1 |
undivided |
tüm |
adj. |
|
- This is still a rather tender sapling which needs our undivided attention.
- Bu hala tüm dikkatimizi vermemiz gereken oldukça hassas bir fidandır.
- May I have your undivided attention?
- Tüm dikkatini alabilir miyim?
- You have my undivided attention.
- Tüm dikkatim sende.
- May I have your undivided attention?
- Tüm dikkatinizi bana verebilir misiniz?
Show More (1)
|
2 |
undivided |
bölünmemiş |
adj. |
|
- In fact, we are very keen for our security to be undivided.
- Aslında biz güvenliğimizin bölünmemesini çok istiyoruz.
- He stated that the Palestinians should recognize Israel as the Jewish national state with an undivided Jerusalem.
- Filistinlilerin İsrail'i bölünmemiş bir Kudüs'e sahip Yahudi ulusal devleti olarak tanımaları gerektiğini belirtti.
Show More (-1)
|
3 |
undivided |
pay edilmemiş |
adj. |
|
- The land was left undivided among the siblings as a symbol of unity.
- Arazi, birliğin sembolü olarak kardeşler arasında pay edilmemiş halde bırakıldı.
Show More (-2)
|
4 |
undivided |
bütün |
adj. |
|
- The child's undivided attention was captured by the captivating story.
- Çocuk, bütün dikkatini büyüleyici hikayeye vermişti.
Show More (-2)
|