|
- He wandered around the lake.
- Gölün etrafında dolaştı.
- A horrible suspicion wandered around in my brain.
- Beynimde korkunç bir şüphe dolaşıyordu.
- I don't want Tom wandering around the mall by himself.
- Tom'un alışveriş merkezinde tek başına dolaşmasını istemiyorum.
- He is wandering around in a trance.
- Trans halinde dolaşıyor.
- I had some free time, so I wandered around town.
- Biraz boş zamanım vardı, bu yüzden şehirde dolaştım.
- We can't wander around the park at night.
- Geceleri parkta dolaşamayız.
- We can't let Tom wander around the mall.
- Tom'un alışveriş merkezinde dolaşmasına izin veremeyiz.
- We can't let Tom wander around the park by himself.
- Tom'un parkta tek başına dolaşmasına izin veremeyiz.
- I got bored, that's why I wandered around the city.
- Sıkıldım, bu yüzden şehirde dolaştım.
- You had better not wander around here by yourself.
- Buralarda tek başına dolaşmasan iyi olur.
- We can't wander around the park at night.
- Gece parkta dolaşamayız.
- The tourists wandered around the stores.
- Turistler mağazaları dolaştı.
- I wandered around for a while.
- Ben bir süre dolaştım.
- I was bored, so I wandered around town.
- Sıkılmıştım, bu yüzden şehirde dolaştım.
- When my interview was postponed until 3, I wandered around killing time.
- Görüşmem 3'e ertelenince, etrafta dolaşıp zaman öldürdüm.
- He spent a few months wandering around Europe.
- Birkaç ayını Avrupa'da dolaşarak geçirdi.
- He spent a few months wandering around Europe.
- Avrupa'da dolaşarak birkaç ay geçirdi.
Show More (14)
|