|
- This would increase traffic jams, weaken road safety and increase costs.
- Bu durum trafik sıkışıklığını arttıracak, yol güvenliğini zayıflatacak ve maliyetleri arttıracaktır.
- People living along the main roads in border areas have to cope with traffic jams, noise and gas emissions.
- Sınır bölgelerindeki ana yollarda yaşayan insanlar trafik sıkışıklığı, gürültü ve gaz salınımıyla baş etmek zorundadır.
- Weekend traffic bans and traffic jams are a curse to road transport.
- Hafta sonu trafik yasakları ve trafik sıkışıklıkları karayolu taşımacılığı için bir lanettir.
- We were late as a result of the traffic jam.
- Trafik sıkışıklığı yüzünden geç kaldık.
- I hate traffic jams.
- Trafik sıkışıklıklarından nefret ederim.
- I think we'll make it in time if we don't get stuck in a traffic jam.
- Eğer trafik sıkışıklığına takılmazsak zamanında varacağımızı düşünüyorum.
- I got stuck in a traffic jam.
- Trafik sıkışıklığına takıldım.
- I'm stuck in a traffic jam.
- Trafikte sıkıştım.
- The handyman was supposed to arrive at twelve noon, but got stuck in a traffic jam for a few hours.
- Tamircinin öğlen on ikide gelmesi gerekiyordu, ancak birkaç saat trafik sıkışıklığına takıldı.
- I'm stuck in a traffic jam.
- Trafik sıkışıklığına takıldım.
- There is a traffic jam on the highway.
- Otoyolda trafik sıkışıklığı var.
- There's no traffic jam.
- Trafik sıkışıklığı yok.
- Tom is stuck in a traffic jam.
- Tom bir trafik sıkışıklığında tıkandı.
- We missed our plane because of the traffic jam.
- Trafik sıkışıklığı yüzünden uçağımızı kaçırdık.
- Tom got caught in a traffic jam.
- Tom trafik sıkışıklığına yakalandı.
- I was delayed by a traffic jam.
- Trafik sıkışıklığı yüzünden geciktim.
- Had they left a little earlier, they would have avoided the traffic jam.
- Biraz daha erken çıksalardı, trafik sıkışıklığından kurtulacaklardı.
- Because of a traffic jam, we were late for the meeting.
- Trafik sıkışıklığı yüzünden toplantıya geç kaldık.
- My father was late for work this morning because of a traffic jam.
- Babam bu sabah trafik sıkışıklığı yüzünden işe geç kaldı.
- I was caught in a traffic jam.
- Ben bir trafik sıkışıklığına yakalandım.
- There will be traffic jams.
- Trafik sıkışıklığı olacak.
- The traffic jam caused me to be late for the meeting.
- Trafik sıkışıklığı toplantıya geç kalmama neden oldu.
- We were caught in a traffic jam on the way.
- Yolda trafik sıkışıklığına yakalandık.
- Tom was held up in a traffic jam.
- Tom trafik sıkışıklığında kaldı.
- They were stuck for hours in a traffic jam.
- Trafik sıkışıklığında saatlerce mahsur kaldılar.
- The bus was late because of the traffic jam.
- Otobüs, trafik sıkışıklığı yüzünden geç kaldı.
- I was caught in a traffic jam.
- Trafik sıkışıklığına yakalandım.
- If you leave now, I'm sure you'll be caught in a traffic jam.
- Şimdi gidersen, trafik sıkışıklığına yakalanacağından eminim.
- I think we'll get there in time if we don't get caught in a traffic jam.
- Bir trafik sıkışıklığı yakalanmazsak, sanırım zamanında orada olacağız.
- There was an enormous traffic jam in downtown Kyoto.
- Kyoto şehir merkezinde muazzam bir trafik sıkışıklığı vardı.
- Must be the holidays; there are no more traffic jams in Paris.
- Tatillerden olmalı; Paris'te artık trafik sıkışıklığı yok.
- Tom was stuck in a traffic jam for what seemed like hours.
- Tom saatlerce trafik sıkışıklığında kaldı.
- I think we'll get there in time if we don't get caught in a traffic jam.
- Eğer trafik sıkışıklığına yakalanmazsak oraya zamanında varacağımızı düşünüyorum.
- My father was late for work this morning because of a traffic jam.
- Babam bu sabah trafik sıkışıklığı nedeniyle işe geç kaldı.
- Tom is stuck in a traffic jam.
- Tom trafik sıkışıklığına takıldı.
- Tom got stuck in a traffic jam.
- Tom trafikte sıkıştı.
- I hate traffic jams.
- Trafik sıkışıklığından nefret ederim.
- They were stuck for hours in a traffic jam.
- Bir trafik sıkışıklığında saatlerce takıldılar.
- We got caught in a traffic jam.
- Trafik sıkışıklığına yakalandık.
- I think we'll make it in time if we don't get stuck in a traffic jam.
- Trafik sıkışıklığına yakalanmazsak sanırım zamanında yetişiriz.
- The bus was late because of the traffic jam.
- Trafik sıkışıklığı nedeniyle otobüs geç kalmıştı.
- We were caught in a traffic jam on the way.
- Yolda bir trafik sıkışıklığına yakalandık.
- The accident caused a traffic jam.
- Kaza trafik sıkışıklığına neden oldu.
- If you leave now, I'm sure you'll be caught in a traffic jam.
- Eğer şimdi gidersen, bir trafik sıkışıklığına yakalanacağına eminim.
- The traffic jam was caused by an accident.
- Trafik sıkışıklığına bir kaza neden oldu.
- We were stuck for hours in a traffic jam.
- Trafik sıkışıklığında saatlerce mahsur kaldık.
- What caused the traffic jam down the street?
- Caddedeki trafik sıkışıklığına ne sebep oldu?
- I was late for the meeting because of a traffic jam.
- Ben, bir trafik sıkışıklığı nedeniyle toplantıya geç kaldım.
- There's a traffic jam on the highway.
- Otoyolda trafik sıkışıklığı var.
- We ate dinner late because Tom got caught in a traffic jam.
- Akşam yemeğini geç yedik çünkü Tom trafik sıkışıklığına yakalandı.
- I was late for the meeting because of a traffic jam.
- Trafik sıkışıklığı yüzünden toplantıya geç kaldım.
- Because of a traffic jam, we were late for the meeting.
- Trafik sıkışıklığı nedeniyle buluşmaya geç kaldık.
- We missed our plane because of the traffic jam.
- Trafik sıkışıklığından dolayı, uçağımızı kaçırdık.
- Apparently, Tom was late because there was a traffic jam on Route 19.
- Görünüşe göre Tom geç kalmış çünkü 19. yolda trafik sıkışıklığı varmış.
- As a result of a traffic jam, he wasn't able to see her off at the station.
- Trafik sıkışıklığı yüzünden onu istasyondan uğurlayamadı.
- They were hung up in a traffic jam for half an hour.
- Yarım saat trafik sıkışıklığında kaldılar.
- We got up at dawn to avoid a traffic jam.
- Trafik sıkışıklığından kurtulmak için şafakta kalktık.
- A rush-hour traffic jam delayed my arrival by two hours.
- Kalabalık saatteki bir trafik sıkışıklığı benim varışımı iki saat geciktirdi.
- There was an enormous traffic jam in downtown Kyoto.
- Şehir merkezi Kyoto'da büyük bir trafik sıkışıklığı vardı.
- The traffic jam lasted one hour.
- Trafik sıkışıklığı bir saat sürdü.
Show More (57)
|