|
- Flooring and wooden floor covering are popular in every season as natural and healthy building materials.
- Döşeme ve ahşap zemin kaplamaları doğal ve sağlıklı yapı malzemeleri olarak her mevsimde popülerdir.
- Flooring and wooden floor covering are popular in every season as natural and healthy building materials.
- Parke ve ahşap zemin kaplamaları doğal ve sağlıklı yapı malzemeleri olarak her dönem popülerdir.
- Flooring and wooden floor covering are popular in every season as natural and healthy building materials.
- Doğal ve sağlıklı yapı malzemeleri olarak döşeme ve ahşap zemin kaplamaları her sezon popülerdir.
- I thought of making myself a beautiful wooden marionette.
- Kendime güzel bir ahşap kukla yapmayı düşündüm.
- Tom kicked the wooden box.
- Tom ahşap kutuyu tekmeledi.
- The hermit lived in a wooden hut.
- Keşiş ahşap bir kulübede yaşıyordu.
- I have a pretty wooden box to keep my jewelry in.
- Takılarımı koymak için güzel bir ahşap kutum var.
- The old man named the wooden doll Pinocchio.
- Yaşlı adam ahşap bebeğe Pinokyo adını verdi.
- My wooden bed is actually quite heavy.
- Ahşap yatağım aslında oldukça ağır.
- We had wooden boats.
- Ahşap teknelerimiz vardı.
- This table is wooden.
- Bu masa ahşap.
- A wooden house burns more easily than a stone house.
- Ahşap bir ev taş bir evden daha kolay yanar.
- The new telescope was shipped in a huge wooden box.
- Yeni teleskop kocaman ahşap bir kutuda gönderildi.
- There were a few large old wooden houses in the town.
- Kasabada, birkaç büyük, eski, ahşap ev vardı.
- I have a wooden table.
- Ahşap bir masam var.
- How much is that wooden chair?
- Bu ahşap sandalye ne kadar?
- The new telescope was shipped in a huge wooden box.
- Yeni teleskop büyük bir ahşap kutu içinde gönderildi.
- The bench is wooden.
- Bank ahşaptır.
- I will construct a wooden building.
- Ahşap bir bina inşa edeceğiz.
- My wooden bed is actually quite heavy.
- Benim ahşap yatağım aslında oldukça ağır.
- I'd rather live in a wooden house.
- Ahşap bir evde yaşamayı tercih ederim.
- I want a jump rope with wooden handles.
- Ahşap saplı bir atlama ipi istiyorum.
- He makes a wooden piece of furniture.
- Ahşap bir mobilya parçası yapıyor.
- We're building wooden houses.
- Ahşap evler inşa ediyoruz.
- How much does a wooden chair cost?
- Ahşap sandalye ne kadar?
- The Greeks built a giant wooden horse.
- Yunanlılar dev ahşap bir at inşa ettiler.
- I want to build a wooden hut.
- Ahşap bir kulübe yapmak istiyorum.
- The garden was surrounded by a wooden fence.
- Bahçe ahşap bir çitle çevriliydi.
- This wooden piece of furniture is too bulky.
- Bu ahşap mobilya parçası çok hantal.
- Most Shakuhachi are made from bamboo, but recently some wooden ones have appeared.
- Çoğu Shakuhachi bambudan yapılır, ama son zamanlarda bazı ahşap olanlar ortaya çıktı.
- I will construct a wooden building.
- Ahşap bir bina inşa edeceğim.
- Many of the traditional wooden houses are ablaze.
- Geleneksel ahşap evlerin çoğu alevler içinde.
- We're building wooden houses.
- Ahşap bir ev inşa ediyoruz.
- Traditional Japanese houses are held together with wooden joints.
- Geleneksel Japon evleri ahşap eklemlerle bir arada tutulur.
- This wooden piece of furniture is too bulky.
- Bu ahşap mobilya parçası çok hacimli.
- A cheap wooden box was set on a chair.
- Ucuz ahşap kutu sandalyenin üstüne konuldu.
- A wooden bed is better than a golden coffin.
