardı.
- They came to our rescue at once.
- Onlar derhal bizi kurtarmaya geldiler.
- Tom would've died if Mary hadn't rescued him.
- Mary onu kurtarmasaydı Tom ölecekti.
- Tom came to my rescue, like a knight in shining armor.
- Tom parlak zırhlı bir şövalye gibi beni kurtarmaya geldi.
- Tom rescued Mary's dog from the burning house.
- Tom, Mary'nin köpeğini yanan evden kurtardı.
- No one came to Tom's rescue.
- Kimse Tom'u kurtarmaya gelmedi.
- Tom did all he could to rescue Mary.
- Tom Mary'yi kurtarmak için elinden geleni her şeyi yaptı.
- Coast guard officials said they rescued 17 people from the burning yacht.
- Sahil güvenlik yetkilileri, yanan yattan 17 kişiyi kurtardıklarını söyledi.
- Coast guard officials said they rescued 17 people from the burning yacht.
- Sahil güvenlik yetkilileri alev alan yattan on yedi kişiyi kurtardıklarını söyledi.
- Tom came to the rescue.
- Tom kurtarmaya geldi.
- Tom rescued an injured animal.
- Tom yaralı bir hayvanı kurtardı.
- He rescued a girl from drowning and was given a reward.
- Bir kızı boğulmaktan kurtardı ve ödüllendirildi.
- We had to rescue a skier who crashed into a tree.
- Ağaca çarpan bir kayakçıyı kurtarmak zorunda kalmıştık.
- Thanks again for rescuing me, again.
- Beni kurtardığın için tekrar teşekkürler.
- Tom rescued the cat from the flames.
- Tom kediyi alevlerden kurtardı.
- No one came to Layla's rescue.
- Hiç kimse Leyla'yı kurtarmaya gelmedi.
- I rescued Tom.
- Tom'u kurtardım.
- Tom did all he could to rescue Mary.
- Tom, Mary'yi kurtarmak için elinden geleni yaptı.
- Rescuing Tom will be extremely difficult.
- Tom'u kurtarmak son derece zor olacak.
- Tom attempted to rescue Mary.
- Tom Mary'yi kurtarmaya çalıştı.
- We're here to rescue you.
- Seni kurtarmak için buradayız.
- Tom and Mary rescued an orphaned kitten.
- Tom ve Mary yetim bir yavru kediyi kurtardılar.
- Tom vowed to rescue Mary.
- Tom, Mary'yi kurtarmaya yemin etti.
- We had to rescue a skier who crashed into a tree.
- Bir ağaca çarpan bir kayakçıyı kurtarmak zorundaydık.
- Don't you think we're going to be rescued?
- Sence bizi kurtarmaya gelmezler mi?
- Tom died trying to rescue Mary.
- Tom, Mary'yi kurtarmaya çalışırken öldü.
- Tom did what he could to rescue Mary.
- Tom, Mary'yi kurtarmak için elinden geleni yaptı.
- Tom did his best to rescue Mary.
- Tom, Mary'yi kurtarmak için elinden geleni yaptı.
- I rescued her.
- Onu kurtardım.
- Tom received a commendation for bravery for rescuing a woman from a burning house.
- Tom, yanan bir evden bir kadını kurtardığı için cesaretinden dolayı takdirname aldı.
- I'm the one who rescued them.
- Onları kurtaran kişi benim.
- Jim came to the rescue.
- Jim kurtarmaya geldi.
- He rescued the child from the burning house.
- Çocuğu yanan evden kurtardı.
- Heavy rain throughout the night has hampered efforts to rescue survivors from the stricken ferry.
- Gece boyu süren sağanak yağış, mahsur kalan feribottaki kazazedeleri kurtarma çalışmalarına sekte vurdu.
- The brave fireman rescued a boy from the burning house.
- Cesur itfaiyeci, yanan evden bir erkek çocuğu kurtardı.
- I'm the one who rescued Tom.
- Tom'u kurtaran benim.
- I'm the one who rescued him.
- Onu kurtaran kişi benim.
- Rescuing Tom won't be easy.
- Tom'u kurtarmak kolay olmayacak.
- I'm here to rescue her.
- Onu kurtarmak için buradayım.
- Tom did not hesitate to come to Mary's rescue, even at the risk of his own life.
