very - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
very çok adv., adj.
  • I can imagine our having to play that role very actively in Johannesburg.
  • Johannesburg'da bu rolü çok aktif bir şekilde oynamamız gerektiğini hayal edebiliyorum.
  • We do this, however, on a number of very specific conditions.
  • Ancak bunu çok özel bir takım koşullara bağlı olarak yapıyoruz.
  • I shall respond to that very courteous point.
  • Bu çok nazik noktaya cevap vereceğim.
Show More (1927)
very pek adv.
  • As many people have already said, the common asylum and immigration policy is progressing in a very unbalanced way.
  • Pek çok kişinin daha önce de ifade ettiği üzere, ortak iltica ve göç politikası çok dengesiz bir şekilde ilerlemektedir.
  • Unfortunately, on many other points my report is very current, and by no means outdated.
  • Ne yazık ki, diğer pek çok konuda raporum çok günceldir ve hiçbir şekilde güncelliğini yitirmemiştir.
  • You have also bravely reflected the majority view in this Parliament in situations in which that has not been very easy.
  • Ayrıca bunun pek de kolay olmadığı durumlarda bu Parlamento'da çoğunluğun görüşünü cesurca yansıttınız.
Show More (30)
very tam da expr.
  • We will be discussing a resolution on this very topic on Thursday.
  • Perşembe günü tam da bu konuya ilişkin bir önergeyi görüşeceğiz.
  • For this very reason, we cannot agree to cut pensions further.
  • Tam da bu nedenle, emekli maaşlarının daha fazla kesilmesini kabul edemeyiz.
  • On the contrary, it is these very Info-Points that ease the situation.
  • Aksine durumu kolaylaştıran tam da bu Bilgilendirme Noktalarıdır.
Show More (25)
very ta kendisi adv.
  • Non-European thinking is the very thing which is, in fact, threatening Europe.
  • Avrupa dışı düşünce, aslında Avrupa'yı tehdit eden şeyin ta kendisidir.
  • This is very much the line also just presented by Minister Amado.
  • Bu, Bakan Amado tarafından da az önce sunulan çizginin ta kendisidir.
  • Perhaps the very air we breathe?
  • Belki de soluduğumuz havanın ta kendisidir?
Show More (0)
very en adv.
  • Once again, I would like to express my very sincere thanks!
  • Bir kez daha en içten teşekkürlerimi sunmak istiyorum!
  • One very major priority has been and still is category IV.
  • En önemli önceliklerden biri IV. kategori olmuştur ve olmaya devam etmektedir.
  • I can reassure you that cancer prevention still figures very high on my agenda.
  • Kanserin önlenmesinin hala gündemimin en üst sıralarında yer aldığı konusunda sizi temin edebilirim.
Show More (0)
very tam adj.
  • Very much the opposite in fact.
  • Aslında tam tersi.
Show More (-2)
very gerçekten adv.
  • They will not, therefore, be working alone, but rather in solidarity, which is a very different matter indeed.
  • Dolayısıyla tek başlarına değil, dayanışma içinde çalışacaklardır ki bu da gerçekten bambaşka bir konudur.
Show More (-2)
very sırf adj.
  • For that reason alone, I am very pleased with this report and the reaction to it.
  • Sırf bu nedenle bile bu rapordan ve ona gösterilen tepkiden büyük memnuniyet duyuyorum.
Show More (-2)