- Ahşap bir yatak altın tabuttan daha iyidir.
- Most matryoshkas are wooden.
- Matruşkaların çoğu ahşaptır.
- A wooden house burns more easily than a stone house.
- Ahşaptan yapılan evler taştan yapılanlara göre daha çabuk yanar.
- I want to build a wooden hut.
- Ahşap bir kulübe inşa etmek istiyorum.
- Please use this wooden box in place of a chair.
- Bir sandalye yerine lütfen bu ahşap kutuyu kullan.
- Sami carved a symbol into Layla's wooden cabinet.
- Sami, Layla'nın ahşap dolabına bir sembol kazıdı.
- The people of the village built a wooden bridge across the river.
- Köy halkı, nehir üzerinde ahşap bir köprü yaptılar.
Show More (40)
|
|
- Use the left and right keys to tilt up and down, maintain balance, and overcome obstacles like wooden blocks.
- Yukarı ve aşağı eğilmek, dengeyi sağlamak ve tahta bloklar gibi engelleri aşmak için sol ve sağ tuşları kullanın.
- He carved me a wooden doll.
- Bana tahtadan bir oyuncak bebek oydu.
- Sami beat Layla with a wooden bat.
- Sami tahta bir sopa ile Leyla'yı dövdü.
- Tom is playing with wooden blocks.
- Tom tahta bloklarla oynuyor.
- This is a wooden table.
- Bu tahta bir masadır.
- The people of the village built a wooden bridge across the river.
- Köy halkı nehrin karşısına tahta bir köprü inşa etti.
- A wooden bed is better than a golden coffin.
- Tahta bir yatak, altın bir tabuttan daha iyidir.
- A wooden bed is better than a golden coffin.
- Tahta bir yatak altın bir tabuttan daha iyidir.
- The child was playing with wooden blocks.
- Çocuk tahta bloklarla oynuyordu.
- Both wooden pieces are different shapes.
- Her iki tahta parçası da farklı şekillerdedir.
- How much is that wooden chair?
- Bu tahta sandalye ne kadar?
- The Greeks built a wooden horse.
- Yunanlar tahtadan bir at inşa etti.
- The old man named the wooden doll Pinocchio.
- Yaşlı adam tahta bebeğe Pinokyo adını verdi.
- I have a wooden table.
- Tahta bir masam var.
- The bench is wooden.
- Bank tahtadan.
- The children played with wooden blocks.
- Çocuklar tahta bloklarla oynadılar.
- The garden has a wooden fence.
- Bahçede tahta bir çit var.
- My uncle has a glass eye and a wooden leg.
- Amcamın camdan bir gözü ve tahta bir bacağı var.
- This is a wooden table.
- Bu tahta bir masa.
- I have a wooden comb that I bought in Brazil.
- Brezilya'dan aldığım tahta bir tarağım var.
- The hermit lived in a wooden hut.
- Keşiş tahta bir kulübede yaşıyordu.
- This is a wooden comb.
- Bu tahta bir tarak.
- The Greeks built a wooden horse.
- Yunanlılar tahta bir at yapmışlar.
- A simple wooden cross marks Tom's grave.
- Tom'un mezarı basit bir tahta haçla işaretlenmiş.
- Sami beat Layla with a wooden bat.
- Sami Layla'yı tahta bir sopayla dövdü.
- He carved me a wooden doll.
- Bana tahta bir bebek oydu.
- I want a jump rope with wooden handles.
- Tahta saplı bir atlama ipi istiyorum.
- He inherited an old wooden chest.
- Ona eski bir tahta sandık miras kaldı.
- Tom tied his horse to the wooden post.
- Tom atını tahta direğe bağladı.
- A farm cat slept on the wooden fence in the rare October sunlight.
- Bir çiftlik kedisi, Ekim ayının nadir güneş ışığında tahta çitin üzerinde uyuyordu.
- How much does a wooden chair cost?
- Tahta bir sandalye ne kadar?
- I thought of making myself a beautiful wooden marionette.
- Kendime güzel bir tahta kukla yapmayı düşündüm.
Show More (29)
|