1 |
walk slowly |
yavaşça yürümek |
v. |
|
- He walked slowly so the children would be able to follow.
- O, çocuklar izleyebilsin diye yavaşça yürüdü.
- We walked slowly towards them.
- Onlara doğru yavaşça yürüdük.
- He was walking slowly down the street.
- O, caddeden aşağıya yavaşça yürüyordu.
- She walked slowly so she wouldn't slip.
- Kaymamak için yavaşça yürüdü.
- Tom walks slowly.
- Tom, yavaşça yürür.
- Walk slowly.
- Yavaşça yürüyün.
- He walked slowly so the child could follow.
- O yavaşça yürüdü böylece çocuklar yetişebildi.
- He was walking slowly with his head down.
- Başını eğmiş, yavaşça yürüyordu.
- The blind men walked slowly.
- Kör adamlar, yavaşça yürüdü.
- The girl walked slowly.
- Kız yavaşça yürüdü.
- I walk slowly.
- Yavaşça yürüyorum.
- Tom wasn't walking slowly.
- Tom yavaşça yürümüyordu.
- They walked slowly towards her.
- Ona doğru yavaşça yürüdüler.
- The old lady walked slowly up the hill.
- Yaşlı kadın tepeye doğru yavaşça yürüdü.
- Tom walked slowly down the busy sidewalk.
- Tom kalabalık kaldırımda yavaşça yürüdü.
- Don't run, walk slowly.
- Koşma, yavaşça yürü.
- Tom walked slowly around the room.
- Tom odanın içinde yavaşça yürüdü.
- The blind men walked slowly.
- Körler yavaşça yürüdü.
- They walked slowly towards him.
- Ona doğru yavaşça yürüdüler.
- Walk slowly to the door.
- Kapıya doğru yavaşça yürü.
- The old lady walked slowly up the hill.
- Yaşlı hanımefendi yokuş yukarı yavaşça yürüdü.
- He was walking slowly down the street.
- Sokakta yavaşça yürüyordu.
- Tom was walking slowly with his head down.
- Tom, başını eğmiş yavaşça yürüyordu.
- We walked slowly along the road.
- Biz yol boyunca yavaşça yürüdük.
- He walks slowly.
- O, yavaşça yürüyor.
- Tom walked slowly down the road using his cane.
- Tom bastonunu kullanarak yolda yavaşça yürüdü.
- I walk slowly, but I never walk backward.
- Yavaşça yürürüm ama asla geriye yürümem.
- The old man walked slowly.
- Yaşlı adam yavaşça yürüdü.
Show More (25)
|
2 |
walk slowly |
yavaş yürümek |
v. |
|
- Old people walk slowly.
- Yaşlı insanlar yavaş yürür.
- Tom walks slowly.
- Tom yavaş yürür.
- She walked slowly so she wouldn't slip.
- Kaymamak için yavaş yürüyordu.
- Tom is walking slowly.
- Tom yavaş yürüyor.
- Tom was walking slowly.
- Tom yavaş yürüyordu.
- He walked slowly so the children would be able to follow.
- Çocuklar takip edebilsin diye yavaş yürüdü.
- He walks slowly.
- Yavaş yürür.
- I walk slowly, but I never walk backward.
- Yavaş yürürüm ama asla geri geri gitmem.
- I have to walk slowly.
- Yavaş yürümek zorundayım.
- That girl is walking slowly.
- O kız yavaş yürüyor.
- Maria walks slowly.
- Maria yavaş yürür.
- He walked slowly so the child could follow.
- Çocuk takip edebilsin diye yavaş yürüdü.
- That girl is walking slowly.
- Bu kız yavaş yürüyor.
- I walk slowly.
- Yavaş yürüyorum.
- Don't run, walk slowly.
- Koşma, yavaş yürü.
- Maria walks slowly.
- Maria yavaş yürüyor.
- Tom wasn't walking slowly.
- Tom yavaş yürümüyordu.
Show More (15)
|
3 |
walk slowly |
yavaş yavaş yürümek |
v. |
|
- Walk slowly.
- Yavaş yavaş yürüyün.
- We walked slowly along the road.
- Yol boyu yavaş yavaş yürüdük.
- Walk slowly, and I will catch up with you.
- Yavaş yavaş yürü, ben sana yetişirim.
- I have to walk slowly.
- Yavaş yavaş yürümek zorundayım.
- She was leaving and was walking slowly from me.
- O benden ayrılıyordu ve yavaş yavaş yürüyordu.
- They walked slowly towards Tom.
- Tom'a doğru yavaş yavaş yürüdüler.
- Tom is walking slowly.
- Tom yavaş yavaş yürüyor.
- Tom was walking slowly with his head down.
- Tom, baş aşağı yavaş yavaş yürüyordu.
Show More (5)
|