- Tom Mary'yi kurtarmaya gelmek için tereddüt etmedi, hatta kendi hayatını tehlikeye atarak.
- I'm the one who rescued him.
- Onu kurtaran benim.
- We were unable to rescue Tom.
- Tom'u kurtaramadık.
- I'm the one who rescued you.
- Seni kurtaran benim.
- I was trying to rescue her.
- Onu kurtarmaya çalışıyordum.
- We went to his rescue.
- Onu kurtarmaya gittik.
- He rescued the little girl at the cost of his life.
- Küçük kızı hayatı pahasına kurtardı.
- Tom rescued the children from the burning house.
- Tom, çocukları yanan evden kurtardı.
- Firefighters came to the rescue.
- İtfaiyeciler kurtarmaya geldi.
- Tom rescued the dog from being eaten by the hungry soldiers.
- Tom, köpeği aç askerler tarafından yenilmekten kurtardı.
- He came to her rescue.
- Onu kurtarmaya geldi.
- We'll help you rescue Tom.
- Tom'u kurtarmana yardımcı olacağız.
- Tom would've died if Mary hadn't rescued him.
- Mary onu kurtarmasaydı Tom ölürdü.
- I knew someone would come rescue us eventually.
- Eninde sonunda birinin gelip bizi kurtaracağını biliyordum.
- Tom did not hesitate to risk his life in order to come to Mary's rescue.
- Tom, Mary'yi kurtarmak için hayatını riske atmakta tereddüt etmedi.
- Nobody's going to rescue you.
- Kimse seni kurtarmayacak.
- He rescued the child from the burning house.
- Yanan evden çocuğu kurtardı.
- I rescued him.
- Onu ben kurtardım.
- I'm the one who rescued her.
- Onu kurtaran kişi benim.
- Rescue parties are being organized.
- Kurtarma partileri düzenleniyor.
- I'm here to rescue you.
- Seni kurtarmak için buradayım.
- No one came to Layla's rescue.
- Kimse Layla'yı kurtarmaya gelmedi.
- I don't think Tom is coming to our rescue.
- Tom'un bizi kurtarmaya geleceğini sanmıyorum.
- The rescue workers arrived two hours too late.
- Kurtarma ekipleri iki saat geç geldi.
- He rescued her from being raped by the soldiers.
- Onu askerlerin tecavüzüne uğramaktan kurtardı.
- Tom hoped somebody would come to his rescue.
- Tom birilerinin onu kurtarmaya geleceğini umuyordu.
- He rescued a cat from a high tree.
- O, kediyi yüksek bir ağaçtan kurtardı.
- The boy was on the point of drowning when his father came to his rescue.
- Babası onu kurtarmaya geldiğinde çocuk boğulmak üzereydi.
- They rescued him from danger.
- Onu tehlikeden kurtardılar.
- We're coming to the rescue.
- Kurtarmaya geliyoruz.
- Tom did not hesitate to come to Mary's rescue, even at the risk of his own life.
- Tom, kendi hayatını riske atsa bile Mary'yi kurtarmaya gelmekte tereddüt etmedi.
- I'm here to rescue Tom.
- Ben Tom'u kurtarmak için buradayım.
- Nobody's going to rescue you.
- Hiç kimse seni kurtarmayacak.
- Tom did not hesitate to risk his life in order to come to Mary's rescue.
- Tom, Mary'yi kurtarmaya gelmek için hayatını riske atmaya çekinmedi.
- I'm here to rescue them.
- Onları kurtarmak için buradayım.
- Tom came to Mary's rescue.
- Tom, Mary'yi kurtarmaya geldi.
- We went to her rescue.
- Onu kurtarmaya gittik.
- I came here to rescue you.
- Buraya seni kurtarmaya geldim.
- We'll help you rescue him.
- Onu kurtarmana yardım edeceğiz.
- Dan rescued the shop assistant and tried to put out the fire.
- Dan tezgâhtarı kurtardı ve yangını söndürmeye çalıştı.
- We'll help you rescue them.
- Onları kurtarmana yardım edeceğiz.
- The police rescued Tom and brought him back to his family.
- Polis Tom'u kurtardı ve onu ailesine geri getirdi.
- Isn't Tom supposed to rescue us?
- Tom'un bizi kurtarması gerekmiyor mu?
- She did her best to rescue him.
- Onu kurtarmak için elinden geleni yaptı.
Show More (191)
|