|
- I never waste time speculating about retired spymasters and their associates.
- Emekli istihbarat şefleri ve onların ortakları hakkında spekülasyon yaparak boşa zaman harcamam.
- They waste time on the small things.
- Küçük şeyler için zaman harcarlar.
- And if you waste time looking for one, they'll both die.
- Ve eğer birini aramak için zaman harcarsan ikisi de ölecek.
- Let's not waste time talking about Tom.
- Tom hakkında konuşarak zaman harcamayalım.
- Don't waste time trying to be like someone else.
- Başkası gibi olmak için boşa zaman harcamayın.
- A man, especially the administrator, should not waste time.
- Bir insan, özellikle de yönetici, boşa zaman harcamamalı.
- Life is too short to waste time hating anyone.
- Hayat birinden nefret ederek boşa zaman harcamak için çok kısa.
- Why are we wasting time with this?
- Neden bununla boşa zaman harcıyoruz?
- Tom and Mary were wasting time, as usual.
- Tom ve Mary her zaman olduğu gibi boşa zaman harcıyordu.
- Why are we wasting time with this?
- Neden bununla zaman harcıyoruz?
- You are wasting time.
- Zaman harcıyorsun.
- Mary doesn't waste time.
- Mary boşa zaman harcamaz.
- Why are you wasting time with this?
- Neden bununla zaman harcıyorsun?
- Quit wasting time.
- Boşa zaman harcamaktan vazgeç.
- We're wasting time here.
- Burada boşa zaman harcıyoruz.
- Look, we're wasting time.
- Bak, boşa zaman harcıyoruz.
- They're wasting time.
- Boşa zaman harcıyorlar.
- He's not a man to waste time.
- O boşa zaman harcayacak bir insan değil.
- Why are we wasting time like this?
- Neden böyle boşa zaman harcıyoruz?
- They are wasting time.
- Onlar boşa zaman harcıyorlar.
- Let's not waste time talking about Tom.
- Tom hakkında konuşarak boşa zaman harcamayalım.
- We're wasting time.
- Boşa zaman harcıyoruz.
- I won't waste time trying to change Tom's mind.
- Tom'un fikrini değiştirmeye çalışarak boşa zaman harcamayacağım.
- Tom wasted time.
- Tom boşa zaman harcadı.
- Why are we wasting time here?
- Neden burada zaman harcıyoruz?
- Let's not waste time talking about things we can't change.
- Değiştiremeyeceğimiz şeyler hakkında konuşarak boşa zaman harcamayalım.
- Why are we wasting time here?
- Neden burada boşa zaman harcıyoruz?
- Tom and Mary are wasting time.
- Tom ve Mary boşa zaman harcıyorlar.
- Tom doesn't waste time.
- Tom boşa zaman harcamaz.
- Tom and Mary were wasting time, as usual.
- Tom ve Mary her zamanki gibi boşa zaman harcıyorlardı.
- Don't waste time trying to fix it.
- Onu düzeltmeye çalışarak boşa zaman harcama.
Show More (28)
|