ultimately - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
ultimately nihayetinde adv.
  • We need to create a virtuous circle where the concessions made by the various parties ultimately benefit everyone.
  • Çeşitli taraflarca verilen tavizlerin nihayetinde herkesin yararına olduğu bir erdemli döngü yaratmamız gerekiyor.
  • Ultimately the political breakthrough came.
  • Nihayetinde siyasi atılım geldi.
  • The elderly are ultimately a resource and must therefore be considered in positive terms.
  • Yaşlılar nihayetinde bir kaynaktır ve bu nedenle olumlu terimlerle değerlendirilmelidir.
Show More (57)
ultimately sonuçta adv.
  • The EEVC goes considerably further and can ultimately guarantee a higher level of protection than the NCAP.
  • EEVC önemli ölçüde daha ileri gider ve sonuçta NCAP'den daha yüksek bir koruma seviyesini garanti edebilir.
  • Perhaps we shall have to content ourselves with that, even though, ultimately, I do not believe we can.
  • Belki de bununla yetinmek zorunda kalacağız her ne kadar sonuçta bunu yapabileceğimize inanmasam da.
  • Ultimately, of course, it is also a social package.
  • Elbette sonuçta bu da bir sosyal pakettir.
Show More (18)
ultimately sonuç olarak adv.
  • Ultimately, we regard the full application of Community law as having most especial priority.
  • Sonuç olarak Topluluk hukukunun tam olarak uygulanmasının en özel önceliğe sahip olduğunu düşünüyoruz.
  • Altogether this is an ill-conceived, irrational and ultimately unnecessary piece of legislation.
  • Sonuç olarak bu, kötü düşünülmüş, mantıksız ve nihayetinde gereksiz bir mevzuat parçasıdır.
  • So ultimately, with Tatoeba we are only building the foundations… to make the Web a better place for language learning.
  • Sonuç olarak, Tatoeba ile Web'i dil öğrenimi için daha iyi bir yer haline getirmek üzere sadece temelleri inşa ediyoruz.
Show More (0)
ultimately en nihayetinde adv.
  • A life without exercise will ultimately lead to health problems.
  • Egzersizin olmadığı bir yaşam en nihayetinde sağlık problemlerine yol açacaktır.
  • That would surely ultimately lead to the culling of vaccinated animals.
  • Bu kesinlikle en nihayetinde aşılanmış hayvanların itlaf edilmesine yol açacaktır.
Show More (-1)
ultimately eninde sonunda adv.
  • Good will ultimately triumph over evil.
  • İyilik eninde sonunda kötülüğe karşı zafer kazanacaktır.
Show More (-2)
ultimately sonunda adv.
  • Ultimately, he ended up going to school.
  • Sonunda okula gitmeye karar verdi.
Show More (-2)
ultimately en sonunda adv.
  • Good will ultimately triumph over evil.
  • İyilik en sonunda kötülüğe karşı üstün gelecek.
Show More (-2)