1 |
unfit |
uygun olmayan |
adj. |
|
- Layla was considered an unfit mother.
- Layla uygun olmayan bir anne olarak görülüyordu.
- A 2016 Department of Defense report found that nearly three-quarters of young Americans are unfit to serve in America’s military.
- 2016 tarihli bir Savunma Bakanlığı raporunda, genç Amerikalıların yaklaşık dörtte üçünün Amerika’nın ordusunda hizmet etmeye uygun olmadığı tespit edildi.
- My brother wanted to join the army but because of a heart condition he was judged unfit to serve.
- Kardeşim orduya katılmak istedi ama bir kalp rahatsızlığı nedeniyle hizmet etmek için uygun olmadığına karar verildi.
- They consider him unfit for that job.
- Bu iş için uygun olmadığını düşünüyorlar.
- Layla was an unfit mother.
- Layla anneliğe uygun olmayan biriydi.
- They consider him unfit for the job.
- Onun iş için uygun olmadığını düşünüyorlar.
Show More (3)
|
2 |
unfit |
elverişsiz |
adj. |
|
- The doctor said that I'm unfit for duty.
- Doktor görev için elverişsiz olduğumu söyledi.
- My brother wanted to join the army but because of a heart condition he was judged unfit to serve.
- Kardeşim orduya katılmak istedi ancak kalp rahatsızlığı nedeniyle askerliğe elverişli olmadığına karar verildi.
Show More (-1)
|
3 |
unfit |
yetersiz |
adj. |
|
- Layla was an unfit mother.
- Layla yetersiz bir anneydi.
- They consider him unfit for that job.
- O iş için onun yetersiz olduğunu düşünüyorlar.
Show More (-1)
|